Dün
Cumhuriyet’imizin 100. yılıydı. Bu nedenle günler öncesinden başlayan
heyecanımız doruğa ulaştı. Evimizin her penceresine birden çok bayrak asmıştık
birkaç gün önce. Yalnızca biz mi? Tüm İstanbul…
İstanbul,
günler öncesinden kırmızı beyaz olmuştu. Türk bayrağının asılmadığı ev ve dükkân
neredeyse yoktu. Bazı yüksek yapılarda olağanüstü büyüklükte bayraklar
asılıydı. Bu yüksek yapıların bazılarında kırmızı beyaz ışıklandırma yapıldı.
Kimilerinde de Atatürk resimleri ışıkla yansıtıldı.
İstanbul
dışında yaşayan eş dost, hısım akrabayı aradım. Oralarda da durum farksızdı. Kentler,
kasabalar bayrak denizine dönmüştü. Tıpkı İstanbul gibi oralarda da Türk bayraklarının
yanı sıra Atatürk posterleri süslemişti her yanı.
Kutlamaların
görkemli olacağı, günler öncesinden anlaşılmıştı. Çünkü bayrak üreten firmalar,
halkın isteğine yetişemiyordu. Türk ulusu, yüz yıl öncesinin heyecanıyla ayağa
kalkmaktaydı adeta. Bu, Cumhuriyet devriminin halkça nasıl
içselleştirildiğinin, benimsendiğinin bir göstergesi. Türk toplumunun içinden Atatürk’ü,
Cumhuriyet’i söküp atmak olanaksız bir şey. Çünkü insanların gönlünün
derinliklerine kök saldı Atatürk ve yaptığı devrim.
29
Ekim sabahı erkenciydim. Televizyonları izledim bir süre. Uzman denerek
ekranlara çıkarılanları çoğu, bilinen şeyleri yinelediler durmadan. Arada özgün
düşünceler, bilgiler anlatanlar da vardı. Beni en çok üzen şey ise çoğu anlatıcının
Cumhuriyet’i, biçimsel bir kimliğe büründürmesi ve tam bağımsızlık vurgusunun
yapılmaması. Oysa tam bağımsızlık olmadığında Cumhuriyet olmaz. Biçimselliğe
indirgenmiş Türk Devrimi, giderek özünden kopup yok olur.
Eşim
erken çıkmıştı evden. Çünkü okulunda Cumhuriyet Bayramı kutlaması vardı. Heyecanlıydı,
öğrencilerinin kutlamalarda ne yapacaklarını merak ediyordu. Atacan’la evde
kaldık baş başa. Kimi zaman televizyondaki kutlamalara baktık. Kimi zaman da onunla
Atatürk ve Cumhuriyet’i konuştuk. Eşim, geç geldi. Geldiğinde morali bozuktu.
Sorunca anlattı. Tören başladığında öğrencilerinden Tunahan, birden yüz üstü
yer kapandı. Tunahan’ın velileri de töreni izlemekteydi. Öğretmenler, veliler
çocuğu kaptığı gibi hastaneye götürdüler. Bu durum, diğer çocukların törene
odaklanmasını bir süre engelledi. Eşim, eve geldiğinde de sürekli telefonla arayarak
çocuğun velisinden bilgi aldı öğrencisinin sağlık durumuyla ilgili.
Yemeğimizi
yedik. Günün anlamına uygun giyindik. Elimizde bayrak, dışarı çıkmaya hazır
duruma geldik. Kaynım bizim evin önüne geldi arabasıyla. Kaynanam da yanında. Biz
de bindik arabaya. Anadoluhisarı’na gideceğiz, yüz savaş gemimizin geçişini
görmeye. Yollar, ana baba günü... Kaplumbağa yürüyüşüyle gitmekteyiz. Arabalar,
bayraklarla donatılmış. Kimileri yürümekte elde bayrakla. Yol boyunca evler ve
dükkânlar kırmızı beyaz… Arabaların çoğunda marşlar çalınmakta. En çok da Onuncu
Yıl Marşı…
Anadoluhisarı’na
geldik gelmesine de arabayı nereye koyacağız? Zorlukla bir yere eğledik onu.
İndik, kaldırımlar dolu insan seliyle. Boğaz kıyısında iğne atsan yere
düşmeyecek. Bir yer arıyoruz gemilerimizi görmek için. İnsanlar, dört beş sıra olmuşlar
art arda. Kimileri buldukları sandalyelerin, duvarın üzerine çıkmışlar rahat
görmek için.
Öğretmenevine
yürüdük. Zor bela bir masaya iliştik. Ancak önümüz kapalı insan duvarıyla. Küçük
aralıklardan gemilerimizi görüp gururlanıyoruz. Her gemi geçişinde alkış var. İnsanımızın
göğsü kabarmakta denizlerdeki savaş gücümüz karşısında. Bu topraklarda barış içinde
yaşamak istiyorsak ordumuz, güçlü ve caydırıcı olmalı.
İnsanlar,
çok mutluydu. Herkese gurur ve mutluluk egemendi. Neredeyse elinde bayrak olmayan
bir kişi yoktu. Başörtülü, başörtüsüz kadınlar ve kızlar el ele, omuz omuza izlediler
gemi geçişlerini. Oradan ayrılırken bu birliktelik sürdü. Şalvarlı erkeler de
vardı, şortlular da. Kimsenin giyim kuşamı kimsenin umurunda değildi. Herkes
aynı bayrağı sallıyor, aynı duyguları paylaşıyordu Cumhuriyet’imiz için. Demek
ki ulusumuzu birleştiren Atatürk, Türk bayrağı ve Cumhuriyet… Bu üç değerimiz,
siyasete alet edilmemeli. Üçü de ulusun ortak değeri. Bu ortak değerleri ulusal
bütünlüğümüzün bedenindeki kan damarları… Bu damarlar kesilirse kan kaybından
ölür o ulus bedenimiz.
Eve
dönüş de zor oldu. Yollar yine kalabalık... Yine her yan bayrak… Gece yarısına
dek tıklım tıklımdı her yan. Eve geldik. Önümüzdeki caddede taşıtlar zorla
ilerliyordu. Başka zaman olsa bu sıkışıklıkta korna sesleri, bağrışmalar sinirlerimizi
bozardı. Sürücüler yorgun bir gün geçirmelerine karşın ivedilik göstermiyorlardı
evlerine gitmek için. Çünkü sürücülerin yanında eşleri ve çocukları vardı.
Demek ki kadın-erkek, çoluk çocuk bir arada olunduğunda; bir de buna Cumhuriyet’in
100. Yılı heyecanı eklenince insanların efendiliği, kurallara uyumu,
duyarlılığı ilgi çekmekte.
Yüzüncü
yıl kutlamaları bir merkezden yönlendirilmedi. Halk, Cumhuriyet’ine, devrimine
sahip çıktı. Çünkü o Cumhuriyet’i dedeleri cephede süngüyle kazanmıştı. Tük
Devrimi’nden uzaklaşıldığında toplumun kutuplaştığını görmekte halkımız. Bu
nedenle devrimine dört elle sarıldı dün.
Cumhuriyet’imizin
100. Yıl kutlamalarındaki coşkuyu hiçbir parti, kitle örgütü sahiplenmesin. Çünkü
dünkü coşku siyasal partileri, bilinç düzeyi ve Cumhuriyet duyarlılığı
bakımından aşmış durumda. Bu, bir dip
dalgası… Bu dalga, fırtınaya dönüştüğünde önüne katıp götüreceği çok şey var.
Adil Hacıömeroğlu
30
Ekim 2023
Cumhuriyetimizin 100. yılı Ne mutlu ki bu günü görmek, bu anı yaşamak nasip oldu.Kutlamanın anlamı derin manalar ifade eder .. 100 yıldır, özgür bir ülke olmanın; kadınıyla, erkeğiyle çağdaş, modern, ilerici bir yaşamı tercih etmenin gururunu taşıyanlar için kutlamak,anmak, anlatmak, dilinden düşürmemektir. Cumhuriyet’in kazanımları nı,Devrimleri ,hikâyeleriyleanlatıpKurtuluşun ve kuruluşun kahramanlarını eğer iyi anlar, iyi anar ve çok kutlarsak özümsetiriz.Ankara ‘ da doğup büyüyen Cumhuriyet kadını annenin evladı , ( ilkokulda Cumhuriyet balolarına annem götürürdü coşkuyla kutlardık)çalışan anne olarak, Anıtkabirde bu yaşıma kadar görmediğim halkla Atamın huzurunda akşama kadar saygıyla nöbet tutarak , gençlerle, yaş almışlarla bu günü nasıl kazandık, neler yapıp yaşatacağızı konuşarak geçirdik. ,Cumhuriyetin kuruluşunun 100.’yılı Ülkemize, Dünyamıza ve tüm insanlığa Barış huzur ve mutluluk getirmesini dileriz.
YanıtlaSilCumhuriyet bayramımız tüm ülkemize kutlu olsun.🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷♥️💐Yaşasın Cumhuriyet, Sonsuza kadar……..🌺🇹🇷Adil hocam teşekkürler.