Nedendir
bilinmez birçok kadın ya da erkek olur olmadık yerde başkalarına, hatta en
yakınlarına bile kargışta bulunur. Bu kargış, genellikle “bela okuma”
biçimindedir. Bir insan durup dururken en küçük bir kızgınlıkta niye bela okur
çevresindekilere, hatta hiç tanımadığı kişilere?
İnsan
yaşamında alkış olduğu gibi kargış da olacak. Kargış olmadan alkışın bir anlamı
kalmaz. Çünkü doğada her şey, karşıtıyla var. Ancak her şeyde olduğu gibi
alkışın da kargışın da aşırısı zararlı.
Küçük
sorunlar karşısında tinsel rahatlık için küçük çapta ilenmeler (kargışlar) çoğu
zaman insan öfkesini dindiren bir şey. Zaten bu tür ilenmeler, anlıktır ve öfke
geçtikten sonra kişinin tininde en küçük izi bile kalmaz.
Çevremizde
sürekli bir ilenme içinde olan kişiler tanırız. Onların bu ilenmelerine çoğu
zaman anlam veremeyiz. Oysa umarsızlığın, sürüp giden sorunları çözememenin bir
çığlığıdır bu ilenmeler. Aslında kişinin sorunlarına çözüm bulmak yerine, ilenme
yolunu seçmesi kötü giden yaşam koşullarına bir teslimiyettir; aydınlık günlere
erişme savaşımından vazgeçmektir.
Dünyada,
insanoğlunun çözümleyemeyeceği sorun çok azdır. Günlük yaşamda karşılaştığımız
birçok sorunu, aslında kolayca çözümleyebiliriz. Yeter ki çözüm bulmak için bir
isteğimiz olsun. Sorunları çözümlemek için uğraşmayı zor bulan kişi, bela
okumayı, ilenmeyi kolay yol olarak görmekteler.
Sürekli
çığlık çığlığa bela okumak, ilenmek kişinin sinir sistemini aşındırmakta ve
giderek sorunlu duruma getirmekte. Sürekli bağırıp çağıran biri… Ağzından çıkan
iki tümceden biri tanesi “Allah belanı versin!” olan bir kişinin tinsel
sağlığının yerinde olduğu söylenebilir mi? Bu tinsel çöküşün, beden sağlığını
etkilememe olanağı var mı?
Toplumumuzda
önüne gelene “Allah belanı versin!” diyen birçok kişi var. Doğaldır ki Allah,
bu düşkünlerin sözüne bakıp kimsenin belasını da vermez. Ancak bu gerçeğe
karşın bela okuma sürüp gider.
Yolda
yürürken çocuğun ayağı burkulsa, düşüp burnu kanasa “Bak gördün mü benim
kargışlarım tuttu. Bir daha benim bela okumamı gerektirecek işler yapma!” diye
söylenirler sevinçle. Çocuğunun başına gelen bir olumsuzluk karşısında sevinç
duyan bir anneyi düşleyebiliyor musunuz? Bu nasıl bir vicdan, insanlık ve
anneliktir?
Beni
en çok şaşırtan bela okuma ise bir annenin minicik çocuğuna okuduğu beladır.
Bir çocuğun ne günahı olur ki onu bin bir emekle dünyaya getirerek büyüten
annesi ona bela okur?
Çocuğun
yaptığı hangi yanlış davranış, başına bela gelmesini hak ettirecek düzeydedir?
Bela
okunan bir çocuğun başına en küçük bir kötülük geldiğinde feryat figan olacak
olan o bela okuyan anne değil midir?
Çocuğunu
gözünden sakınan bir anneyi, ona bela okumaya sürükleyen hangi tinsel bozukluk
ya da sapkınlıktır?
Bela
okuyan anneler bir de okudukları belaya kılıf uydurmuşlar. “Sütüm, çocuğumu
beladan korur. Bu nedenle benim okuduğum bela, çocuğuma etki etmez.” demekteler.
Eskilerimiz, yanlışlıkla ağızlarından bir bela okuma ya da kargış çıktığında
bin bir pişmanlık yaşarlardı. “Tövbe, tövbe!” ya da “Ağzımdan yele alsın!”
diyerek belayı, kötülüğü savuşturmaya çalışırlardı. Başkaları da böyle uğursuz
sözleri söylediklerinde aynı pişmanlık sözleriyle onları güzel sözler söylemeye
yönlendirirlerdi. Şaka da olsa bela okuma, ilenme uğursuzluk, kötülük olarak
görülürdü.
Yaşulularımız, “Çok bela okuyan en sonunda o balayı kendisi yaşar.” derlerdi. “Çok bela okuma, söylediklerin ayağına dolanıp başına gelir.” sözünü çok işittik çok bela okuma, söylediklerin ayağına dolanıp başına gelir.” sözünü çok işittik büklerimizden. Olumlu düşünmenin, olumlu sonuçlarla karşılaşırız. Olumsuz düşünmenin de olumsuz olaylara ve durumlara yol açacağını söylerdi büyüklerimiz.
Ne
yazık ki tin sağlığı bozuk birçok anne ve baba elinde büyümekte olan çocuklar
var toplumumuzda. Bu nedenle sağlıksız ellerde büyüyen çocuklar da sağlıksız olmakta.
Onların da tinsel sağlıkları bozulmakta. Çoğu zaman çevrelerine zarar
vermekteler. Sonra da çocukların tinsel sağaltımı için kapı kapı dolaşılmakta.
Aslında ve öncelikle sağaltılması gereken sürekli bela okuyan ebeveynler.
Tinsel sağlığı bozuk anne ve babalar kendileri gibi sağlıksız çocuklar
yetiştirmekte. Bu nedenle öncelikle anne ve babalar sağaltılmalı.
Çocuğuna,
önüne gelen herkese bela okuyup ilenmek büyük bir zavallılık örneği. Bu
zavallılık günümüz insanına hiç yakışıyor mu?
Adil
Hacıömeroğlu
15
Kasım 2020
Baba evinde çok yaşadığım bir beddua faslıdır.İstedikleri yapılmadığında ya da göz kaş hareketleri beni idare edememiş olan annemin ettiği duadır.
YanıtlaSilSonrasında sinirle söyledim dese de yarattığı tahribat çok olmuştur.
Babam da beddua aktivitelerini sever.
İşin kolay kısmına kaçmanın,çözmekten öte sorunu büyütmenin en kolay yolu ne yazık ki..
Ruh sağlığını kaybetmiş ve geri kazanamamış ebeveynlerden dünyaya gelmek,hayata 0-1 geriden başlamak demek bence.
Sadece beddua da değil,sürekli anne-baba hakkından dem vurmaları,sütlerini helal etmeyeceklerini söylemeleri tehdidiyle isteklerine boyun eğdirmek istemeleei de başka bir psikolojik şiddet göstergesi.
Anne-baba hakkı olduğu kadar,"evlat hakkı"da var.Bu,asla unutulmasın.
Bu dünyaya gelmek için insana sorulmuyor,bebek olarak masum doğuyoruz.Kız/erkek olma seçeneği de dolayısıyla sorulmuyor.
Anne-babalar,lütfen ebeveyn olmadan önce hazır olup olmadığınızı düşünün.Üremek için üremeyin.
Evlat sahibi olmaya karar verdiğiniz anda da son nefesinize kadar yavrularınıza sahip çıkın.Sevin,birey olarak sayın,saygı duyun.
Teşekkürler hocam.
Hazır "bela okumak" ile başlamışken küfür üzerine de bence yazmalısınız hocam. Elinize sağlık.
YanıtlaSilHocam insanların ağzında sakız çiğner gibi bela okuyor maalesef
YanıtlaSilDeğerli Adil Öğretmenim yüreğinize sağlık, anlatımlarınız bize ders niteliğinde , iyi bir baba olmanın örneğini yaşanırlılığını okuyoruz.Aile sohbetleri çok önemli.
YanıtlaSilÇocukları dinleyip soru sormasına izin verelim . Gün sonunda ne yaptığını anlatsın her çocuk konuşup anlatmak ister. Ödevini yaparken destek isterse , eminim sen yapabilirsin diye onu yüreklendrip gayret göstermesine izin verelim . Kavga , gürültü ile büyüyen çocukların huzuru yakalaması zor oluyor.
Öfke konrolü olmayan insanların geçmişlerinde mutlaka adaletsizlik ve değersizlikvardır.
Söyledikleri kendine dönecek , ağzından çıkana dikkat edilse ne güzel olur, iyi günler görürsün inşallah 🙏🏻 denilse , sonuçta kendileri de çocuklar da mutlu , başarılı olurlar.👏👏🙏🏻Sağolunuz🧿🍀♥️📚Fulya Kırımoğlu