İstanbul’da
yaşayanların sayısı her geçen gün artmakta. Tarihiyle yıllara meydan okuyan dünyanın
incisi kentte, yaklaşık yirmi milyona yakın insan yaşamakta. Resmi rakamlara
göre İstanbul’un nüfusu, on altı milyon. Ancak bu kentte, kayıt dışı yaşayan
yerli ve yabancı kişiler bulunmakta. Ayrıca her gün yurt içinden ve dışından on
binlerce insanın türlü nedenlerle gelip gittiği bir yer burası.
Yıllardır
İstanbul’un doğal olanakları, yirmi milyona yakın insanın gereksinimlerini
karşılamakta zorlanmakta. İstanbul’un düzensiz yapılaşıp büyümesi, günlük
yaşamda birçok sorun yaratmakta. Sorunlar, büyüyüp çoğaldıkça yaşam oldukça
çekilmez duruma gelmekte. Kısa dönemde İstanbul’un sorunlarını çözmek
olanaksız. Çünkü kent, sürekli göç almakta. Göçün hızı; kent dokusunu, kültürünü,
tarihsel dokusunu, doğal güzelliklerini, yeşil alanlarını, su kaynaklarını, bitki
ve hayvan türlerini yok etmekte. İnsanlığın büyük bir tarihsel, doğal ve
kültürel değeri gözümüzün önünde yok edilirken ne yazık kenti ve ülkemizi yönetenler,
bu durumu görmezden gelip sessiz kalmakta. Kenti kurtarmak için ortak bir
çalışma yapmak, nedense uslarına gelmiyor kenti ve ülkemizi yönetenlerin.
İstanbul’un
kurtuluşu için öncelikle kente göçün durdurulması gerekmekte. Sonrasında tersine
göç olmalı tarihsel kentten. Peki, bu nasıl olacak?
Tarım
ve hayvancılık üretimi desteklenmeli kırsal kesimde. Böylece kırsal nüfusu
yerinde tutmalı. Bunu desteklemek için sanayi kuruluşlarının yurdumuzun her
yanına yaygınlaştırmak gerek. Sanayinin bölgelere dengeli bir biçimde dağılımı
iç göçü en aza indirir.
İstanbul’u
kurtarmanın yollarından biri de ülkemizin farklı yerlerinde yeni sanayi
kentleri oluşturmak. Bu konuda göz ününe alınacak şey, deniz ve demir yollarına
yakınlık. Ayrıca yeni kentlerin kurulacağı yerler, deprem fay hatlarından uzak
olmalı. Bu kentler, olası en şiddetli depremlere dayanıklı bir biçimde yapılmalı.
Bu kentler nerelerde olabilir?
Karadeniz
kıyılarında Ordu-Gülyalı arası ile Gerze’nin batısında nüfusu iki milyonu
geçmeyen iki kent oluşturulabilir. Çandarlı Körfezi çevresinde yeni bir kent
kurulabilir. Akdeniz Bölgesi’nde Anamur-Gazipaşa arasında bir sanayi kenti
yapılabilir. Fırat havzasında bir sanayi kentinin kurulması, çevredeki
kentlerde sanayileşmeyi artırabilir. Konya’nın güney doğusunda yeni bir kent
neden kurulmasın?
Yukarıda
önerdiğimiz yeni kentlerin yerleri uzmanlarca değerlendirilip farklı yerler de belirlenebilir.
Ayrıca Orta Anadolu’da, bilim ve teknoloji eğitimi ağırlıklı bir üniversite
kenti kurulmalı. Neden mi?
Ülkemizin
yetkin üniversiteleri Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerimizde bulunmakta.
Bu kentlerimizdeki ulaşım güçlükleri, günlük yaşam zorlukları öğrencilerin
zamanlarının bir bölümünün boşa gitmesine neden olmakta. Kendilerini
yetiştirmeleri, araştırma yapmaları, üniversitelerinde daha çok zaman geçirmeleri
olanaksızlaşmakta. Okullarına ulaşmak için yollarda geçirdikleri zaman, onların
daha çok öğrenip araştırma yapmalarını güçleştirmekte. Kent, öğrencileri çok
yormakta. Bu nedenle kurulacak yeni kentin alt yapısı, öğrencilere her türlü
kolaylığı sağlayacak nitelikte olmalı. Ayrıca burada okuyacak öğrencilere
devletçe tam burslar verilmeli. Burayı bitiren gençlere iş garantisi vermeli
devlet kuruluşları. Bu yolla bu yeni üniversite, çekim alanı oluşturmalı. İçinde
ülkesi ve insanlık için büyük ülküler taşıyan gençlerin buraya yönlendirilmesi
sağlanmalı. Ülkemizin uygarlık, bilimsel ve teknolojik gelişme, kalkınmadan
geri kalmaması için bu tür eğitim seçenekler gerekmekte.
Kurulacak
üniversitede temel bilimler alanına özel önem verilmeli. Çünkü temel bilimler,
eğitimin de bilimin de temelini oluşturmakta. Ülkemizde yıllardır temel
bilimler alanı üvey evlat olarak görülmekte. Bu bölümleri bitiren gençler ya
işsiz kalmakta ya da alanlarının dışında çalışmakta. Temel bilimlere gerekli
önemi vermeyen ülkelerin bilim ve teknolojide ileri gitmeleri düşünülemez. Zeki,
çalışkan, disiplinli gençlerin temel bilimler alanlarını seçmeleri için desteklenip
yüreklendirilmeleri gerek. Sosyal bilimler alanında da temel bilimlere gerekli
ilgi gösterilmeli.
Ülkemizin sanayi kuruluşlarının çoğunun Marmara Bölgesi’nde olması büyük yanlışlık. Ne yazık ki ülke ekonomisinin yarısı, bu bölgede ve olası büyük depremlerin olacağı bir yerde. Bu nedenle olası büyük Marmara depremi, Türkiye’yi ekonomik olarak çökertir. Bu da ülkemiz için ulusal güvenlik sorunu yaratır. Bu durumu, ülkemizi ve İstanbul’u yönetenlerin görememesi ya da görüp de gerekli önlemleri almamalarıyla büyük bir aymazlık içinde olduklarını söyleyebilirim.
İstanbul’a, hızlı göçlerin olmasına yönelik yatırımlardan vazgeçilmeli. İstanbul Kanalı’nın yapımı durdurulmalı. Ayrıca kentte, yeni sanayi alanlarının kurulmasına izin verilmemeli. Var olan sanayi tesislerinin ülkemizin farklı yerlerine taşınması devlet yöneticilerimizce desteklenmeli.
Tarih
öncesi, Roma, Bizans, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti yapıtlarını bağrında
taşıyan bir kenti korumak, onu geleceğin kalıtı olarak görmek her yurttaşımızın
görev ve sorumluluğu. Dünyada beş ayrı uygarlık döneminin tarihsel kimliğinin
yan yana olduğu İstanbul’dan başka bir kent yok. Bu nedenle onun değerini
bilmek hem ülkemiz hem de tüm dünya açısından önemini kavramak gerekir. Çünkü
dünyada başka İstanbul yok! Böylesine önemli ve değerli bir kenti bilgisiz,
duyarsız, vurdumduymaz, sorumsuz, bir adım sonrasını göremeyen öngörüsüz siyasetçilerden
kurtarmak gerek. Bu, yurttaşlarımızın tarihsel sorumluluğu. İstanbul’u korumak hem ulusal hem de tüm dünya
insanlığı adına görevimiz. Bu görev, savsaklanıp ertelenmez.
Adil
Hacıömeroğlu
8
Ocak 2024
Beni seçerlerse İstanbul kurtulur
YanıtlaSilBir şehirde rant ekonomisi uygulamakla,o şehire ihanet etmekle; ceplerin şiskinlenip kafalarının içinin boşalması orantılıdır.
YanıtlaSilİstanbul'da belediye seçimini kazanan Türkiye'yi kazanır derseniz, daha çok çürütürsünüz İstanbul'u...
YanıtlaSilİstanbul’ da yaşam tarihin içinde ,tarih yaşamın içinde , kültür ve sanat merkezi olarak korunması gerekiyor.Adil hocam İstanbul için akılcı yapılması gereken görüş ve önerileriniz umarım başarıyla çözüm odaklı olur,milletvekilleri başta , ilgililer uygulamaya geçmelidirlerKanal İstanbul’ ada hayır diyoruz .Sağ olunuz .Aklınıza , yüreğinize , kaleminize sağlıkAdil hocamsaygılarımla🙏🏻✍️👏🧿🍀🌿🌺💙👩Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil