Atlantik
güdümündeki kimi siyasetçi, gazeteci, emekli asker ve öğretim üyelerinden sık
sık duyarız başlıktaki tümceyi. Birçok kişi “Dünyaya rezil oluruz.” sözünü sakız
gibi çiğnerler.
Her
olayda, her düşünceyi açıklamada, her eylemde, her siyasal karşı koyuşta, her
ulusalcı duruşta dünyaya rezil olacağımızı anımsatır emperyalizmin güdümündeki
sözde aydın zevat. Peki, onların “dünya” diyerek asıl anlatmak istedikleri yer
neresidir?
Tanzimatçı
kafalara göre “dünya” Atlantik’ten ibaret. Daha açık söylersek emperyalist
ülkelerden… Emperyalizme karşı duruş gösteremeyen, ezilen kitlelerin yanında
yer alamayan kişilerin emperyalizme tapınma, boyun eğme davranışıdır “Dünyaya
rezil oluruz.” sözü. Çünkü efendilerine bağlılık göstermeleri gerek.
Efendilerinin istemediği davranışlarda bulunmak, onları gözden düşürüp rezil
eder. Kime mi? Tabi ki efendilerine…
Dünya
Atlantik’ten ve efendilerden ibaret değil. Dünyanın ezilenleri, yoksulları var.
Afrika, Asya, Latin Amerika dünyada değil mi? Doğu Avrupa’nın dışlanmış yoksulları,
Batı Avrupa’nın emekçileri, ABD ve Kanada’nın sokaklarda yatan evsizleriyle ırk
ayrımı nedeniyle insandan sayılmayan göçmenleri, yerlileri dünyada yaşamıyor
mu?
Ne
yazık ki ülkemizde ABD güdümündeki siyasetçi ve birçok kişi dünyayı ABD’den
ibaret saymakta. Yanına AB ülkelerini de eklemeyi unutmuyorlar arada sırada. Dünyanın
neredeyse dörtte üçünü yok saymak, neyin nesidir? İnsanlık adına bir savaşımın
içindeyseniz her kişiye ve ülkeye gerekli değeri vermelisiniz.
“Rusya,
dünyadan dışlanmış.” Hangi dünyadan? Emperyalist dünyadan… Zaten bu savaşım
emperyalist dünyanın kışkırtmalarını, zalimliklerini sona erdirmek için değil
mi?
Ülkemiz,
Kurtuluş Savaşı’nı verirken yanında kim vardı? Dünyanın ezilen halkları ve Sovyetler
Birliği. Kimler karşımızdaydı? Atlantikçiler… O günlerde de Türkiye dışlanmış
sayılıyordu dünyadan. İstanbul hükümeti ve mandacılar “Aman savaşmayın İngiliz
ve Fransızlarla. Onlara kurşun atıp onları kızdırmayın. Dünyayı karşınıza
almayın.” gibi benzeri sözler söylemekteydiler Türk Ulusunun direnişini kırmak
için. Başta Atatürk olmak üzere Anadolu direnişine katılan yurtseverler hakkın
söylenmedik yalan, atılmadık iftira kalmamıştı.
Lozan’da
Avrupa’nın tüm emperyalistleri ve onların güdümündeki zavallılar ile Japonya
karşımızdaydı. Yanımızda ise savaşımızda olduğu gibi yine Sovyetler Birliği
vardı. Lozan’da da diz çökmedik. Savaş alanlarındaki utkumuzu yapılan
anlaşmayla perçinledik. O zaman dünyanın dışında kalmamak diye bir kaygı
taşısaydık bugün Türkiye olmazdı.
Varsın
Atlantikçilere rezil olalım. Varsın Atlantik’in dışında kalalım. Bu durumdan zararımız
olmaz. Yararlı çıkarız bundan. Öncelikle tam bağımsız oluruz. Sonrasında
ülkemizi yağmalatmayız emperyalistlere. Mutlu, erinç içinde yaşarız insanlarımızla.
Dostlarımıza
rezil olmayalım. Dostlarımızdan ayrı düşmeyelim yeter. O dostlar, dünyanın
ezici çoğunluğunu oluşturan ezilen halklardır.
Emperyalizmi
savunmanın, onun yanında yer almanın yoludur, örtüsüdür “dünyadan ayrılmamak”
söylemi. Dünyaya rezil olacağını düşünmek, emperyalizme teslim olmanın
anlatımıdır. Bu kişiler, böyle bir onursuzluğu saklamak için düşüncelerini
böyle örtülerle gizleme gereği duymaktalar bu yolla.
İnsan,
dostunu da düşmanını da bilmeli. Dost da düşman da saklanmaz.
Adil
Hacıömeroğlu
27
Şubat 2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder