3 EYLÜL 1922 PAZAR


         Türk ordusunun takip harekâtı devam etti. İnönü mevzilerinde şiddetli çarpışmalar oldu. İsmet Paşa, düşmanın takibi için yapılacak işleri bildirdi. Bazı birliklere 40 km.lik bir hedef gösterildi. Yunanlılar Kula yönüne çekiliyor.

         Bağımsız Yunan Tümeni, doğu ve kuzeydoğusundaki sırtlardan tekrar harekete geçti. Tümen, Anadolu’nun güzel ve haşmetli tabiatı içinde derin vadilerdeki su sesleri ve kuş cıvıltıları arasında ilerliyor.

         Kula, Sındırgı, Eşme, Emet, Tavşanlı, Burhaniye, Güney, Bayramiç, Bigadiç, Selendi kurtarıldı. Akıncı Müfrezeleri Sındırgı’ya girdiler. Müfrezeler Komutanı İbrahim Etem Bey, Hıristiyanların eşyasının alınmasını bir bildiriyle yasakladı.

         Mustafa Kemal’den Rauf Bey’e: ‘Birliklerimiz Eskişehir’e girmiştir. Düşman Uşak doğusunda yakalanarak savaşa mecbur edildi. Burada mağlup edilen düşman Alaşehir yönünde takip edilmektedir. Uşak 1/2 Eylül gecesi işgal edildi. Bu akşam Uşak’ta bulunacağım.’ Mustafa Kemal’den Adapazarı İşletmesi Müdürlüğü’ne: Savaş tedbiri olarak kapatılan sınırlar yarın sabahtan itibaren açılacaktır. Ancak, ajanslarda ve basında resmi tebliğden başka hiçbir askeri haber yayımlanmayacaktır. Karabekir, bulunduğu Trabzon’dan Mustafa Kemal’e harekât hakkında bir önerisini yazdı. Mustafa Kemal, Başbakanlığa gönderdiği gizli telgrafta, İzmir kurtarılınca oraya Konya Valisi Abdülhalik Bey’i atamak istediğini bildirerek onun karargâha gönderilmesini istedi. Mustafa Kemal de yarın da Aydın Mebusu Tahsin Bey’in Bursa, Karahisar Mebusu Ali Bey’in Balıkesir Valiliği’ne atanmaları için Meclis’ten izin alınmasını isteyecektir. Meclis Başkanlığı mebuslukla memurluğun birlikte olamayacağı cevabını verecektir.

         Batı Anadolu’daki yerli Rumlar, neleri var neleri yoksa satıp köy ve kasabalarını terk ediyor, İzmir yönüne akın ediyor. Kaçan Rumların yangın çıkarmasına yoksul Rumlar karşı çıkıyor. Bazı Rumlar, yangın planlarını Türklere sızdırıyor.

         İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon, ateşkes için Kemalistlerle nasıl ilişki kurabileceğini İstanbul Yüksek Komiserliği’nden sordu. General Harington, İstanbul’dan Londra’ya çektiği yıldırım telde şöyle dedi: Bugün İzmir’e varan savaş gemileri, Yunanlıların moralini yükseltebilir. Kemalistlerin taşkınlıklarına karşı İzmir’de askeri tertibat aldırdım. Yunan göçmenleri çığ gibi İzmir’e akıyor. Yunanlılar savaşabilseler Akhisar’da tutunabilirler. Durumda gittikçe kötüleşme var. Atina İşgüderi Bentinck, Curzon’a telinde ‘İngiltere, Yunanistan için daha elverişli ateşkes hükümleri sağlayabilir.’ dedi.

         Pire Limanı’nda savaş aleyhtarı gösteriler patlak verdi. Yunan gazeteleri Hükümet’in istifasını istediler. İstanbul Rum Patrikhanesi’nde Yunan ordusu için dua okundu. Rus, Azerbaycan, Afgan Elçileriyle Fransız Temsilcisi Albay Mougin, Başbakan Rauf Bey’i ziyaret ederek tebriklerini sundular. Sovyet Hükümeti, Türk zaferini bir telgrafla kutladı. Telgrafta ‘Ordunuzun zaferi, Rus milletini aynı derecede sevindirdi. Türk halkı Mustafa Kemal’in önderliği ile emperyalizme direnecek gücü buldu.’ denildi. Türkiye Halk İştirakiyun Fırkası Genel Merkezi, Başkumandanlığa çektiği telde ‘THİF, ezilen Şark’ın istilacı tufeylilerden yegâne kurtarıcısı olan Türkiye ordularının manevi şahsiyetini şahs-ı âlinizde selamlar ve Şark’ın tam kurtuluşunu yakın bir geleceğin en yakın bir emrivakisi telakki eder.’ dedi.

         Zafer dolayısıyla İstanbul baştan başa donatıldı. Kars’ta, Eskişehir’in alınışı üzerine halk İnönü Meydanı’nda toplanarak gece yarısına kadar kutlamalarda bulundu. Şehirdeki Rus, Azerbaycan, Ermenistan konsolosları da mutasarrıflığa gelerek Türk milli zaferini kutladılar. Ankara’da Büyük Millet Meclisi önünde gösteriler ve gece fener alayları yapıldı. Kayseri’de toplantı halinde olan Türk Ortodoks Kongresi, ordunun zaferini kutlama kararı aldı. Kiliselerde ayin sırasında ruhani reisler tarafından zafer için dualar okunması da kararlaştırıldı.

         İzmir Yurdu, Ankara’da bütün üyelerin ve İzmirlilerin katıldığı genel bir toplantı yaptı. İzmir’in kurtuluşundan sonra burada Türk varlığının istikrarı ve göçmenlerin gönderilmesi sorunu görüşüldü. Bazı mebuslarında içinde olduğu 10 kişilik bir kurul seçildi.

         Hükümet, birçok komutanı birer derece terfi ettirdi. Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa mareşalliğe, İsmet, Nurettin, Yakup Şevki, Fahrettin Paşalar tümgeneralliğe yükseltildi. Albay Asım, Emin, İzzettin, Ali Hikmet, Şükrü Naili, Kemalettin Sami, Kazım, Naci, Sabri, Osman Nuri, Kazım (Orbay), Mürsel Beyler tuğgeneralliğe yükseldiler. Mustafa Kemal, Batı Cephesi’ne yazısında terfileri bildirdi. Halit Bey’e mektubunda gösterdiği yararlılıktan ötürü 31 Ağustos’tan geçerli olmak üzere miralaylığa terfi ettiğini bildirdi.

         Ankara’nın Paris Temsilcisi Ferit Bey, Mustafa Kemal’e çektiği ve ‘Türkiye’nin büyük çocuğu!’ diye başlayan telinde ‘Azmin, vatanı esaretten kurtardı. Sürur ve heyecandan gözleri yaşla dolan naciz bir Türk’ün minnet ve şükranını kabul et!’ dedi.

         Hakimiyeti Milliye: Eskişehir ve Uşak zalim düşmanın elinden kurtarıldı. Ankara gündüzün zafer şenlikleri, gecenin fener alayları içinde misilsiz bir sevinç göstermiştir. -Başkumandanımızın orduya ve millete beyannameleri büyük bir heyecanla derin bir şevk ve sürur uyandırdı. Türk milleti kendisini araya araya bulmuştur. Anlamı kendi iradesiyle istiklal, hürriyet, şereften ibarettir. Bunlar aynı zamanda Türk’ün rehberliğinde bütün Şark’ın şiarları olacaktır. Yenigün: Mağrur düşman ordusunun asıl unsuru inanılmayacak kadar az bir zamanda, akıllara dehşet verecek bir kesinlikle imha edildi. -Ankara sevinç heyecanlarıyla çalkalandı. Açıksöz: Yuha!.. Öğüt: Bütün gün ve bütün gece Ankara, zaferi kutladı. Yeni Adana: Ordumuz Eskişehir, Kütahya, Uşak, Seyitgazi, Gördes ve Gedos’u tamamen kurtardı. İnayet-i Hak’la Akdeniz’e doğru yürüyor. -Gazi Paşamızın orduya karşı neşrettiği pek ulvi beyannameleri ‘Ordular!.. İlk hedefiniz Akdeniz’dir!..’ sözleriyle bitiyor. Ordularımıza Akdeniz’i gösteren Gazi Paşa (resmi). -Gazilerimizle baş başa. Tarsus’ta tezahürat. -Büyük zafer bayramı: İki günden beri Adana emsalsiz bir bayram yaşadı. Babalık, kırmızı mürekkeple fakat ambalaj kağıdına basılı olarak: Muzaffer ordumuz dün Eskişehir’i ve Uşak’ı kurtardı. İleri: Uşak meydan harbini de kazandık. -İstanbul’un Anadolu’ya yardım hususunda da Yunanlılara galebe. Vatan ve milletin kurtarılması hususunda kanını, canını veren Anadolu’ya şükran borçludur. İstanbul, borcunu, Hilal-i Ahmer’e edeceği yardımla ifa etmelidir. Yunanlılar yaralılarına yardım ediyorlar. Bizimki onlarınkinden fazla olmalıdır. -Celal Nuri: Türk Milleti ne istiyor? Peyamı Sabah: Zavallı Türk toprakları (Yunan işgali altındaki yerlerde halka yapılan zulümler). Ali Kemal, her şeyin savaşla kazanılmayacağı görüşünü tekrar ediyor. İkdam: Ordumuzun hedefi, filan yeri veya şehri almak değil, düşmanı imha etmektir. -Yunan harp ediyor fakat sakin Müslüman ahaliye karşı. -Taarruzumuz, Kütahya’nın kurtarılışıyla devam ediyor. Londra ve Roma’ya göre taarruzumuzun şiddeti ve önemi. Vakit: Kahraman ordumuz Kütahya ve Gedos’u işgal etmiş ve Yunan ordusunun ricat hattını kesmiştir. Canabıhakkın inayetiyle Yunan ordusunun kamilen imhasını bekliyoruz. -Ahmet Emin: Siyasi ricat (Evvelce Yunan yardakçılığı yapan gazetelerin ağız değiştirmesi). Rote Fane: Doğu bunalımının şiddetlenmesi. Kemal Paşa’nın zaferleri. İngiltere’nin yenilgisi. (Gazete bunun bir İngiliz Fransız emperyalist savaşı olduğunu ileri sürüyor, delil olarak Mustafa Kemal’in erkanıharbi arasında Fransız Sarrou başta olmak üzere, Türk ordusunda birçok Fransız subay bulunduğunu, Yunan siperlerinin İngiliz telleriyle çevrili, İngiliz alet ve edevatıyla donatılmış… bulunduğunu ileri sürüyor.) İstediğiniz kararı alınız ama Yunanlıların bir an önce Anadolu’dan çıkarınız. Artık kimse Yunanlıların Anadolu topraklarında tutunabileceğine inanmıyor. Tevhidiefkâr: Milli ordu, düşmanı bir daha tepeledikten sonra şanlı hilalimizi Uşak, Kütahya ve Gedos’a tekrar dikti. Kocaeli Grubumuz da dahil olmak üzere bütün cephede taarruza geçtik. Yunan ordusu ikiye bölündü. Düşman Bursa’yı tahliyeye başladı Aldığımız ganimetin haddi hesabı yoktur. Düşmanın mütareke teklifi reddedildi. -Fener’dekilerin üzüntüsü. (Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü IV, Türk Tarih Kurumu Basımevi Ankara-1996, sf. 624-625-626-627)”

         Yurdu düşmandan temizleme savaşı tüm hızıyla sürmekte Taarruz’un dokuzuncu gününde. Türk ordusu kararlı ve inançlı, Yunanlılar ise panik içinde. Yunanistan, baştan beri İngiltere’ye güvenmekteydi. Son anda da olsa emperyalistlerin kendi saflarında savaşacakları sandı. Güvendikleri dağlara çoktan kar yağmış, ancak farkında değiller. Biraz tarih bilgileri olsa İngilizlerin tarih boyunca başkalarını asker olarak kullandıklarını bilirlerdi. İngiliz askerinin Yunanistan için can vermeyeceğini bilmemeleri tarihsel bilgisizliklerinden kaynaklanmakta.  Önemli olan bugünkü Yunanistan yöneticilerinin bu felaketten ders almaları.

         Kurtuluş Savaşı’nı Atatürk’ün dehası örgütledi ve kazandı. Ne yazık ki Meclis’te bazı mebuslar, baştan beri Atatürk’e muhalefet ettiler. Atatürk’ün Bursa ve Balıkesir’e atamak istediği mebus valilere karşı çıktılar bu olağanüstü durumda bile. Bu tavır, anlaşılır gibi değil. Atatürk ve arkadaşları yurdu düşmandan kurtarmayı amaç edinmişken bazı mebuslar da kurtuluştan sonra nasıl iktidar olacağının peşinde.

         İstanbul Rum Patrikhanesi’nde Yunanlıların başarısı için dua edilmesi, bu şer odağının tarihsel misyonunu da kanıtlamakta. Atatürk, burayı “ihanet merkezi” olarak nitelemişti. Ne denli haklı olduğu ortada.

         Yunanistan’ın işgaline alkış tutan, İngiliz işbirlikçiliğinde yarışan bazı gazetelerin ağız değiştirmesi ilginç. Bunlar yaşamları boyunca güce tapınan, kişisel çıkaranı düşünen vatansızlar.

         Yunanlılar, işgal ederken de halka kıydılar, kaçarken de. Türk ordusu hem savaş hem de insanlık dersi vermekte tüm dünyaya.

         Tarih bilmeyen yöneticilerin ülkelerine verdikleri zararı açıkça dün gördük, bugün görüyoruz, yarın da göreceğiz. Bilgisizlik, kişiye de ülkeye zararlı.

                                                                                Adil Hacıömeroğlu

                                                                                3 Eylül 2023

        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder