KONSOLOSLUKLARIN KAPATILMASI NEYİN NESİ?


        ABD basını, hükümet sözcüleri, istihbaratçıları son zamanlarda ikide bir Türkiye’ye terör saldırıları olacağını açıklamaktalar. Doğaldır ki bu açıklamalar, hayra alamet değil. Çünkü ülkemizde terör eylemleri yapan örgütlerin hepsi ABD denetiminde. Bu arada küresel emperyalist gücün de hakkını vermek gerek. Yapacağı saldırıları, yaptıracağı terör saldırılarını resmi ya da yarı resmi yayın organlarından, ağızlardan önceden haber vermekte. Sorun, bu yayınları anlamayıp izlemeyenlerde, hâlâ ABD’yi dost sananlarda, dünyadaki gelişmeleri adım adım izlemeyenlerde.

        ABD’den terör uyarısı geldi önce. Beyoğlu, Taksim ve İstiklâl Caddesinde terör eylemlerinin olabileceği açıklandı. Kendi yurttaşlarına bir uyarıydı güya bu. Aslında bu açıklama Türkiye’ye bir tehdit. ABD, açıkça Türkiye’ye: “Ayağını denk al!” demekte bu sözde uyarıyla.

        Danimarka ve İsveç yurttaşı olan Paludan adlı bir aşırı sağcı, İsveç yetkililerinden izin alarak Türk büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim yaktı. Bu eylem, görünürde tüm Müslümanlara karşı yapılmış bir eylem, kışkırtma gibi görünse de asıl hedef, Türkiye. Ülkemizi kışkırtıp tehdit etmek, asıl amaç. “Her şerde bir hayır var.” demiş atalarımız. Paludan, bu eylemiyle bize, AB’de işiniz yok, diyor. Onun için AB kapısında dilenmeyi uygarlık, kalkınma, gelişme sanan zavallılara bir uyarı bu. Doğaldır ki aklını kiraya vermeyenler alır bu dersi ancak.

        ABD tehdit eder de onun Avrupa’daki işgali altındaki Almanya susar mı? Alman Stern dergisi, Tayyip Erdoğan’a “kundakçı” diyerek Avrupa’dan ülkemize yönelik saldırının fitilini yaktı. Stern’in ABD’nin ülkemizi tecrit ve tehdit siyasetine hizmet etmesi, bu konuda ön alması bizi şaşırtmadı.

        ABD’nin terör uyarısı karşısında ABD, Hollanda, İsviçre, İsveç, Almanya, Belçika, Fransa ve İtalya İstanbul’daki konsolosluklarını geçici olarak kapattı.

        Amaçları mı? Halkı korkutup yıldırmak... Yurttaşlarımızın günlük yaşam akışını engellemek… İnsanımızı işinden gücünden etmek… Ülkemizin iç ve dış ticaretini aksatmak… Terörle Türkiye’yi diz çöktürüp kendi emperyalist isteklerini kabul ettirmek… Atlantik’ten uzaklaşarak Avrasya’ya yönelen rotamızı şaşırtmak… İstanbul’un çarşı pazarını kurutmak… Caddeleri, sokakları çoluk çocuğa kapatmak… Yabancı gezginleri tarih, kültür, doğa varsılı İstanbul’dan yoksun bırakmak…

        ABD’nin terör tehdidi, Avrupa’nın saldırısı göz ardı edilecek bir durum değil. Açıkça ulusal güvenliğimiz, varlığımız, birliğimiz ve yurt bütünlüğümüz tehdit edilmekte. Bu Haçlı zihniyetine, emperyalist saldırıya ulusça karşı koymak zorundayız iktidar ve muhalefetiyle.

        Seçim sürecine girdiğimiz bir dönemde havada uçuşan bu tehditleri, siyaset malzemesi yapmamalı. Ulusal bir sorunu ulusça göğüslemeli. Tarih, 20.yüzyılın başında İngiliz sömürgeciliğini yenerek ezilen ulusların önünü açma, onlara öncü olma görevini vermişti Türk Ulusuna. Tarih, yüz yıl sonra bize ABD emperyalizmin yenme ve tarih sahnesindeki görevini bitirme görevini önümüze koydu. Tarihin verdiği bu görevi ıskalayamayız. Yüz yıl önce olduğu gibi şimdi de tıpkı Atatürk gibi davranarak bu tarihsel insanlık görevini yerine getirmek zorundayız. Çünkü yaşamak, var olmak için başka seçeneğimiz yok!

                                                                       Adil Hacıömeroğlu

                                                                       5 Şubat 2023

3 yorum:

  1. Ne diyor bir CHP'li: "İHA, SİHA, top, tüfek, vur, öldür, kahramanlık türküleri.... Biz bunun için mi kurduk Cumhuriyeti!!?"

    YanıtlaSil
  2. Yazının altına tüm kalbimle imzamı basıyorum. Mesele egemenlikve bağımsız lıksa....

    YanıtlaSil
  3. AB liginden çok, AB ülkelerindeki demokrasi, ulusalcılık, ekonomik bağımsızlık için yaptıkları vb sistemlere ihtiyacımız var

    YanıtlaSil