DEPREM VE PARTİLERE HAZİNE YARDIMI


        Türkiye, 6 Şubat 2023 günü büyük bir deprem felaketi yaşadı. Kent, kasaba ve köylerimiz yıkıldı. Canlarımız toprak oldu. Acılarımız yüreğimize sığmamakta. Gözyaşlarımız dinmemekte. Ulusumuz acı ve üzüntüde birleşti. Yediden yetmişe bir seferberlik var depremzedelere yardım için. Her yurttaş, sofrasındaki ekmeği küçültmekte. Neden mi? Bir bölümünü deprem bölgesindeki kardeşlerine vermek için.

        İnsanımız sofraya her oturduğunda yüreğinde bir sızı duyumsamakta 6 Şubat’tan beri. Derin bir duygudaşlığın getirdiği içten içe bir sızı bedenini ve tinini sarıp sarmalamakta. Lokmalar, boğazda düğümlenmekte çoğu zaman. Dünyanın son yüzyıldaki en büyük felaketinden sonra iştahlar azaldı, yenip içilenin tadı tuzu kalmadı. Deyim yerindeyse insanımızın ağzının tadı kaçtı. Artık uykular, bölük pörçük… Dost söyleşileri yavan… Geceler eskisinden daha uzun… Gündüzler ise puslu… Afiyette miyiz? Doğaldır ki değiliz.

        Türkiye hem ekonomik hem de duygusal anlamda büyük bir dayanışmanın içinde. Koca bir ulus, tek bir yürek olmuş. Böyle bir ortamda ülkemiz seçime gidiyor. Bu seçimde hem cumhurbaşkanını hem de milletvekillerini seçecek.

        Bir ülkeyi yönetenler, halkın özverisine katılmalı ve öncü olmalı. Ulusça gösterdiğimiz duygudaşlığın önünde olmalı siyasetçiler. Ulusun acısını, üzüntüsünü yüreğinin derinliklerinde duyumsayamayan kişilerin ülkeyi yönetmesi olanaksız. Bu tür siyasetçilerin ülkemizin köklü sorunları çözmesi, halkın acılarını dindirmesi düşünülemez. Hele deprem gibi büyük bir felaketin üstesinden gelmek için bu tür siyasetçilerin yapacakları bir şey yok! Ancak göstermelik bir şeyler yaparak göz boyar bunlar; halkın çıkarlarını değil, kendi keselerini düşünürler.

        Siyasi partilerin bazıları hazine yardımı almaktalar haksızca. TBMM’de grubu olanlara hazine yardımı var, diğer partilere yok bu yardım. Üstelik hazine yardımları, TBMM’de grubu bulunan partilerin son genel seçimde aldıkları oy oranına göre verilmekte. Hazine yardımlarıyla ülkemizdeki seçimler eşitsizlikle başlamakta. Oysa her parti eşit koşullarda seçime katılmalı. Ne yazık Amerikancı 12 Eylül darbecilerinin yaptığı Seçim ve Siyasi Partiler Yasası, bu eşitsizliğin kaynağı. TBMM’deki siyasal partilerin hepsi 12 Eylül’e karşılar sözde. Ancak gerçekte sığındıkları yer, 12 Eylül’ün adaletsizlikleri. Bu eşitsizliği yaratan yasaya karşı çıkan bir parti var mı TBMM’de? Yok! Neden? Çünkü hazineden nemalanmaktalar.

        Hazine yardımları hazır para olduğu için TBMM’de grubu bulunan partilerin üyeleri partilerine, düzenli ödenti ödemez. Ödenti deyip geçmeyin sakın. Bu, üye ile parti arasındaki ilişkinin köprüsü. Partilerdeki lider diktatörlüğünün nedenlerinden biri de bu köprünün olmaması. Parti içi demokrasilerin yok edilmesi, 12 Eylül’ün çıkardığı bu yasada saklı.

        TBMM toplanmalı ve 12 Eylül darbecilerinin çıkardığı anti demokratik Seçim ve Siyasal Partiler Yasasını değiştirmeli. Özellikle de hazine yardımları kaldırılmalı. Partiler, ellerini hazineden, yani halkın kesesinden çekmeli. Bu paralar, halkın yararına kullanılmalı.

        Önümüzdeki seçimde partilere verilecek toplam hazine yardımı; 4 milyar 515 milyon beş yüz bin lira. Yazık değil mi bu paraya. Yetim hakkını partilerin propagandası için harcatmak hangi vicdana sığar? Bu arada HDP/PKK’nın da bu hazine yardımını aldığını söyleyelim. Bu paranın ne için harcandığını ulusumuz çok iyi bilmekte.

        Deprem nedeniyle yüreği yanan halkımızın oyunu kazanmak için şarkılı, türkülü, oyun havalı seçim müzikleri yapılmaz sanırım. Ulusun yüreği kan ağlarken seçim taşıtlarında müzik çalmak halka, depremzedelere, özellikle de yıkıntılar altında yaşamını yitirmiş yurttaşlarımıza en büyük saygısızlık olmaz mı? Kent alanlarına, cadde ve sokaklarına plastik bayraklar asılmaz diye düşünmekteyim. Yaşadığımız alanlarda, partilerin kuşe kağıtlara rengarenk bastırdıkları bildireler de çok gereksiz. Zaten plastik bayrak, bildiri kirliliğine ve seçim taşıtlarında çalınan gürültücü müziklere bakıp da oyunun rengini değiştiren bir yurttaş görmedim bugüne dek. Yapılan bu sözde propagandalar, yalnızca parti örgütlerini tatmin etmekte.

        Seçimde; her parti tutumlu davranmalı, savurganlıktan kaçınmalı. Partilerin milletvekili aday adayı olan kişilerden yüklüce bağışlar aldıklarını bilmekteyiz. Bu aldıkları paralar onların propagandalarına yeter de artar bile. Bu nedenle partilere verilecek hazine yardımları deprem bölgesi için harcanmalı. Bu parayla depremzedelere sağlam konutlar yapılmalı. Bundan daha önemli bir şey mi var?

        TBMM’de grubu bulunan partilerin önünde bir yurtseverlik sınavı var. Bakalım bu sınavı kaçı geçecek? Kaçı halk yerine kendi kesesini düşünecek? Unutmayın ki halk varsa partiler ve siyaset var. Halkın olmadığı yerde partiler de olmaz.

                                                                       Adil Hacıömeroğlu

                                                                       9 Mart 2023

       

4 yorum:

  1. Gurubu olan partilere verilen paraları adil bulmuyorum. Ulkemizin deprem, sağlık, eğitim gibi ihtiyaçları var. Bu acılı günlerimizi kolaylıkla atlatmak için harcanması diyorum.

    YanıtlaSil
  2. Devlet ve halkın birbirinden kopuk olması ile ilgili bir durum. Hangi parti daha çok seçim yaygarası yaparsa halktan en kopuk olan odur. Bu konuda şu ana kadar 6'lı masa partilerinin eline ne AKP ne de başka bir parti şu dökemez

    YanıtlaSil
  3. Saygıdeğer Hocam, hazine yardımı yasası 1984 de çıkarılmıştır. 2005 yılında Akape tarafından düzenleme yapılmıştır

    YanıtlaSil
  4. Paylaşımlar benim görüşüm ile aynı. Geridönüşüm konusu ile de ilgili olarak plastik gibi doğada yok olmayan reklam ürünleri de kullanılmamalı.

    YanıtlaSil