Yorgun
bir günün gecesinde deliksiz ve düşlerle dolu bir gecenin sabahında erkenden
uyandık. Duşlarımızı aldıktan sonra kahvaltıya indik. Otelde koronaya karşı
önlemler çok güzel. Her katın köşe başlarında dezenfektanlar. Düzenekler ayakla
çalışmakta, el hiç değmemekte. Kahvaltıda da önlemler sıkı. Açık büfe kalkmış.
Jelatinle örtülmüş kahvaltı tabakları hazırlanmış. Çay ve kahve kâğıt
bardaklarla alınıyor içecek kişilerce.
Bugün
şehitlikte gezmediğimiz yerlere gitmeyi planlıyorduk. Ancak Atacan, gece
uyumadan önce tutturdu Truva’ya gidelim diye biz de ona söz verdik. Gelecek yıl
şehitliğe yeniden geliriz bir engel çıkmazsa karşımıza.
Kahvaltımızı
Boğaz görünümlü bir masada yoğun dalgalar eşliğinde yaptıktan sonra odamızı
topladık. Otel görevlileriyle vedalaşmaya gittiğimizde görevli arkadaş, beni
birisiyle tanıştırmak istediğini bildirdi ve kahveleri söyledi. Ben, yeni
tanıştığım kişiyle söyleşirken eşimle Atacan kısa bir kent gezisine çıktılar. Kısa
bir tarih, Çanakkale söyleşisinden sonra izin isteyip kalktım. Eşimi aradım,
zaten yakında olduklarından üç beş dakika sonra geldiler. Arabamıza binip
Kilitbahir’e yöneldik. Kaleye, sevdalı gözlerle uzun uzun baktık. Feribot
sırasına girdik kısa bir süre sonra feribota bindik. Feribot hareket etmeden
üst kata çıkıp Boğaz’ın doyumsuz güzelliklerini solumaya başladık.
Çok
geçmeden feribot kıyıya yanaştı. Arabamıza binerek Çanakkale’nin içinden geçip
çevreyoluna girerek batıya yöneldik. Çevreyi inceleme merakımızdan yolun nasıl
bittiğini anlamadık bile.
Truva’ya
ulaştık. Müzeden içeri girdik. Atacan koşarak tahta artın yanına gitti.
Hayranlıkla inceliyor, bir yandan da bize çabuk yürümemizi söylüyor. Söylerken
bağırıyor tabi ki. Biz oraya vardığımızda o, merdivenlerden tahta ata
tırmanmaktaydı. Biz de onu izledik. Atın içine girdik. Sedirlere oturduk.
Atacan birden kalktı bir üst kata çıktık. Ben de peşinden… Eşim, bu arada
aşağıya indi. Pencerelerden ona poz veriyoruz. O, durmadan fotoğraf çekti.
Sonra dayanamadı yanımıza geldi. İçerde fotoğraf çekmeye başladı. Fotoğraf işi
bitince aşağıya indik. Kazıda ortaya çıkan müze kenti gezmeye koyulduk sıcağa
aldırmadan.
Homeros'un M.Ö. dokuzuncu yüzyıla ait İlyada ve Odysseia destanlarına konu olan önemli bir
yerleşim Truva.
Truva,
dokuz tarihsel katmandan oluşmakta. Her katmanda bir uygarlığın gizleri saklı.
Truva doğal afetler ve savaşlarla dokuz kez yıkılmış. Ancak her yıkılıştan
sonra ayağa yeniden ve güçlü bir biçimde çıkmış. Kazılar, henüz bitmemiş.
Kazılar sonunda ortaya çıkacak tarihsel bilgileri merakla beklemekteyiz.
İnsanoğlu hangi devirde olursa olsun kendisini, düşüncelerini, kültürünü,
sanatını, yaşayış biçimini, kısacası uygarlığını ortaya çıkardığı yapıtlarda
yansıtmakta. Bu yapıtların büyük bir bölümü doğal nedenlerle bir kısmı da
istilalar sırasında farklı uygarlıklarca yok edilmiş. Günümüze dek ulaşmış
yapıtların sağlamlığı, yapılışındaki özen görenleri şaşırtmakta. Kentleşmede,
kültürel ve sanatsal yaşamda örnek alacağımız birçok derslerle dolu Truva. Otuz
yılda yıkılan günümüz yapılarına karşı yıllara, doğal olaylara, saldırılara,
istilalara meydan okuyarak neredeyse dört bin yılı aşkın bir süredir ayakta
duran yapılara, duvarlara baktıkça üzülmemek elde değil.
Ülkemizde
yer alan eski uygarlıkların neredeyse tümünün ortak özelliği, kentlerde
tiyatronun bulunması. Tiyatro, hem bir eğitim yeri hem de sosyalleşmenin önemli
bir alanı. Antik kentlerde meclis toplantı salonlarını gördükçe günümüzün kör
topal yürüyen, uzlaşmanın ne olduğunu bilmeyen, tartışıp görüşmenin erdeminden
uzak sözde demokrasilerinin nasıl bir aldatmaca olduğunu anlıyor insan.
Truva gezimiz, öğlene doğru bitti. Tarih yolculuğumuzu Biga’da sürdüreceğiz. Hemen arabamıza binerek Çanakkale’ye, oradan da Lâpseki üzerinden Biga’ya doğru yol almaya başladık. Yol boyunca tarlaların, bahçelerin doğanın büyüsüne kapıldık. Ne gördüysek onunla ilgili konuştuk, bilgilerimizi paylaştık.
Ülkemizin
yeraltı da yerüstü de büyük bir hazine… Yeter ki değerini bilelim. Gezelim,
görelim, öğrenip bilmeyenlere anlatalım.
Adil
Hacıömeroğlu
22
Ağustos 2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder