İSRAİL, KENDİ VARLIĞINI YOK EDİYOR


İsrail, 14 Mayıs 1948’de kuruldu. Kurulduğu günden başlayarak neredeyse her günü savaşla geçti. Her savaş sonunda topraklarını genişletti. Her toprak genişlemesiyle on binlerce Filistinli binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan sökülüp atıldı. Bu devlet, Filistinlilerin yurdunu emperyalistlerin desteğiyle ele geçirdi yıllar içinde.

İsrail, büyüyüp geliştikçe Filistin küçüldü. Dünyanın dört bir yanından Yahudiler, bu topraklara yerleştikçe Filistinliler topraksız kaldı. Bu topraklara yapılan her Yahudi göçü, o oranda Filistinlinin sürülmesini, kıyımını, yurtsuz kalmasını getirdi. Bu topraklara göç eden Yahudilerin sevinci, Filistinlilerin gözyaşı ve kanlarıyla ıslanan topraklar bıraktı geride.

7 Ekim 2023 günü İsrail, yeniden saldırdı Filistin’e. Amacı, Gazze topraklarında yaşayanları sürüp öldürerek buraya sahip olmak. İsrail durmuyor yetmiş beş yıldır. Sürekli toprak kazanıp sınırlarını genişletmek istemekte. Yarın başka komşularına sıranın geleceğinden hiç kuşkum yok!

İsrail’in saldırganlığı, kural tanımazlığı, insan kıyımı, bir ulusu yok etme isteği, komşularının topraklarını kazanma amacı; NAZİ’lerin yaptıkları Yahudi soykırımın onlara kazandırdığı masumiyeti yok etti zaman içinde. Bu son saldırı ise bardağı taşıran son damla oldu. Dünya halkları, Siyonistlerin gerçek yüzünü gördü. Onların insanlık dışı uygulamalarına, ülkelerinin yöneticileri sessiz kalsa da halklar ayakta. Dünyanın dört bir yanında Siyonizm’e karşı yükselen sesler kesileceğe benzemiyor.

İsrail, zaman içinde düşmanını çoğalttı. Nerdeyse tüm dünya insanlığını karşısına aldı. Böylece kendi geleceğini yok etmek için elinden geleni yaptı. Birleşmiş Milletler kararı uyarınca iki devletli sistemin uygulanması, İsrail ve Filistin devletlerinin yan yana yaşaması olanaksız. Bu olanaksız durumu da yaratan İsrail yönetimi. Bu denli düşmanlık tohumları eken, gözünü kırpmadan insan öldüren bir devletin var olma olasılığı olur mu?

Filistinli bebeklerin rahat uyuyamadığı bir coğrafyada İsrailli bebeklerin rahatça yataklarında uyumaları olanaklı mı?

Yetmiş beş yıldır süren savaş ortamı, İsrail halkını yordu. Her günü güvenlik kaygısıyla geçen halkın tinsel sağlığının yerinde olduğu söylenemez. Ezici çoğunluğunun kökleri başka ülkelerde. Bu nedenle ateşkes sağlandığında birçok İsraillinin başka ülkelere gideceğini düşünmekteyim. Ayrıca başka ülkelerde yaşayan Yahudilerin bundan böyle İsrail’e göç etmeleri de kesilecek gibi. Göç almayan, karşılığında göç veren bir İsrail’in var olma olasılığı azalmakta hızla. Hem bölgede hem de dünyada Siyonizm karşıtlığı hızla yayılmakta. Bu koşullarda bir devletin varlığını sürdürmesi çok zor. Ne yazık ki bu koşulları İsrail, kendi eliyle ve uyguladığı saldırgan politikalarla yarattı.

Haksızlığı hak, yasadışılığı yasa, kan dökmeyi kahramanlık, insanların yaşadığı yeri cehenneme çevirmeyi beceri, daha çok düşman yaratmayı siyaset, dünyayı umursamamayı güç, binlerce yılda oluşan insanlık erdemlerini görmezden gelmeyi büyüklük, söz dinlememeyi onur, insana değer vermemeyi inanç sanan bir İsrail yönetimi var karşımızda. Aklı başında Yahudileri bile dinlemeyen bir Siyonist yönetim ve devlet anlayışı, uzun süre ayakta kalabilir mi?

İşte, Netanyahu yönetimi Gazze ve Batı Şeria’da yaptığı son insan kırımıyla yönettiği devletin geleceğini, varlığını tehlikeye attı. İsrail’in bundan sonra var olması çok zor. Dünyanın tüm zalimleri gibi İsrail’de yitirecek bu savaşı. Çünkü kendi kuyusunu, kendisi kazdı. İnsanın kendine yaptığını kimse yapamaz. İsrail de ne yaptıysa kendine yaptı. Ona kötülüğü yapanlar, kendi yöneticileri… Bu nedenle dışarıda düşman aramalarına gerek yok, çünkü düşman kendi devletlerinin başında. Başka diyecek söz kalır bize bu durumda?

                                                                  Adil Hacıömeroğlu

                                                                  27 Kasım 2023

 

1 yorum:

  1. İsrail adı 1948'de kondu da, Osmanlı hükümdarları Abdülmecid, Abdülhamid ve Vahdettin kurulması için her şeyi yaptı.

    YanıtlaSil