Bazı
erkekler ister istemez eşlerinden, evlerinden uzaklaşır zamanla. Oysaki evlenmeden
önce bu erkekler, eşlerine derin bir sevi duyarlardı. Eşlerini çok yüceltip
saygıyı ve sevgiyi eksik etmezlerdi. Onlara, herkesten çok güvenirlerdi. Öyle
çiftler vardır ki, yaşadıkları sevi dillere destandır. Zaman gelir bakarsınız
herkesin hayranlıkla baktığı ilişki, çatırdamaya başlar. Peki, neden?
Eşince
sürekli eleştirilen bir erkek, evden de karısından da soğumaya başlar. Bu
eleştiriler, zamanla suçlamaya dönüşür ne yazık ki. Hele bu eleştiriler onun
kişiliğini, kazancını, yaptığı işi küçümseyerek yapılıyorsa bu soğuma hızlanır.
Bir erkeğin evde yararsız biri olarak görülmesi, onulmaz olumsuzlukları ortaya
çıkarır. Anlaşılacağı üzere yuvaya yapıp ayakta tutması gereken kadın, kendi
eliyle kendi yuvasını yıkacak taşları döşemeye başlar. Bu suçlamalar, olumsuz
eleştiriler çocukların yanında yapılıyorsa evin birliği bozulur, dirliği de kalmaz.
Böyle bir ortamdaki çocuğun anne ya da babaya saygı duyup güvenmesi gittikçe
zayıflayıp zamanla ortadan kalkar.
Neredeyse
her gün, her an bir tartışma ve yapay sorunlarla karşılaşan erkek, mutluluğu da
erinci de ya dışarda arar ya da evde de olsa kendini başka şeylerle meşgul
eder. Eşiyle konuşmak istemez. Bu, zamanla içe kapanmaya, kendini evde olup
bitenden soyutlamaya götürür. Bunun da en büyük zararı çocuklara dokunur. Bir
annenin kendi doğurduğu çocuklara bu denli zarar verebileceği düşünülemez bile.
Ancak ne yazık ki bunun yaşandığını gözlemlemekteyiz.
Neredeyse
her gün evinin kapısında asık yüzle karşılanan bir erkek, evinden giderek soğur.
Her sabah uyandığında hem asık yüz hem de sitemle karşılanan birinin evine,
eşine bağlılığı sakatlanır. Bu durum, bir kadının bilerek ya da bilmeyerek başta
çocuklarına, kendine ve eşine yaptığı en büyük kötülük. Erkeği hem evden hem de
kendinden uzaklaştırmanın bir yolu bu. Ne yazık ki toplumumuzda sıkça
karşılaştığımız bir durum bu.
Bir
eş, evin erkeğini başkalarıyla kıyaslamamalı. Bu durum, zamanla sevgiyi de
saygıyı da bitirir. En önemlisi de eşler arasındaki güven duygusunu yok eder. Böyle
bir durumda erkek; kendini yetersiz, işe yaramaz olarak görür. Bu da onun için
çok incitici, aşağılayıcı bir durum.
Bir
erkeğin ailesi, özellikle de annesi kötülenmemeli eşince. Dünyanın hiçbir
yerinde hiçbir erkek, hangi koşulda olursa olsun annesinin kötülenmesine sessiz
kalmaz. Aslında bir eş, bunu yaparken kendi çocuklarına büyük bir kötülük
yaptığının, yanlış örnek oluşturduğunun farkında bile değil. Çünkü kişi,
ektiğini biçer yaşamında. Eğer erkek çocuk annesiysen yarın da gelinin aynısını
sana yapar ve çocuğunu mutsuz yapıp onu senden koparır. Bu nedenle sana
yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma!
Toplumumuz giderek duygudaşlığını yitirmekte. Oysa duygudaşlık yaparak doğru davranışı yapmak çok kolay.
Evlilik
kurumunun yürütülmesinde en önemli şey, sevginin yanı sıra saygı. Saygı, tekil
bir biçimde düşünülmemeli. Evlendiğiniz kişinin ailesini, yakınlarını çok
sevmek zorunda değilsiniz; ancak saygı duymak zorunlu. Saygının olmadığı yerde
sevgi tükenir. Sevgi ve saygının olmadığı bir evde güvenin kırıntısını bulamazsınız.
Sağlıklı
çocukların yetişmesi için sağlıklı aileler gerekli. Aslında dünyanın en büyük
tansığı olan çocuklarımızı, çoğu zaman biz kendi ellerimizle mutsuzluğa,
başarısızlığa ve kötü işler yapmaya itiyoruz. Onlar, dünyanın en güzel varlıkları
olarak doğuyorlar. Onların içine kötülük tohumlarını bizler ekiyoruz. Doğru
anne ve baba olmak aslında elimizde ve bu, çok kolay. O zaman niye kolayı zor
ediyoruz?
Adil
Hacıömeroğlu
23
Mayıs 2025
Kalemine Efendi Kalan, Değerli Adil öğretmenim,
YanıtlaSilSevginin yanı sıra saygı da evliliğin temel taşlarındandır. Saygının olmadığı bir ilişkide, sevgi de zamanla tükenir.
Aile içindeki bu olumsuz davranışlar sadece bireyleri değil, toplumun genel yapısını da etkiliyor.Sağlıksız bir evlilik, sağlıksız çocukların yetişmesine ve dolayısıyla toplumun geleceğinin olumsuz etkilenmesine yol açıyor.
Evliliklerdeki erkeğin uzaklaşma davranışının, kadının bilinçsizce yaptığı hatalı tutumlarla tetiklendiğini ve bu durumun aile içindeki huzuru ve toplumun geleceğini olumsuz etkilediğini görüyor şahit oluyoruz. Evliliklerde sevgi ve saygının yanı sıra, iletişim ve anlayışın da önemlidir.Karşılıklı idare edilebilir , eşlerden birisi sinirli olduğunda karşı taraf susar , dinlerse hatasını anlayacaktır. Maalesef artık sabır kelimesini uygulamayanlar çoğunlukta. ağzına geleni düşünmeden söyleyip kırıp döküyorlar , üslup yok , duygudaşlık tükeniyor, ruhsuz insanlar arttı..Duyarlılığınız için sağolunuz.👏🙏🏻
Ancak, bu tür konuların toplumda geniş yankı uyandırması muhtemeldir. Evliliklerdeki bu tür dinamiklerin daha fazla tartışılması, sağlıklı ilişkilerin teşvik edilmesi açısından önemlidir.
Usunuza, ruhunuza, yüreğinize sağlık👏👏Kutluyor, teşekkür ediyorum.🙏🏻📕Var olunuz.💐
Değerli hocam, ihtiyacimiz olan konularda yazdıklarınız ufkumuzu genişletiyor. Kaleminize kuvvet diyorum
YanıtlaSilAdil Adalet beyin yuvayı dişi kuş yapar dişi kuş bozar konseptli "baskın anneler edilgin babalar" yazı dizisi "erkekler evden niye uzaklaşır" ile devam ediyor.valla bu yazı dizisinin üçüncüsü "eşlerinden dayak yiyen kocalar" ile devam edecek gibi😂
YanıtlaSilTürk aile yapısında aile bütünlüğünün bozulmasında bir oran yapılsa %90 erkek yani koca sorumlu çıkar.Adalet bey %10 a kafayı takmış durumda yani kadınlara, dişi kuşlara.Haklı yanları var elbet ama kadınlarımız,anneler cefakar,fedakardır.çoğunlukla çocukların sorumlulukları hep annelerin üzerindedir.Dokuz ay karnında taşır doğacak yavruyu.Dile kolay dokuz ay.Evde yemeği yapar, ortalığı toparlar,çocuğun odevine yardımcı olur,evin ihtiyacını bilir alış verişi yapar,ev tasarrufunu ayarlar,kocalarının sorumlulukları üstündedir,alttan alır,hep anlayış gösterir,çoğu kez takdir görmez,aldatılan çoğunlukla kadınlar olur,evde fiziki, sözel şiddet çoğunlukla kadınlar görür kimi vs vs vs.Turk aile yapısını ayakta tutan gerçekten anneler,kadınlardır.Hakları ödenmez.
Adalet bey mağdur erkekler tarafından bakıyor.Evet mağdur olan,itilen kakılan kocalar yani erkekler yok mu? Var.Ama çoğunlukla mağdur olan hep kadınlardır be Adil Adalet bey.
Günümüz evlilikleri "yürürse yürür yürümezse biter" basitliğiyle başlıyor. İnsanlar evlenirken bir yandan boşanma halinde alacağı nafakayı veya kaybedeceği malı hesaplayarak evleniyorlar. Oysa sevgi de, bağlılık da hazır elde edilen değil, inşa edilen hallerdir.
YanıtlaSilToplum, sosyal ağ uygulamaları ile bozulmaya yüz tuttu, hatta bozuldu. Herkes orada gördüğü hayatı, kadını yada erkeği kendi hayatında istiyor. Olmayınca bunalıma girip saldirganlasiyor. Kendi içinde bulunduğu hayatın kıymetini asla bilmiyor.
YanıtlaSilKalemine sağlık Adil amca