Bazı
evlerde anneler çok baskın, babalar ise ilgi çekici biçimde edilgindir.
Dışarıdan bakan kimileri; bu durumun bir uyum, düzen, iyi anlaşma, hatta sevgi
ile ilgili olduğunu söylese de gerçek böyle değil. Edilgin baba, etliye sütlüye
ve evde olup bitene karışmaz. Bu nedenle dışardan bakan biri de onun ne denli uyumlu
bir kişi olduğunu düşünür. Oysa bir evde her gün olumlu ya da olumsuz birçok söz
söylenir, davranış sergilenir, olay yaşanır.
Ev,
toplumun küçük bir birimi. Toplumda olanların çoğu, evde de olur. Evde baskın
annenin her dediğinin olması demek, ortak usun kullanılmamasının göstergesi.
Ortak us kullanılmadığında doğru düşüncelerin oluşması, yararlı kararların ve
tavırların alınması zorlaşır; hatta olanaksızlaşır. Bu da evde birçok şeyin
yanlış gitmesine neden olur.
Anne
ve babanın kendi rollerini doğru olarak ortaya koymamaları, çocukların yanlış
kişilik gelişmelerine neden olur. Anne, annedir, baba da baba. Herhangi biri,
karşısındakinin kimliği altında bir rol üstlenemez. Bu nedenle her ikisi de
eşit biçimde sorumluluklarını yerine getirmeli evde. Böyle olmadığında çocuklar
tek kanatla uçmaya çalışır. Tek kanatla da uçamayacaklarına göre yaşamları ağır
aksak, yalpalayarak ve bir yanları eksik sürüp gider.
Bazı
evlerde anne oldukça baskındır. Baba ise kimi zaman evde kavga gürültü çıkmasını
istemediğinden, kimi zaman da kendi doğası gereği silik, çekingen, sessiz ve
geride durur. Bu durum, öncelikle erkek çocukları olumsuz etkiler. Bu, erkek
çocuk için büyük çelişkiler yaratır. Böyle bir durumda erkek çocuğun evde örnek
alacağı bir babası yoktur. Çocukta kişiliğin oluştuğu bir dönemde baba
örneğinin olmaması, onun için büyük sorunları oluşturur. Oluşacak kişilik
bozukluklarının sağaltımı oldukça zor. Çünkü zamanında oturmayan kişilik
özelliklerinin yerine yeni bir örnek konamaz. Bu da annenin bilerek ya da
bilmeyerek baskın olması yoluyla çocuğuna verdiği en büyük zarar.
Edilgin,
silik, sesiz babaları örnek alan erkek çocuk; erkek olmayı edilgin, silik,
sessiz, bir yana çekilip hiçbir şeye karışmayan kişi olduğunu sanır. Bu örneği,
kendine kişilik edinir. Bu da onu yaşamı boyunca ezilen, hakkını arayamayan,
başarılı olamayan birine dönüştürür. Böylece anne ve baba farkında olarak ya da
olmayarak kendi elleriyle deyim yerindeyse erkek çocuklarını harcarlar.
Erkek
çocukların edilgin bir örnekle yetişmeleri, çoğu zaman bastırılmış bir öfkeye dönüşür.
Bir zaman gelir ki o sessiz, silik sandığımız çocuk, büyük öfke patlaması
yaşar. Bu durum da en çok kendine ve çevresine zarar verir. Bu patlamadan anne
de baba da payını alır.
Erkek
çocukların olumlu baba örneği olmadığında ikinci yapacakları şeyse yaşam boyu
erkekliklerini kanıtlama savaşıdır. Bu savaşı sürdürürken kendisine ve
çevresine zarar vermesi, kimi zaman da toplumdan dışlanması söz konusu. Çünkü böyle
bir çabanın çevresindekilerin ilgisini çekmemesi olanaksız. Bu durum hem tinsel
hem de sosyal bir bozukluk.
Kız
çocuklar da baskın anneden etkilenir. Onlar da bazı olumsuz davranışların içine
girer. Kimi kişilik bozuklukları ortaya çıkar bu kızlarda. Kız çocuk, annenin
gücünü örnek alır. O da aynı davranışları sergilemeye başlar. Ancak yarın öbür gün
karşısına nasıl birinin çıkacağını bilemez. Baskın ya de edilgin olmayan bir
erkekle evlendiğinde işler içinden çıkılmaz duruma gelir. Böyle kızların bu
durumda sert kayaya çarptıkları söylenebilir. Bu da mutsuz bir evlilik, geçimsiz
ve kavga gürültünün eksiz olmadığı bir evi ortaya çıkarır.
Baskın
anneleri örnek alan kızlarda ikinci duygu ise yalnız kalma korkusu. Çünkü kendisini
çok güçlü sanıp insanlarla ilişki kuruduğunda birçok uyumsuzluk ortaya çıkar.
Bunu anladığında da ya boyun eğer karşısındakine ya da kusursuz ve uyumlu
davranma isteği gösterir. Bu da onu, gerçek kişiliğinden uzaklaştırıp olması
gerekenden çok uzak kalmasına neden olur.
Bazı
kadınlarda her dediğini yaptırma gibi bir anlayış var. Çoğu zaman bunu bir
inada, yaşam biçimine dönüştürür. Eşine üstün gelmeyi, bir başarı olarak görür.
Zaman zaman bu durumuyla da gurur duyar. Oysa karşındaki senin eşin… “Eş” ne
demek? Birbirine eşit demek. Karı ve koca birbirlerine üstün değil, eş olmalı.
Evliliğin tüm erdemi de eş olmakta.
Kadının
gücü sevgisinde, uyumunda, yapıcılığında, anlayışında, çözüm bulma becerisinde.
Erkeğin gücü ise koruyuculuğunda, acıma duygusundan kaynaklanan özverisinde ve
hoşgörüsünde, yön gösterici olmasındadır. İşte, bu iki güç birleştiğinde aile
olunur ve sağlıklı çocukların yetişmesi sağlanır. Ev, güç savaşının verileceği
bir alan değil; güçlerin birleştirileceği bir yer. Güç savaşı verildiğinde
çocuklar ezilip tinsel olarak yok olur.
Adil
Hacıömeroğlu
21
Mayıs 2025
Kalemine Efendi Kalan , Değerli Adil öğretmenim,
YanıtlaSilYazının temel içeriği, anne ve babanın eşit ve dengeli bir şekilde evdeki sorumlulukları paylaşmalarının, çocukların sağlıklı bir kişilik gelişimi için şart olduğudur. Babanın edilginliği, yalnızca evdeki huzursuzlukları artırmakla kalmaz, aynı zamanda çocukların toplumsal roller ve kimlikler konusunda da belirsizlik yaşamasına neden olabilir.
Baskın annelerin ve edilgin babaların, toplumsal cinsiyet rollerinin aile içindeki yansıması olarak değerlendirilir , bu durum, özellikle erkek çocukların “erkeklik” kavramını yanlış anlamalarına ve içsel çatışmalar yaşamalarına yol açabilir.
Aile içindeki ebeveyn rollerinin dengesizliğinin, çocukların kişilik gelişimi üzerindeki derin etkilerini anlamamıza yardımcı oluyor. Ebeveynlerin eşit ve dengeli bir şekilde sorumluluk paylaşmaları, çocukların sağlıklı bir kimlik geliştirmeleri için kritik öneme sahiptir.Yine duygudaşlık içeren mükemmel , usta kaleminizle yazılan,
yazınız, aile içindeki rollerin önemini ve ebeveynlerin çocuk gelişimindeki etkilerini anlamak isteyenler için değerli bir kaynak sunmaktadır.Usunuza, elinize, deneyimlerinize sağlık👏👏Var olunuz🙏🏻💐🍀📕
Kalemine efendi kalan muhterem Adalet beyfendi;
YanıtlaSilBaskın anne temasını işlemişsiniz.Valla kitabın ortasından konuşacağım baskın, dominant anne ve eş demek hem çocukların hem de babanın ayvayı fena halde yediği bir durumdur.Bu kadınlarla evlilik yapmak erkeğin hayatının alt üst olması demektir.Ben böyle erkeklere geçmiş olsun derim.Çekilecek çileleri vardır zavallı erkeklerin.Vahvah ki vahvah...
Gelelim çocuklara nasıl davranılmalı? Valla Adalet bey herşeyin azı karar çoğu zarardır.Anne baba dengeli olacak.Bu kadar basit.Evde demokratik kültür gelişirse ve bireyler bu demokratik kültürün getirilerini içselleştirirse herşey olması gerektiği gibi olur.
Selam ve saygılar kalemlerin efendisi Adalet beye...
Kaleminiz daim olsun Adil bey 👏👏
YanıtlaSilHer tespitine katıldığım güzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık hocam.
YanıtlaSil