Türk ordusunun takip harekâtı devam etti. İnönü mevzilerinde
şiddetli çarpışmalar oldu. İsmet Paşa, düşmanın takibi için yapılacak işleri
bildirdi. Bazı birliklere 40 km.lik bir hedef gösterildi. Yunanlılar Kula
yönüne çekiliyor.
Bağımsız Yunan Tümeni, doğu ve kuzeydoğusundaki sırtlardan
tekrar harekete geçti. Tümen, Anadolu’nun güzel ve haşmetli tabiatı içinde
derin vadilerdeki su sesleri ve kuş cıvıltıları arasında ilerliyor.
Kula, Sındırgı, Eşme, Emet, Tavşanlı, Burhaniye, Güney,
Bayramiç, Bigadiç, Selendi kurtarıldı. Akıncı Müfrezeleri Sındırgı’ya girdiler.
Müfrezeler Komutanı İbrahim Etem Bey, Hıristiyanların eşyasının alınmasını bir
bildiriyle yasakladı.
Mustafa Kemal’den Rauf Bey’e: ‘Birliklerimiz Eskişehir’e
girmiştir. Düşman Uşak doğusunda yakalanarak savaşa mecbur edildi. Burada
mağlup edilen düşman Alaşehir yönünde takip edilmektedir. Uşak 1/2 Eylül gecesi
işgal edildi. Bu akşam Uşak’ta bulunacağım.’ Mustafa Kemal’den Adapazarı
İşletmesi Müdürlüğü’ne: Savaş tedbiri olarak kapatılan sınırlar yarın sabahtan
itibaren açılacaktır. Ancak, ajanslarda ve basında resmi tebliğden başka hiçbir
askeri haber yayımlanmayacaktır. Karabekir, bulunduğu Trabzon’dan Mustafa
Kemal’e harekât hakkında bir önerisini yazdı. Mustafa Kemal, Başbakanlığa
gönderdiği gizli telgrafta, İzmir kurtarılınca oraya Konya Valisi Abdülhalik
Bey’i atamak istediğini bildirerek onun karargâha gönderilmesini istedi.
Mustafa Kemal de yarın da Aydın Mebusu Tahsin Bey’in Bursa, Karahisar Mebusu
Ali Bey’in Balıkesir Valiliği’ne atanmaları için Meclis’ten izin alınmasını
isteyecektir. Meclis Başkanlığı mebuslukla memurluğun birlikte olamayacağı
cevabını verecektir.
Batı Anadolu’daki yerli Rumlar, neleri var neleri yoksa
satıp köy ve kasabalarını terk ediyor, İzmir yönüne akın ediyor. Kaçan Rumların
yangın çıkarmasına yoksul Rumlar karşı çıkıyor. Bazı Rumlar, yangın planlarını
Türklere sızdırıyor.
İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon, ateşkes için
Kemalistlerle nasıl ilişki kurabileceğini İstanbul Yüksek Komiserliği’nden
sordu. General Harington, İstanbul’dan Londra’ya çektiği yıldırım telde şöyle
dedi: Bugün İzmir’e varan savaş gemileri, Yunanlıların moralini yükseltebilir.
Kemalistlerin taşkınlıklarına karşı İzmir’de askeri tertibat aldırdım. Yunan
göçmenleri çığ gibi İzmir’e akıyor. Yunanlılar savaşabilseler Akhisar’da
tutunabilirler. Durumda gittikçe kötüleşme var. Atina İşgüderi Bentinck,
Curzon’a telinde ‘İngiltere, Yunanistan için daha elverişli ateşkes hükümleri
sağlayabilir.’ dedi.
Pire Limanı’nda savaş aleyhtarı gösteriler patlak verdi.
Yunan gazeteleri Hükümet’in istifasını istediler. İstanbul Rum Patrikhanesi’nde
Yunan ordusu için dua okundu. Rus, Azerbaycan, Afgan Elçileriyle Fransız
Temsilcisi Albay Mougin, Başbakan Rauf Bey’i ziyaret ederek tebriklerini
sundular. Sovyet Hükümeti, Türk zaferini bir telgrafla kutladı. Telgrafta
‘Ordunuzun zaferi, Rus milletini aynı derecede sevindirdi. Türk halkı Mustafa
Kemal’in önderliği ile emperyalizme direnecek gücü buldu.’ denildi. Türkiye
Halk İştirakiyun Fırkası Genel Merkezi, Başkumandanlığa çektiği telde ‘THİF,
ezilen Şark’ın istilacı tufeylilerden yegâne kurtarıcısı olan Türkiye
ordularının manevi şahsiyetini şahs-ı âlinizde selamlar ve Şark’ın tam
kurtuluşunu yakın bir geleceğin en yakın bir emrivakisi telakki eder.’ dedi.
Zafer dolayısıyla İstanbul baştan başa donatıldı. Kars’ta,
Eskişehir’in alınışı üzerine halk İnönü Meydanı’nda toplanarak gece yarısına
kadar kutlamalarda bulundu. Şehirdeki Rus, Azerbaycan, Ermenistan konsolosları
da mutasarrıflığa gelerek Türk milli zaferini kutladılar. Ankara’da Büyük
Millet Meclisi önünde gösteriler ve gece fener alayları yapıldı. Kayseri’de
toplantı halinde olan Türk Ortodoks Kongresi, ordunun zaferini kutlama kararı
aldı. Kiliselerde ayin sırasında ruhani reisler tarafından zafer için dualar
okunması da kararlaştırıldı.
İzmir Yurdu, Ankara’da bütün üyelerin ve İzmirlilerin
katıldığı genel bir toplantı yaptı. İzmir’in kurtuluşundan sonra burada Türk
varlığının istikrarı ve göçmenlerin gönderilmesi sorunu görüşüldü. Bazı
mebuslarında içinde olduğu 10 kişilik bir kurul seçildi.
Hükümet, birçok komutanı birer derece terfi ettirdi.
Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa mareşalliğe, İsmet, Nurettin, Yakup Şevki,
Fahrettin Paşalar tümgeneralliğe yükseltildi. Albay Asım, Emin, İzzettin, Ali
Hikmet, Şükrü Naili, Kemalettin Sami, Kazım, Naci, Sabri, Osman Nuri, Kazım
(Orbay), Mürsel Beyler tuğgeneralliğe yükseldiler. Mustafa Kemal, Batı
Cephesi’ne yazısında terfileri bildirdi. Halit Bey’e mektubunda gösterdiği
yararlılıktan ötürü 31 Ağustos’tan geçerli olmak üzere miralaylığa terfi
ettiğini bildirdi.
Ankara’nın Paris Temsilcisi Ferit Bey, Mustafa Kemal’e
çektiği ve ‘Türkiye’nin büyük çocuğu!’ diye başlayan telinde ‘Azmin, vatanı
esaretten kurtardı. Sürur ve heyecandan gözleri yaşla dolan naciz bir Türk’ün
minnet ve şükranını kabul et!’ dedi.
Hakimiyeti Milliye: Eskişehir ve Uşak zalim düşmanın
elinden kurtarıldı. Ankara gündüzün zafer şenlikleri, gecenin fener alayları
içinde misilsiz bir sevinç göstermiştir. -Başkumandanımızın orduya ve millete
beyannameleri büyük bir heyecanla derin bir şevk ve sürur uyandırdı. Türk
milleti kendisini araya araya bulmuştur. Anlamı kendi iradesiyle istiklal,
hürriyet, şereften ibarettir. Bunlar aynı zamanda Türk’ün rehberliğinde bütün
Şark’ın şiarları olacaktır. Yenigün: Mağrur düşman ordusunun asıl unsuru
inanılmayacak kadar az bir zamanda, akıllara dehşet verecek bir kesinlikle imha
edildi. -Ankara sevinç heyecanlarıyla çalkalandı. Açıksöz: Yuha!.. Öğüt:
Bütün gün ve bütün gece Ankara, zaferi kutladı. Yeni Adana: Ordumuz
Eskişehir, Kütahya, Uşak, Seyitgazi, Gördes ve Gedos’u tamamen kurtardı. İnayet-i
Hak’la Akdeniz’e doğru yürüyor. -Gazi Paşamızın orduya karşı neşrettiği pek
ulvi beyannameleri ‘Ordular!.. İlk hedefiniz Akdeniz’dir!..’ sözleriyle
bitiyor. Ordularımıza Akdeniz’i gösteren Gazi Paşa (resmi). -Gazilerimizle baş başa.
Tarsus’ta tezahürat. -Büyük zafer bayramı: İki günden beri Adana emsalsiz bir
bayram yaşadı. Babalık, kırmızı mürekkeple fakat ambalaj kağıdına basılı
olarak: Muzaffer ordumuz dün Eskişehir’i ve Uşak’ı kurtardı. İleri: Uşak
meydan harbini de kazandık. -İstanbul’un Anadolu’ya yardım hususunda da
Yunanlılara galebe. Vatan ve milletin kurtarılması hususunda kanını, canını
veren Anadolu’ya şükran borçludur. İstanbul, borcunu, Hilal-i Ahmer’e edeceği
yardımla ifa etmelidir. Yunanlılar yaralılarına yardım ediyorlar. Bizimki
onlarınkinden fazla olmalıdır. -Celal Nuri: Türk Milleti ne istiyor? Peyamı
Sabah: Zavallı Türk toprakları (Yunan işgali altındaki yerlerde halka yapılan
zulümler). Ali Kemal, her şeyin savaşla kazanılmayacağı görüşünü tekrar ediyor.
İkdam: Ordumuzun hedefi, filan yeri veya şehri almak değil, düşmanı imha
etmektir. -Yunan harp ediyor fakat sakin Müslüman ahaliye karşı. -Taarruzumuz,
Kütahya’nın kurtarılışıyla devam ediyor. Londra ve Roma’ya göre taarruzumuzun
şiddeti ve önemi. Vakit: Kahraman ordumuz Kütahya ve Gedos’u işgal etmiş
ve Yunan ordusunun ricat hattını kesmiştir. Canabıhakkın inayetiyle Yunan
ordusunun kamilen imhasını bekliyoruz. -Ahmet Emin: Siyasi ricat (Evvelce Yunan
yardakçılığı yapan gazetelerin ağız değiştirmesi). Rote Fane: Doğu
bunalımının şiddetlenmesi. Kemal Paşa’nın zaferleri. İngiltere’nin yenilgisi.
(Gazete bunun bir İngiliz Fransız emperyalist savaşı olduğunu ileri sürüyor,
delil olarak Mustafa Kemal’in erkanıharbi arasında Fransız Sarrou başta olmak
üzere, Türk ordusunda birçok Fransız subay bulunduğunu, Yunan siperlerinin
İngiliz telleriyle çevrili, İngiliz alet ve edevatıyla donatılmış… bulunduğunu
ileri sürüyor.) İstediğiniz kararı alınız ama Yunanlıların bir an önce Anadolu’dan
çıkarınız. Artık kimse Yunanlıların Anadolu topraklarında tutunabileceğine inanmıyor.
Tevhidiefkâr: Milli ordu, düşmanı bir daha tepeledikten sonra şanlı
hilalimizi Uşak, Kütahya ve Gedos’a tekrar dikti. Kocaeli Grubumuz da dahil olmak
üzere bütün cephede taarruza geçtik. Yunan ordusu ikiye bölündü. Düşman Bursa’yı
tahliyeye başladı Aldığımız ganimetin haddi hesabı yoktur. Düşmanın mütareke
teklifi reddedildi. -Fener’dekilerin üzüntüsü. (Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü IV, Türk Tarih
Kurumu Basımevi Ankara-1996, sf. 624-625-626-627)”
Yurdu
düşmandan temizleme savaşı tüm hızıyla sürmekte Taarruz’un dokuzuncu gününde.
Türk ordusu kararlı ve inançlı, Yunanlılar ise panik içinde. Yunanistan, baştan
beri İngiltere’ye güvenmekteydi. Son anda da olsa emperyalistlerin kendi saflarında
savaşacakları sandı. Güvendikleri dağlara çoktan kar yağmış, ancak farkında
değiller. Biraz tarih bilgileri olsa İngilizlerin tarih boyunca başkalarını
asker olarak kullandıklarını bilirlerdi. İngiliz askerinin Yunanistan için can
vermeyeceğini bilmemeleri tarihsel bilgisizliklerinden kaynaklanmakta. Önemli olan bugünkü Yunanistan yöneticilerinin
bu felaketten ders almaları.
Kurtuluş
Savaşı’nı Atatürk’ün dehası örgütledi ve kazandı. Ne yazık ki Meclis’te bazı
mebuslar, baştan beri Atatürk’e muhalefet ettiler. Atatürk’ün Bursa ve
Balıkesir’e atamak istediği mebus valilere karşı çıktılar bu olağanüstü durumda
bile. Bu tavır, anlaşılır gibi değil. Atatürk ve arkadaşları yurdu düşmandan
kurtarmayı amaç edinmişken bazı mebuslar da kurtuluştan sonra nasıl iktidar
olacağının peşinde.
İstanbul
Rum Patrikhanesi’nde Yunanlıların başarısı için dua edilmesi, bu şer odağının
tarihsel misyonunu da kanıtlamakta. Atatürk, burayı “ihanet merkezi” olarak
nitelemişti. Ne denli haklı olduğu ortada.
Yunanistan’ın
işgaline alkış tutan, İngiliz işbirlikçiliğinde yarışan bazı gazetelerin ağız
değiştirmesi ilginç. Bunlar yaşamları boyunca güce tapınan, kişisel çıkaranı
düşünen vatansızlar.
Yunanlılar,
işgal ederken de halka kıydılar, kaçarken de. Türk ordusu hem savaş hem de
insanlık dersi vermekte tüm dünyaya.
Tarih
bilmeyen yöneticilerin ülkelerine verdikleri zararı açıkça dün gördük, bugün
görüyoruz, yarın da göreceğiz. Bilgisizlik, kişiye de ülkeye zararlı.
Adil Hacıömeroğlu
3
Eylül 2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder