AFERİN MUTABAKATI


        Altılı masanın ayaklarından birini oluşturan DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Halk TV’ye konuştu. İsmail Küçükkaya’nın sunduğu sabah izlencesinde Altılı Masa’nın “Ortak Politikalar Mutabakat Metni”ni anlattı Babacan.

        Altılı Masa’da dil devriminin öncüsü CHP var. Kendini milliyetçi/Türkçü olarak gören İP bulunmakta. Bir sözcüğün Türkçesi varken Arapçasını kullanma sevdası neden? Dilde Atatürk Devrimine karşı durarak kimlere, hangi ileti verilmekte? Kamuoyuna açıklanan metnin adında Arapça “mutakabat” var, Türkçe “uzlaşma” niye yok? Türkçe konuşamayan siyasetçilerin Türkiye’yi yönetme savı, çok gülünç. Öncelikle anadilimize, güzel Türkçemize saygı.

        Neyse Babacan’ın Küçükkaya’ya övünerek söylediği sözlere dönelim. Önce Mutabakat Metninin türlü ayrıntılarına değindi. Özellikle de ekonomi konusu üzerinde çok durdu. Sonunda ağzındaki baklayı çıkardı. “İspanyol Gazetesi’ne (El Pais) buradaki şeylerin hepsini anlattım. ’Zor değil mi?’ dediler. ‘Zor ama yapacağız.’ dedim. Avrupa’dan bakacaklar ve hayranlıkla diyecekler ki ‘Aferin Türkiye’ye. Şuna bak!’ diyecekler.” Bu sözlerle Ali Babacan hem kendisinin hem de Altılı Masa’nın izleyeceği siyasetin hedefini ortaya koydu.

        Babacan, birkaç tümcelik yukarıdaki açıklamasında Türkçeyi kıyım kıyım kıymakta. “Aferin” derken “afferin” demekte. Türkçede ne böyle bir sözcük var ne de böyle bir söyleyiş. İlk tümcede “…buradaki şeyler…” demekte. Bu nasıl bir Türkçe yetersizliği? “Şey” sözcüğü, belgisiz adıl. Tam olarak bilinmeyen ve yarı belli bilinen adların/varlıkların yerine kullanılır. Babacan’ın anlattıkları belli belirsiz, yarı belli mi? Bu kullanım, metinde anlatıların açıkça anlaşılmadığı anlamına mı gelmekte? Son tümcede “Şuna bak!” demekte. “Şu” sözcüğü burada gösterme adılı. Güzel Türkçemizde insan yüceltilir. Bu nedenle “hayvan, bitki ve cansız varlıkları” anlatmakta kullandığımız gösterme adılları olan “bu, şu, o” sözcükleri, insan adı yerine kullanılmaz. Türkçeyi doğru dürüst konuşamayan birinin Türk Ulusuna hizmet etmesi olanaksız.

        Babacan, yukarıdaki sözleriyle Mutabakat Metninin amacını açıkça söyledi. Amaç, AB ve ABD’den, uluslararası egemenlerden, emperyalistlerden “aferin” almak.

        Türkçemizde “aferin” sözcüğü genellikle büyüklerin küçükleri yüreklendirmek için kullandıkları bir söz. Burada yalnızca yaşça büyüklük söz konusu değil, orunca yükseklik/büyüklük de söz konusu. Babacan kendine göre hep yüksek orun olarak bildiği emperyalist seçkinlerden, AB, ABD yöneticilerinden, kan emici sermayenin temsilcilerinden, batılı basından “aferin” almanın peşinde.

        Peki “aferin”i nasıl alırsın? Onların çıkarlarına hizmet ederek… Onların çıkarlarını korursan, ülkemiz kaynaklarını onlara peşkeş çekersen Türk halkının çıkarlarına ihanet edersin ey Babacan! Sen aferin peşinde koş, biz ülkemizin çıkarlarını korumak için dün olduğu gibi bugün de Yedi Düvel’e karşı savaşalım. Ey Babacan, sen olmasan da biz bu savaşı kazanırız. Yüz yıl önce emperyalistlerden aferin alma peşinde koşanlar rağmen kazanmıştık. Bugün ne değişti ki?

                                                                       Adil Hacıömeroğlu

                                                                       3 Ocak 2023

       

2 yorum:

  1. Size katılmak mümkün değil.birazcik olumlu bakın lütfen.hep sizmi doğruyu söylersiniz.?

    YanıtlaSil
  2. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana "aferin" az.

    YanıtlaSil