İsrail,
yıllardır Filistinlileri teker teker ya da toplu olarak öldürmekte. Üstelik
öldürdüklerinin evlerini, tarlalarını da gasp etmekteler göz göre göre. Ne
yazık ki bu insan kıyımı ve kırımı, bu insanlık dışı uygulamalar barış şarkıları
söylemekten başka bir şey yapmayanların ilgi alanında olmaz hiç. Ne zaman ki Gazze’ye
sıkıştırılmış, tüm özgürlükleri kısıtlanmış Filistinliler bu vahşete karşı çıktılar
barış şarkılarını söylemeye başladılar.
İsrail,
her gün onlarca çocuk öldürmekte Gazze’de. Yine her gün onlarca kadın toprağa
düşmekte burada. Sayrıevlerinde umar bekleyenlerin başına bombalar yağdırmakta
işgalci Siyonistler. Bu sözde barış havarilerinin sesi çıkmamakta bu insan
kıyımına. Akıllarınca hem ezeni hem de ezilip yok olanı suçlayarak barış
getirecekler dünyamıza.
Öldürülenlere,
yaralananlara, sürülenlere, evi ve toprağı elinden alınanlara “Barış içinde
yaşayın!” önerisinde bulunmaktalar. Aslında bu sözde barış güvercinleri böyle
yaparak saldırganın, öldürüp kıyım yapanın, emperyalizmin yanında yer
almaktalar.
ABD,
Japonya’ya atom bombası atıyor. İnsanlar yanarak ölüyor. Günümüzde bile
bombanın düştüğü yerde ot bile bitmiyor. “Barış olsun canım.” Olsun da nasıl
olsun? Savaşı çıkaran kim? Atom bombasını suçsuz insanların üstüne atanlar kim?
Ona tek bir sözünüz yok mu?
ABD;
Vietnam, Laos ve Kamboçya’ya saldırıp milyonları öldürüp sakat bırakıyor, bizim
barış güvercinleri “Savaş durusun, barış olsun.” diyor. Kilometrelerce uzaktan,
dünyanın bir ucundan gelip evinde oturan, toprağında çalışan, yurdunu savunan
adamdan silahını bırakmasını istemekteler.
Amerika;
Batı Asya’ya abanıyor tüm gücüyle. Milyonlarca insanın kanını akıtıyor toprağa.
Afganistan’ı taş devrine döndürüyor. Barış olsa olmaz mı? Ölüm saçan bir makine
gibi dünyaya kan kusan ABD’ye bir tek sözünüz yok mu? “Var efendim, barış
olsun!” Ama nasıl?
İngiltere,
Fransa, Belçika ve Hollanda Afrika’ya kan kusturdular yıllarca. inim inim
inlettiler zavallı halkı. Yeraltı ve yerüstünde ne kadar varsıllık varsa
hepsini iliğine dek sömürdüler. Afrikalı, silaha sarılıp düşmanı topraklarından
kovmaya kalktığında barışı bozmakla suçlanmakta. Ezilen halklar vurulup
kırıldığında, sömürüldüğünde mi barış olacak?
Emperyalistler,
dünyayı baklava dilimler gibi bölmekteler. Dünyanın dört bir yanını parçalayıp
bölerek yönetmekteler. Bu topraklar ağır bir şiddetin ve sömürünün pençesinde
yüzyıllarca. Ezilen halklar, hakkına sahip çıkıp ayağa kalktığında mı barış
bozuluyor?
Birinci
Dünya Savaşı ve sonrasındaki işgal yıllarında ülkemizin doğusunda Ermenilerin,
batısında Yunanlıların, güneyinde Fransızların, İstanbul’da İngilizlerin insanlığın
yüzünü kızartacak insan kıyımları, kadınlara tecavüzleri ve gaspları oldu. Ne
zaman ki Atatürk önderliğinde Türk ulusu ayağa kalktı, İstanbul’un barış(!)
havarilerinin toplandığı mütareke basını, Atatürk ve arkadaşlarını uyarmaya
başladılar: “Aman işgalcileri kızdırmayalım, yoksa daha büyük facialar yaşanır.”
Zaten görmek istemediğiniz facialar her gün yaşanmaktaydı. Ölümden ötesi yoktu
ulusumuz için. Bu nedenle dünyaya örnek olacak bir Kurtuluş Savaşı verdik.
Böylece bağımsızlığımızı kazandık.
Her
durumda, haklı haksız ayırmadan “Barış, barış, barış!” diye bağıranların çoğu
Atatürkçü geçinir. Ama Mustafa Kemal Paşa’nın emperyalizme karşı bir savaşta
Atatürk olduğunu düşünmezler bile.
Atatürk:
“Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler
arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği
çağı geçecektir. (Atatürk’ün Kendi Kaleminden Emperyalizm ve Tam Bağımsızlık,
Kaynak Yayınları, 1. Basım, Nisan 2018, s. 230)” diyerek dünyaya barışın nasıl
geleceğini söylemekte. Demek ki emperyalizm yok olmadığı sürece savaşlar
olacak.
Dünyadaki
savaşların kaynağı, emperyalizm Atatürk’e göre. Barış istiyorsak emperyalizmin
bozgunculuğuna, doymak bilmeyen açgözlülüğüne, sömürüsüne, haksız savaşlarına
karşı çıkmak gerek.
Atatürk
soyut, düşsel, gerçeklerden uzak bir amaç için değil; somut, gerçekçi, dünya
koşullarına uygun bir çözümlemeyle doğru bir amacı bizlere göstermekte.
Adil
Hacıömeroğlu
24
Ekim 2023
Emperyalizm kolay kolay yok olmaz.. Olsada şu an oligarşik sistemde sınıflar var oldukça .....
YanıtlaSilYazdığınız bölgeye yazınızda Ttürkiyeden başka kurtuluş savaşı mücadelesi verecek Orta Doğu ülkelerinin liderleri varmıdır.?
Halkını demiyorum, liderleri İsrail gibi emperyalizmin uşakları gibi..
Katil haçlı seferlerinin aynısı....
Katillere ancak Türkiye 🇹🇷 Cumhuriyeti 🇹🇷 Devletimizin ve istikbarat güçleri öncülüğünde başlatılacak Ortadoğu kurtuluş savaşı mücadelesi etkili olabilir...
İlimle, bilimle uğraşmak sadece emperyalizmin ve uşaklarının medeniyet üniversitesi anlayışları değillerdir.
Emperyalizmin ve uşaklarının köklü değişikliklerin yapılabilmesi için ilimle, bilimle bizlerin de, Ortadoğu ülkelerininde ilgileneceği konulardır
Emperyalizmin yedi gün yirmi dört saat ara vermeden yaptığı kültür saldırısı tüm dünyada kendi kültürüne, değerlerine, dinine ve tarihine yabancılaşmış bir mankurt sürüsü yarattı. Bu mankurtlar (ki bunlar bazen dindar, bazen sosyalist, bazen Atatürkçü, bazen modern-laik vs. görünümlü olabilir) çoğu kez birbirlerinin kanına susamış olsalar da bir tek ana noktada birleşirler. O da gerçekten kaçmak noktasında... Bu son cümlem Kemal Tahir'den alıntıdır fikren. Gerçek, ulaşılması çok zor bir hedeftir ve yakın gördüğü haber sitesinin bildirilerinin telefona düşmesiyle vahyolunmaz! Temiz bir vicdan, sabır ve güçlü bir açlık duymak lazım hakikat kapısında. Söylemesi bizden olsun. Güzel yazınız için teşekkür ederim hocam.
YanıtlaSilİnsan nesli dünya yüzünden kalkmadıkça emperyalizm de yeryüzünden kalkmaz. İnsan kendi içinde bir emperyalisttir ama her emperyalist gibi bunu asla kabul etmez. Karl Max'ın kominizm görüşünde gözardı ettiğinde budur. Bunu da polisiye güç ile sağlamaya çalışınca da dünyanın bu günkü hali ortaya çıkar.
YanıtlaSil