Birçok
yurttaşımız, elektrik faturalarının yanlış okuma, bozuk sayaç ya da bilerek şişkinleştirildiği
konusunda yakınmakta. Özelleştirmeden sonra bazı yurttaşlarımız,
faturalarındaki sıradışılığı fark etti. Bu konuda elektrik dağıtım şirketlerine
binlerce itiraz var. Bu itirazların çoğunun türlü gerekçelerle geçiştirildiğine
tanıklık ettik.
Faturalar
konusunda ve dağıtım şirketlerinin yaptığı haksız uygulamalar, EPDK’ya bildirilmekte
çoğu yurttaşımızca. Ne yazık ki bu konuda olumlu sonuç alan çok az.
Özelleştirmeyi
savunan siyasetçilerin en büyük savunusu “Elektrik dağıtım şirketleri EPDK
tarafından denetleniyor.” tümcesidir. Az da olsa devlet memurluğu yapan biri
olarak söyleyebilirim ki Türkiye’de en kötü işleyen devlet mekanizması,
denetimdir. Denetmenler, olan şeyleri değil; olmayanları denetler. Denetimler,
daha çok kâğıt üzerinden yapılır ve kâğıtta kalır.
Birçok
denetmen, denetlediği yerin sahipleri ya da üst yöneticileriyle özel ilişkiler
içindedir. Bu nedenle denetimin sağlıklı yapılması olanağı bu nedenle ortadan
kalkar. Zaten denetlemeler hep dosyalar, evraklar üzerinden yapılmakta.
Uygulamalara pek bakılmaz. Bunun içindir ki kurumsal işlerlikteki yanlışlıklar
ortaya çıkmaz kolay kolay.
Abartılı
faturalar karşısında yakınan yurttaşa, türlü gerekçeler sunulur. Yakınma konusu
hemen yanıtlanmaz. Bu konuda süre uzatıldıkça uzatılır. Örneğin “Sayacınız
bozuk…” denir. Sayaç sökülüp götürülür. Yerine yenisi takılır. Ancak yurttaş,
bozuk denen sayaca göre kesilen faturayı öder ve bekler itirazının sonunu. Bu
arada yeni faturalar gelir. Onları da öder. Derken itiraz bir sonuca bağlanır.
Genellikle fatura konusundaki yanlışlık yurttaşa yüklenir. Zaten faturayı da
çoktan ödemiştir yurttaş. İtiraz edeceği yerlere başvurusunu yapmış, bu konuda
umudu azalmıştır artık. Haksız kazanç, böylece şirketin kasasına girer. Yurttaş,
hakkını aramak için harcamalar da yapar. Üç kuruşu kurtaracağım diye beş kuruşu
gider.
Elektrik
şirketleri, abartılı faturalar konusunda deneyimlidir, hatta uzmandır.
İtirazlara gösterilecek gerekçeler önceden belirlenmiştir. İtirazlar, tam da “Ali
Fakı’ya yazdırdık, daha beter azdırdık.” deyimine uygun olarak sürüp gider.
Gelelim,
elektrik şirketlerinin kapama-açma oyununa…
Faturasını
ödemeyen tüketiciye elektrik şirketi bir bildirimde bulunur borcun ödenmesine
dair. Bu kâğıt, yapıların girişine bırakılmasını izleyen beş iş günü içinde
ödeme yapılmamışsa yurttaşın elektriği kesilir. Yeniden açılması için şirkete
para ödenmekte. Ne kadar mı?
Alçak
gerilim için 37 lira 30 kuruş, orta gerilim içinse 189 lira 80 kuruş… Bu
bedeller, EPDK tarafından belirlenmiş. Elektriği açacak şirket çalışanı zaten o
mahallede görev yapmakta. Elektriği açmak için faturasını ödeyemeyen yurttaşın
sırtına bir yük daha bindirilmekte. Adamın parası olsa zaten faturayı öder. Parası
olmayan yurttaşı korumak yerine, ona yeni masraf kapıları açmak hangi vicdana
sığar?
Elektrik
şirketlerinin en sevdiği iş, elektriği kesme-açma işidir. Çünkü beleşten para
kazanma yoludur bu. Bu alicengiz oyunu sürüp gider, olan da yurttaşa olur. Elektrik
şirketleri, bir yılda kesme-açma yoluyla elde ettikleri toplam gelirlerini
kamuoyuna açıklamalılar. Açıklanınca bu gelir toplamının ne denli yüksek
olduğunu görürüz.
Elektrik
sorununun halledilmesinin tek yolu var. Kamulaştırma… Özelleştirme adı verilen
bu soygun düzeninden tez elden kurtulmak gerek. AKP iktidarını Biden yıkamaz,
ama elektrik faturaları ve dağıtım şirketleri yıkar. Tam da iktidarın aklını
başına toplama zamanıdır. Yurttaşa da devlete de yazık etmeyin!
Adil
Hacıömeroğlu
8
Şubat 2022
Tespitleriniz çok yerinde hocam, devlet halkın üzerinde asalakları temizlenmezse kendi varlığını da tehlikeye atacak büyük asalak Batı emperyalizmine fırsat vermiş olur. Bu asalaklar ve asalaklaşanlar üzerine belki ayrı bir yazı bile yazmak lazım.
YanıtlaSilElektrik de mobil telefonlar gibi değiştirme seçenekli olması halinde düzen sağlanabilir.!
YanıtlaSilGözlemlerinizde haklısınız,saat değiştirme bahanesiyle annemin evimde neredeyse yangın çıkabilirdi . Tüketici hakem heyetine başvurdum ve hakkımızı aradım , elektronik aletlerimiz bozuldu , ekonomiye , tüketiciye zarar ve zor durumda bırakmak sonuçta zararı karşıladılar .Başvuru yapıp uğraşmasaydım halkımızı alamayacaktım. Değerli Öğretmenim sağolunuz✍️🙏🏻🍀🌺Fulya Kırımoğlu👩
YanıtlaSil