İşsizliğin
de pahalılığın temelini üretmeme oluşturur. Üretmeyen ülkelerin işsizlik,
pahalılık sorununu çözmeleri olanaksız. İş bulmak için üretim alanları olmalı.
Ucuzluk için bol üretim gerekli.
Çalışıp
üretmeden kalkınma, gelişme olmaz. Bir ülke üretmediğinde yurttaşlarının erinç
ve mutluluk içinde yaşamasını sağlayamaz. Bu nedenle üretim, bir toplumun
vazgeçilmezi. Üretim için de vazgeçilmez olan enerji.
Çağımızda
enerji (erke) olmadan toplum yaşamını sağlıklı bir biçimde sürdürmek neredeyse
olanaksız. Son yıllarda günlük yaşamımıza girmiş birçok araç ve gereç
elektrikli. Bu nedenle elektrik yaşamımızın tam göbeğinde. Aydınlanma, ısınma,
iletişim, ulaşım gibi birçok alanda elektriksiz yapamayız.
Sanayi,
tarım, hayvancılık alanlarında neredeyse üretimin anamaddesi enerji. Enerjinin
ederi yüksekse üretim zorlaşmakta ve çok pahalı olmakta. Bu nedenle sağlıklı
bir üretim için enerji, yerli kaynaklara dayannıp ucuz olmalı. Ayrıca doğaya
zarar vermeyen enerji kaynaklarına yönelmek gerek. Zorunlu olmadıkça enerjide
dışa bağımlılık, ülkenin geleceği ve üretimin sürdürebilmesi için büyük yanlış.
Atalarımız: “Elden gelen öğün olmaz, o da zamanında gelmez.” sözüyle bize ne
yapacağımızı göstermekte.
Yaklaşık
yüz yıldır dünyadaki savaşların temelinde enerji var. Özellikle Birinci Dünya
Savaşı’nın nedeni, Osmanlı topraklarında bulunan petrol kaynaklarının paylaşımı.
Savaş içinde müttefik olan Almanya ve Osmanlı devletinin birbirleriyle Azerbaycan’da
savaşmalarının nedeni de bu. Orada savaşın bir yanında da İngiltere vardı.
Enerjisiz
bir sanayileşme ve yaşam düşünemeyeceğimize göre ülke olarak yapacağımız iş,
enerjiyi en ucuz bir biçimde kullanıma sunmak. Son yıllarda doğal enerji
kaynaklarını kullanmakta ülkemiz önemli adımlar attı, ancak bu yeterli değil. Ülkemizin
var olan enerji kaynaklarını kullanmak, dışa bağımlılığı azaltır ve giderek
ortadan kaldırır.
Zonguldak’ta
yerin altında çıkarılmayı bekleyen taşkömürü varken dışardan kömür almak,
ülkemizin insanlarına da yeraltı varsıllıklarına da ihanet değil de nedir?
Kendi
yeraltı kaynaklarımızı çıkardığımızda birçok işsize iş buluruz. Böylece
yurttaşlarımıza ekmek kapısı olmakta bu yeraltı kaynakları. Madencilikte
özelleştirme denendi ve fiyaskoyla sonuçlandı. Bu nedenle ülkemizde madencilik
devlet kurumlarınca yapılmalı.
Yaşamımızın
her alanına girmiş enerjiyi, özel sektörün ve yabancıların insafına bırakmak
doğru değil. Bu nedenle enerji, devlet tekelinde olmalı. Kamunun yararı,
devletçilikte.
Özel
sektör, yaptığı işlerde en yüksek kârı elde etmeyi düşünür. Bu nedenle halkı
düşünmez, onun düşüncesi en yüksek kazançtır.
Devlet
ise yaptığı işlerde halkı düşünür. Onun için kazanç ikinci sırada. Önemli olan
işletmenin ayakta duracağı kadar kazanç elde etmek. Bu nedenle enerji, devlet
eliyle üretilip devlet eliyle pazarlanmalı.
Ülkemizin
sanayileşmesi, bu konuda kendi kendine yeter duruma gelmesi ucuz ve yerli
enerji ile olur. Bu alanda üretim fazlası dışarıya satılabilir. Tarımda da böyle
olmalı.
Günümüz
tarımı, enerjiye gereksinme duymakta. Yeterli üretimin yapılması için ucuz
enerji gerekmekte. Bu, olmadığında üretim de yapılamıyor. Şu an akaryakıt
ederleri on altı liraya dayandı. On altı liraya alınan mazotla sebze, meyve,
tahıl, bakliyat üretilir mi? Üretilirse bu, pazarlanabilir mi? Diyelim ki tarım
ürünleri üretildi bu pahalı mazotla. Üretilen mal, kentlere kamyonlarla
taşınmakta. Bu kamyonlar da on altı liralık mazotu kullanıyor. Böylece maliyet
katlanarak artmakta.
Tüketici,
ederi otuz lira olan biber, patlıcan, kabak, salatalık ve benzeri ürünleri
görünce şaşırıp afallamakta. Asıl şaşıracağımız şey, akaryakıtın pahalılığı.
Enerjinin üretim için ne denli gerekli olduğunu bilmeyen kafalar, böyle yaparak
ülke yönettiklerini sanmaktalar. Yurttaş yolunacak kaz değil, gıda güvenliği
sağlanarak devlet ayakta kalır.
Üretmek
istiyorsak ucuz enerjiyi, üreticiye sunmak zorundayız. Bu da ancak
devletçilikle olur. Özelleştirme masallarıyla halk uyutulup soyuldu. Artık bu
masalların sonu gelmeli.
Masal
anlatmayı sürdüren siyasetçilerin ülkemizi yönetmeye hakları yok. Zaten
halkımız bu masalcılara bundan sonra fırsat da vermeyecek. Dünya devletçiğe
doğru evrilirken özelleştirmede diretmenin anlamı ne?
Adil Hacıömeroğlu
9
Şubat 2022
Aşırı ihracat olduğu söyleniyor..(gıda)
YanıtlaSil