İstanbul birinci derecede deprem bölgesi… Deprem geldi,
geliyor. Bu konuda ne kadar uzman varsa hepsi İstanbulluları uyarmakta.
Uzmanlar, uyarılarla kalmayıp neler yapılacağını tek tek sayıp döküyor. Depreme
karşı alınması gereken önlemler sıralanıyor neredeyse her gün. İstanbullular, tehlikenin
farkında. Ancak insanların bireysel olarak yapabilecekleri çok az şey var.
Bunlarda ne canlarını ne de mallarını koruyacak düzeyde. Bu nedenle İstanbullu
çaresiz…
İstanbul’daki olası deprem hem tarihsel kentimizde hem de
ülkemizde büyük yıkımlara yol açacak. Kentteki yapılaşma üstünkörü… Bilimin
ışığında bir kentleşme söz konusu değil. Kent, yıllardır yapsatçıların ve
sorumsuz belediye yöneticilerinin insafına kalmış. Kenti yönetenlerin ve
yapsatçıların günlük çıkarları; yurttaşların, kentin, Türkiye’nin çıkarlarının
önüne çıkmış durumda yıllardır.
Yapılaşmada, kentin büyümesinde toplumsal yarar, deprem ve diğer
felaketlere karşı önlemler hep kulak ardı edilmiş. İleriye dönük, can ve mal
güvenliğini koruyucu bir kent planlama yıllarca savsaklanmış. Kentin
oluşmasında bireysellik ön planda. Hem büyük şehir hem de ilçe belediyeleri
yıllardır denetleme görevlerini hep savsaklamışlar. Bu nedenle de İstanbul’un
yapılarının çürük olduğunu neredeyse bütün bilim adamaları söylemekte. Hatta
bunu yapılarda yaşayanlar da bilmekte.
İstanbul’da yirmi milyona yakın insan yaşamakta. Resmi kayıtlara
göre nüfus, on altı milyon. Ancak kentte on binlerce yabancı uyruklu kişi bulunmakta.
Neredeyse dünyanın her ülkesinden insan var kentte. Bazı yabancılar gettolaşmış
bile. Suriyeliler, Afrikalılar, Afganlılar kendi mahallelerini çoktan oluşturmuş.
Her gün İstanbul’a alışveriş için gelip giden insanlar sayısız… Ayrıca yerli ve
yabancı gezginler de saymalı
İstanbul’un nüfusu, Avrupa’nın birçok ülkesinden fazla… Arnavutluk,
Avusturya, Belarus, Belçika, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Çekya, Danimarka,
Estonya, Finlandiya, Hırvatistan, İsveç, İsviçre, İzlanda, Letonya, Litvanya, Lüksemburg,
Macaristan, Makedonya, Moldova, Norveç, Portekiz, Sırbistan, Slovakya,
Slovenya, Yunanistan’da daha çok İstanbul’un nüfusu. Bundan da anlıyoruz ki
İstanbul, dünyada orta ölçekli bir ülke ölçeğinde. Böyle bir kenti yönetmek hem
üstün yetenek, bakış açısı, kültür hem de büyük sorumluluk ister. Kenti tinsel
olarak yaşamayan biri, böylesi bir yeri yönetemez. Bu nedenle bu kenti yönetecek
kişinin gece gündüz çalışması gerek. Kenti içselleştirmesi öncelikli bir
yönetici davranışı olmalı. İstanbul, başka görevler için atlanacak yer olarak
görüldüğünde yönetim aksar. İstanbul’u yönetmek bir şans… Bu şansı, hakkıyla
iyi değerlendirmeli.
Ekrem İmamoğlu, 2019 Yerel Seçimlerinde büyük umutlarla
kentin başına getirildi. Daha koltuğa oturur oturmaz cumhurbaşkanı olacağı
konuşulmaya başlandı kamuoyunda. Bu algının kamuoyunda oluşmasında kendisinin ne
denli payı olduğu bilinmez. Ancak bu algıyla olacak kentten uzaklaşıp Ankara’ya
yaklaşan bir İmamoğlu gördük dört yıl boyunca. Yurt gezileri öne çıktı.
Neredeyse arada, yolu düşünce İstanbul’a uğrayan bir başkan görünümü verdi.
İmamoğlu, yönetiminin İstanbul’un depreme hazırlanması için
önemli tasarımları pek görülmedi. Özellikle kentsel dönüşüm konusunda ilçe
belediyelerini de düşünürsek yapılan işlerde toplumsal yarar yok! Kentsel
dönüşüm, rantsal dönüşüm olmuş. Konuyla ilgili daha önce yazdığım (Kentsel Dönüşmeme https://adiladalet.blogspot.com/2020/11/kentsel-donusmeme.html
) yazım okunabilir.
İstanbul’u yönetecek kişi, öncelikle merkezi yönetimle sağlam
ilişkiler kurmalı. Çünkü bu kentin sorunlarını çözmek ve depreme hazırlanmak
için büyükşehir belediyesinin olanakları yetersiz kalır. Ayrıca ilçe belediyeleriyle
iyi, sağlam eşgüdüm oluşturulmalı. İyi bir yönetici koltuğuna oturduğunda
kedisine oy versin, vermesin o kentte yaşayanlarının tümünün başkanıdır. Kavgacı,
uzlaşmaz bir tutum hem kendine hem de yönettiği kente zarar verir.
Kemal Kılıçdaroğlu, Altılı Masanın cumhurbaşkanı adayı oldu.
İmamoğlu da yedi yardımcısından birisi olarak açıklandı. Bu, nasıl bir
aymazlık? İstanbul’un çözüm bekleyen devasa sorunları varken bir de üstüne
üstlük depreme ivedilikle hazırlanması söz konusuyken kentin belediye başkanı
seçim çalışması için il il, ilçe ilçe Türkiye’yi dolaşacak öyle mi? İmamoğlu’nun
öncelikli görevi İstanbul’u, İstanbul’dan yönetmek. Bütün mesaisini yönetim
sorumluluğunu aldığı kente harcamalı. Cumhurbaşkanlığı için düşler kuruyorsa
öncelikle aldığı sorumluluğu yerine getirmeli. İstanbul’u depreme kurban
etmemeli. İstanbul’u depreme hazırlamak için ne gerekiyorsa onu yapmalı.
Unutulmasın ki olası depremde İstanbul yıkılırsa Türkiye,
tarihinin en büyük darbesini yer. Ulusal güvenliğimiz, toprak bütünlüğümüz tehlikeye
girer. Türkiye’nin geleceği, kişisel ihtirasların çok üstünde. Bu, böyle
biline!
İstanbul, depreme hazırlanmak için belediye başkanını
aramakta. Bakalım bulabilecek mi başkanını dünyanın göz kamaştıran incisi?
Adil Hacıömeroğlu
11
Mart 2023
"Her şey çok güzel olacak" sloganlarıyla geldiler. İtirazlarda kafa kopardılar. Emperyalizmin faşist sürüsünün yıkayıp boyayıp önümüze koyduğu ucuz kuklaya ses etmeyelim istediler. Oyları bölme, bencil olma dediler, "hesap ortada" dediler... Ben de şimdi diyorum ki "sonuç ortada"...Dört yıl içinde becerilmiş hiçbir büyük iş yok, kentsel dönüşüm yapılmamış, trafik sorunu çözülmemiş. Üstüne üstlük rantla büyütülmeye devam edilmiş bir yığını kurtarmak derdinde bile olmayan bir zübük tarafından yönetilmek hoş mu İstanbullu?
YanıtlaSilİmamoğlu için yanlış kelimeler imamoğlu çalışıyor ama sizi takip etmiyorsunuz adil abi tamamen taraflı bakıyorsun deprem için neler yaptığını da biliyorsun merkezi hükümet ona ne kadar engellediğini biliyorsun elinden geleni yapıyor ama ne hikmetse eleştiriliyor en azından konuşmuyor yapıyor
YanıtlaSilİmamoğlu=RTE...İstanbul'un dere yataklarını imara açan kim ? Ruhsat izni için BAĞIŞ aldığını itiraf eden kim ? Yürütmeyi durdurma kararlarına karşın defalarca harf ve sözcük oynatarak yeniden BB meclisinden geçiren kim ? Otuz yıl boyunca Akape ve benzeri partilerce ve dahi kişilerce YÖNETİLMEYİP yok edilen İstanbul'dan helallik isteyen kim ? Kaldı ki, hangi belediye olursa olsun ilk sorumluluk Devleti yöneten hükümetlerinin. 7 kez İmar Barışı getirip 8. Yı meclise sunmaya çalışan bir hükümetten söz ediyoruz. AFAD İstanbul'da 10.000 (on bin) toplanma alanı var diye rapor hazırlamış. Orada yaşıyorsunuz. Çevrenizde böyle yerler var mı? Kaç tane ? Yine afadın Düzce depremi raporunu okumanızı öneriyorum. 2022 Aralık ayında sunulmuş. Aççık seççik YETERSİZ, DONANIMSIZ, MALZEMESİZ,BİLGİSİZİZ demiş, kendileri. Akutu yok etmek adına kurulan kurumu kim kurdu? Neden Yürütme görevinin başında olarak gereklerini yapmadı, yapamıyor? Türkiye Cumhuriyeti'nin 1983 yılında planladığı Em-As-Ya programını kim kaldırdı? Ve yine 1999 depremi sonrası kurulan Deprem Konseyini kim kaldırdı ? Saygılarımla
YanıtlaSilİnşallah gerçek bir başkan çıkarır bu güzel şehir kendi bağrından.
YanıtlaSilYönetici çıkarma konusunda çok kısır olduğumuz bir dönemde yönetici payesi verilince netice bu oldu galiba..
Adil bey daha 1 mart da , İstanbul tarihinde yapılmayan "İSTANBUL DEPREM SEFERBERLİK PLANI" toplantısında deprem karşısında ki yapılacaklar ile ilgili sempozyum yapıldı. Konunun bütün uzmanları davetliydi ve bu konu tartışıldı. Doğru yere bakmazsanız, gerçekleri göremezsiniz. Ekrem İmamoğlu nun sosyal medya hesaplarını takip etmenizi öneririm. Saygılarımla
YanıtlaSil