Emekli;
belli bir süre çalışıp emek harcayarak ülkesi ve içinde yaşadığı toplum için
üretimde bulunan, zamanı gelince işinden ilişiği kesilerek aylık bağlanan
kişidir.
Emekli
kişi, çalışırken emeği ve üretimiyle bir yandan toplum yaşamına katkı yaparken
diğer yandan da kendi geçimini sağlar. Çalışma yaşamında alınteri dökerken de
çoğu zaman geçim sıkıntısı çeker. Onun tüm umudu, yaşululuğa erip emekli olduğunda
düşlediği rahat, erinçli, mutlu bir yaşam. Ne yazık ki ülkemizde emeklilerin
çoğunun bu düşleri gerçekleşmez. Emekli olduklarında çalışma yaşamında
çektikleri ekonomik sıkıntıları büyüyerek sürer.
Emekli,
yaşuludur. Eğinsel ve tinsel yorgunluk söz konusu onun için. Yaş ilerledikçe
bin bir sorun çıkar karşısına. Sağlığı bozulmaya başlar. Sayrılıklar sökün
eder. İnsan yaşamının doğal süreci acımasızca işler emekli için. Onun tek
beklediği namerde muhtaç olmadan yaşamak… Bunun yanı sıra çevresindeki
kişilerin ona az da olsa değer vermesi, saygı göstermesidir tek beklentisi…
Toplumun büyük bir bölümü, özellikle de devleti yöneten siyasetçiler, emekliyi
yük olarak görür. Onu banka kapılarında dilenci durumuna sokar vefa bilmeyen,
emeğe değer vermeyen hükümet yöneticileri.
AKP
Hükümeti önce emekliye sağlık alanında darbe indirdi. Parasız alması gereken
bazı ilaçları liste dışı kaldı. Var olanlar için de katkı payı adı altında
ödeme alındı ondan eczanelerde. Sayrıevine her gidişinde üç kuruşluk aylığından
paralar kesildi. Emekli ne yer ne içer diye düşünen olmadı. Ballı kaymaklı
emekli aylıkları alan milletin vekillerinin, hükümet yöneticilerinin umurunda
mı emekli? Tok, açın halinden anlamadı.
En
düşük emekli aylığı, asgari ücretin altında olamaz; kuralı çiğnendi ayaklar
altında AKP tarafından. Emeklinin aylığı, doğru düzgün artırılmadı. Giderek
açlık sınırının altında yaşar oldu yıllarca devletine, ulusuna, toplumuna emek
veren bu ulu kişiler.
Emekli
aylıkları yılbaşında artırıldı. “Yüzde şu kadar olacak.” dendi. Reis Efendi kalıp
ekranlara çıktı afrayla tafrayla “Yüzde beş de benden.” diyerek sadakasını
koydu emeklinin avucuna. Bu işin kanunu kuralı yok mu? Birilerinin iki dudağı
arasında mı milyonlarca emeklinin aylığı, geçimi? Sen, kendi kesenden mi
veriyorsun bu yüzde beşi?
“Aslında
biz emeklimize çok fazla zam yapacaktık da EYT’liler olunca sayıları çoğaldı.
Bütçe olanaklarımız hepsine yetmedi.” diyerek savundu kendini bir hükümet üyesi
düşüncesizce. Sen, hükümetsin. Emekli olmanın kurallarını niye değiştiriyorsun?
Halk avcılığı yapacağım diye yasaları değiştirip devleti yasasız, kuralsız bir
duruma getirdikçe her şeyin içinden çıkılmaz bir hal aldığını görmüyor musunuz?
Üstelik devletin hesap kitabı elinizde değil mi? Bütçe olanaklarının EYT’liler
için yetersiz olduğunu şimdi mi anladınız? Devleti yöneten birinin elindeki
bütçenin neye el verip vermediğini bilmez mi? Bilmezse neden o koltukları işgal
eder bu bilgisizler?
Peki,
EYT’liler niye emekli olmak için can attılar? Bu soruyu neden sormuyorsunuz
kendinize ey cumhurbaşkanı ve yalnızca bakıp görmeyen bakanlar? 2002’de başlayan
AKP iktidarları döneminde birçok fabrika özelleştirme adı altında satıldı.
Satılan fabrikalar, bir süre sonra üretmez oldu. Çoğu kent merkezlerinde olan
bu fabrikalar yıkılıp yerlerine varsıllar için konutlar ve AVM’ler yapıldı. Fabrika
işçilerinin çoğu işsiz kaldı. Çok azı ise bu yapılarda bekçi, bahçıvan,
temizlik görevlisi oldu. Yeni yetişen gençler çalışacak iş bulamayınca işsizlik
ordusuna katıldılar. EYT ile emekli ettiklerinizi işsiz, umutsuz bırakan
sizsiniz. Onlara emekli olmaktan başka seçenek sunmayan siz değil misiniz? EYT
senin eserin ey Tayyip Erdoğan.
Sadakacı
Reis Efendi, emekliye büyük bir iyilikte bulundu. Hakkını yemeyelim. Emeklilerin
bayram ikramiyelerini iki bin liradan üç bin liraya çıkardı. Vay be, ne para! Yılda
iki dinsel bayramda toplam iki bin lira artış öyle mi? İnsan bunu müjde diye
ekranlardan açıklamaya utanır. Ama o açıklar, pişkinlik huy olmuş nasılsa.
Sadakacı,
emeklilere az aylık verildiğini bu olanaklarla geçinemediğinin farkında.
Önümüzde seçim var. Bir şeyle yapması gerek… Kendisi şark kurnazı ya…
Kurnazlıktan başka usçu bir düşünüşü yok! Emeklilere kamu bankalarının üç yıl
için alınan aylıklara göre 8-12 bin lira arası promosyon vereceğini açıkladı
Sadakacı. Hazret, sözcüğün Türkçesini kullanmaktan özellikle kaçınmakta. Fransızca
ve anlamı bilinmez sözcük işine gelmekte. “Özendirme” desen herkes anlasa
dediğini olmaz mı? Annenden öğrendiğin anadiline yabancılaşman niye?
Banka
özendirmeleri tamam… Ancak bunun da yetmeyeceğinin farkında Sadakacı. Bu kez
yeni bir paket daha açıklanıyor. Bu kez Bakan Bey çıkıyor ekrana. Trende,
THY’de, cep telefonlarında, Tarım kredi kooperatifi marketlerinde, PTT AVM ve
kargoda, sinemalarda, tiyatrolarda… indirim uygulanacakmış. Gören emeklinin
kesesine bir şey girmiş sanacak. Uçağa, trene indirimli binip gitti diyelim
emekli. Gittiği yerde taş mı yiyecek? Kalacağı yere para ödemeyecek mi? Bu
indirimler, sözden öteye gitmez, gerçekçi değil. Ama olsun, yapmış görünüyor ya
Hazret, bu yeter. Karşısında da halktan, halkın sorunlarından kopmuş bir
muhalefet var nasıl olsa bu göz boyama indirimleri işe yarar.
Emekli;
marketlerde çürümekte olan, pörsümüş, çöpe atılacak olan yerde bir kasaya
doldurulan meyve ve sebzenin içinden kendince iyilerini seçerek alıyor az
paraya. Açık söylemek gerekirse marketlerin çöplerine bile para ödeyerek karnını
doyurup yaşamda kalmaya çalışmakta. Umurunda mı Sadakacı’nın? O, çocukluğundan
beri sadaka alıp sadaka vermiş. Bu nedenle duygudaşlık nedir, bilmez. Yasalar,
kurallar umurunda mı? Adam gibi insanca yaşanabilecek bir aylık öde emekliye de
doğru bir iş yap, olmaz mı?
Üretim,
üretim, üretim diye diye dilimizde tüy bitti. El alemin, yani emperyalistlerin
ağzına bakarak üretimi bitirdiniz. Ülkemizi borç batağına soktunuz. Bu kadar
olumsuz deneyimden sonra yine batı bankalarından borç dilenmekten başka bir
düşünce geçmiyor usunuzdan. Üretimin değerini anlamanız da olanaksız.
Emekli,
emekliyor. Hem de alçaktan sürünerek… Emeklerken ne tutunacağı bir dal ne de
güveneceği bir hükümeti var. Açlık sınırının altında geçinmek onun yazgısı… Bu
yazgıyı yazan da 22 yıllık hükümetleri döneminde AKP ne adaletli oldu ne de
kalkınmacı. Adalet ve kalkınma sözcükleri, parti tabelasında kaldı ne yazık ki.
Adil
Hacıömeroğlu
29
Mart 2023
İktidar 6 şubat depremlerinin ekonomiye yıkıcı etkileri oldu diye kendini mazur gösteriyor. Halbuki hesap edildiğinde bir seçim rüşveti olarak verilen,3 milyon kişinin 5-6 yıl önceden,EYT kapsamında emekli yapılmış olması,depremin yıkıcı etkilerinden kat ve kat fazla olmuştur.Bunu bütçeye maliyeti yaklaşık yıllık 500 milyar tl olup,emekli olanların yerine yeni istihdamlar olmadığı için hayat pahalılığı kontrol edilemez bir şekilde arttı. Halbuki,adalet;hak edene hak vermek,haksıza hak vermemektir.Her şey adeta Türkiye'nin aleyhine planlanmış gibi..Yeni Turkiye yüzyılı adeta Türklüğe veda,Hristiyanlığa merhaba yüzyılı.. Aşırı fiyat pahalılığına karşı,domuz etinin satışının serbest bırakılması.. Domuz şehvet odaklı hayvan olup,hızlı ürediği için,et fiyatı düşük olacağı,(nasıl ki gerekçeside hazır,zaruret halinde haddi aşmamak kadar domuz eti yemek helal),insanlardaki şehveti artıracağından,zinanın suç olmaktan çıkarılmasıyla beraber nesli bozmanın,mescidi dırarlar inşa ederek ifsadın,akçeli işlerin meşrulaştırılarak değerlerin çürütülmesi hedefleri gerçekleştirildi.Türkiye Rusya tarafından işgal edilseydi bu kadar büyük tahribat yapamazdı.Bu tahribatı muhalefet partileride isteselerdi de yapamazdı.Bu tahribatı ancak müslüman görünümlüler yapabilirdi. Millet iktidarın elinde,adeda gassalın elinde meyyit gibi.Reis konuştuğunda insanlar bayılıyor,bir dahada ayılamıyor.Millet adeta ölüm uykusunda.Usul-ü dinde,uykudayken yapılanların semeresi rüyada görmekle müstelzimdir. Önce nas var,faiz haramdır deniliyor.Sonra islam güncellenmeli deniliyor. Burdan çikan Allah ve resulü hata yapmış,bazı şeyler güncellenmeli anlamı çıkmaz mı? Bu söylemlerle,Fetö'nün "Dinde diyalog" söylemleri zihniyet bakımından ikiz kardeş gibidirler.
YanıtlaSilDeğerli Adil Öğretmenim,
YanıtlaSilTürkiye’deki emeklilerin yaşadığı ekonomik zorlukları yazarak, sessiz çığlıkların sesi olduğunuz için elinize, beyninize , yüreğinize sağlık👏👏Emekli maaşlarının yetersizliği ,sağlık harcamalarının emeklilere yüklenmesi ve sosyal yardımların yeterli olmayıp , veriliş şeklinin insana yakışır olmadığı görüyor , üzülerek izliyoruz. Hükümetin verdiği sözleri tutmaması ve emeklilerin alım gücünün düşmesi özelleştirme politikalarının işsizliğe yol açtığı vurgulanıyor. Emeklilerin geçici çözümler yerine onurlu bir yaşam sürmelerini sağlayacak kalıcı düzenlemelerle , üretime odaklı sürdürülebilir kalkınma planları yaparak gerçekleştirmek dileğiyle🙏🏻🍀Var olunuz🙏🏻Saygılarımla …🙋♀️Fulya Kırımoğlu