Yaşamımda
ilk anımsadığım seçim, 10 Ekim 1965 genel seçimleri. İlkokula yeni başlamıştım.
Babam, başka bir köyde sandık başkanı olduğu için onunla gidememiştim oy
kullanılan yere. Seçim sandığı, köyümüzün yıllara meydan okuyan ahşap camisinde
kurulmuştu. Ne yazık ki bu tarihsel cami, betonun egemenliğine boyun eğip yok
edildi.
Akrabalarımızdan
bazı çocuklarla Caminin Yanı’na gittik. Biraz çekingen biraz da utangaç yaklaştım
caminin girişine. Köylülerimiz, oy kullanmaya başlamıştı bile. Erkekler ve
kadınlar yeni, tertemiz giysilerini giymişlerdi düğüne gider gibi. Erkeklerin
çoğu; takım elbise giymişti. Aralarında kravat takanlar göze çarpıyordu. Köyümüzün
ileri gelenlerinden bazıları, özellikle de siyasetle ilgilenenlerin fötr
şapkaları, ilgimi çekmişti o zaman.
Kadınların
nerdeyse hepsi başörtülüydü. Türban dediğimiz baş bağlama biçimi henüz ortaya
çıkmamıştı. Genç kızların ve gelinlerin, orta yaşlı annelerin eşarpları biraz
geriye doğru bağlandığından perçemleri görünürdü. Eşarpların çoğu temiz ve göz
alıcıydı. Bazı kadınların peştemalleri omuzlarında, bazılarınınki ise
başlarının arka yanından tülbentlerini kapatacak biçimde durmaktaydı.
Herkesin
bakışlarında bir ciddiyet, vakar vardı. Önemli bir görevi yerine getirmenin verdiği
sorumlulukla davranmaktaydılar. Camiye girmeden önce aile büyüğü erkekler, özellikle
okuryazar olamayan kadınlara partilerin simgeleri üstünden yalın anlatımlar
yaparlardı. Bu simgeler de gündelik yaşamadan alınırdı. CHP’liler, partilerini
tanımlamak için “Dişli küreğe (dirgene) basacaksın mührü.” diye uyarıda
bulunmaktaydılar. AP’liler ise “Atın altındaki boşluğa vur mührü.” diyerek siyasal
görevlerini yapmaktaydılar.
O
dönemde partilerin bazılarının simgesi hayvandı. Aybar’ın genel başkanlığını
yaptığı TİP’in ise simgesi, insan. Başında kasketi, öne doğru adımını atmış bir
insan. Bu simgedeki kişi bana hep işçiyi andırırdı. Bu arada bu simgeyi çizenin
de ünlü ressamımız Abidin Dino olduğunu söylemeliyim. Babam, 1965 seçimlerinde
TİP’e oy verdi. Çevresindekilerden de bu partiye destek istedi. TİP’in
simgesini anlatırken hayvana, küreğe mührünü basma; insana oy ver.” diyordu. Bu
seçimlerde TİP on beş milletvekili çıkardı. Babamın sandık başkanı olduğu
köyden de ilgi çekici düzeyde oy aldı sosyalistlerin partisi. Bu nedenle babamı
şikâyet ettiler. Uzun süre soruşturma geçirdi bu yüzden.
O
zamanlar seçimlerde aynı akrabadan olanlar toptan aynı partiye oy verirlerdi.
Toplu davranmayan az sayıda kişi olurdu. Demek ki kırsal kesimde seçimler, bireylerin
özgür iradesiyle yapılamıyordu. Feodal ilişkiler, özgür iradeyi
tutsaklaştırıyordu.
Oy
verenler görevini yapmanın mutluluğuyla ayrılıyordu sandık başından. Öğlene
doğru annem, ninem, yengem ve diğer akraba kadınları gelip oylarını
kullandılar. Annem, ilkokul mezunuydu. Ona nereye oy vereceğini kimse söylemedi.
O da babam gibi TİP’e mührü bastı. Ailemizin diğer kadınları ise dişli küreğe
oylarını verdiler.
Annem
eve dönerken beni de götürdü yanında. Evde yemek yedirdi bana. Çabucak yedim
önümdeki tabaktaki yemeği. Ardından Caminin Yanı’na gitmek için yalvarınca
sonunda izin verdi. Benden dört yaş büyük olan amca oğlum Hasan Tahsin’e beni
emanet etti. Biz de onunla gittik oy kullanma yerine. Sandıklar açıldı, oylar
sayılıyor. Herkesten çok, ben heyecanlıyım. Oy sayımı bana bir oyun, bir maç
gibi geldi. Bazı gençlerin ellerinde kalem ve kâğıt her oyda partilerin altına
bir çizik atıyorlar. Sonun dek bekledik sayımı.
Sayım
bitti. Dişli kürek kazandı bizim köyden az bir farkla. Ben, sağıma soluma
bakmadan koştum eve. İçeri girmeden bağırmaya başladım: “Nene, senin dişli
kürek kazandı.” diye.
Adil
Hacıömeroğlu
31
Mart 2024
çok güzel bir detay yakalamışsınız sayın yazar.secim günleri yurttaşların demokrasi şölenine katılıp o şöleni zenginleştirdiği günlerdi.Ve çok iyi anımsıyorum 70 lerde çocuktum insanlar bayrama gider gibi giyinir ve oy kullanırlardı.bende 1979 seçimlerde babamın aldığı kadife ceketi giyip öyle annem ve babamla seçimlere gitmiştim.tabii özel günler için bayramda giymem için alınmıştı o kadife ceket.özel günlerin kıyafetleri gündelik giyinmezdi.geçmişe götürdüğü için bu yazısıyla bizleri sayın yazara teşekkür ederim.
YanıtlaSil