Biga’ya
vardık. Asıl gideceğimiz yer, Bahçeli Köyü… Ah Biga ah… Mehmet Çavuş gibi
düşmana aman vermeyen bir kahramanı, şanlı askeri, Mehmetçik’i; Köprülülü Hamdi
Bey gibi ölümün üzerine giden bir yurtsever kaymakamı, Anzavur ve Gâvur İmam
gibi İngiliz altınlarıyla beslenen bir ihanet şebekesinin asi liderlrini
bağrında taşıdın. Daha nice ölümsüz kahramanların var Kurtuluş Savaşı’nda. Her
şey karşıtıyla vardır doğada ve toplumda. Kötüler olmasa iyilerin değeri
bilinir mi hiç? İşte, biz bu iyiler için yollara düşüp Biga’ya geldik.
Biga
kent merkezini gösteren tabelayı izledik. İnönü Caddesi’ndeyiz. “Yerde ararken
gökte buldum.” denir ya işte tam da böyle oldu. Birden karşımıza Köprülülü
Kaymakam Hamdi Bey’in heykeli çıktı. Kurtuluş Savaşı’mızın büyük
kahramanlarından biri. Yurdunu kurtarma uğruna ölümü hiçe sayan, en tehlikeli
görevlerden kaçınmayan bir adam.
Makedonya’nın
Köprülü kasabasında, 1888'de doğduğu için memleketinin adını taşıdı son nefesine dek.
Küçük yaşta yetim kaldığı için dayısı Celalettin Bey tarafından yetiştirildi.
Babası kolağası İbrahim Bey’di. Mülkiye mezunu olarak önce maiyet memurluğu
daha sonra kaymakamlık yaptı. Balkan Savaşı çıkınca cepheye koştu yedek subay
olarak.
Balkan
Savaşından sonra birçok yerde kaymakamlık yaptı Hamdi Bey. 1917’de
Balıkesir-Edremit kaymakamlığına getirildi. Kabına sığmayan bir görev adamı
olan Hamdi Bey, burada ilçe ileri gelenleri ve öğretmenlerin desteğiyle Edremit
Yetimler yurdunu kurdu. Ardından Edremit İdman Ocağı’nın kuruluşunu yaptı. Daha
sonra Gençlik Kulübü adını aldı İdman Ocağı. Ateşin içinden doğan bir spor
kulübümüz
15
Mayıs 1919’da Yunanlıların İzmir’i işgal etmesinden sonra Kuvayı Milliye’ye
katıldı. Halkın işgale karşı örgütlenmesi için çalıştı.
Akbaş
cephaneliği baskını Hamdi Bey’i tüm Türkiye’ye tanıtan yurtsever bir eylemdir.
Bu cephanelikteki silahlar ve mühimmat ülkemize aitti. Mondros’tan sonra burası
Fransızların denetimine girdi. Oysa Batı cephesinde silah ve mermi eksikliği
dayanılır gibi değildi. Ne yapıp edip Akbaş cephaneliğindeki silahlar
Anadolu’ya geçirilmeliydi. Bu görev Kaymakam Hamdi Bey’e verildi. O, gözünü
kırpmadan, tereddütsüz görevi kabul etti. Yirmi-otuz vatan fedaisi arkadaşıyla
26-26 Ocak 1920 gecesi cephaneliği basıp silah ve mermileri deniz yoluyla
Karabiga’ya, oradan da Yenice’ye götürürler. İşte böyle olağanüstü bir olayın
kahramanıdır Hamdi Bey.
Hamdi
Bey; İngiliz yandaşı, Yunan müttefiki, Vahdettin beslemesi Anzavur ve Gâvur
İmam’ın asilerince pusuya düşürüldü. Yukarı İnova Köyünde, Gâvur İmam’ın çete
reislerinden Hacıoğlu tarafından yakalandı. Biga’ya getirilirken akla
gelemeyecek işkenceler yapılır ona. Kırkgeçit denen yerde Hacıoğlu tarafından
öldürülür. Hamdi Bey’in ölmeden önce söylediği: “Kuvayı Milliye yalnız ben
değilim. Kuvayı Milliye bütün milletindir. O ölmeyecektir.” sözleri ilgi
çekicidir.
17
Şubat 1920’de, Hamdi Bey’in cesedi bir arabayla Biga’ya getirilerek çarşıda,
sokak aralarında ayaklarına bağlanan iplerle gezdirilip teşhir edilir. Ceset
beş gün sokak ortasında kaldı. Hiç kimse korkudan cesede yaklaşamadı ve
defnedemedi. Bandırma’ya giden bazı kişilerin şikâyeti üzerine 14.kolordu
Komutanı Yusuf İzzet Paşa tarafından şehitliğe defnedilmiştir.
Akbaş
cephaneliğinden kaçırılan silahlar mı ne oldu? Düşman güçlerinin yanında
savaşan Anzavur ve Gavur İmam’ın eline geçmesin diye cephaneliği bekleyen
yurtseverlerce havaya uçuruldu.
Kazım
Özalp, Hamdi Bey’den: “Önceleri bir düşünce adamı olan, okumayı seven, şiir
yazan, yağlı boya, kara kalem resim yapan, ut, keman, tambur çalan, şık ve
temiz giyinen her gün tıraş olmayı ihmal etmeyen titiz maiyet memurundan gözünü
budaktan sakınmayan çetin bir savaşçı, yaman bir kavga adamı ortaya çıkmıştı.” diyerek
söz etmekte. (Kaynak: Biga Ticaret ve Sanayi Odası internet sayfası)
Büyük
kahraman Köprülülü Hamdi Bay için Atatürk, 29 Ocak 1920 günü 61.Fırka Kumandanı
Kazım Özalp’e çektiği telgrafta şunları söyledi:
“Köprülülü
Hamdi Bey’in fedakârane ve cesurane hareketle elde eylediği gıpta edilecek
muvaffakiyetten hası olan teşekkürlerimizin kendisine tebliğine aracı
olunmasını rica eder, böyle büyük muvaffakiyete saik olan siz biraderimizi
hararetle tebrik eyleriz. Nutuk, Vesikalar, s.300, vesika 239b, Kaynak
Yayınları, 2016?”
Bigalılar,
Kaymakam Hamdi Bey’e sahip çıkıp adını en büyük mahallerine verdiler. Heykelini
de aynı mahalledeki İnönü Caddesi’nin orta yerine. Köprülülü Kaymakam Hamdi
Bey, Biga’da ulusun bağrında yaşarken o dönemin işbirlikçileri ihanet çukurunda
sahipsiz yatmaktalar.
Not:
Konuyla ilgili olarak Kazım Özalp’in “Milli Mücadele (2 cilt)” kitabı
okunabilir.
Adil
Hacıömeroğlu
22
Ağustos 2020
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder