Her
aile için ergenlerle ilişkinin nasıl olacağı önemli bir konu ve sorun. Çocuk
ergenlik dönemine girdiğinde eğinsel gelişimiyle davranışları, bakış açıları
değişir. Eğinsel ve tinsel gelişim birbirine koşut olarak farklılaşır.
Ergenlik,
insan yaşamında doğal bir süreç… Her birey, çocukluğunun belli bir döneminde bu
süreci yaşamak zorunda. Yaşamın, doğanın zorunluluklarından kaçış yok! Böyle
zorunlu ve hızlı bir değişim karşısında ailelerin duyarlı, anlayışlı olması
gerek.
Birçok
aile, çocuğunun büyüdüğünü, bu büyümeyle onlarda eğinsel, tinsel gelişimin
olduğunu bir türlü göremez. Çocuğu hep bebeklik dönemindeki korunması gereken,
sevimli, güzel insan yavrusu olarak görür birçok anne ve baba. Bu durum,
onların çocuklara karşı davranışlarını tekdüzeleştirerek durağanlaştırır. Çocuktaki
eğinsel, duygusal, düşünsel gelişimin ayırdına varmazlar çoğu zaman. Çocuk; her
yaşta, her ayda, hatta her günde değişir dünyadaki tüm varlıklar gibi. Değişip
gelişme olumlu yöndedir genellikle çocuklarda. Değişip gelişmeyi, olumsuz
yönlere kaydırmamak da anne ve babaların elinde. Bunda öğretmenlerin ve çocuğun
sosyal ilişkide bulunduğu diğer kişilerin de etkisi vardır aile kadar olmasa
da.
Birçok
anne, babadan: “Çocuğum çok uyumluydu, son zamanlarda her şeyi eleştirip karşı
çıkıyor. Hiçbir şeyi beğenmiyor, özellikle de bizleri.” diye yakınmalar
işitiriz ergenlik çağına girmiş çocukları için. Aslında bu ve benzer tümceler
yakınma için değil, mutluluk için kullanılmalı. “Ne güzel çocuğumuz büyüyüp
ergen oldu. Yetişkinliğe adım atacak. Eğinsel ve tinsel gelişimi hızlandı.
Kendine özgü kişiliği gelişiyor. Özgün bir birey olma yolunda ilerliyor.” benzeri
tümceler işitmemiz ne güzel olurdu değil mi?
Ergenlik
çağındaki kız çocuk, anneleriyle çatışır. Bu, olağan bir durum… Kız, anneye:
“Bu evin iki kadını var artık. Benim varlığımı, kişiliğimi tanı. Beğenilerime
saygı göster.” demek istiyor bu çatışmayla. Çoğu anne, ergenin bu dilini
anlamıyor ya da anlamak istemiyor. Anlamadığı için de kızıyla kavga etmeyi
yeğliyor. Bu süreçte baba-kız ilişkileri çok düzgündür.
Ergenlik
çağındaki erkek çocuk, ikide bir babalarının gücünü sınamaya çalışır. Onlarla
sık sık güreşme, bilek güreşi yapma, tartışmalara girme başlıca davranışları. Babalanın
söz ve davranışlarını eleştirir sıkça. Babaların çoğu, olumsuz yaklaşır bu
davranışlara. Olumsuz yaklaştıkça da çocuğuyla çatışır, baskı kurar ona. İlişkiler
bozulur. Çocuk, bu duyarlı döneminde, babayı örnek alarak kişiliğini geliştirme
fırsatını kaçırır. Ayrıca babasına karşı güven yitimi söz konusu olur.
Ergen
çocuğa karşı hoşgörülü, anlayışlı olacağız öncelikle. Ancak ergenlerin birçok
yanlış davranışı, düşünüşü olmakta. Özellikle yaşı ve geçirdiği hızlı değişim nedeniyle
arayış içindedir çocuk. Çoğu zaman olumluyla olumsuzu, iyiyle kötüyü,
yararlıyla yararsızı kolaylıkla ayırt edemez. Bu da onun yanlış bir yol
tutmasına, öz disiplinini yitirmesine, ilkesizliğe sürükler. Bu konuda anne ve
babalar dikkatli olmalı.
Ergen,
çoğu zaman ailenin ya da toplumun kurallarına karşı çıkar saçma sapan gerekçelerle.
Karşı çıkmayı, kişiliğinin kanıtlanması olarak görür. Bu karşı çıkış, çoğu
zaman çevresindekilerle hoş görülmediğinden çatışma yaratır. Bu, onun
dışlanmasına kadar gider. Toplumsal değerlerle, yerleşik kurallarla çatışan
ergen kimi zaman kendine zarar verir. Öncelikle bu durum karşısında anne ve
babalar ödün vermemeli. Bu konuda sessiz kalmamalı, ergeni kırıp dökmeden yanlış,
uygun bir dille anlatılmalı. Hep alttan almak çoğu zaman çocuğu istenmeyen
yollara sürükler. Bu nedenle anne ve baba otoritesini, olumsuzlukların çoğaldığı
zamanlarda anımsatmalı ergene. Evde bir arada yaşamanın kurallara bağlı bir
uzlaşmayla olacağını bilmeli çocuk. İnsan, sosyal bir varlık ve toplu olarak
yaşamak zorunda.
Çocukların
sorunlarının, karşı çıkışlarının nedenini anlamak için öncelikle onları iyi dinlemeli.
Onların duygu ve düşüncelerini iyi anlamalı. Anlamadığımız bir sorunu çözmemiz
olanaksız. Bu nedenle çocuk saçma sapan bir şey anlatsa da sözünü kesmeden
sonuna dek dinlemeli. Böylece onun varlığına, eğilimlerine, duygu ve
düşüncelerine ne olursa olsun değer verdiğimizi göstermeliyiz. Bu, aynı zamanda
karşılıklı güveni de oluşturur. Düşünceleri çok yanlış olsa da onun her sözünü
can kulağıyla dinlemeli, davranışlarının nedenini iyice öğrenmeli.
İnsan,
anlamadığı sorunu çözemez. Bu nedenle onu anlamalı. Anlamak için de iyi dinlemeli.
Çocuğu iyice dinledikten sonra “Senin sorunun bu. Bu davranışı da şu nedenle
yapıyorsun. Bu sorunu birlikte, ortak aklımızla çözeceğiz. Ancak uyman gereken
kurallar, yerine getirmen sorumlulukların da var. Bunu sana anımsatmam gerekir
mi? Kuralları yok sayarak, sorumluluklarını unutarak sorunlarını çözemez,
onları daha da büyütüp çoğaltırsın.” demeli. Çocuğun aile değerlerine, anne ve
babasına saygı göstermesi sağlanmalı. Karşılıklı saygının olmadığı yerde, olumlu
ilişkiler gelişmez. Biz çocuğumuzun sorunlarını çözemezsek başkası çözer. Bunaldığı,
sorunlarla yüklü bir dönemde yanlış kişilere rastlama olasılığı çok yüksek.
Yalnızca
yanlış kişiler mi? Değil doğal olarak. Günümüz ergenlerinin düştüğü en büyük
tuzak, telefon ve tablet oyunları. Bu, zamanla bağımlılığa dönüşmekte. Sanal
bağımlılık, onu zamanla sosyal yaşamdan koparır. Bu kopma yeteneklerini yok
ederken zamanla eğinsel ve tinsel sayrılıklar başlar. Sorunlar, sessizlik
içinde bir kar topuyken zamanla büyüyüp çığa dönüşür. Çığ yerinden koptuğunda
ise altında ilk kalanlar en yakınındakiler olur. Bir ergen, çığa dönüşmeden
sorunlarını çözmeli. Bu nedenle ergenle aramıza duvar örmek yerine, duygudaş köprüler
kurmalıyız.
Çocuk,
gelecek demek… Onların her şeyiyle ilgilenmek, sorunlarını çözmek, öfkelerini
yatıştırmak, kurallara uyumunu sağlamak, onları sanal bağımlılıktan kurtarmak
büyüklerin sorumluluğu. Ergene çok da alttan almadan hoşgörü göstermeli. Çünkü
ergenlik geçici bir fırtına, gelip geçer. Ergen çocuk, dalgalı deniz gibidir. Fırtına
bitince dalgalar azalır, çok geçmeden sönümlenir. Deniz durgun, dingin bir
durum alır. Fırtınanın dinmesini beklerken dalgalara kapılmayıp dalgaların
gücünü olumlu bir duruma, eğitim ve olgunlaştırma fırsatına dönüştürelim.
Adil
Hacıömeroğlu
26
Mayıs 2024
Çocukları özgür bırakmayalım , kendileri alsın özgürlüklerini !.Onlara yol gösterici olunabilir,arkadaş olunamaz ama destek olunabilir.Çocukları rahat bırakmalı ki yaşasınlar !”Ergenlik çocuğun büyüme sürecindeki en zor dönem .Anne -babalar hiçbir dönemde bu kadar çaresiz hissetmiyor.Çocuklarıyla aralarına bir sis perdesi çöküyor sanki .İletişim giderek kesiliyor ve nasıl sonuçlanacağı bilinmeyen bir kopuş süreci başlıyor.Karşı cinsi keşfetmek , gencin ilk endişesidir.Yeni biriyle karşılaşmak ,yeni bir kalbi tanımak planlarını öğrenmek , onu keşfetmek ve devamında gelen şeyler…Gençler, fiziki görünüşte takılıp kalmamak için,ortak başarıya ulaşma amacı taşıyan ve birbirlerini tanımalarını sağlayan uğraşlarla vakit geçirebilirler.Müzik, spor,tiyatro, gibi ortak aktiviteler gençlerin birbirlerini tanımasına olanak sağlayacaktır.Bir buğday tanesinin filizlenmesi için bir mevsim gereklidir.Gencin yaşama heyecanının artmasını sağlar , asıl amaca yönlendirir, biraz zaman gerekir.Sevgi , içtenlik anlaşılıyor artık karşısındaki kişiye ‘seni seviyorum ‘demek rahatsız ediyor mu?Kendisini anlatmak ve karşısındakinin de aynı şeyi yapmadı için zaman gereklidir.Çocuklar 12-14 yaşlarında , biraz özgür olmak istiyorlar.Çocuklara güvenildiğini göstermek onu başarıysgötürür tıpkı kendinizi gösterdiğinizde başarılı olmanız gibi çocuğun eksikleri yerine becerilerinin ön plana çıkarılması gereklidir size söylenen iyi bir şey sizi daha ileriye götürür ama yöneltilen eleştiri ve sizi incitir cesaretinizi kırar bu nedenle eleştirilerimizin ergen çocuk için çok önemli olduğunu anlamalıyız.Kızlarına bir kez oldun iltifatta bulunmayan babalar oğullarının hiçbir zaman kutlamayan anneler olduğunu biliyoruz bu çok üzücü bir durum.Çocuk olduğu haliyle harika bir varlıktır yinede eğitici kişilerin ve anne babanın varlığı çocuktaki cevheri bulup çıkarmaya yardımcı olacaktırÖzgürlük alınır verilmez özgürlüğü çocuğumuzunn tepside sunmayalım çünkü özgürlük kazanılır bu nedenle anne babalar çocukları tek başına bir şey yapmaya başlar başlamaz onlara yardım etmelidir ve çocukları ergin olduğunda anne babalar ölçü olmayı bilmelidirler ve yenildiklerinde onları heveslendirmek için yardımcı olmalıdırlar .Bir genç için itaat etmemek için sağlığının bir işaretidir o sizin otoritenizi yıkarak özerkliğini kazanmış olur.Gençlerin kendilerini ifade etmelerine izin vermeli ve onları cesaretlendirmek onlar için en iyi olandır anne babalar sabırlı olmalıdır çocuklar ile görüş alışverişini de hiçbir zaman kesmemeli onları dinlemeliyiz ve söz almaya özendirmeli bu davranış gencin sorumluluk almasına,onları yerine getirmesini sağlayacak ve sonuçta mutlu olacaklardır.Adil Öğretmenim bilginize sağlık , sağılınız.👏👏🙏🏻Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil