Okul
öncesi, ilk, orta ve lise öğretmenleri 23 Ağustos’tan başlayarak beş gün
boyunca ders yılına hazırlık için seminer izlencesine katılacak. Öğretmenler
okula giderek bu izlenceyi yüz yüze yapacak. Ayrıca seminer sonrası tüm
öğretmenlerin eğitim-öğretim başlayacağı 21 Eylül’e dek okula gitmesi gündemde.
Mart
başından beri ülkemiz koronayla savaşıyor.
Bugüne dek 257.032 kişiye kovid 19 bulaştı. Bu kişilerden 6.102 kişi
yaşamını yitirdi. İlacı, aşısı olmayan bu virüs, sinsice tüm insanlığı
pençesine almış durumda. Salgından korunmanın dört yolu var: maske takmak,
sosyal ara, sosyal yalıtım ve temizlik.
Salgından
korunma yolları nedeniyle birçok işyerinde uzaktan çalışma yöntemi benimsendi. Bazı
işyerlerinde ise daha az çalışanın bir araya gelmesi için nöbetleşe çalışma
yolu seçildi. Kimi işyerleri kapanmak zorunda kaldı. İnsanların kalabalık
ortamlarda bir araya gelmemesi için yasal yaptırımlar uygulanmakta. Toplumumuzun
birçok kesiminde bu yasal yaptırımlara gönüllü uyum söz konusu.
Yurttaşlarımızın
çoğu, yaşamında önemli değişiklikler yaptı. Eğlenceden, sosyal ilişkilerden,
toplumsal etkinliklerden, sanattan, spordan, gezmeden, aile üyelerini
ziyaretten, konuk alma ve konuk olmadan özveride bulunmakta insanlar. Evlerine
kapanan birçok yurttaşımızın korona nedeniyle tinsel sağlıkları bozuldu.
Çocuklar; sokakta, oyun parklarında oynamayı unuttu neredeyse. Özellikle hizmet
sektöründeki birçok işyeri kapandı, bir bölümü de kapanma tehlikesiyle karşı
karşıya.
Salgın
tün dünyayı olduğu gibi ülkemizi de tehdit etmekte. Koronadan korunma önlemleri
nedeniyle ülke ekonomileri çökmekte. Birçok köklü firma iflas etmekte. İflasın
eşiğinde olan firma sayısı belirsiz. Ülkelerin büyük bölümü yurtdışıyla her
türlü ilişkiyi kısıtlamış durumda. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri bile salgın
karşısında çaresiz. Her ülke salgından kurtulmak için tüm olanaklarını seferber
etti. İnsan, insandan virüs kaparım diye korkar oldu.
Ne
yazık ki yaz mevsimi, gerilemekte olan salgını artırdı. Düğün, cenaze, toplu
ibadet, Ayasofya’nın ibadete açılışı sırasındaki kuralsızlık, kentler arası
toplu ulaşım araçlarıyla yolculuk, salgına karşı önlemlere kişisel olarak
uymama gibi birçok nedenle salgın yayılma ortamı buldu ve birçok insanımızı
tuzağına düşürdü.
Türkiye’de
bir milyonu aşkın öğretmen var. Ayrıca okullarda yardımcı hizmet çalışanlarını
da katarsak bu sayıya önemli bir insan topluluğu çıkar karşımıza. Bu kişilerin
ailelerini de hesaba katarsak yaklaşık dört milyon kişi eder. Salgının kol
gezdiği, bulaşmak için fırsat kolladığı koşullarda okullarda öğretmenleri
toplayarak seminer yapmak koronaya fırsat tanımaktır. Okullarımızda ortalama
kırk elli öğretmen toplanacak. Kapalı bir yerde bu kadar kişiyi toplamak hangi
akla hizmettir? Böyle bir durum virüsü çağırmak değil mi? Öğretmenlerimizin
yaşamı bu denli ucuz mu? Göz göre göre öğretmenlerimizi ateşe atmak olur mu? Bu
seminerler uzaktan, internet aracılığıyla yapılamaz mı? Bu seminerler, eğitimin
olmazsa olmazı değil. Bu nedenle öğretmenleri, dolayısıyla insanlarımızı ateşe
atmayın! Yol yakınken bu karardan vazgeçmeli MEB yöneticileri.
Ülkemizde
her kişinin canı çok değerlidir, öğretmenlerimizin de. Ülkemizin kalkınması,
ilerlemesi için tin ve beden sağlıkları yerinde öğretmenlere çok gereksinmemiz
var. Bu, unutulmaya!
Adil
Hacıömeroğlu
23
Ağustos 2020
Öğretmenin sesi oldunuz Adil hocam . Okullarda sene başı seminerleri ; yeni yıl hazırlığı için önemlidir , tatil sonrası hasret giderme, planlama imkânı sağlar . Seminer adı altında çok da etkili eğitimler yapılamamıştır çoğu zaman , çay sohbet şeklinde yıpratıcı bir zaman kaybıdır da devlet okullarında , özel okulları dışında tutuyorum. Şimdi can güvenliği de eklenince gerçek amacına ulaşmayacak bu süreçten endişeliyim hem de çok... Sistem üzerinden etkin planlama ve hazırlık yapılabilmeliydi şimdiye kadar . "Öğretmenler oturarak para kazanıyor " söylemini kırmak için yapılmak isteniyor bu seminerler anladığım kadarıyla , umarım bedeli ağır olmaz , umarım yıllardır süregelen plansızlığın bedelini öğretmen ödemek zorunda kalmaz . Çünkü eğitim camiası kadar kapalı ortamda mesai yapmak zorunda olan çalışma grubu yok , sağlıkçılar hariç.Can sağlığı herşeyden önemli olmalı , yaşayalım görelim ...
YanıtlaSilBilime dayanan, yöreye, ülkeye, dünyaya toplumsal yarar katan, üretim, verim, yayım yapabilen öğretmenlerimiz olsun, emek verenlere kolay gelsin...Atama bekleyen genç öğretmenlerimiz var.Anaokulu öğretmeni olarak dün tanıştım hevesle, aşkla görevlerini yapmak istiyorlar.Biz okuduk ülkemize yararlı olmak istiyoruz dediler. Öğretmenlik kutsal bir meslek severek , fedakarlıkla karşılıksız yapılınca değer buluyor.Değerli Adil Öğretmenim sağolunuz, yüreğinize sağlık👏👏🙏🏻🍀📚🌺Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil