Çocukların
en büyük korkusu, anne ve babasını yitirmektir. Onları yitirme korkusunu çocuklara
veren genellikle ebeveynleri. Anne ya da babaların çocuklarıyla ilişkilerinde tehditkâr
bir dil kullanması, onlara yersiz, anlamsız bir kaygı yükler. Bu kaygı, giderek
büyür ve derin bir korkuya dönüşür. Kaygı ve korku giderek özgüven eksikliğini
getirir.
Çocuklara
verdiğimiz cezalar, çoğu zaman onlara kaygı ve korku yükler. Kaygı ve korkunun çocuğun
tinsel sağlığına çok fazla zarar verdiğini söyleyebilirim. Bu nedenle çocukta, kaygı
ve korkuyu oluşturacak her türlü sözden, davranıştan kaçınmalı.
Anne
ve babaların çocuklarını küsmekle tehdit etmesi sıkça görülen bir davranış. “Bak,
söylediklerimi yapmazsan sana küserim.” der bazı anne ve babalar. Bu tümce,
çocuğu kaygıya boğmaya yeter de artar bile. Çocuğa küsmek, olmaması gereken bir
şey. Çünkü böyle bir durumda çocuk, kendini yalnız, terk edilmiş olarak
duyumsar ve kaygılanır. Bu nedenle anne ve babalarının dediklerini yapar. Giderek
“hayır” sözcüğünü sözlüğünden çıkarır. Başta ebeveynlerine hayır demez, sonrasında
arkadaşlarına ve çevresinde olan hiç kimseye. Doğru ya da yanlış olsun her şeye
“evet” diyen bir çocuk, sonrasında bir yetişkin ortaya çıkar. Bu durum,
kişiliksizliğe sürükler çocuğu. Böyle yaparak sorun çözüldü mü? Hayır! Sorun,
büyük bir sayrılığa dönüştü ebeveynlerce.
Bazı
anne ve babalar, çocukları sözlerini dinlemediğinde çok sinirlenip
üzüldüklerini söyler. Hatta bu yüzden sağlıklarının bozulup sayrılandıklarını haykırırlar
çocuğun yüzüne karşı. Sayrı olmak, güzel bir durum değil insanlar için. Sürekli
sayrılananların sonu ölüm. İşte, bu çocuktaki kaygıların en büyüğü. Bir gün
kendi yüzünden anne ya da babasını yitirme kaygısı. Bu, giderek derin bir
korkunun karabasanına, umutsuzluğuna dönüşür. Çocuk, ne yapacağını şaşırır. Çözümü,
anne ve babasının her dediğini yapmakta bulur. Olumlu ya da olumsuz söylenen
her şeyi yapar. Böylece kendi kimliğini, kişiliğini, beğenilerini yitirmeye
başlar. Özsaygısı yok olur böylece. Özsaygısı olmayanın özgüveni olur mu hiç?
Artık
çocukta, kim olursa olsun karşısındaki kişinin her söylediğini kabullenip yapma
düşüncesi egemendir. Bu neden bu çocuklar iyiyi, kötüyü, güzeli, çirkini, zararlıyla
yararlıyı ayırt edemezler. Yanlışı çok yapar, kendilerine zarar verirler.
Anne
ve babanın çocuğu yetiştirirken yaptıkları yanlış davranışlar, kullandıkları
hatalı sözler en sevdikleri yavrularını başkalarının kuklası yapar ister
istemez.
Aile
ortamı bir kumar masası değil. Çocuklar da bu kumarın aracı olamaz. Onları
yetiştirirken tehdit, şantaj gibi insana yakışmayan yöntemler kullanılmamalı.
Onları kaygılandıracak, korkutacak söz ve davranışlardan kaçınmalı. Bilerek ya
da bilmeyerek yapılacak küçük yanlışların büyük sorunlara yol açacağı
bilinmeli. Bu nedenle çocuklara karşı kullanacağımız her sözü, onlara
göstereceğimiz her davranışı iyice ölçüp biçmeli.
Adil
Hacıömeroğlu
22
Şubat 2024
Çocuklarımıza asla küsülmez .Çocuklarımızın davranışları değiştirmeyi düşündüğümüzde iyi davranış arttırmayı yanlış davranışları azaltmaya çalışmalıyız .Bizim rollerimiz iyi bir anne -baba olmaktır , disiplin sağlayan hakim değil. Anne -baba olmak demek iyiyi , kötüden ayırmayı nasıl iyi olunacağını öğretmekle olur . Tabi ki kendisine yapılan yanlış davranışlara savunmasız kalmayacağı , hakkını aramadı gerektiğini de anlatmalıyız.Çocuklarımıza yaptıkları iyi şeylerle gurur duyduğumuzu söylememiz gerekir.Her şeyden tassarruf yapılabilir ama sevgiden , onları övgü dolu sözlerden mahrum etmemeliyiz.Çocuklarımıza doğru ve güzel şeyler yapmaları için cesaretlendirmeliyiz.Sürekli onlara emir cümlesiyle konuşursak çözüme ulaşamayız.Çocuklar yanlış bir şey yaptığında ceza verip tehdit etmek , kötü sözler söylemek özgüvenlerinizedeler.Hayatla başa çıkmaları içinÇocukların güvene ihtiyaçları vardır , kendini değersiz hisseder , her çocuğun dünyası farklıdır .Çocuklarımız bizlere emanettir , onlar bizim hazinemizdir değerleri ölçülemez .Hocam esen kalınız .👏✍️🙏🏻Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSilÇocuklara,Furkan'ı yani doğruyu yanlışı ayırt etmeyi,farkı fark etmeyi kazandıracak bilinç öğretmek ebeveyinlerin görevi..Ancak bu yetmez...Eyleme geçmeyen farkındalık,pişmanlıkla sonuçlanır.
YanıtlaSil