İnsanlar
üzülünce eğni ya da tini acıyınca ağlar. Ağlama, insanın tinsel irinini
akıtmasıdır. Zaman zaman insan ağlamalı, yoksa tinsel irinle dolar içi.
Bazı
ağlamalar yardım çağrısıdır. Kişi, ağladığında çevresindekilere, özellikle de
sevdiği kişilere, “Gel, bana yadım et. Sorunumu birlikte çözelim. Düştüğüm kötü
durumdan kurtulmam için bana destek ol!” der gözyaşlarından oluşturduğu köprüyle.
Bu köprü, insanlar arasındaki en sağlam
bağlardan biri.
Kimi
zaman ağlama, bir karşı çıkış, direnmedir. İnsan ağlayarak boyun eğmediğini söyler
karşısındakine. Ağlayarak kendi kişisel alanını savunma ve düşüncesini anlatıp
dinletme isteği, özgürlüğünü kullanma amacı gözyaşlarıyla akmaktadır. Bu
gözyaşları, birey olarak kabul edilme savaşımının bir belirtisi.
Kişilerin
ağlamalarında kimi zaman bir teslimiyetin, çaresizliğin sesi ve gözyaşları
vardır. Her gözyaşı damlası, her hıçkırık çekilen acının, içine düşülen çıkmaz
durumun simgesi. Kişi gözyaşlarını akıttıkça, hıçkırıklarını çoğalttıkça
içindeki yangın sönmeye başlar. Son hıçkırıklar, kesik kesik işitilir. Bunlarla
insanın yangın yeri olan yüreği soğumaya başlar ve yavaş yavaş soğuyan yürek
ferahlar, sıkıntı ve acı gözyaşlarıyla toprağa akıp hıçkırıkların derin
soluklarıyla havaya karışır.
Kimi
ağlamalar sevinç ve mutlulukla doludur. Bu ağlamalarda gözyaşları akarken gözbebekleri
güler. Hıçkırıkların yerini bir mırıltı, gülüşle karışık bir ses alır. Bu,
mutluluğun gözyaşına dönüşmesidir. Her gözyaşı, bir gül goncası. Bu goncalar,
ağladıkça açılır ve sonunda güllere dönüşür rengarenk. Güzellikleri, gözyaşlarıyla
sulanmalarındandır.
İnsan
bazen sıkıntıdan, içinde oluşan boşluktan ağlar. Bu ağlayış, yavandır. Karşısındaki
kişiler pek etkilenmez bundan. Bu ağlayışla kişi, sıkıntısını az da olsa azaltıp
içindeki boşluğu doldurur.
İnsan,
yakınlarını ya da sevdiklerini sonsuzluğa uğurladığında ağlar. Bu; bir kopuşun,
yaşamımızda yer eden birini sonsuza dek göremeyecek olmanın sesidir. İçten
kopan bu hıçkırıklar, üzüntülü bir uğurlamanın tükenmez dalgaları. Gözyaşları,
uçmağa varır ve melek olur.
İnsanoğlu
ağlar. Ağlamazsa içini soğutamaz. İnsanın içi soğumayınca içten içe eritir onu
yüreğindeki yangın. İnsan taş olsa yangına dayanamaz. Bu yangın insan yüreğini,
gönlünü kül eder. Dıştan bakılınca donuk bir cisim gibi dolaşır ortalıkta.
Çocukların
bazılarına ağlamak yasaklanır anne ve babalarınca. Ağladıklarında sert bir
biçimde uyarılırlar. Hele erkek çocuksa “Erkekler ağlamaz. Kadın gibi ağlama!”
diye çıkışılır onlara. İnsanın erkeği, kadını mı olur? İnsan olan ağlar. Hem de
yeri geldiğinde feryat ederek salya sümük. Bir tinsel boşalma insana yasaklanır
mı hiç?
Çocuklarına
ağlamayı yasaklayanlar, onları tinsiz, duygusuz bir kalıba dökmek isterler. Bu
da onların yetişkinlikte birçok sorunla karşılaşmasına neden olmakta.
Çocuklar
ağladığında bırakalım içlerini döküp yüreklerini soğutsunlar. Hıçkırıklarla,
gözyaşlarıyla anlatmaya çalıştıkları dertlerini, sorunlarını anlayalım. Onların
dertlerine ortak olup sorunlarının çözmek için gidecekleri yolda birlikte
yürüyelim. Gerektiğinde birlikte ağlayalım.
Ağlamak
kötü bir şey olsaydı göz pınarlarımızda ve onlardan akan gözyaşlarımız olur
muydu hiç? Çocuğa, yetişkine insan olmak yasaklanır mı, böyle bir şey olanaklı
mı?
Adil
Hacıömeroğlu
23
Şubat 2024
Sağlıklı ve güvenilir çocuklar yetiştirirken onları anlamak zordur.Bir çocuğun kalbi mutluluktan nasıl atarsa, üzülünce de ağlaması son derece normaldir ağlayan çocukları sakinleştirmek için , çocuklarımızın neden ağladığını anlamalıyız.Ağlamak ta gülmek gibi çocukların yetişkinlerle kurduklarını iletişimin bir parçasıdır.Sevdiği oyuncağı kırıldığı zaman ağlayan çocuğa üzülme denmez çocuklar oyuncaklarını çok severler ve onlara bağlıdırlar onları sevgiyle kucaklamamız ona güven duygusunu ,ben yanındayım mesajınıda vermemiz gerekir. duygularımız nehirgibidir bazen mutluluktan coşar güleriz , bazen de durulur gözyaşları sel olur .Ağlamak insani bir davranıştır.Oldukça doğaldır.Her yaştan insanı özellikle duyguları hassas olan çocukları ağladıkları için ayıplayamayız.Duyguların ve ağlamanın cinsiyeti yoktur. Duygusallık içten gelirsıkıntılı durumlarda çocuklarımıza destek olmalı güvenli ortam sağlamalıyız.Çocukların bütğn dünyası oyun bahçesidir anne-baba içini nasıl doldurursa onlar da onu görür yaşar.Duygusal ve hassas , karıncaları incitmeden geçen çocuklarımızın duyarlılığının kıymetinin bilinmesi dileğiyle.Hocam yüreğinize sağlık.🙏🏻✍️👏🌺Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSilHatasına nedamet duyarak,tevbe gözyaşlarıyla yıkanan bir yüzden daha temiz yüz olmaz.
YanıtlaSilİnsan doğasında olan bir davranış
YanıtlaSilYazınızı pür dikkat okudum okudukça kendimi sorguladım okul çağında zaman zaman böyle durumlar yaşadım anlatmaya çalışıyorsun anlatamıyorsum içine atıyoryorsun kafaya takıyorsun ister istemez.
Torun torba sahibi olduk emekli olduk yaş kemale erdi halendaha zaman zaman bu durumları yaşıyor insan demekki doğamızda varmış diyorum hocam sevgi ve muhabbetle