Nuri
Demirağ, Türkiye’de 1250 kilometre demiryolu yapma rekorunu elinde bulunduran memleket
ülküsüyle yanıp tutuşan bir girişimci. Bu işlerden kazandığı parayı, ülkemizde
uçak üretimi için kullanan bir özverili yurtsever. Yapı yüklenicisi ve sanayici…
Nuri
Bey, varsıllaşınca doğup büyüdüğü toprakları unutmadı. Divriği’deki
yerdeşlerine sırtını dönmedi. Cumhuriyet güneşinin ışığının Divriği’yi
aydınlatması için elinden geleni yaptı. Ülkemizin birçok ilçesinde ortaokul
yokken o, Divriği’ye ortaokul yaptırdı. Bu okula da kendi adını veriyor doğal
olarak. Okul, 1937’de kapılarını Divriğili çocuklara açıyor.
Yıllarca
Bakırköy’de yaşadım. Orada güzel dostlar edindim. Bu dostlarımın hepsi
yaşamımın ışığı oldu az ya da çok. İnsan; kimden, ne zaman, ne öğreneceğini
bilemez. Kimi zaman öyle bir bilgi öğrenirsiniz ki o, yaşamınıza renk katıp
yön verir.
Bakırköy’de
tanıdığım dostlarımdan biriydi Emekli Kurmay Albay Nedim Arat. Onu, Atatürkçü
Düşünce Derneği Bakırköy Şubesinin kuruluşundan hemen sonra tanıdım. Derneğimizin
başkanlığını da yaptı. İlk tanıştığımız günden başlayarak ısındık birbirimize. Aramızda
epeyce yaş farkı vardı. En önemli özelliği, hangi yaşta olursa olsun herkese saygı
göstermesiydi. Haftada birkaç kez görüşürdük. Kısa gezilerimiz, uzun söyleşilerimiz
oldu onunla. Çok alçakgönüllü, beyefendi, ince, birikimli, sevgi dolu ve güler yüzlüydü.
Dernekte her işe koştururdu. O, kimi zaman anılarını anlatırdı bana. En çok
sevdiğim de onun anılarını dinlemekti. Çünkü onun anılarında ülkemizin tarihi
vardı.
Nedim
Bey, 1924 doğumluydu. O da Nuri Demirağ gibi Divriğiliydi. Demirağ’ın 1937’de
eğitim ve öğretime başlayan ortaokulunun ilk öğrencilerindendi. Okula başladığı
anı, gözleri parlayarak anlatırdı. Anlatırken renkli gözleri gri yeşil bir
bulut kümesine dönerdi. Kimi zaman dudakları titrerdi. İlçelerinde ortaokul yaptıran
Nuri Demirağ’dan saygı ve minnetle söz ederdi. Demirağ, onun için Cumhuriyet’e
açılan bir kapı, bir önder, bir ışık, yol gösteren bir kutup yıldızıydı.
İlk
yıl, Nuri Demirağ Ortaokulu’na altısı kız olmak üzere 44 öğrenci kaydolur. Zaman
içinde bazı öğrenciler, okuldan ayrılır. Bazıları büyük kentlerdeki okullara
giderler parasız yatılı olarak. Son sınıfa gelindiğinde 21 öğrenci diploma alır.
Bu bilgileri özveriyle bana veren Divriği Naci Demirağ Anadolu Lisesi
Müdürü Sayın Ahmet Aygün’e teşekkürü borç bilirim. Erinmeden arşivlere girdi
Müdür Bey. Ahmet Öğretmen hem Divriği hem de eğitim aşığı biri. Memleket
ülküsü eksilmesin, soluğu kesilmesin.
Nedim
Arat’ın belleğimden hiç silinmeyen bir anısını paylaşmak isterim okurlarımla. Ortaokulun
birinci sınıfı bitmişti. Yıl sonunda öğrencilerin hepsine bir örnek takım elbise
diktirir Nuri Demirağ. Öğrencilerin yaşamlarında giydikleri ilk takın elbisedir
bu. Yoksulluğun diz boyu olduğu ülkemizde bırakın yeni giysiyi, kırk yamadan
oluşan bir ceketle pantolonu bulmak bile ayrıcalık sayılmaktaydı o devirde. Tepeden
tırnağa giydirir tüm öğrencileri. Hepsini trene bindirir. Ankara, İstanbul,
Bursa ve Edirne’ye götürür Divriğili çocukları. Onlara Osmanlının üç başkentiyle
Türkiye’nin kalbini gezdirir. Oraların tarihlerini ve doğasını tanırlar. Tüm
masraflar, Demirağ tarafından karşılanır. Bu kentleri ilk kez gören öğrenciler
çok mutludur. Nedim Bey: “Bizim bilgimiz, görgümüz artsın diye bu geziyi
düzenledi Nuri Bey.” derdi mutlulukla. Gezinin sonunda İstanbul’a geldiklerinde
Nuri Bey’in konutunun bahçesinde bir akşam yemeği yerler. İşte, Nedim Bey’in
yaşamı boyunca unutamadığı bir yemektir bu. Masanın baş köşesinde Nuri Demirağ
vardır. Divriğili çocuklar, ilk kez ak masa örtülerinin üstünde çatal, bıçakla
yemek yerler hem de Boğaz’ı seyreyleyerek. Onlarla söyleşir yemek boyunca
Demirağ. Onlara değer verir. Bu davranışı, çocukların özgüvenlerini artırır.
Gezi,
bir düş gibi geçip gider. Trene binip geri döner çocuklar Nuri Demirağ’ın
onlara verdiği armağanlarla ilçelerine. Hepsi çok mutludur. Yıllarca bu gezi
konuşulur, dilden dile yayılır gezi anıları. Çocuklarına, torunlarına anlatır
bazıları, kimileri de dostlarına.
Nedim
Arat Bey, çoktan uçmağa vardı. Trenle yaptıkları başkentler gezisi, o günkü gibi
usumda onun sesiyle. Güler yüzü gözümün önünde… Keşke yurdumuzda daha çok Nuri
Demirağ gibi varsıllar olsaydı da yurdumuz, Atatürk güneşiyle daha çok
aydınlansaydı. Daha çok Nedim Aratların anıları kulaklarımızda, belleklerimizde
kalsaydı. Ne güzel olurdu değil mi?
Adil
Hacıömeroğlu
3
Şubat 2024
Adil hocam sayenizde Nuri Demirağ ve TSK'nın değerli albaylarından Nedim Arat beyi tanıdık.Her ikisinin de ruhları şad olsun.Yazılarınızda öztürkçe sözcükleri okumak ve öğrenmekten mutluluk duyuyuyorum.Yerdeşke=Memleket , uçmağa varmak = ahirete intikal etmek gibi.Sağolun var olun...Devrim A.
YanıtlaSilTürkiye Cumhuriyeti’nin yetiştirdiği yüce gönüllü insanlar Nuri Demirağ Nedim Arat ruhları şad olsun.Hep ileriye bakan aydınlık yarınlara çocukları bilgi ile büyüten ufuklarını geliştirmek için okullar açan çocukları sevindirip coşturan, hayatlarında iz bırakan mütevazi , lider Nuri Demirağ Vatan toprağı kutsallığından yola çıkarak doğduğu topraklara vefa borcunu kaderine terk etmeyip bir çok alanda öncülük edip yol açmıştır. Hayırsever kişiliğiyle yüreklere derman, kaç cana can olmuştur.Adil hocam emeklerinize , yüreğine sağlık ksleminiz yine çiçekler 🌺 açtırmış.Esen kalınız.🙏🏻🧿✍️🍀👩Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSilDemiryolu insanları birbirine ulaştırmak için yapılır. Nefeka(tünel) kökünden gelen infak gibi yardım ve jestlerde,insanların kalplerini birleştiren demiryolları tünellerdir. Nuri Demirağ,hem fiziki hemde mecazi demiryolları inşa etmiş.
YanıtlaSil