Uzun
süredir sokak hayvanlarıyla ilgili bir tartışma sürmekte. Bu tartışmanın
odağında köpekler var. Köpeklerden sonra ikinci sırada kediler gelmekte. Sokak
hayvanı deyince kuşları pek hesaba katmıyoruz nedense. Oysa köpekler, kediler
gibi martılar, kargalar, güvercinler, kumrular, serçeler ve diğer kuşların da yaşam
alanları yok edildi bilinçsiz kentleşme yüzünden. Ne yazık ki kedi, köpek ve
birçok kuş türü kentin çöpleriyle beslenmekte.
Kentlerde,
neredeyse bir karış toprak yok! Her yer betonlaşmış. Hayvanların doğal
ortamları hızla yok edildi açgözlülerce. Ne yazık ki belediyeler ve hükümetler,
bu konuya göz yumdular. Sanki belediyelerin tek işi, yapılaşmaymış gibi bir anlayış
egemen. Bu kentleşme anlayışı, insanları doğadan hızla uzaklaştırdığı gibi hayvanların
da yaşam alanlarını yok etmekte. Hayvanın olmadığı bir doğa, doğa olmaz. Bu
anlayışın hem belediye yöneticilerince hem de hükümet yetkililerince benimsenmesi
gerek.
Yerel
yönetimler, sokak hayvanlarını konusunda göstermelik barınaklar yapmaktalar. Kedi
ve köpeklerin kısırlaştırılması, aşılanması, beslenmesi konusunda ne yazık ki
gerekli önlemleri almamaktalar. Sokak hayvanlarının beslenmesi, gönüllülerce
yapılmakta genellikle. Kedi, köpek maması üreten bazı firmaların sokak hayvanlarının
düzensiz beslenmesi için bu gönüllülerin bazılarıyla işbirliği yaptığı da
söylenmekte. Aşırı beslenen hayvanlar, daha çok üremekte. Belediyeler, reklama
harcadıkları paraların bir bölümüyle bu işi kökünden halledebilirler.
Ülkemizin
birçok kentinde köpek ısırmasıyla ölen insanlarımız var. Yaralananlar ise
epeyce çok. Köpek saldırısından kaçarken arabaların önüne atlayıp ezilen
onlarca yurttaşımız bulunmakta. Üzülerek söyleyeyim ki yaşadığımız bu çağda
bile Türkiye’de yılda seksene yakın insan kuduzdan yaşamanı yitirmekte.
Kudurarak ölmenin toplumumuz için bir utanç olduğunu belirtmeliyim.
Başıboş
köpeklerin kontrolsüz yaşaması, üremesi, çoğu zaman yeterince beslenememesi
onları saldırgan yapmakta. Büyük kentlerin bazı mahallerinde insanlar, köpek
korkusundan sokaklarda dolaşamamakta.
Halkımızın
hayvan sevgisi tarihsel bir sürecin ürünü. Avrupa, veba salgınından neredeyse
nüfusunun yarısını yitirirken Türk coğrafyasının bu salgından çok etkilenmemesi,
sokak hayvanlarının varlığıyla anlatılabilir. Çünkü vebanın salgına dönüşmesinde
aslı etken, fareler… Bizim sokaklarımızda kediler yaşadığından fareleri
avlamışlar. Bu arada köpeklerin de aç kaldıklarında fare avladıkları
bilinmekte. Avrupa’da sokakta kedi, köpek olmadığından fareler çok fazla
ürediler. Bu da Avrupa sokaklarında farelerin egemenlik kurmalarına neden oldu.
Bu nedenle sokaklarımızı, yaşam alanlarımızın birçoğunu bu dilsiz dostlarımızla
paylaşmamız hem geleneğimiz hem de insanlık görevimiz.
Sokak
hayvanlarının “uyutulma” adı altında topluca öldürülmeleri büyük yanlış. Bu, sokak
hayvanları için çözüm değil. Neymiş bu “uyutulma” işi, İngiliz modeliymiş. Bırakın
eski eli kanlı sömürgecilerin, yeni emperyalistlerin modellerini! Onlar,
çıkarları için insana da hayvana da bitkiye de gözlerini kırpmadan kıyarlar. Tersine
sorumluluğunu yerine getirememiş hükümetin ve belediyelerin beceriksizliğini
örtbas etmektir böylesi bir uygulama. Beceriksiz yöneticilerin suçunun bedelini
hayvanlara ödettirmek niye?
Sokak
hayvanları sorununun merkezine oturtulan köpekler, doğal yaşamlarında saldırgan
değil. Onları saldırganlığa iten ise insanlar… Yaşam alanları daraltılıp dar
alanlara sıkıştırılan köpekler, buralarda zorunlu olarak sürüleşmekteler. Sürüleşen
köpeklerin en güçlüsü ve saldırganı, sürü lideri olmakta. Sürü lideri,
egemenliğini sürdürmek için de saldırmakta önüne çıkan her şeye. Bu nedenle sokak
hayvanlarının üremeleri kontrol altına alınmalı. Onlar düzenli beslenmeli.
Beslenemeyen hayvanın saldırganlaşması olağan bir şey.
Hayvanlar
oyuncak değil. Geçici hevesle ve kendini eğlendirmek için birçok kişi, hayvan
satın almakta. Bir süre sonra heves bitmekte. Ayrıca evde hayvan beslemenin
getirdiği bir sorumluluk var. Üstelik evinde hayvan besleyenler, bazı konularda
özveride bulunmak zorunda. Hayvanı satın almadan önce her şey güllük
gülistanlık… Ancak hayvan eve girdikten sonra işler değişmekte. Birçok aile bu
sorumluluğu yerine getirememekte, gereken özveride bulunamamakta. Bu nedenle ev
ortamına alıştırılmış hayvanlarını sokaklara bırakan kişi sayısı her geçen gün
artmakta. Bu sorunu çözmek için öncelikle evinde hayvan besleyenler kayıt
altına alınmalı. Hayvanını sokağa atan kişilere gerekli yasal yaptırımlar uygulanmalı.
Her aile çocuğuna, hayvanların oyuncak olmadığını anlatmalı. Hayvanların doğal
ortamlarında yaşatılıp sevilmesinin olanaklı olduğu kavratılmalı. Doğal
ortamında yaşayan hayvan saldırgan ve zararlı olmaz.
Belediyeler,
göstermelik hayvan sevgisinden vazgeçmeli. İş yapar gibi görünmek yerine, köklü
çözümleri yaşama geçirmeliler. Hem yönettikleri kentlerde yaşayan yurttaşlarımızın
hem de sokaklardaki dostlarımızın yaşamlarını güvence altına almak zorundalar. Sorunlardan
kaçarak kimse kendini kurtaramaz. Sokak hayvanı sorunu yıllar içinde büyüdü.
Özellikle korona salgını döneminde sokak hayvanlarının sayısı olağanüstü arttı.
Çünkü belediyeler salgın döneminde bu sorunu unuttu. Sorumlular unutkan
olmamalı. Hiçbir sorun da ertelenmemeli.
Biz
yaşamı kedimiz, köpeğimiz, börtümüz böceğimiz, kurdumuz kuşumuzla paylaşmak
zorundayız. Çünkü doğanın kuralı bu. Doğa kurallarının dışına çıkmak gelecekte
yaşamamak demek. Doğadaki besin zincirinin her halkası sağlam tutulmalı. Bir
halka koptuğunda zincir de dağılır.
Adil
Hacıömeroğlu
24
Mayıs 2024
Sokak hayvanları değil mesele.Başıboş sokak köpekleri sorun.Hiç sokak kedisi sokak martisı sokak serçesi kumrusu sokak kaplumbağası vs rahatsız olan bunlardan korkanı duydunuz mu?Hayır.Fakat sokak köpekleri özellikle okul çağı çocukları için kabul edelim bir tehdit.Çocuklar korkuyor.Köoek bir havlasa bir kosmaya başlasa çocuklar korkudan ne yapacaklarını bilmiyor.Köpekten kaçarken yaralanan ölen çocuklar var.Bu gerçekler ortadayken köpek güzellemesi yapanlara ben artık tahammül edemiyorum sayın Adil hocam.Çok netim bu konuda sokakta başıboş köpek görmek istemiyorum.Uyuturlar mı ne yaparlar bilemem.Bu sorun çözülsün artık.
YanıtlaSilYürüyen, yüzen, uçan, duran tüm canlıların yaşama hakkı var. İnsanların hayvanlara nasıl davranacağını, karşılaştığında nasıl hareket edeceğinin öğrenilmesi / öğretilmesi gerekir.
SilKöylerde çiftçiler veteriner bulamıyor, şehirlerde her yer kedi, köpek veterineri. Bu köpekler neden vahşileşiyor sorusunu yanıtlamadan çözüm üretilemez. Dışarıda insanlar köpeklerden daha tehlikeli.
Canlarımız Yaşasın!
YanıtlaSilSokak hayvanları kırsal alanlarımızın ve şehirlerimizin önemli bir parçasıdır. Ancak, bazı insanlar tarafından sadece birer sorun olarak görülürler ve bu nedenle kontrol altına alınmaları veya öldürülmeleri gerektiği düşünülür.
İnsanlarla beraber yaşayan sokak hayvanları aslında uzun bir süredir var olan bir olgudur. İnsan yerleşim yerlerinin çevresinde her zaman olmuşlardır. Bu hayvanlar, insanlarla birlikte yaşayarak insanların atıklarından beslenirler ve çoğu zaman insanlarla aynı çatı altında bulunurlar. Bu durum, sokak hayvanlarının doğal birer parçası olduklarını ve insanlarla birlikte var olabileceklerini göstermektedir.
Sokak hayvanlarının yaşamını korumanın önemli nedenlerinden biri, onların toplumsal ve ekolojik yararlarıdır. İnsanlarla etkileşime girerek insanlara sevgi ve dostluk sunarlar. Araştırmalar, sokak hayvanlarının insanların stresini azalttığını ve ruh sağlığını olumlu yönde etkilediğini göstermektedir. Ayrıca sokak hayvanları, sokaklardaki atıkları nispeten temizleyerek çevrenin korunmasına da yardımcı olur.
Sokak hayvanlarının yaşamını korumanın en önemli yollarından biri, onları korumak ve rehabilite etmektir. Barınaklar ve rehabilitasyon merkezleri kurularak, onların sağlık sorunlarıyla ilgilenilmesi ve uygun şekilde bakılmaları gerekmektedir. Ayrıca, sokak hayvanlarının kısırlaştırılması ve aşılanması gibi önlemler alınarak, popülasyonları kontrol altına alınabilir ve daha sağlıklı bir yaşam sürmeleri sağlanabilir. Bir diğer koruma yolu da insanlarda farkındalık yaratmak ve onları hayvanlara karşı daha duyarlı hale getirmektir. Okullarda ve toplum merkezlerinde eğitim programları düzenlenerek, sokak hayvanlarının hakları ve bakımı hakkında bilgi verilebilir.
Ayrıca sokak hayvanlarının yaşamının korunması ile ilgili hukuki düzenlemelerin yapılması ve yaptırımların belirlenmesi önemlidir. Hayvanlara kötü muamele edenler veya onlara zarar verenler hakkında caydırıcı yaptırımların uygulanması, sokak hayvanlarının yaşamını korumak için önemli bir adımdır. Ayrıca, onların haklarını korumak için özel yasaların çıkarılması da faydalı olacaktır.
Sokak hayvanlarının yaşamını korumak, sadece bu hayvanların haklarını savunmakla kalmaz, aynı zamanda insanlarla beraber yaşayan bir toplumun daha sağlıklı ve dengeli bir şekilde var olmasını da sağlar. Doğanın kurallarına saygı duyarak tüm canlılarla birlikte daha iyi bir dünya yaratabiliriz.Değeri Öpretmenim yüreğinize sağlık✍️👏🙏🏻🍀🦋🐶🐱🐦⬛🐦Fulya Kurımoğlu