Evimizin
önü kavşak… Önemli bir taşıt yolu… Kadıköy-Pendik ve Bostancı-Dudullu
yollarının kesiştiği yer… Günün her saatinde taşıtlar gidip gelmekte. Korna ve
sürücülerin bağrışmaları hiç eksik değil. Birkaç günde bir trafik kazası
olmakta. Kazaların oluş nedenlerinden en önemlisi kavşaktaki yanlış düzenleme. İkinci
neden ise sürücülerin genellikle trafik kurallarına uymamaları.
Son
birkaç ayda üç kaza oldu benzer biçimde. Üç diyorum çünkü bu kazalara balkonumuzdan
tanıklık ettik. Kadıköy-Pendik hattında, yolu ayıran bir yükselti var gidiş
gelişi belirlemek için. Üç kazada bu yükseltilerde oldu, hem de gece vakti. Taşıtların
çok az, yolun boş olduğu bir zamanda. Sürücüler, yükseltiyi ve trafik imini fark
etmemiş olacaklar ki yükseltinin üzerine çıkıp trafik tabelasını devirerek yükseltinin
üzerinden gittiler. Birinin tamponu düştü, diğerinin ön çamurluğu koptu, üçüncüsü
ise bir midibüstü. Ona, ne olduğunu göremedik. Çünkü hiçbir şey olmamış gibi bir
süre taşıtın altı duvara sürtünerek gitti. Sonra hiçbir şey olmamış gibi yola
inip sürdürdü gidişini. Bu kazaların olma nedenini bölünmüş yolu ayıran duvarın
sarı boya ile belirlenmemesine bağladım önceleri ki bunun kesinlikle etkisi var
kazalarda. Nedense gidiş-gelişli yollarda yol ayrımını yaban yükseltilerde ne
boyama ne de geceleyin fark edilebilecek ışıklı uyarılar var. Bu, büyükşehir
belediyesinin bir ihmali.
Bir
arkadaşım, borçlanarak yeni bir araba almıştı. Direksiyona geçti işe gitmek
için arabayı aldığı ilk günde. Kavşakta kırmızı ışık yanınca durdu. Birkaç
saniye sonra birden bir gürültüyle sarsılınca arabasından inip aracın arkasına
doğru yürümüş. Arkasındaki araba, yepyeni arabayı mahvetmişti. Üzüntüyle kendi
arabasına çarpan sürücüye sormuş: “Durduğumu görmedin mi?”
“Hayır,
ağabey gerçekten sizin önümde durduğunuzu fark etmedim. Sanırım daldım.”
deyince arkadaşıma gülümsemekten sonrasında da üzülmekten başka yapacak bir şey
kalmadı. Daha sonra benzer kazaları çok dinledim dostlarımdan.
Evet,
bir sürücü hele ki hızlı olmadığı bir yolda önündekini neden fark edemez? Ya gerçekten
yaşamın çözümsüz sorunlarıyla dalıp gitmiştir. Ya da önündeki araçla kendi
arasındaki uzaklığı ve derinliği kestirememiştir. Bir başka deyişle üç boyutlu
görememiştir.
Atacan’ın
ve başka çocukların durup dururken çarpmaları, düşmelerini gözlemlerken tanığı olduğum
ve arkadaşlarımdan dinlediğim trafik kazalarına internet ve ekran bağımlılığı
açısından bakmak geldi.
Son
yıllarda toplumumuzun tüm katmanlarında, eğitim ve sınıfsal düzeyi ne olursa
olsun internet bağımlılığı aldı yürüdü. Taşıt kullanırken, yemek yerken,
dostlarıyla söyleşirken, evde otururken, usunuza gelebilecek her an telefonlar
ellerde. İnsanlar telefon ekranına bakmaktan çevresinde olup bitenleri
görmemekteler. Çevresindekilerin farkına varmamaktalar.
İnternet
ve ekran bağımlılığı yüzünden doğaya, olaylara, konuşmalara, gözlemlere sırt
çevirmekte toplumumuzun önemli bir kesimi. Gözler sürekli olarak ekranda kayan
iki boyutlu görüntülerde. Görüntülerde üçüncü boyut yok! Derinliksiz
görüntülere bakmak, zamanla alışkanlığa dönüşmekte.
Akla
mantığa sığmayan trafik kazalarıyla karşılaşmaktayız. Bu kazaların nedenleri
arasında internet oyunlarına bağımlılık yok mudur acaba? Bu oyunlar, çok hızlı…
Bazı oyunlar, araba yarışlarını içermekte. Bu yarışlarda hız yapmak ve
önündekini hangi koşullarda olursa olsun geçmek var. Son yıllarda trafik canavarlarının
artmasında bu yarışların hiç mi etkisi yok?
İçişleri
Bakanlığı kazaları araştırırken internet bağımlılığını araştırıyor mu? Bu konuda
bir sormaca yaptı mı bugüne dek? Bakanlığın bu konuda bir sayımlama yapması
gerek. Bu sayımlamadaki bilgiler gerekli uzmanlarca değerlendirilmeli ve
gerekli önlemler alınmalı.
İnternette
oyun oynamak vazgeçilmez bir bağımlılığa dönüştü ne yazık ki birçok kişide. Bu
bağımlılık sağaltılması gerek. Bu hem kişi hem de toplum sağlığı için büyük bir
önem göstermekte.
30
Kasım 2020
Akla mantığa sığmayan trafik kazalarıyla karşılaşmaktayız. Bu kazaların nedenleri arasında internet oyunlarına bağımlılık da önemli etken. Hala araba kullanırken telefon kullanan, internet izleyip, yazı yazanlar var. Duyarlılığınız için teşekkür ederim.
YanıtlaSil.Huzursuzluk ve yorgunluk, uyku sorunları baş gösteriyor.Bireyler önemli sorumluluklarını ihmal ediyorlar.Sonuçta fiziksel sağlık sorunlarına da yol açıyor. Sürekli bilgisayarın başında oturan kişinin sırt ağrısı , şekil bozuklukları meydana geliyor.Gençler vaktince uyumazlarsa,gece salgılanan melatonin hormonundan faydalanamazlar.Duygusal yorgunluğa yol açar , stres seviyelerini arttırır.Arkadaş seçimi çok önemli gerçek hayatta olduğu gibi dikkat edilmelidir.Sonuç olarak, yüz yüze iletişim yerine sanal iletişim artarsa yanlış yoldayız demektir.Verimli iletişim yüz yüze , konuşarak yapılan iletişimdir. Kişinin gelişimini ve sosyalleşmesini sağlar.Dikkatli olmayı ,odaklanmayı sağlar.Hocam yine toplumsal bir konuya farkındalık yaratmışsınız .Sağolun, varolun.Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSil