EKRAN BAĞIMLILIĞININ GETİRDİĞİ SAKARLIK


29 Kasım Pazar günü saat 13.00’te dışarı çıktık. Çünkü Atacan’ın dışarı çıkma izni başlamıştı. Hava çok güzeldi. Pırıl pırıl bir güneş vardı. Soğuk yoktu. Çok hafif bir poyraz esmekteydi ve bunu, çoğu zaman duyumsamıyorduk bile. Havanın güzelliği, bir güz mevsiminden çok, baharı yaşatmaktaydı sanki.

Amacımız, Bostancı’dan Caddebostan’a uzanan sahil boyunca yürümekti. Salgına karşı gerekli önlemleri aldık. Atıştırmalıklarımızı ve sularımızı sırt çantamıza yerleştirdik ve çantayı sırtladım.

Sahile inmek için evimizin önündeki kavşakta, yayalar için yeşil ışığın yanmasını bekledik bir süre. Beklerken Atacan’la el eleydik. Çünkü kaldırım daracık. Bir kişi zor sığıyor neredeyse. Arkamızda yakıtlık var. Yakıtlıkla kaldırımı ayıran ince demir tellerden yapılmış bir örgü duvar var. Atacan, o yana dönüp bir adım attı ve tellerin arasındaki çukura düştü. Ben: “Çukuru görmedin mi?” diye sordum.

O: “Fark etmedim.” dedi.

Son aylarda düz yolda önünü görmeyerek, küçücük yükseltilere takılarak, önündeki çukurları ve inişleri görmeden düşüyor sürekli. Önündeki çıkıntıları, cisimleri görmeden takılıp ya da çarparak küçük kazalara uğruyor. Ergenlikte bu tür sakarlıklar olur, doğaldır bu. Ancak Atacan daha dokuz yaşında, ergenlik söz konusu değil.

Çocuğun akranı olan bazı çocukları gözlemlemeye başladım. Bir baktım ki gözlemlediklerimin bazıları da Atacan gibi. Onlarla Atacan’ın ortak yanı, telefon ve bilgisayarda internet oyunları oynamaları. Bu benzerlikler beni uyardı. “Bu sakarlıkların nedeni, internet oyunları olmalı.” diye düşündüm.

İki boyutlu bir ekrana sürekli bakmak ve iki boyutlu oyunları saatlerce oynayan çocuklarda, hatta büyüklerde üç boyutluluk yitiyor. Bu nedenle derinlik ve yükseklik algısı yok oluyor zamanla. Bu düşmelerin, çarpmaların nedeni bu, diye düşünmekteyim.

Özellikle düşme, çarpma sonunda yaralanıp sağaltım için sayrıevlerine giden çocuklar iyi gözlemlenmeli. Düşme, çarpma ile internet oyunları ilişkisi araştırılmalı; bu konuda kayıtlar tutulmalı. Bu konuya tinbilimciler ilgi göstermeli. Bu konuda bilimsel çalışmalar yapılmalı.

Benim kanımın kaynağı yalnızca bir gözlem. Anlaşılacağı üzere bilimsel bir dayanağım yok! Ancak bilim adamlarının bu konuya eğilerek hem çocuklarımıza hem de toplumumuza büyük bir iyilik yapacağı düşüncesindeyim.

İnternet oyunlarının çocukların düşünsel, tinsel ve bedensel sağlıklarını etkilediklerini görmekteyiz. Bu nedenle bu oyun bağımlılığı önlenmeli. Çocuklarımızın yaratıcılıkları, üretkenlikleri, düşlemleri, gelecek tasarımları internet oyunlarına feda edilmemeli.

                                                           30 Kasım 2020

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder