8 EYLÜL 1922 CUMA


         İzmir’e doğru… Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa, Birinci Ordu’ya Süvari Kolordusu’nun bir an önce İzmir’e yetişmesini emretti ve şehrin kayıtsız şartsız teslim alınacağını bildirdi. Yunan birlikleri İzmir’i bütünüyle boşalttı. Yunanlılar, şehri Rum ve Ermeni muhafızlara bırakarak İzmir’i terk ettiler. Kaçışın büyük bölümü Çeşme’den yapılıyor. Şehre binlerce mülteci daha akın etti. İngiliz uyruklu son mülteciler de gemilere alındı.

         Yunan askeri memurları jandarması da İzmir’i terk etti. Kaçamayan siviller ufuklarda gözükecek gemileri arıyor. Yunan Küçük Asya Sefer Ordusu Komutanlığı, ‘kaderine boyun eğerek’ Anadolu’yu boşaltma kararı aldı ve bunu birliklere duyurdu. Yunan 23. Piyade Alayı, Manisa yöresinde Türk ordusunun önünü kesti. Türk ordusunun bugün şehre girmesi mümkün olmadı.

         İstanbul’da İngiliz, Fransız, İtalyan Yüksek Komiserleri, işin son derece aceleyi gerektirdiğini göz önüne alarak İzmir’de buluna İngiliz Akdeniz Orduları Başkomutanı Amiral Brock’a bir telgraf çektiler. Şehrin Türklere teslimini sağlamak üzere Müttefik amirallerinin ve başkonsoloslarının aracı olmasını istediler. İkindi üstü Fransız kruvazörünün telsizi, Ankara ve bütün Türk telsiz istasyonlarına şehir teslim edileceğinden müzakere için yer bildirilmesi isteğinde bulundu. Mustafa Kemal adına verilen cevapta, teslim heyetinin beyaz bayrakla Kasaba’ya gelmesi istendi. Yüksek Komiser Rumbold raporunda, Yüksek Komiserlerin İzmir’in teslimi için Brock’a yetki verdiğini belirtti. Başka bir telgrafında, Yunan askerlerinin bugün İzmir’i boşalttığını bildirdi. Lamb ise İzmir’den gönderdiği raporda, Yunan Yüksek Komiseri Steryadis’in bir Müttefik devriyesi istediğini bildirdi. Yunanlılar, Anadolu kıyılarına yığılmış Rum göçmenler için İngiltere, Fransa, İtalya ve Amerika’dan gemi, yiyecek ve çadır istedi. Yunanistan’ın İstanbul Maslahatgüzarı, İzmir’de bir savaşın önlenmesi için İngiliz Yüksek Komiserliği’ne başvurdu. Müttefiklerin menfaatlerinin de tehlikede olduğunu söyledi. Türklerin durdurulması için arabuluculuk yapılmasını istedi. İngiliz Yüksek Komiseri onu Fransız ve İtalyan Yüksek Komiserine gönderdi. Onlar, durumu görüşeceklerini bildirdiler. ABD’nin İzmir Başkonsolosu Harton, hükümetinden Mustafa Kemal’le ilişkisinin ne yolda olacağını sordu. Cevap: Ne Yunanistan’daki ne de Batı Anadolu’daki bugünkü rejimleri tanımıyoruz.

         Tekirdağ’dan getirilen Yunan birlikleri, Urla’da isyan ederek karaya çıkmayı reddettiler. Ancak, geminin yakılacağı tehdidi ile zorla karaya çıkarıldılar.

         Türk ordusu Manisa’ya girdi ve burada Türk yönetimi kuruldu. 5. Kolordu Komutanı Fahrettin Paşa, Batı Cephesi Komutanlığı’na Manisa’da evsiz kalan halkın Rum köylerine yerleştirilmesi için hemen bir mutasarrıf atanmasını önerdi. Milli müfrezeler Balya’yı işgal ettiler. 17 Mayıs 1919’dan beri Yunan işgali altında olan Nif (Kemalpaşa) kurtarıldı. Gece (7/8) Selçuk, Saruhanlı, Sarıgöl Türk kuvvetlerinin eline geçti.

         Müttefikler Bursa’nın yakılmaması için Yunanistan’a sert bir nota verdiler. Rumbold raporunda, ‘Bursa’nın da Eskişehir ve Uşak’ın akıbetine uğramasından korkmak için sebep vardır. Pelle, Yunanlıların Bursa’yı yakmak niyetinde olduklarını Fransız konsolosluğu ajanından öğrenmişti. Üç müttefik subaydan kurulu bir misyonun Bursa’ya gönderilmesini uygun bulduk. Yunan valisine çok sert ihtarlar yapıldı.’ dedi.

         Bursa’da panik. Çerkez ve Ermeni (!) çeteleri Ermeni evlerini talan ediyorlar. Sokağa çıkmak yasak.

         Mustafa Kemal’den Rauf Bey’e: Düşman Gemlik-Pazarköy hattında direniyor. Kocaeli ve Eskişehir yönünden çekilen düşmanı takibimiz devam ediyor.

         Eyüp’te zafer dolayısıyla 10.000 kişinin katıldığı bir fener alayı yapıldı. Beykoz’da da şenlikler yapıldı. İstanbul Matbuat Cemiyeti, Anadolu savaşlarında şehit olanlar için Ayasofya Camii’nde mevlit okuttu. Abdülmecit de mevlide katıldı. Ankara halkı, cuma namazında Namazgâh’ta toplanarak zafer dolayısıyla şükranda bulundu. Zafer üzerine konuşmalar yapıldı.

         Dışarıda kutlamalar: 1) Türkiye’nin Roma Elçiliği’nde zaferi kutlamak için toplanan Müslümanlar, İstiklal Marşı’nı ayakta sevinç gözyaşları içinde dinlediler. Bütün Müslümanlar adına, Türk ordusunun zaferi için dua edildi. 2) Paris’teki Türk öğrenciler, Anadolu zaferini kutlayarak Ferit Bey’den tebriklerinin Anadolu’ya bildirilmesini istediler. 3) Beyrut’ta Türk zaferinin yarattığı sevinç. Muhittin Paşa’nın da katıldığı cuma namazında halk ağladı, onu eller üstünde taşıdı. Evler ve dükkânlar Türk bayraklarıyla süslendi.

         Fethi Bey, Roma’dan Mustafa Kemal’e gönderdiği şifre telgrafta İtalya Dışişleri Bakanı ile görüşmesini anlattı. Buna göre Fethi Bey, İngilizlerin barışa karşı çıkmaları nedeniyle silaha sarılmak zorunda kaldıklarını anlatarak, Yunan zulümlerinin önlenmesi gerektiğini belirtti ve İngilizlerin şimdiki ateşkes önerisinin Yunanlıları koruma amacına yöneldiğini söyledi. İtalya Dışişleri Bakanı ise İtalyanların Doğu’daki İngiliz siyasetine katılmadıklarını, Venedik Konferansı’nda son olayların da dikkate alınmasının şart olduğunu söyledi ve ılımlı önerilerle konferansa gelinmesini, İtalyan sermayesi için ayrıcalıklar verilmesini istedi.

         Akşam: Cepheden ilk resimler. -Edirne ve Trakya’da karışıklıklar çıktığı şayi oldu. -Vali Steryadis, bir Yunan harp sefinesine iltica etti. -Ordumuz durmadan İzmir’e yürüyor. İleri: Ankara 7: Zaferden zafere koşuyoruz. İzmir ufuklarında tayyaremiz maharet gösterdi. Birkaç güne kadar İzmir’deyim. Hamdi. Yunan karargâhı, İzmir’den Midilli’ye taşındı. Ordumuz, Hakk’ın inayetiyle yarın İzmir’e giriyor. -İstanbul’da halk her tarafta fevç fevç, şenlik yapıyor. Toplanan yardım 23.079 lirayı buldu. Yeni Adana: Esir Yunan generallerinden 14. Fırka Kumandanı Dimeras ile mülakat. Düşman tamamiyle mahvoldu. -İzmir’de Yunanlılar ve Rumlar müthiş heyecan içindeler. Hakimiyeti Milliye: Bursa’ya doğru. -Başkumandan, Hindistan’dan gelen yüz bin lirayı, felakete uğrayan köylülerimize tahsis etmiştir. -Şanlı sancağımızı Bursa ve İzmir’e ilk dikenlere 500’er lira verilecektir. Hint Hilafet Komitesi’nin zaferimizi tebriki. Vakit: Yunan ordusun şimal grubu da kat’i bir hezimete uğramıştır. Ordu, bütün malzemesini bırakarak kaçmaktadır. -A. Emin Yunanlılar aman diliyorlar. Mütareke için hiç değilse Doğu Trakya’nın derhal boşaltılarak bize teslimi gerekir. -Kıtalarımız İzmir’in önündedir. Tevhidiefkâr: Zaferden zafere koşan şanlı ve kahraman ordumuzun süvari fırkaları İzmir’den 35 km. mesafeye vasıl oldular. Yunanistan’ın şimal grubu da perişan edildi. Bugün süvarilerimizin cuma namazını İzmir’de kılmaları umuluyor. Ebüzziyazade: Mütareke teklif edenler geç kaldılar. -Temsili bir resim üzerinde İstiklal Marşı’nın iki dizesi: Doğacaktır sana vadettiği günler hakkın/ Kimbilir belki yarın, belki yarından da yakın. -Düşmanın bağrına bastık. Kat’iyyen bırakmayız. Peyamı Sabah’ta Ali Kemal, Ankara İstiklal Mahkemesi’nin kendisini mahkûm eden kararına karşı savunmada. –‘Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar’. 26 Ağustos tarihli makalesini tevil etmeye çalışıyor: ‘Yunan ordusu yenildi ama, kurtulduk mu? Düvel-i Muazzama’ya sulh şartlarını dilediğimiz gibi kabul ettirebildik mi? İkdam’da Londra’dan alınan 6 tarihli haber manşette: Türk ordusu, muzafferane hareketine devam etmekte ve fevkalade bir surette İzmir’e doğru yürümektedir. -Tavassut-Sulh. -Bursa, Manisa ve Akhisar’ın kurtuluşu. -Yakup Kadri: Zafer neşesi ve gençlik. Sebilürreşat: İslam’ın büyük zaferi. -Dünkü ve bugünkü İslam alemi. The Times: Elcezire’de karışıklık. Türk akınları ve endişe verici bir durum. Journal Depats gazetesi, Yunanlıların artık Batı Anadolu’da artık Batı Anadolu’da tutunmalarına imkân olmadığını anlatarak, onların Türk köylerine karşı giriştiği yakma, öldürme ve Türklerin bundan sonra girişeceği Hıristiyanları imha hareketine engel olmak için Müttefikleri göreve çağırıyor. Petit Parisien: Venedik Konferansı tehir edilecek mi? Le Journal: Türk orduları İzmir kapılarında. Rapotniçevski Vestnik (Bulgar): Yunan burjuvazisi maceracı, kanlı siyasetlerinin tohumlarını biçiyor. Macar Magyarsag: 12 yıldan beri Türkler saldırıya uğruyor, sürülüyor, ölüme mahkûm ediliyordu. 12 yıl sonra Türkler savaşı göze alıyor, fevkalade kumandanlar buluyor. Taze güçle, muzaffer olarak ayağa kalkarken, çaresiz kalan Yunanlıları titrek damarları ile gücünü yitirmiş halde yere seriyor. Babalık’ta Ekrem Reşat’ın başyazısı: Hakkıdır hakka tapan milletimin istiklal. -Yunan Başkumandanı, şaşkınlıktan ‘çekileceğiz’ dediği hududun bizim elimizde olduğunu unutuyor. Namık Edip’in zafer dolayısıyla manzumesi: Bugün. -Düşmanın kahredilen ordusu artık emir ve kumandadan tamamiyle mahrumdur. (Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü IV, Türk Tarih Kurumu Basımevi Ankara-1996, sf. 644-645-646-647)”

         Düşmanın son direniş mevzileri de aşılarak İzmir kapıları Türk ordusuna açıldı. Zaten bunu anlayan emperyalistler de kenti boşalttılar. Özellikle İngiliz uyruklular, herkesten önce kaçtılar İzmir’den. Yunan Başkomutanı bile gemiye taşınarak kaçmak için fırsat kollamakta. Komutan, askerini terk ederse o asker savaşamaz. Böyle de oluyor, Yunan ordusu savaşamıyor.

         Ateşkes isteği, tamamen bir aldatmaca. Amaç, Türk ordusunu yavaşlatıp işgalcileri korumak. Gazi Paşa, bu tuzağa düşmüyor. Ankara, ateşkesi duymazdan gelmekte. Böylece ateşkes adı altın sergilenecek bir İngiliz oyunu, yaşam bulamıyor Anadolu’da. Atatürk’ün dehası, İngiliz’in tuzaklarını bozup oyunlarını dağıtıyor.

         Kurtuluş Savaşı’nın olmadığını söyleyen usunu yitirmişler; kafanızı İngiliz yalanlarından kaldırıp bakın gerçeklere. Korkmayın gerçekleri öğrenmekten. Şimdiye dek beyniniz uyuşturan, gözlerinizi görmez yapan, kulaklarınızı sağırlaştıran, dillerinizi yalanlarla zehirleyen emperyalist algılardan kurtulmanın zamanı gelmedi mi artık? Bu toprakların çocuklarının kendi topraklarına ve insanlarına yabancılaşması niyedir? Yurdumuzu işgale gelen emperyalistlerin ağılı diline inanıp ülkemizin kurtarıcılarına inanmamak hangi akla hizmettir? Atatürk’e karşı çıkmayı, dolayısıyla Türk ulusuna sövmeyi beceri sananlar; gözünüzü açma zamanı gelmedi mi daha?

                                                                       Adil Hacıömeroğlu

                                                                       8 Eylül 2023

                                                    

        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder