TAVUK BESLENMEYEN, MEYVE DİKİLMEYEN KÖYLER (Pazar Yazıları)


            Tavuk ve meyve, köylerimizin olmazsa olmazı… Köylere gittiğimizde neredeyse her evin bahçesinde, gübreliğinde eşelenen tavukları görürüz. Hele yaz mevsimiyse kuluçka bir tavuğun peşinde civcivleri görmek olası. Bir de tavukların reisi horozun fiyakalı yürüyüşü vardır ki izlemeye doyamazsınız. Horozu, tavukları ve civcivleriyle görsel, işitsel bir varsıllıktır bu görünüm.

            Tavuklar, bahçelerde sebzelerin yapraklarını yer çoğu zaman. Komşunun bahçesine girip orada pisler. Bazı komşular, bu durumdan rahatsız olur, bu güzel hayvanların bahçelerini az da olsa zarar vermelerine, avlularının kirletilmesine karşı çıkar. Kimi zaman bu nedenlerle komşular arasında kavgalar çıkar. Bu kavgalar, istenmeyen düşmanlıklara yol açar. Oysa komşunun tavuğundan rahatsız olduğunu söyleyen kişinin tavukları da diğer komşuların bahçelerinde ve avlularındadır. Ortada bir zarar varsa herkes için söz konusudur aslında.

            Köylerde her evin bahçesinde bölgenin toprak yapısına, iklimine uygun olarak meyve ağaçları görmek büyük bir görsel toy. Meyve, çocuklar ve büyükler için bir şölen, doyulmaz bir lezzet. Çocukları, meyvelerin olgunlaşmaya başlamasıyla ağaç dallarında görebiliriz. Kimi kuş gibi kanatlanır dallar arasında. Kimi ise sincap çevikliğinde dolaşır ağacın bedeniyle dalları arasında. Bazı çocuklar, meyve ağaçlarına tırmanma konusunda çok başarılı değildir. Çoğu zaman dalların üstündeki kardeşlerine, arkadaşlarına dil dökerler kendilerine bir meyve atsınlar diye.

            Dallardaki çocuklardan bazıları, dalların gücünü yanlış hesaplayıp dalın kırılmasıyla yere düşer. Kiminin elleri kayar yaş dallardan ve kendini yerde bulur. Düşerken dallar çizer yüzlerini, kol ve bacaklarını. Kimi zaman kol ve bacaklar kırılır, başlar yarılır, burunlar kanar. Her meyve mevsiminde Kırığı çıkığı olan çocuklar görmek olanaklı. Çoğu zaman bu kırık çıkıklar, zamansız olduğundan il ve ilçe merkezlerindeki sayrıevlerine gidilemez. Bu nedenle köylerde alaylı kırık çıkıkçılardan umar beklenir. Bu kişiler, deneyimlidir. İşi, yaparak yaşayarak öğrenmişlerdir. Olanaksızlıklar içinde sağlatım yaparlar. Kimi zaman kırılan kol ya da bacakların kırık yerlerini denk getiremezler tam olarak. Bu nedenle kol ve bacaklar eğri, çarpık olarak tutturulur. Dirsekten başlayan eğri kollar görürseniz, bilin ki köylerdeki kırıkçı çıkıkçıların işidir bu.

            Köylerde her meyve, her bahçede yetiştirilmez. Bazı komşular, komşu çocuklarının bahçelerindeki meyve ağaçlarından meyve yemelerine karşı çıkmaz, tersine onları bu konuda yüreklendirirler bile. Doğaldır ki her komşu bir olmaz. Bazıları, çok az sayıda olsalar bile, meyve ağaçlarına başka çocukların çıkıp yemesinden hoşlanmaz. Bu konuda sorun çıkarıp yakınırlar. Bu yakınmalar, kavgaya dönüşür kimi zaman. Kavgalar, bazen büyür; düşmanlıklara yol açar. Bu, istenmeyen bir durum…

            Ülkemizin köylerine gittiğinizde eğer ev kapılarında tavuklar göremez, seslerini işitemezseniz bilin ki orada bu konuda kavgalar yaşanmıştır. Komşuların ortak kararıyla tavuk beslememe kararı verilmiştir. Yine bir köyde meyve ağaçları yoksa orada komşuluk ilişkilerinin iyi olmadığını, hoşgörünün bulunmadığını, komşular arasında anlaşmazlıkların olduğunu anlayabilirsiniz.

            Bir yerleşim yerinde bulunan tavuklar, meyve ağaçları oradaki hoşgörünün, insanlar arasındaki anlayışın, dostluğun, yardımlaşmanın, ortak iş yapabilme gücünün, sevginin, köydeki erincin, kişiler arasındaki saygının göstergesi. Aslında yaşamımızdaki bazı hayvan ve bitkiler; toplumun sosyal ilişkileri, kişilerin tinsel durumları hakkında bizlere bilgi verir.

Toplumsal yaşamda paylaşmaktan, dayanışma içinde olmaktan daha güzel bir şey var mı?

                                                                                   Adil Hacıömeroğlu

                                                                                   11 Şubat 2024

           

1 yorum:

  1. Sabahları, gözlerimizi hafif bir güneş ışığı ve mis gibi kahvaltıkokusuyla açmak... Ne güzel bir duygu değil mi?
    Köyde , herkesin kalbinde aynı hisler uyandırır o sabahlar. Köyün huzur dolu sessizliğiyle, kentin hareketliliği arasında sıkışıp kalan ruhumuz,sabahları buluşur.
    Gözlerimizi açar açmaz burnumuza çarpan o eşsiz geçmişe dair en tatlı anıları hatırlatır bize. İşte o anılar, köyde doğal günlük yumurta biber, domates, salatalık ,çiçek balı , tereyağı , değirmenden öğütülen buğdaydan yapılan köy ekmeğinin olduğu sofranın bereketi ve lezzeti sevdiklerimizle beraber yaptığımız muhabbetlerin tadına doyum olmazdı. Kırık , çıkıkları yapan büyüklerimiz elleri yatkındı, çocukluğumuzdan usumuzda kalan çiğ yumurtadan malzeme hazırlayıp sağaltım yaparlardı.Adil hocam yüreğinize sağlık ,paylaşıp anılarımızı tazelediğiniz için sağ olunuz.Esen kalınız👏✍️🙏🏻🌺👩

    YanıtlaSil