Ülkemizdeki
Amerikancıların en büyük özelliği aşırı düzeyde laikçi görünmeleri ve ezilen
halklara karşı fırsat buldukça kustukları nefrettir. Ne yazık ki laikliğin de
ne olduğunu bilmez bu zevat. Ülkemizin tam bağımsızlığı olmayınca laikliğin de olmayacağının
farkın değillerdir. Bunun farkında olsalardı eğer, ABD’ye kayıtsız koşulsuz
bağlı olurlar mıydı? Bu ABD muhipleri; yoksula, garibana, ezilmişe, emperyalizm
tarafından kıyılıp sömürülene, gözü yaşlı insanlara düşmandır. Ayrıca fırsat
buldukça ABD ve diğer emperyalistleri övgüde sınır tanımazlar. Bu övgüler,
tapınma düzeyindedir. Aslında onlar için ABD, tanrıdır. Onların dini de
emperyalizmdir.
ABD’ye
tapınan utangaç sözde insan hakları savunucuları, bir karıncayı ezdiklerinde tıpkı
Hitler gibi gözyaşı döküp kaleme sarılıp şiirler, öyküler yazarlar. Aslında bu
tavırları karıncaya üzüldüklerinden değil, insanlara düşmanlıklarını bu yolla
örtmek içindir. Canlıların yaşamına gösterdikleri sözde ve göstermelik duyarlıkla
işledikleri insanlık suçlarını, içlerindeki nefret duygularını bastırmak için.
En güzel becerdikleri iş ise Amerikancılıklarını dolaylı yoldan göstermeleri.
Buna, çoğu kişinin inanacağı kılıflar bulmada usta sayılırlar. Yani zehri,
şekere sarıp yedirmekteler onları dinleyip sözlerine inananlara.
Vietnam,
Kamboçya, Laos, Kore, Japonya, Latin Amerika, Afrika, Libya, Irak, Yemen, Suriye
ve Filistin’de; hatta ülkemizde milyonları aşan insanı toprağa düşüren ABD’ye
bir çift söz bile söylemez bu ABD sever sözde laik geçinen güruh. Bu arada
Kızılderililerin soykırımını ağızlarına bile almazlar. ABD’nin insan kıyımlarına,
sömürü düzenine karşı çıkma yürekliliğini gösteren Kuzey Kore, Çin, Rusya, Suriye,
İran, Yemen, Macaristan, Küba, Venezuela gibi ülkeleri aşağılamak, küçük
görmek, rejimlerini demokrasi dışı göstermek için bin takla atarlar. ABD sokaklarından
polisçe öldürülen kara derili insanların al kanları kaldırımlara akarken dut
yemiş bülbül olurlar. Eğer kara derililer sorgusuz sualsiz öldürülüyorsa
efendilerinin demokrasi(!) adına bir bildikleri vardır onlara göre. Çünkü
onlar; demokrasiyi de varsıllığı da gücü de ABD’den ibaret sanırlar. ABD’ye
tapınmaları o denli üst düzeydedir ki, dünyada iyilik adına ne varsa bunların
hepsini ABD yapabilir. Ezilen halkların iyi şeyleri yapması onlara göre
olanaksız. Çünkü ezilenin, yok edilmek istenenin, sömürülenin onların kitabında
yeri yok! Tapınmak da böyle bir şey zaten… Emperyalizmin kapsına bağlanıp
efendisine tapınırsan, ondan başkasını görmezsin. Çünkü efendin, her şeye at
gözlükleriyle bakmana neden olmuş, seni koşullandırmıştır ona hizmet tutsağı
olman için.
Ülkemizdeki
ABD muhiplerinin en çok zarar verdikleri de Atatürk ve onun düşünceleri. Çünkü
bu kişilerin çoğu Atatürkçü geçinir, Atatürk’ün yaşamı boyunca emperyalizmle
savaştığını bilmeden ya da görmezden gelerek. Oysa Atatürk’ün izinde gitmenin
birinci ve en temel koşulu, emperyalizme karşı çıkarak tam bağımsızlığı
savunmak. Bu, herkesçe bilenen yalın bir gerçek.
İran
Cumhurbaşkanı Reisi’nin bindiği helikopter düştü. Bu kazada Reisi ile yedi kişi
yaşamını yitirdi. Ülkemiz sosyal medyasında birden İran düşmanlığı hortladı. Ne
ilkellikleri kaldı ne de gericilikleri. Sanki İran komşumuz değil de evrendeki
başka bir galakside var olan bir ülke… Öncelikle söyleyeyim… Atatürk’ün
dostluğuna çok önem verdiği bir ülkedir İran. İran Şahı, 1934’te ülkemize
geldiğinde iki ulusun kardeşliğini anlatan Özsoy operasını besteletti. İran’ın
da yer aldığı Sadabat Paktı’nı kurdu. Bu Pakt’ta yer alan Afganistan, Irak ve
İran’ın yönetim biçimleri Atatürk’ü ilgilendirmedi. Onu ilgilendiren ve en
önemli önceliği emperyalizme karşı komşularıyla dayanışma içinde olmaktı. O,
hep emperyalizmi baş düşman gördüğünden ezilen uluslarla güç birliği yaptı.
Çünkü o, Atatürk’tü ve emperyalizme karşı ilk Kurtuluş Savaşı’nı veren bir
kahraman öncüydü. Kahramanlık; yoksulu ezmek, mazlumu sömürmek, haklıyı yok
etmekle olmuyor; zalime karşı çıkmakla oluyor.
Ülkemizdeki Amerikancıları mı tanımak istiyorsunuz? Onların söylemlerine, davranışlarına bakın! Mazluma düşmanlık edenler, bilin ki Amerika’nın gönüllü savaşçıları, etki ajanları. Bu kişilerin ortak özelliği ise ABD’nin yaptığı haksızlıklara karşı susmaları. ABD’nin her şeyi kontrol ettiğini, dünyada olan her şeyin bu emperyalist ülkece yapıldığını söylerler gerine gerine, bilmiş bilmiş. Bu kişiler, emperyalizme yaranmak adına; yeri geldiğinde kendi halkına, ailesine bile düşman kesilirler. Bir kişinin insanlık pusulası şaşmayagörsün, kendi varlığını bile yadsır ne yazık ki. O, kendi değersizliğini tinsel derinliğine işlemiş bir aşağılık kompleksiyle haksızlık yapan güçlünün yanında yer alıp ezilen düşmanlığı yaparak örtmeye çalışmakta. İşte zavallılık böyle acınası bir durum…
Not:
Yazıya katkı için Atatürk ve İran Şahı başlıklı yazım okunabilir. https://adiladalet.blogspot.com/2022/11/ezilenler-birlesirse-emperyalistler.html
Adil
Hacıömeroğlu
23
Mayıs 2024
Kafanız çok karışmış, laikci uydurma kelimesini islamcı olarak değiştirirseniz daha net görürsünüz.
YanıtlaSilLAİKÇİi= Ne laikliği, ne Atatürk'ü anlamış. Batı'ya biat ettiğinin farkında bile olmayacak kadar ebleh kişi. Ekseriyetle NATO'cudurlar Bir oy CHP'ye, bir oy HDP'ye derler. Siyasi ve sosyal zekaları %43 + %9 = %52 demek kadardır. Sadece sobatv, dertyansıntv vs okuyup dünyanın en kültürlü insanı olduklarını zannederler. Amerikan postalları beyinlerinin suyunu çıkarmış, ruhlarını teslim almıştır ama "güce boyun eğme" gibi uyduruk klişelerle tatmin olurlar. St. Antoine kilisesi gezerken Nirvana'ya(!) erişirler, camiye gideni IŞİD'çi zannederler. Allah ıslah etsin diyeceğim de, ona da bozuluşlar.
YanıtlaSilBravo
YanıtlaSil