Atatürk,
2 Eylül 1919 akşama doğru Heyet-i Temsiliye adına Sivas’a gelir. Yanında Rauf Bey,
Erzurumlu Raif Efendi, Şeyh Fevzi Efendi ve diğer arkadaşları vardı. Sivas’a
beş kilometre kala çadırlar kurulmuş, neredeyse bütün Sivaslılar toplanmıştı Mustafa
Kemal Paşa’yı karşılamak için.
Sivas’a
girildiğinde caddenin iki yanına dizilmiş halk, “Hoş geldin Paşa!” diyerek sevinç
ve güvenle bağırmaktaydı. Onu ve
yanındakileri Sivas Valisi Reşit Paşa, Sivas Sultanisinin (lisesinin) kapısında
“Hoş geldiniz.” diyerek karşılar. Karşılama oldukça sıcak ve coşkuludur. Halkın
sevgi gösterileri bitmez.
Lisenin
birinci katında merdivenlerden çıkılınca sağ yandaki birinci oda, Mustafa Kemal
Paşa’ya ayrılmıştı. Yatağı özenle düzenlenmişti. İki küçük yastık vardı
yatakta. Bu yastıkların her birine sarı ibrişimle işlenmiş birer dize vardı. Yastıklardaki
dizeler, Paşa’nın ilgisini çekti:
“Merakla
dizeleri okudu. Tam da her şeyinden vazgeçip, canını millet için ortaya koyduğu
zamana denk düşen dizelerdi bunlar:
‘Cihanın
câhına mağrur olup incitme insanı
Süleyman-ı
zaman olsan bırakırsın eyvanı’
Günümüz
Türkçesiyle, ‘Cihanın makamıyla gururlanıp incitme insanı/ Zamanın Süleyman’ı
olsan bırakırsın sarayı’ anlamına gelen mısraları okuyan Paşa, derhal sürekli
yanında bulunan ve en güvendiği adamlardan biri olan Bitlis Eski Valisi Mazhar
Müfit Bey’in gelmesini istedi. Mazhar Müfit gelince Paşa beyitleri ona da
okuttu. Mazhar Müfit, bu sözlerin kendisi için yazılmadığını söyleyip bir kasıt
olmadığını açıklamaya çalıştı. Mustafa Kemal Paşa; bu açıklamanın neden
gereksiz, bu dizelerdeki derin mananın ise ne kadar gerçekçi ve geçerli
olduğunu şu sözleriyle vurguladı:
‘Bu
uyarı, hepimiz için ve her şey için bir prensip olmalıdır. (Prof. Dr. Vahdettin
Engin-Dr. Şefik Memiş, Sivas Milli Mücadele’nin 108 Günü, Beylikdüzü Belediyesi
Kültür Yayınları, İstanbul 2018, s. 40-41)” Görüldüğü gibi Mustafa Kemal Paşa,
Sivas’taki ilk gününde bile yastıklardaki dizelerden öğrenip ders çıkarmakta.
İşte, büyük adam olmak bu. Öğrenmeyi, yaşamdan ders almayı, alçakgönüllü olmayı
bilmeyen ve davranışa dönüştürmeyen birinden büyük adam olmayı bekleyemeyiz.
Atatürk olmak kolay değil, herkese nasip olmaz bir ulusun kurtarıcısı ve önderi
olmak.
Atatürk’ün
yukarıdaki anısı, yediden yetmişe herkese örnek olmalı, öncelikle de kendilerini dünya mülkünün sonsuza dek sahibi sananlara. Ata’mızla ne denli onur
duysak az…
Adil
Hacıömeroğlu
30
Kasım 2023
Atatürk'ü tanımlamanın, anlamamanın, düşüncelerini ve Türklük için ülkülerine kosmamanın cezasını çekiyoruz ve ihanete dönüşmüş aymazlığımızın cezasını çok daha çekeceğiz.
YanıtlaSilMustafa Kemal ve arkadaşları 2 Eylül 1919 da geldiği Sivasta 4 - 11Eylül 1919 tarihleri arasında tek vücut dünyaya haykırdılar.Burada bir milletin kurtuluşu hazırlayan kararlar verildiğini, kongrenin önemini anlatmıştır..Büyük Atam bağımsızlık , özgürlük içinher safta nasıl mğcadele etmişEmperyalist ülkelerle savaşmak kadar, mandacılarlada mücadele etmek hiç kılay olmamıştır.Sivasta kabul edilen tam bağımsızlık anlayışı, milli mücadelenin ve yeni devletin vazgeçilmez bir ilkesi oldu. Mektebi sultani de iki oda düzenlenmiş burada hem otel hem de kongre salon olarak Atatürk’e sunulmuştur.Adil hocam sayenizde açığa çıkmamış bilgileri sizden öğreniyoruz. ders niteliğinde yazınız , hepimize mesaj vermekte , emeğinize , yüreğinize sağlık..🙏🏻Fulya Kırımoğlu
SilKişi kendinde olanı düzeltmeden toplumun düzelmesini bekleyemez. Ülkece eleştiriyor, söyleniyor ve hatta bazen yıkıcı sözleri karşımızdaki insanlara kullanabiliyoruz. Ancak iç görü yoksunluğu siyasi düşünceden, yaşam tarzından, inançtan bağımsız olarak herkese sirayet etmiş durumda. Arada yastığa başımızı koyduğumuzda, zihin gürültüsünün arkasında kendini duyuracak yastık sözlerine ihtiyacımız var.
YanıtlaSilAllah atamızın yattığı yerleri nur etsin. Mekanı cennet olsun inşallah. Atamız insanlık dünya aleminde bir çığır açmış bir dehadır.
YanıtlaSilDuygusal şair
DENİZLİ