NATO KARDEŞLİĞİ


23 Ocak 2024 Salı günü, Türk siyasal tarihine kara bir gün olarak geçti. Emperyalizme karşı savaşmak için kurulan Gazi Meclis, ne yazık ki emperyalizme teslimiyetin yeri oldu dün. Askerimizi şehit eden, ülkemizin bölünmesi için yıllardır elinden geleni ardına koymayan, Gazze’de çoluk çocuk demeden öldüren, yurtsever aydınlarımızı ortadan kaldıran, değerlerimizi hiçe sayan, dünyadaki bütün insan kırımlarının ve kıyımlarının öznesi olan NATO’nun genişlemesine “Evet” dedi TBMM çoğunluktaki milletvekilleri.

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği, gündeme geldiğinde Cumhur İttifakının iki ortağı R. Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli ağır sözler söylediler bu iki ülke için. Her iki ülkenin başta PKK olmak üzere ülkemizi hedef alan tüm terör örgütlerinin yuvalandığı yerler olduğunu söyledi Erdoğan ve Bahçeli. Özellikle buralarda süren Kur’an-ı Kerim yakma olaylarına bu ülkelerin yöneticilerince göz yumulduğunu belirttiler. İsveç’i de Finlandiya’yı da NATO’ya asla kabul etmeyecekleri yönünde kesin bir dil kullandılar. Ne yazı ki bu ağır sözlerin altında kaldı hem Erdoğan hem de Bahçeli. Peki, sormayacak mıyız bu iki lidere: Ne oldu da böyle yüz seksen derece çark ettiniz sözlerinizden?

Atalarımız: “Büyük lokma ye, büyük söz söyleme!” demiş. Ne güzel söz… Önce üst perdeden at, tut; sonra hiçbir şey olmamış gibi söylediklerini unutuver. Siyasetçi, sözünün eri olmalı. Ağzından çıkanı unutmamalı. Seçmenlerini kandırmak için üst perdeden konuşmamalı. Hele ki devlet yöneticileri, tutarsız davranmamalı.

Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan ve ulusu temsil eden biri; sözünden, duruşundan, tavrından böyle kolay çark etmemeli. Kolayca verilen ödünler, devlet ciddiyetine yakışmaz. Türk devletini zayıflık içinde göstermek ise hem devletimize hem de ulusumuza gelecekte onulmaz zararlar verir.

İsveç’in NATO’ya alınmasının asıl nedeni, Rusya’yı kuşatmak. Ayca NATO’nun hedefindeki diğer ülke de Türkiye. AKP hükümeti; sözünden dönerek Rus dostluğuna zarar verdi. Ülkemizin kuşatılmasının önünü açtı. Ayrıca bu tavrıyla mazlum halkların ABD/NATO tarafından daha çok öldürülmesine, yok edilmesine, sömürülmesine, kırıma uğratılmasına alan açtı. Irak, Suriye, Libya, Yemen’de, Filistin’de milyonlarca Müslüman’ın öldürülmesini onaylamış oldu. İnsan sormadan edemiyor: AKP’nin Gazze için döktüğü timsah gözyaşı mı acaba?

AKP, MHP, CHP, DEVA ve Gelecek partileri İsveç’in NATO’ya alınmasına el kaldırarak ABD/NATO kardeşliğinde birleştiler. Bu partilerin defterinde tam bağımsızlık, ezilen halkların yanında yer alıp emperyalist boyunduruğa karşı çıkmak diye bir şey yazmıyor. Hepsinin efendisi aynı… İsveç’in NATO’ya girmesini TBMM’de onaylayarak ABD’nin buyruğunda olduklarını belirttiler. Ayrıca bu onaylama; Gazi Meclisimizin bağımsızlıkçı ruhuna, gazilik unvanıyla kazandığı saygınlığa da büyük zarar verdi.

ABD’nin ülkemizde beslediği iki terör örgütü var: PKK ve FETÖ… TBMM’de NATO’nun genişlemesini isteyen AKP, MHP, CHP, DEVA ve Gelecek partileri bu iki terör örgütünün arkasında sıralandılar. Bundan sonra şehit cenazelerinde üzülmesinler. Çünkü bu üzüntünün sahte, göstermelik, halkı kandırmak için olduğunu düşüneceğiz. Hem NATO’nun genişlemesini onaylayacaksın hem de ABD/NATO’nun şehit ettiği Mehmetçiklere üzüleceksin öyle mi?

Dün TBMM’de yapılan İsveç’in NATO’ya üyeliğinin kabulü oylamasına 253 milletvekili katılmadı. Neden mi? Bu vekiller aslında İsveç’in NATO üyeliğine karşılar çoğunlukla. Ancak parti liderlerine ters düşmemek adına korkularından oylamaya katılmamayı yeğlediler. Vicdanlarının, uslarının söylediklerinin değil, çıkarlarının peşinden gittiler. Bu da Gazi Meclisimiz için utanılacak bir durum. Özgür iradesiyle oy kullanamayan biri, milletin vekili olabilir mi?

Milletin vekilleri, milletin düşüncesini yansıtamıyorlar TBMM’de. Millt iradesi doğrultusunda davranmadıklarına göre kimin vekili bu kişiler?

Sözünde durmayan, ettiği yemine uymayan, ülkesinin çıkarlarına göre davranmayan, emperyalizmin çıkarları uğrana kendi bilincini yok eden siyasetçilerin aktöreye uydukları söylenemez.

İktidarla muhalefetin emperyalizmin egemenlik sınırlarını genişletmek için değil, ülkemizin çıkarları uğruna bir araya gelmesidir en büyük dileğimiz. Kendi aralarında kayıkçı kavgası yapan bu partilerin hepsinin ABD/NATO kardeşi oldukları kanıtlandı dün. Kayıkçı kavgası yapanları, bir araya getiren tek güç var: o da ABD. Onların Atatürkçülükleri de milliyetçilikleri de dindarlıkları da yalan, tıpkı sözleri gibi. Bize emperyalizme karşı eğilip bükülmeden dimdik duran, sözünün eri, yürekli siyasetçiler gerek. Yüreği Washington’da değil, Ankara’da çarpacak siyasal partilerle sorunlarımızdan kurtulup geleceğimizi kurtarırız.

                                                                            Adil Hacıömeroğlu

                                                                            24 Ocak 2024

 

4 yorum:

  1. Hepsi tamam da DEM Partisi neden hayır oyu verdi, onu pek anlayamadım!? Bir de Cumhuriyet tepeden indi diyen liboşlar; ikiyüzlülüğün, ahlaksızlığın, güç katşısında eğilip bükülen omurgasızlığın tabandan tepeye nasıl çıktığını ve tepeden indirmeci(!) gazi meclisin nasıl bir ortama dönüştüğünü görüp kına yakabilirler

    YanıtlaSil
  2. Kuran'a göre kardeşlikler.. 1)Biyolojik kardeşlik (aynı ana babadan doğmuş olmak) 2)İman kardeşliği (Aynı Allah'a inananlardan oluşan kardeşlik) 3)Din kardeşliği (Aynı dine mensup olanlardan oluşan kardeşlik) 4)Sosyolojik kardeşlik (bu kavram ihvan-ı Lut kavramından gelmektedir. Aynı vatan toprağında,aynı suyu içip,aynı havayı soluyanların oluşturduğu kardeşlik) 5)Şeytan kardeşliği (İsraf edenler şeytanın kardeşidir, NATO kardeşliği)

    YanıtlaSil
  3. % de % doğru... vatan din iman bayrak nedir bilmeyenlerin yapacağını yaptılar.... iki yüzlülük münafıklık ülkemizde ve meclisimizde dizboyu. Allah sonumuzu hayretsin. Amin. Selam ve sevgiler.

    YanıtlaSil
  4. Hikmet Yılmaz
    Çıkar ve Biat kardeşliği olmaz mı

    YanıtlaSil