ERKEKLER, EVDEN NİYE UZAKLAŞIR?


Bazı erkekler ister istemez eşlerinden, evlerinden uzaklaşır zamanla. Oysaki evlenmeden önce bu erkekler, eşlerine derin bir sevi duyarlardı. Eşlerini çok yüceltip saygıyı ve sevgiyi eksik etmezlerdi. Onlara, herkesten çok güvenirlerdi. Öyle çiftler vardır ki, yaşadıkları sevi dillere destandır. Zaman gelir bakarsınız herkesin hayranlıkla baktığı ilişki, çatırdamaya başlar. Peki, neden?

Eşince sürekli eleştirilen bir erkek, evden de karısından da soğumaya başlar. Bu eleştiriler, zamanla suçlamaya dönüşür ne yazık ki. Hele bu eleştiriler onun kişiliğini, kazancını, yaptığı işi küçümseyerek yapılıyorsa bu soğuma hızlanır. Bir erkeğin evde yararsız biri olarak görülmesi, onulmaz olumsuzlukları ortaya çıkarır. Anlaşılacağı üzere yuvaya yapıp ayakta tutması gereken kadın, kendi eliyle kendi yuvasını yıkacak taşları döşemeye başlar. Bu suçlamalar, olumsuz eleştiriler çocukların yanında yapılıyorsa evin birliği bozulur, dirliği de kalmaz. Böyle bir ortamdaki çocuğun anne ya da babaya saygı duyup güvenmesi gittikçe zayıflayıp zamanla ortadan kalkar.

Neredeyse her gün, her an bir tartışma ve yapay sorunlarla karşılaşan erkek, mutluluğu da erinci de ya dışarda arar ya da evde de olsa kendini başka şeylerle meşgul eder. Eşiyle konuşmak istemez. Bu, zamanla içe kapanmaya, kendini evde olup bitenden soyutlamaya götürür. Bunun da en büyük zararı çocuklara dokunur. Bir annenin kendi doğurduğu çocuklara bu denli zarar verebileceği düşünülemez bile. Ancak ne yazık ki bunun yaşandığını gözlemlemekteyiz.

Neredeyse her gün evinin kapısında asık yüzle karşılanan bir erkek, evinden giderek soğur. Her sabah uyandığında hem asık yüz hem de sitemle karşılanan birinin evine, eşine bağlılığı sakatlanır. Bu durum, bir kadının bilerek ya da bilmeyerek başta çocuklarına, kendine ve eşine yaptığı en büyük kötülük. Erkeği hem evden hem de kendinden uzaklaştırmanın bir yolu bu. Ne yazık ki toplumumuzda sıkça karşılaştığımız bir durum bu.

Bir eş, evin erkeğini başkalarıyla kıyaslamamalı. Bu durum, zamanla sevgiyi de saygıyı da bitirir. En önemlisi de eşler arasındaki güven duygusunu yok eder. Böyle bir durumda erkek; kendini yetersiz, işe yaramaz olarak görür. Bu da onun için çok incitici, aşağılayıcı bir durum.

Bir erkeğin ailesi, özellikle de annesi kötülenmemeli eşince. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir erkek, hangi koşulda olursa olsun annesinin kötülenmesine sessiz kalmaz. Aslında bir eş, bunu yaparken kendi çocuklarına büyük bir kötülük yaptığının, yanlış örnek oluşturduğunun farkında bile değil. Çünkü kişi, ektiğini biçer yaşamında. Eğer erkek çocuk annesiysen yarın da gelinin aynısını sana yapar ve çocuğunu mutsuz yapıp onu senden koparır. Bu nedenle sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma!

Toplumumuz giderek duygudaşlığını yitirmekte. Oysa duygudaşlık yaparak doğru davranışı yapmak çok kolay.

Evlilik kurumunun yürütülmesinde en önemli şey, sevginin yanı sıra saygı. Saygı, tekil bir biçimde düşünülmemeli. Evlendiğiniz kişinin ailesini, yakınlarını çok sevmek zorunda değilsiniz; ancak saygı duymak zorunlu. Saygının olmadığı yerde sevgi tükenir. Sevgi ve saygının olmadığı bir evde güvenin kırıntısını bulamazsınız.

Sağlıklı çocukların yetişmesi için sağlıklı aileler gerekli. Aslında dünyanın en büyük tansığı olan çocuklarımızı, çoğu zaman biz kendi ellerimizle mutsuzluğa, başarısızlığa ve kötü işler yapmaya itiyoruz. Onlar, dünyanın en güzel varlıkları olarak doğuyorlar. Onların içine kötülük tohumlarını bizler ekiyoruz. Doğru anne ve baba olmak aslında elimizde ve bu, çok kolay. O zaman niye kolayı zor ediyoruz? 

                                                                  Adil Hacıömeroğlu

                                                                  23 Mayıs 2025

5 yorum:

  1. Kalemine Efendi Kalan, Değerli Adil öğretmenim,

    Sevginin yanı sıra saygı da evliliğin temel taşlarındandır. Saygının olmadığı bir ilişkide, sevgi de zamanla tükenir.
    Aile içindeki bu olumsuz davranışlar sadece bireyleri değil, toplumun genel yapısını da etkiliyor.Sağlıksız bir evlilik, sağlıksız çocukların yetişmesine ve dolayısıyla toplumun geleceğinin olumsuz etkilenmesine yol açıyor.
    Evliliklerdeki erkeğin uzaklaşma davranışının, kadının bilinçsizce yaptığı hatalı tutumlarla tetiklendiğini ve bu durumun aile içindeki huzuru ve toplumun geleceğini olumsuz etkilediğini görüyor şahit oluyoruz. Evliliklerde sevgi ve saygının yanı sıra, iletişim ve anlayışın da önemlidir.Karşılıklı idare edilebilir , eşlerden birisi sinirli olduğunda karşı taraf susar , dinlerse hatasını anlayacaktır. Maalesef artık sabır kelimesini uygulamayanlar çoğunlukta. ağzına geleni düşünmeden söyleyip kırıp döküyorlar , üslup yok , duygudaşlık tükeniyor, ruhsuz insanlar arttı..Duyarlılığınız için sağolunuz.👏🙏🏻
    Ancak, bu tür konuların toplumda geniş yankı uyandırması muhtemeldir. Evliliklerdeki bu tür dinamiklerin daha fazla tartışılması, sağlıklı ilişkilerin teşvik edilmesi açısından önemlidir.
    Usunuza, ruhunuza, yüreğinize sağlık👏👏Kutluyor, teşekkür ediyorum.🙏🏻📕Var olunuz.💐

    YanıtlaSil
  2. Değerli hocam, ihtiyacimiz olan konularda yazdıklarınız ufkumuzu genişletiyor. Kaleminize kuvvet diyorum

    YanıtlaSil
  3. Adil Adalet beyin yuvayı dişi kuş yapar dişi kuş bozar konseptli "baskın anneler edilgin babalar" yazı dizisi "erkekler evden niye uzaklaşır" ile devam ediyor.valla bu yazı dizisinin üçüncüsü "eşlerinden dayak yiyen kocalar" ile devam edecek gibi😂

    Türk aile yapısında aile bütünlüğünün bozulmasında bir oran yapılsa %90 erkek yani koca sorumlu çıkar.Adalet bey %10 a kafayı takmış durumda yani kadınlara, dişi kuşlara.Haklı yanları var elbet ama kadınlarımız,anneler cefakar,fedakardır.çoğunlukla çocukların sorumlulukları hep annelerin üzerindedir.Dokuz ay karnında taşır doğacak yavruyu.Dile kolay dokuz ay.Evde yemeği yapar, ortalığı toparlar,çocuğun odevine yardımcı olur,evin ihtiyacını bilir alış verişi yapar,ev tasarrufunu ayarlar,kocalarının sorumlulukları üstündedir,alttan alır,hep anlayış gösterir,çoğu kez takdir görmez,aldatılan çoğunlukla kadınlar olur,evde fiziki, sözel şiddet çoğunlukla kadınlar görür kimi vs vs vs.Turk aile yapısını ayakta tutan gerçekten anneler,kadınlardır.Hakları ödenmez.

    Adalet bey mağdur erkekler tarafından bakıyor.Evet mağdur olan,itilen kakılan kocalar yani erkekler yok mu? Var.Ama çoğunlukla mağdur olan hep kadınlardır be Adil Adalet bey.


    YanıtlaSil
  4. Günümüz evlilikleri "yürürse yürür yürümezse biter" basitliğiyle başlıyor. İnsanlar evlenirken bir yandan boşanma halinde alacağı nafakayı veya kaybedeceği malı hesaplayarak evleniyorlar. Oysa sevgi de, bağlılık da hazır elde edilen değil, inşa edilen hallerdir.

    YanıtlaSil
  5. Toplum, sosyal ağ uygulamaları ile bozulmaya yüz tuttu, hatta bozuldu. Herkes orada gördüğü hayatı, kadını yada erkeği kendi hayatında istiyor. Olmayınca bunalıma girip saldirganlasiyor. Kendi içinde bulunduğu hayatın kıymetini asla bilmiyor.

    Kalemine sağlık Adil amca

    YanıtlaSil