Sonbaharı
bitirmek üzereyiz. Kış yaklaşmakta. Canlıların tümünde olağanüstü bir devinim
var kışa hazırlanmak için. Kış zor bir mevsim… Yiyecekler azalmakta doğada. Günler
kısalmakta… Bu kısa günlerde yiyecek arayışı için zaman dar… Kış soğuğuna
dayanmak için de iyi beslenmek gerek.
Hayvanların
bir bölümü kış uykusuna yatar. Nedeni, yiyecek yokluğu... Güz mevsiminde iyice
beslenip yağlanırlar. Bedenlerinde depoladıkları yağları tüketirler kış boyu
uykudayken. Nasıl olsa kışın sonu bahar… Bahar geldiğinde kış uykusundayken
yitirdikleri yağları, yavaş yavaş biriktirirler yeniden. Kış uykusuna yatan
hayvanların herhangi bir yere yiyecek saklamaları söz konusu değil, çünkü her
şey bedenlerinde depolanmıştır.
Bazı
hayvanlar, yiyecek biriktirir kış için. Bazıları da doğa ananın mevsimine göre onlara
sunduğu besinlerle geçirir kışı.
Güz
geldi, geçiyor. Bu mevsimde sarı ve kahverenginin her türlü tonunu görmek
olanaklı doğada. Bu renk varsıllığı; insanın gözü, tini, yüreği için bir görsel
toy. Güz renklerinin esin kaynağı olmadığı bir insan var mıdır acaba dünya
üstünde?
Sonbaharın
insana yaşama sevinci veren en güzel yanı, bence ılık ılık esen yeli. İnsanın
içini ürpertir, türlü türlü duygular yaşatır bizlere. Esen yelin gücüyle
dalından kopmuş sararmış bir yaprağın döne döne havayı süzerek yere düşmesini
izlemek kadar güzel bir şey var mı?
Her
ağacın yaprağı, yele kapıldığında havada farklı süzülüp değişik biçimde düşer
yere. Ağaç türlerinin yapraklarının yerdeki duruşu, üzerine basınca çıkardığı
hışırtı birbirine benzemez. Bazı yapraklar, sararınca dümdüz dururken bazıları
içe doğru kıvrılır yavrularını sarıp sarmalamak isteyen anne gibi. Kimi
yapraklar yerde kolayca dağılıp ufalanırken kimileri ise kış boyu bütünlüğünü bozmaz,
her türlü dış etkiye dayanıp göğüs gerer.
Ağaçlık
bir yerde sarı ve kahverengi tonlu yaprakların üstünde yürümenin insana verdiği
mutluluğu nerede bulabilirsiniz?
Güz
mevsimini yaşadığımız bu günlerde olanak buldukça çok yürürüm. Mevsimin tadını
çıkarmaktır amacım. Hem fırçasız ressam doğa ananın eşsiz tablolarını
hayranlıkla izler hem de hayvanların sonbahardaki yiyecek savaşımını
gözlemlerim.
Kimi
zaman yolda yürürken sağıma soluma cevizler düşer. Düşer düşmez de bir karga
belirir yanımda. Karganın yere iniş hızı, neredeyse cevizin yere çakılma hızına
yakındır. Karga yere iner inmez cevizi evirip çevirir, kontrol eder. Kırılmışsa
sorun yok, başarmıştır. Hemen cevizin içini afiyetle yer. Kırılmamışsa ceviz, yeniden
meyveyi sıkıştırıp gagasına havalanır. Gerekli yüksekliğe çıkınca yeniden
cevizi bırakır taşlık ya da beton yere. Kırılıncaya dek dener cevizi yere atma
işini inatla. Onun defterinde vazgeçmek yazmaz.
Kimi
zaman ceviz yere düştüğünde başka kargalar da iner yere cevizi çalmak için. İnsanın
hırsızı olur da kargaların hırsız olmaz mı?
Bazı
kişiler, kargaların kırmak için yere hızla bıraktığı cevizi alıp yer. İşte,
beni en çok kızdırıp üzen de bu. Karganın onca çabayla ele geçirdiği cevizi
alıp yemek de ne oluyor?
Kargalar, güzün kentlerde bazı çatı altlarına ceviz saklar kışın yemek için. Mahallemizde bir fırının önündeki oluklu gölgeliğinin altında kargalar cevizleri her kış depolar. Fırının sahibi bunu bildiği için gölgeliğin üstünde biriken tozu toprağı, kuru yaprakları temizlemez. Açılıp kapanan gölgeliğe ellemez kış boyunca kargaların yiyecekleri dağılmasın diye. Fırıncımızın kargalara karşı gösterdiği duyarlılığı tüm yurttaşlarımızdan beklemek hakkımız. Çünkü hayvanlar varsa doğa var. Doğa varsa biz varız. Doğanın bütünlüğü bozuluşa biz var olabilir miyiz?
Yine de siz dikkatli olun yürürken her an başınıza ceviz düşebilir güz mevsiminde.
Adil
Hacıömeroğlu
26
Kasım 2023
Ceviz insan sağlığı açısından faydalı bir meyvedir.Hakikatı temsil eder.Ceviz ağacı için çocukkenAnadolu’ da büyüklerimiz uyarırdı baş ağrısı yapar, sersemletir altına oturmayın diye sülfür gazı salgıladığından bu gaz salgısını aşağıya doğru verdiği için ceviz ağacının yanlarına başka bitki bulundurulmazdı.Sülfür gazı ozon tabakasınıtamir eder. Her ağaç gibi oksijen üretip hava’yı temizler.Doğa’nın dengesini sağlar.Havanın kalitesimi arttırır.Ceviz meyvesinin beynimize , kalp sağlığına , vücudumuza faydası çoktur . Benim memleketim de (Mudurnu -Bolu) yağlı ceviz Evliya Çelebi ‘ nin kitabında bahsi geçer , bu cins ceviz yetişir . Her türlü yemekte , tatlılarda tüketilir.Her evde sonbahar da kışlıklar hazırlanırken ceviz ağaçlarından dökülen meyvaları özenle toplanır. Doğa’ da yaşayan canlılara da bırakılır. Ortaokul yıllarımda ceviz ağacının yapraklarını kaynatıp saçlarıma faydası olsun diye kullanırdım . Rengi , kokusu saçlara doğal ilaç oluyor. Doğa ‘ da bulunan her canlı dengeyi koruyor.Her mevsimin ayrı güzelliği var ama Sonbahar başka ülkemizin her yeri tablo gibi yeşillikler renk değiştirip , sararıp , kahverengiye dönüşüyor .Güz mevsimin hüznü vardır yapraklar dökülür .Hocam yine bizi geçmişe yolculuk yaptırdınız .Maalesef ceviz yetiştiriciliği azaldı dernek olarak yeniden yaşatmak için girişim de bulunduk ama olmadı….Düşüncelerimiz , proje aşamasında kaldı . Umudumuz sürdürülebilir olması , gelecek kuşaklara yetiştirip , büyütmek…..Sağlıkla kalınız , yüreğinize sağlık..Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSilYüreğinizdeki insana selam duruyorum, Değerli Hocam.
YanıtlaSil