AKŞENER MASAYA DÖNDÜ MÜ?


        Meral Akşener, altılı masadan kızarak, küserek kalktı. Sonrasında ağza alınmayacak suçlamalarda bulundu masa arkadaşlarına. Hani, halk arasında derler ya “Köpek yese kudurur.” türünden sözlerdi bunlar. Sosyal medya üzerinden İP saldırıya uğradı. Yalnızca sosyal medya mı? Değil doğal olarak… Kılıçdaroğlu medyası da Akşener’e yoğun saldırılarda bulundu.

        Akşener de İP yöneticileri de şaşkındı. Hem de çok… Ne yapacaklarını bilmez durumdaydılar. O şaşkınlıkla ekranların bağırtı şampiyonu Ersan Şen’den medet umuldu. Ersan Hoca da canlı yayında adaylığını duyurdu. Ne yazık Hoca da siyaset gümbürtüsünde yem oldu ivecenliğiyle.

        Altılı masayı kuranlar, dağılmasına izin vermedi. “Siyasi temas” adı altında görüşmeler oldu. Aslında görüşme demek, yanlış olur sanırım. Bilinmeyen bir el, (Son zamanlarda “üst akıl” diyorlar buna.) Akşener’i masaya oturttu. Zaten ilk baştan altısını da masaya oturtan o eldi. Kendi yapıtını ayakta tuttu.

        Altı lider oturup aday konusunda anlaştırıldı. Sonunda on iki maddelik Milli İttifak Yol Haritası’nı kaleme aldılar. Vakit tamam oldu ve liderler sahneye çıktı. Ev sahibi ve masanın en yaşlı kişisi Madımakçı Temel Karamollaoğlu, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıkladı. Kemal Bey, mikrofonu eline aldı ve kısa bir konuşma yaptı. Benim odaklandığım konuşmadan çok, Akşener’in duruşu ve yüzüydü. Sanki bir anda elli yıl yaşlanmıştı. Üzerine bin katlı bir gökdelen çökse yüzü böyle olmazdı. Tinsel yükü, onlarca gökdelenin ağırlığından çok. Bu tinsel yük, onu nerelere götürür, kim bilir? Yaşamım boyunca bu fotoğrafı belleğimden hiç silmeyeceğim. Bir insanı, böylesine dağıtan ne olabilir ki?

        Kılıçdaroğlu, Akşener’i saf dışı bıraktı her yönüyle. İP yönetimine diz çöktürdü. Masadaki diğer liderler, olanların henüz farkında değil gibiydiler.

        Çözüm nasıl mı bulundu? Akşener’in ısrarla cumhurbaşkanı adayı olmasını istediği Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı yardımcısı yapılmasıyla... Böylece iki belediye başkanının CHP’nin başına gelme ya da cumhurbaşkanı adayı olma olasılıkları da ortadan kalktı. Kemal Bey, Akşener’den sonra parti içinde olası iki rakibine de teslim bayrağını çektirdi. Böylece bir dönem daha genel başkan olmayı şimdilik garantiledi gibi.

        İşe bakın… İmamoğlu ya da Yavaş’ın adaylığına niye karşı çıkmıştı Kılıçdaroğlu? Kazanırlarsa bu kentlerin belediyeleri AKP’ye geçer diye değil miydi? Şimdi ne oldu? Cumhurbaşkanı yardımcısı olunca bu iki başkan görevlerinden ayrılmak zorunda değiller mi? O zaman bir yerine, iki büyük kentin belediye yönetimi AKP’ye geçmeyecek mi? Geçecek… Durum böyleyken Kemal Bey, bunu nasıl kabullenecek? Demek ki ilk gerekçesi inandırıcı değildi. Ya da kendisinin cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacağına inanmıyor. İnanmadığı için de nasıl olsa Ankara ve İstanbul’un iki belediye başkanı görevlerini sürdürecekler demek ki.

        Kılıçdaroğlu, eğer kazanırsa cumhurbaşkanlığını İmamoğlu ve Yavaş’la birlikte yedi yardımcısı olacak. Her partiye en az bir bakanlık… Etti size on üç… Diğer bakanlıklar da partilerin genel seçimde aldıkları oy oranına göre değil, çıkardıkları milletvekilliği sayısına göre dağıtılacak. Bu hesaba göre otuza yakın bakan olacak sanırım. Hani tutumlu davranılacaktı, devletin kaynakları çarçur edilmeyecekti? Bu bakan bolluğu da ne?

        Bekleyelim, görelim… Altılı masa, kamuoyunu çok meşgul edeceğe benzemekte. Türk milliyetçisi olduklarını savlayan İP’lilerle HDP/PKK’lılar da yakın zaman da kuzu kuzu masaya otururlar. Oturana değil oturtana bakmalı. Bir kez karizma kötü çizildi. Bundan sonra “üst akla” direnecek mecalleri kaldı mı dizlerinde ve yüreklerinde?

        Görünüşte masa toparlandı. Tepişmeler masa altında olacak. Masayı toparlayan güç, kim bilir daha hangi konuların toparlanmasını isteyecek? Hep birlikte göreceğiz bunu.

                                                                       Adil Hacıömeroğlu

                                                                       7 Mart 2023

       

 

2 yorum:

  1. 1-) Türkiye'de sistem siyasetinin ne kadar kaypak olduğunu, olabileceğini azıcık yakın tarih yaşamış 35 yaş üstü herkes bilirken, bilgisiyle bir yere gelmiş sayılan, profesör unvanlı şahısların hataları ülkedeki "okumuş insan kalitesi" açısından düşündürücüdür.
    2-) Bir kavga oluyor, belli ki sadece kişiler üzerinden yürüyen bir kavga da değil. Bildiğiniz düpedüz belden aşağı kavga... Bunun üzerinden daha bir hafta geçmemişken "o pis Amerikan, Avrupalı eli" devreye giriyor ve bir dayatmada bulunuyor. Dayatanın yüzü gülerken, dayatılanın yüzünü hep birlikte gördük televizyonda. Ancak benim anlamadığım nokta, tüm bu olup bitene hiçbir anlam veremeyen, anlam verecek bağıntıları kuramayan kitlenin durumu. Gözünüzün önünde bunlar yaşanırken millet ittifakı denen ucubeliğin ülkeyi daha da büyük sıkıntılara götüreceğini görmüyor musunuz gerçekten?
    3-) Bu olanlardan sonra Türkiye'nin en büyük beka sorunu içimizdeki Amerika'dır, Batı'dır. Milli güvenlik bu esasta şekillenmedikçe bu ülkenin siyaseti, sistemi, şehirleri, eğitimi vs. düzelemez.

    YanıtlaSil
  2. Saygıdeğer Hocam, Akşeneri masaya oturtan akapedir. Gizli güç falan değil. Akşener ile ilk bağlantı 2022 temmuz ayında kuruldu. Sonra açıkça Bahçeli çağırdı. Ağustos ayındada bu kez RTe ile kendisi görüştü. Akşener Akape kurucular arasında yer alacaktı. Ne olduysa oldu. Graham Fullerin yani cianın öğretisi neydi ? Ilımlı İslam ! Adını ne koydu, ABD ? Yeni Türkiye. Bu söylemi ülke gündemine kimler soktu? Akşener, Gül, RTE. 2001 Mayıs ayında Mersin Yörük Şenliğinde. Milliyet arşivinde bulabilirsiniz. Birimiz kalkıp hümbürlop birimiz kalkıp illet ittifakını çözüm görürsek Türkiye Cumhuriyeti'ne Türk'e Atatürk'e açıkça ihanet ediyoruz demektir. Dönsün ya da dönmesin Akape=CHP .

    YanıtlaSil