15 Şubat Çarşamba gecesi Türk televizyonlarının hepsinin
katıldığı ortak yayında, depremzedelere yardım kampanyası düzenlendi. Birkaç
televizyon kanalı, bu yayına katılmadı. Demek ki onlar, kendilerini başka bir
ülkede sanıyorlar.
Yardım kampanyasının sunumunu ve yurttaşlarla telefon
iletişimini beyazcamın ünlüleri yaptı. Heyecan doruktaydı. Yurdun dört bir
yanında ve yurtdışında yaşayan yurttaşlarımız, yardım için yarıştılar. Birçok
yurttaşımız da kısa iletilerle elli liralık yardımlarda bulundu. Kumbarasında
biriktirdiği son kuruşu depremzedelere bağışlayan çocuklar mı istersiniz,
bilgisayar ya da bisiklet almak için biriktirdiği parasını gözünü kırpmadan
veren yürekli gençler mi? Hac ve kefen parasını elleri titremeden
depremzedelere bağışlayanlar mı? Her yaştan, her sınıftan kişi gücünce katıldı
yardım kampanyasına. Bu, ulusal bir seferberlik… Böyle bir zamanda ulustan ayrı
düşmek olmaz.
Yardım kampanyasını gece yarısına dek Atacan’la (11) izledik.
Telefon elimde birkaç kısa ileti göndermiştim AFAD için. Atacan’ın bundan
haberi yoktu. Yanıma geldi: “İkimiz için bağışta bulunur musun?” dedi. Ben de
yeniden birkaç ileti gönderdim. Bağış yaptığımızı görünce çok mutlu oldu.
Bakışı, duruşu, yürüyüşü değişti. Bana döndü: “Böyle bir günde depremzedelere
sırtımızı dönemeyiz.” diyerek koltuğuna oturdu. Oturduğu yerde gözleri buğulu,
dudakları titrekti. Yüksek bağışlar geldiğinde yerinden fırlayıp sevinç
çığlıkları attı. Küçük büyük bağış yapanların adlarını usunda tutmaya çalıştı.
Çoğu zaman birlikte duygulandık. Gözyaşlarımıza egemen olamadığımız anlar oldu.
Bazı kişiler, yardım kampanyasını AKP ile özdeşleştirdi. Bu
nedenle parasal yardım yapmadılar. Hatta sosyal medyada yardım kampanyasını karalayan
iletiler paylaştılar. Tayyip Erdoğan’a duydukları kin ve öfke halk düşmanlığına
dönüştü. Bu kişiler, halkına ve yaşadıkları topraklara giderek
yabancılaşmaktalar. Acınası bir durum bu. Damat Ferit ve arkadaşları da İttihat
Terakki düşmanlığı yüzünden Atatürk’e ve Kurtuluş Savaşı’na karşı çıktılar.
Gidip İngiliz işbirlikçisi oldular (İngiliz işbirlikçisi olmalarında bu durum
yalnızca nedenlerden biri.). Demek ki kin ve öfke gibi dizginlenemez duygularla
değil; usla davranmak gerek toplumsal konularda. Ulusumuzun en dar zamanında,
yıkıntıların altında kalmış yurttaşlarımızın yanında olmamanın mantıklı bir
açıklaması olabilir mi?
En çok bağış yapan ilk on bir kuruluştan, dokuzu kamu
kuruluşu. Özel kuruluş olarak Cengiz Holding ve Baykar var. İnsan ister istemez
soruyor: “Ülkemizin en varsıl kişileri, en büyük holdingleri niye bu kampanyaya
katılmadı? Yüz yıldır ülkemiz topraklarından varsıllaşan, halkımız paralarıyla
semizleşen bu kişi ve firmalar nerede?”
Birçok varsıl kişi ya da kurum, bu kampanyayı RTE ile özdeşleştirdi.
Muhalefetle ters düşmemek adına sessiz kalmayı yeğlediler. Bunların büyük
çoğunluğunun şu anda bile deprem bölgesine yardım gönderdiklerini biliyoruz. Deprem
bölgesinin yeniden ayağa kaldırılması çalışmalarına da destek vereceklerinden
eminim. Ancak böyle bir durumda öne çıkmamak, halka örnek olmamak çok iyi bir
davranış değil. Oysa bu kampanyaya onlar bağışlarıyla öncülük etseydi, irili ufaklı
birçok firma olağanüstü özverilerde bulunurdu. Kampanya; daha kucaklayıcı, daha
geniş kapsamlı olurdu. Kampanyadaki bağışlar, daha da çoğalırdı. Hem iktidara
hem de muhalefete şirin görünme anlayışı yüzünden böylesine büyük bir
seferberlikte suskun kalmak açıklanamaz.
Ülkemizde birçok kurum ve kuruluşta zamana zaman yolsuzluklar
olmakta. Buralarda kötü niyetli, kişisel çıkar peşinde koşan kişiler elbette
var. Bağışçılar olarak yapacağımız iş, bu kurum ve kuruluşların harcamalarını
denetlemek. Ülkemizde en az yapılan iş, denetim.
En çok bağış yapan kurumların kamu kuruluşları olması, bize
yol göstermekte gelecek için. Demek ki her şeyi özel sektöre bırakmak çok
yanlış. Kamuculuk, önümüzde güçlü bir seçenek olarak durmakta. Biz ulusça
deprem felaketinin de ekonomik sıkıntıların da dış tehditlerin de altından
kamuculukla kalkarız. Kamuculukla devletin kaynaklarını doğru ve adil bir
biçimde halkın yararına kullanabiliriz. Türkiye’yi düzlüğe çıkaracak politika,
kamuculuktur. Atatürk’ün halkçı-devletçi sistemine yeniden dönmek; önümüzdeki
en büyük, biricik seçenek. O zaman ne bekliyoruz? Kamuculuğu uygulamak için
zaman ve emek yitirilmesine tahammülümüz yok! Bu, böyle biline…
Adil
Hacıömeroğlu
16
Şubat 2023
Savaşta kaçacak olanlar, barışta da kaçar. Bu kolay kolay iflah olmaz bir ruh halidir. Sadece duygudaşlık için dahi olsa, paylaşan milletin parçası olmak önemlidir. Aslında Türk milleti büyüklük ve kriz zamanlarındaki ruh yüceliğini göstermiş oldu. Birileri de ezikliğini ve ruhsuzluğunu...
YanıtlaSilKoç Holding ve çalışanlarının aynî ve maddi büyük bağışlar yaptığını biliyorum.. Bunu bir Koç Holding personelinin beyanından öğrendim.. Ayrıca Ali Koç'un şahsı adına deprem bölgesini boş bırakmadığını, sürekli ilgilendiğini de biliyorum.. Ancak Koç Ailesi, Vehbi Koç görgüsüne sahiptir, reklâm yapmayı sevmezler.. Tekyürek Programında sunuculuk yapan Nihat Hatipoğlu ve Acun Ilıcalı gibi kişilerin " sulak yerden tarla bağışlama " gösterilerinin bir parçası olmak istemezler.. Sonuç olarak; Gerek Tekyürek Kampanyası, gerekse adını sanını bilmediğimiz vatandaş ve iş adamlarımızın katkıları,Türk Milletinin atalarından tevârüs eden dayanışma ruhunu ve çabuk organize olabilme yeteneğini bir kez daha ortaya koydu..
YanıtlaSilBaşkalarını teşvik etmek adına, böyle bir kampanyaya katılıp bağışta bulunan herkese sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Toplumun işçi kademesinden biri olarak işçi arkadaşlarımdan duyduğum bir söz ise beni günlerdir düşünmeye itmektedir "bizleri ay sonunu getiremeyecek kadar zor durumda bırakan bu şirketler, gösteriş olsun diye bol keseden bağış yapmakta. Bizlerede hak ettiğimiz ücretleri alıp, fatura ve kirayı düşünmeden bağış yapacak bir ücret seviyesinde ücret verseler bizde bağış yapabilseydim" bu cümle için ne soyleyebilirim bilmiyorum.
YanıtlaSilSoylu Türk Ulusunun desteğini, Halkına sahip çıkma bilincinin varlığı biricik onurumuz. Bununla birlikte Varlık fonuna bağlı kurumların bağışı ironi ötesi ! Zaten kentlerimiz yeniden yapılandırılırken o kaynaklardan yararlanılacak. Halk bağışlarının azlığı ise Türkiye Cumhuriyeti'ni soyup soğana çeviren, cemaat tarikat zümrelere veren Akape adlı Türkiye Cumhuriyeti Türk Ulusu ve Atatürk düşmanı sormak gerekir. Güvenmeyenlere Yurt Düşmanı bakmak ise akapenin ihanetlerine 🙉🙈🙉🙊 demektir. Bu nedenle AFADa az tutarda olmak üzere tam güven nedeniyle Ailece ahbapa yaptık. Bağış yapan Türk Ulusuna küfreden firma zaten 1 gün önce onu teşvik olarak aldı. Karar ortada duruyor ! Haaaa birde vergiden muaf bağış !
YanıtlaSil