Son yıllara dek halk arasında da resmi olarak da bir aylık oruçtan
sonra kutlanan bayramın adı, Şeker Bayramı’ydı. Bu ad, yüzyıllardır
kullanılageldi.
Özellikle İslamcı siyasetçilerin çoğu, Ramazan Bayramı’nın
adının Cumhuriyet döneminde değiştirildiğini düşünmekteler öteden beri. Oysa bu
bayrama Şeker Bayramı diyen halifenin yönettiği Osmanlı Devleti. Bayramın adı
yüzyıllardır Şeker Bayramı olarak geldi günümüze dek. Ancak ecdat yadigarı adlandırma,
son yıllarda siyasetin hışmına uğrayarak söylenmez oldu. Atatürk ve Cumhuriyet’e
karşı önyargılar, dinsel bir bayramın yüzlerce yıllık adının değişmesine yol
açtı.
Peki, neden Osmanlılardan bu yana söylenen bir bayramın adı
değiştirildi? İslam’ı siyasete alet edenler, bayramın adına “ramazan” dediklerinde
kendilerinin daha çok Müslüman olacaklarını düşündüler. İslamcılıkla ortaya, dinsel
biçimsellik egemen oldu. Biçim, içeriğin önüne geçti. Yani mazrufa değil, zarfa
bakılmakta son yıllarda. Bu durum birçok alanda geçerli. Uygulamalar, davranış,
İslam’a göre yaşama yerine; birtakım biçimsel öğeler öne çıkarıldı. Bunda Soğuk
Savaş döneminde öne çıkarılan ve bir ABD projesi olan “Yeşil Kuşak”ın etkisinin
olduğu yadsınamaz. Bir şey, herhangi bir düşünce ya da inanç içerikten koptuğunda
aslı unutulur zamanla. Biçimsellik, yapaylığı ve gösterişi egemen kılar.
Gazeteci Murat Bardakçı, bayramının adının “Şeker Bayramı” olması
eski harflerin yanlış okunmasıyla olduğunu öne sürmekte. “Şükür” sözcüğü yanlış
okunduğundan bu durum ortaya çıkmış. Her iki sözcük de “ş (şın)-k (kef)-r (rı)”
ünsüzlerinden oluşmakta. Yıllarca “şükür” olarak kutlanan bayram, bir yanlış
okuma yüzünden “şeker” olarak sürdürülmüş. Bardakçı’nın bu görüşüne katılmak
olanaksız. Çünkü dinsel konularda toplumun kabul ettiği adlandırmaları
değiştirmek, pek de kolay değil. Evet, ramazan ayı boyunca her iftar ve
sahurdan sonra şükredilir Allah’a verdiği nimetler için.
Birçok tarihçi ve araştırmacıya göre ise bayramın adına “şeker”in
eklenmesi eski bir toplumsal geleneğimiz. Ramazanın on beşinci gününden sonra
askerlere tepsi tepisi baklava gönderilirdi saraydan.
Oruç tutulurken iftardan sonra tatlı yenmesi yaygın bir durum.
Bayram günü tatlı yemek, bayramlaşan kişilere şeker ikram etmek bayramın en
önemli geleneklerinden. Bayramda çocuklara harçlık verilmesi, ceplerinin
şekerlerle doldurulması da önemli bir özellik. Hatta yoksul ailelerinin
çocuklara para yerine, şeker vermesi ilgi çekici. Bu nedenle Osmanlı döneminde
bu bayrama “Şeker Bayramı” denmiş.
Tatlı yemenin insanları daha içten yapacağı ve birbirlerine
yaklaştırılacağı düşünülür Türk toplumunda. Bu düşünce günümüzde de geçerli. Ülkemizde
türlü türlü tatlıların yapılması önemli bir gelenek.
Halkımız: “Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım.” der. “Tatlı yemeyi” anladık da “tatlı konuşmak” ne
demek?
Tatlı konuşmak; kırıcı, kötümser, karamsar olmamak demek.
Tatlı konuşmada, dedikodu ve insanları çekiştirmek olmaz. Bir mecliste,
bayramlaşmaya gidilen ve konuk olunan ya da aile ortamında konuşulan konular
orada kalır. Söz taşınmaz. Konuşulanlar saptırılmaz. Bir başka deyişle yenen,
içilen, ikram edilenler anlatılmaz. Var sofralarıyla yok sofraları
karşılaştırılıp dedikodusu yapılmaz. Yoksul evlerindeki ikram ve durumlar
varsıl evlerinde olanlarla kıyaslanmaz.
Bayramlar, sevincin yaşandığı günler. İnsanları sevindirip
mutlu etmek, herkesin görevi. Özellikle çocukların mutlu edilmesi öncelikli. Aslında
bayram, çocuklar için. Çünkü onlar geleceğimiz.
İnsan gönlünden kopanı verir bayramlarda, ama az ama çok…
Gönülden verilen gönle girer. Bu da gönüllü olur. İnsan, gönlünün el
vermediğini yapmaz.
Dinsel bayramların sosyal yanları unutulmamalı. Atalarımızın
“Şeker Bayramı” demesindeki neden de bu. Üç günlük dünyada mutlu olmayı bayram
günlerinde bile becerebilmek insanları sevinçli kılar.
Bayramlarda küslük olmaz. Bu nedenle dargınlar barışmalı.
Kırgınlar el sıkışmalı. Dedikodular bitmeli. Kin, yerini sevgiye bırakmalı.
Düşmanlık yok olup dostluk yeşermeli bayramın bitek toprağında. Bu nedenle
tatlı yiyip tatlı konuşmalı. Tatlıların yendiği, çocukların ceplerini rengarenk
şekerlerle doldurduğu nice bayramalar dileğiyle Şeker Bayramımız kutlu olsun.
Adil
Hacıömeroğlu
21
Nisan 2023
Çok güzel bir yazı.İki defa okumuştum.Bu bayram yine okudum.Her şeker bayraminda keyifle okunur.Bir kere dinsel sığlığı ortaya koyuyor.Ramazan bayramı diyerek bu bayramın ismini değiştirme çabasında olanların tarihsel sığlığı söz konusu.Şeker bayramının ifade etmesi gereken değerleri sıralıyor.Sevgi, barış,dostluk, hoşgörü, saygı bu değerler.Bazen küçükler hata, yanlış yapsa istemeden büyüğü kızdıracak olsa dahi büyüğün alttan almasını , küçük bayram kutlaması mesajı gönderdiğinde o mesaja yanıt verilebilmesini,küçüğe elini uzatarak gönlünü almasını vs.değil mi pek muhterem sayın Adil hoca:)
YanıtlaSilKapılar açılsın paylaşılmaya, sevgiye çalınan her kapıda bir karşılayan varsa ya da beklemeden mutlandırdığın bir gönül.Sohbetine doyamadığın, bir fincan kahveye kırk yıl eklediğin dostluklar varsa bir de… Şeker Bayramı’dır 🍬🍬Sevdiklerinle kavuştuğun her günün.Hocam yüreğinize sağlık bizler de şeker bayramı olarak bilirdik öyle büyüdük , Ankara ‘ dan rahmetli babam HacıBekir’in şekerlerinde kutu kutu alır , kahve ile bütün komşularımla, akrabalarımıza hediye götürürdük memleketimizde jhala adetlerimiz devam ediyor .Nice şeker tadında sağlıklı , huzurlu , mutlu bayramlara .🍬Esen kalınız.✍️👏🌿🍀☕️🍬🌺🙏🏻Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil