Yunan kuvvetleri, Kemal Paşa-Nif hattına doğru çekiliyor.
Yunanlılar, İzmir’i savunmayı düşünüyor. Bozdağ’dan inen çeteler, Yunanlılara
önemli kayıplar verdirdiler. Ordusu yavaş hareket ettiği söylenince İkinci Ordu
Komutanı Yakup Şevki Paşa; ordusunun lağvedilmesini, kendisine bir er görevi
verilmesini istedi. 14. Süvari Tümeni’nin cephane isteği, Kolordu Komutanı
Fahrettin Altay tarafından ‘kılıca kuvvet’ denilerek geri çevrildi.
Yunanistan’dan takviye gönderilen üç alay İzmir’e bugün ulaşabildi. Erler karaya
çıkmayı reddettiler. Gemiler Çeşme’ye çekildi. Çekilen Yunanlılar, demiryolunu
da kullanılmaz hale getiriyor. Yunan erleri, uzun kaçış yolculuğundan o kadar
yorulmuş durumdalar ki; yola devam etmeyi, tutsak düşme pahasına reddederek
kendilerini yol kıyılarına atıyorlar. Mustafa Kemal, Rauf Bey’e günlük
raporunda, bugün Eşme’den Salihli Akşehir yönüne hareket ettiğini bildirdi.
Kirmasti Rumları, perişan bir halde kasabadan ve köylerden
ayrıldılar. Elinde kazma kürekle yolculuğa hazırlanan bir Rum, bunları ne
yapacağı sorulunca ‘Bu kalabalığın yarısı yollarda ölecek, onları gömeceğim.’
cevabını verdi. Bandırma’da Yunan süvari komutanı, topları şehre çevirerek,
şehre yıkılmış Rum halk evlerine dönmezse şehri topa tutacağını ihtar etti.
Bunun üzerine halk şehri terk ederek evlerine döndü.
Üç yıl iki aydır Yunan işgalinde bulunan Aydın kurtarıldı.
Germencik de Türklerin eline geçti. 20 Mayıs 1919’da Yunanlıların eline geçmiş
olan Torbalı ile 29 Mayıs 1919’dan beri Yunan işgali altında bulunan Turgutlu
kurtarıldı. O zamanlar bir köy olan Saruhanlı da kurtarıldı. Kuşadası ve
Karabağ da Türk ordusunun eline geçti.
Dün kendilerine haber gönderilen çeteler, Kirmasti’ye
gelerek Yunan çekilmesinden sonra kasabayı denetime aldılar. Akıncılar,
Balıkesir’de geçici bir yönetim kurdular. Yayımlanan bildiride, Hıristiyan
mahallesine Hıristiyanlardan başkasının girmesi yasaklandı. Çete hayatının sona
erdiği bildirildi. Hıristiyanlara 24 saat içinde silahlarını teslim etmesi ilan
edildi. İçki yasaklandı, meyhaneler kapatıldı. Balıkesir, 9 gün bu geçici
tedbirlerle yönetilecektir.
İzmir’de: İngilizler ve Fransızlar, kendi kendilerini
korumak için şehre asker çıkardılar. Rıhtım baştan başa insan ve valiz doldu.
Yunan askeri hastanesindeki hastalar Pire’ye götürüldü. Yunan Başkumandanı,
karargahını limanda hazır bulunan bir gemiye taşıdı. Yunanlılar, İzmir’de
sıkıyönetim ilan ettiler. Yüksek Komiser Steryadis, telaşla İngiliz Amirali
Brock’a koşarak Türklerin 20 mil yakına geldiklerini söyledi ve İngiliz savaş
gemisine sığınıp sığınamayacağını sordu. İron Duke gemisine sığınabileceği
cevabını aldı. Akşam, bu gemiye sığındı. Bütün Yunan memurlar İzmir’i terk
etti. Fransız uyruklular İzmir’de iki kez toplandı. Konsolos General Gareyye;
bütün İzmir halkının müsterih olmasını, gerekli tedbirleri aldıklarını, her din
ve mezhepten kişinin Alyans Franses Frerler Mektebi ve Fransız Hastanesi
binalarına iltica edebileceğini, gerekli görürse buraya Fransız askerleri
çıkarabileceğini söyledi. Bir milis teşkilatı kurulması için Fransızları
kaydolmaya çağırdı. Birçok yabancı, Fransız memurlarına başvurarak emirlerine
hazır olduklarını söylediler.
İngiliz Kabinesi; Türk-Yunan çarpışmasına hızla son
verilmesi için çaba harcamaya, bu konuda müttefikleriyle birlikte hareket
etmeye, Boğazlar İngilizler için çok önemli olduğundan Kemalistler Gelibolu
Yarımadasını işgale kalkışırlarsa silahla karşı konulmasına, Boğazlar
bölgesindeki İngiliz deniz kuvvetlerinin artırılmasına, Gelibolu Yarımadası’nın
işgal edilmesin, İzmit Yarımadası’nın bir Kemalist saldırısı halinde
boşaltılmasına, ancak Kemalistler İstanbul’u işgal etmeye kalkışırlarsa kara ve
deniz askerleriyle karşı konulmasına, diğer göçmenlerin taşınması için de gemi
gönderilmesine karar verdi. Müttefikler, Anadolu’nun bütünüyle boşaltılması
şartını kabul ederek Yunanistan adına ateşkes teklif ettiler. İngiliz, Fransız
ve İtalyan Yüksek Komiserleri, Hamit Bey’i aynı anda ziyaret ederek bu önerinin
en hızlı yollarla Ankara’ya ulaştırılmasını istediler. Hamit Bey durumu acele
Ankara Dışişleri’ne bildirdi. Başbakan Rauf Bey, Meclis’in gizli oturumunda
İstanbul’dan Hamit Bey’in ulaştırdığı ateşkes önerisi konusunda bilgi verdi.
Bir mebus; şimdiye kadar hiçbir şeyden korkmadığını, şimdi sulh kelimesinden
korktuğunu, samimi adlar altında uzatılacak ellerden, güzel sözlerden çok
korktuğunu söyledi. Hükümetin entrikalar karşısında çok dikkatli olması
istendi. General Pelle, Hamit Bey’i ziyaret ederek İngilizlerin barış önerisine
yanaşılmamasını önerdi. Hamit Bey de aynı görüşte olduğunu Ankara’ya bildirdi.
İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon, Paris ve Roma’ya
çektiği telde, Anadolu ve Trakya’daki azınlıkların korunması için hemen
Milletler Cemiyeti’ne çağrıda bulunulmasını önerdi. İstanbul’daki Amerikan
Yardım Teşkilatı, göçmenler için elinden gelen yardımı yapacağını bildirdi.
Yuna Hükümeti istifa etti. Kral, yeni kabineyi kurmak üzere
M. Kalogeropulas’u görevlendirildi.
Meclis, kurtarılan yerlerin mebuslarını izinli saydı. Ancak
salt çoğunluğun kaybolmaması için izinli bulunan diğer mebusların acele
Ankara’ya çağrılması, Ankara’daki mebusların da eksiksiz Meclis’e devam
etmesini kararlaştırdı. Başkumandan’ın yararlılıkları görülen havacı subayları
takdirname ile ödüllendiren kararı Meclis’te kabul edildi. Bursa Mebusu
Muhittin Baha Bey, ‘Kurtardığımız yerlere gittiğimizde harap kulübelerden, aç
susuz yurttaşlarımızdan başka bir şey bulamıyoruz.’ dedi. Karesi Mebusu Hasan Basri
Bey, Yunanlılara misilleme yapılmasını istedi. Meclis Başkanlığı’nın Yunan
zulümlerini protestoyu acilen yayımlamasını istedi. Dr. Adnan imzasıyla medeni
aleme yapılan çağrıda, kaçan Yunan ordusunun tahrip ve yağmasına engel olunması
istendi.
Kutlamalar: Fransız General Gouraud, Türk zaferini kutladı.
Roma Temsilcisi Celalettin Arif Bey, Mustafa Kemal’e telgrafında zaferin bütün
cihanı hayret içinde bıraktığını yazdı. -Celalettin Arif Bey, Mısır Hizb-ül
Vatani Cemiyeti Mümessili İsmail Bey’den bir kutlama yazısı aldığını bildirdi.
Meclis’te, Hindistan Hilafet Komitesi’nin Afyon’un kurtarılışından ötürü
gönderdiği ve Celalettin Arif Bey tarafından ulaştırılan kutlama yazısı okundu.
Rauf Bey, ‘Hindistan’daki din kardeşlerimiz, bizim üzüntü ve sevinçlerimizi
adım adım izliyorlar. Bize felaketli günlerimizde manevi en büyük hizmeti
gönderdiler.’ dedi. Beyrut’ta Türk zaferinin yarattığı sevinç.
Kaçan Yunanlılar, Ahmetli kasabasında halkı binalara
doldurarak ateşe verdiler. Halktan bazı kişiler kloroform koklatılıp
bayıltıldı. Bazılarını midelerine benzin akıtıldı. Ahmetli’yi bütünüyle yakan
Yunanlılar; Turgutlu’ya, oradan Kemalpaşa’ya çekildiler. Manisa, Yunan asker
kaçaklarıyla dolu. Yunan komutanları emirlerini dinletemiyorlar. Yakup Kadri,
Manisa’nın yakılışını anlatıyor: Manisa Mevki Kumandanı Filipos, bir küçük
Neron’dur.
Genelkurmay başkanı Fevzi Paşa, Salihli’den Doğu ve Elcezire
Cephesi Kumandanlıklarına verdiği emirde, Musul’un da Misak-ı Milli sınırları
içinde bulunduğunu bildirerek gerekirse silahla kurtarılması için gerekli,
hazırlıkların yapılmasını ve tasarruf edilebilecek kuvvetlerin hazırlanmasını
istedi.
Duyun- Umumiye’de Türk murahhası Cavit Bey, Ankara’nın
sorusuna verdiği cevapta, barış konferansında evrak-ı nakdiye konusunda
Hükümet’çe savunulması gereken tezi anlattı. Birinci tertibin mukabili olan
altınların talep edilmesi, Türkiye’den ayrılan yerlere evrak-ı nakdiyeden hisse
ayrılamayacağı.
Padişah, Amerikan Yakın Doğu yardım Kurumu yöneticilerinden
bazılarına nişanlar verdi.
Kadıköy’de kadın, erkek, çocuk yüzlerce kişi, gruplar halinde
fener alayları yaptı. Kadıköy, Haydarpaşa, Kızıltoprak semtlerini şarkılar
söyleyerek gezdi. Kuşdili çayırında toplanan göstericiler çeşitli konuşmalar
yaptılar, daha sonra gruplar halinde dağıldılar. Beşiktaş’ta şenlikler yapıldı.
Vakit: Yunan Başkumandanı Eylül’ün ikinci günü akşamı
birçok generalle birlikte Uşak civarında esir edilmiştir. Generallerin esareti
Hilal-i Ahmer vasıtasıyla Yunan Salib-i Ahmeri’ne bildirilmiştir.
-Süvarilerimiz İzmir yolunu tutmuştur. -İzmir karmakarışık bir halde. Ali
Ekrem: Zaferullah. Akşam: Mağlup Yunanistan tahliye şartiyle mütareke talep
etti. Venizelos’un oğlunun Bursa’da Orhangazi türbesi önünde çektirdiği (geçen
yıl basılan) resmi. Hakimiyeti Milliye: Lloyd George’un mütareke
teşebbüsü. -Yunanlılar bir mütareke rica ediyorlar. -İzmir’de telaş gittikçe
artıyor. Eskişehir’de Yunan kundakçılığı ve dehşeti. Büyük Millet Meclisi’nde
görüşmeler. İkdam: Temps gazetesi diyor ki: Sulh isteyen Yunanlılar için
en kestirme yol; Türk Başkumandanı’na müracaat etmektir. -Yunanlılar ordunun
hezimeti üzerine Avrupa’nın müdafaasına bundan sonra da devam edemeyeceklerini
Atina’dan bildiriyorlar. Tevhidiefkâr: Alaşehir de kurtarıldı. -Aydın ve
Nazilli kurtarıldı. İnönü’de bir daha muzaffer olduk. -10.000 esir, 300 top
aldık. -Yunan Başkumandanlığı nasıl esir edildi. Peyamı Sabah ta Ali
Kemal: Muhalifler har ve darp görüşüne karşı olsalar da vatan sevgisinde, millet
aşkında başkalarından asla geri kalmazlar. Antalya’da Anadolu: İzmir’e
doğru. Yeni Adana: Türk geliyor!... -Türk zaferinden, Yunan çöküşünden
müteessir iki kafa. Kaçmağa hazırlanan Vahdettin, ihtilalcilerin kurşunuyla
yaralanan Kral Kosti (resimleri). -Dost Rusya’nın zaferimizi tebriki ve verilen
cevap. Açıksöz: Düşman tam bir çöküş içinde karmakarışık kaçmaktadır.
-Dost Rusya’nın tebrikleri. Öğüt: Askeri zaferden sonra: Her şeyden
evvel iktisadi bir programa sahip olalım. Aydede: Cephe ve İstanbul (iki
tarafın faaliyeti arasındaki zıtlık). -Aydede, savaşın nasıl olduğunu
bilmediğini itiraf ederek İstanbul’da vapurda eve giden biri ile cephede
savaşan erin şartlarını karşılaştırıyor. ‘Allah bana bunları öğretmedi İnşallah
öğrettiklerini de yakında unutturur. Devamlı ve şanlı bir sulhun lezzetine
cümlemizi kandırır’. Anadolu’da Peyamı Sabah’ın 32. sayısı: Birinci
Tokat: Komiterna tarafından gönderildiğini söyleyen sabık Türk mektep
muallimlerinden ve lahık (yeni) Bolşeviklerden Giritli Ahmet Cevat Efendi’ye:
Sen ne diye, niçin, ne yapmaya geldin? Bezirgânlığa ne Ruslar ne Türkler
müsaade etmeyeceklerdir. Getirdiğiniz paraları derhal gerisin geriye
gönderiniz. Böyle işlere herhalde şayan-ı hürmet bir akide olan komünizm
demezler. Kepazelik derler, kepazelik (Aka Gündüz). -Hacıanesti’nin
telgrafları: Dizleri tutabilecek kaç Yunan generali kaldığının bildirilmesi.
Konstantin’in kaybolan Yunan ordusunu arama ilanı. Le Temps: Yunan hezimeti.
Macar Magyarsag’da Kemal Paşa’nın Şartları başlıklı uzun makale.
Türkler, Trakya ve Edirne’siz barışa yaklaşmıyorlar. Berner Tagebelat
(İsviçre): Yunan Hezimeti başlıklı yazısında Türk saldırısının beklenmedik bir
zamanda ortaya çıktığını anlatarak bundan Fransızların da çok memnun olduğunu,
Türkiye üzerinde İngiliz-Fransız çekişmesinin devam edeceğini, Fransızların
desteklediği Türklerin konferansta çok fazla istekte bulunacağını ancak
İngiltere’nin meydanı Türklere bırakmayacağını yazıyor. The Times:
Hacıanesti, askerlere ricat hareketi vaat etmekle maneviyatlarını kırdı. Babalık:
Hakkımız teslim edilmeli (Ekrem Reşat). Karahan’ın tebriki, Rauf Bey’in cevabı.
İzmir ahvali: Yunanlılar ve bütün zabitleri kaçıyor. Dükkânlar tamamiyle
kapalıdır. İzmir’de asayiş yoktur. Evvelki gün şehrimize getirilen esir Yunan
subaylarından Rimeras Dimiriyos ile mülakat. -Pazarköy ve Alaşehir istirdat
olundu. Güleryüz: Şanlı ordumuz zaferden zafere koşuyor. -Büyük
muzafferiyet destanı: Nihayet son zafer güneşi doğdu/Mahzun gönülleri ümide
boğdu. -Mihran Efendi’nin mizah gazetesinin vatana ihaneti. Dilleri büsbütün
tutulacak. Onlara son darbeyi, hakaret ettikleri sıhhıyelerinden dolayı,
servetlerini toplayıp ‘şöyle seyahat yapmağa’ hazırlanan malum kişiler). (Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı
Günlüğü IV, Türk Tarih Kurumu Basımevi Ankara-1996, sf. 639-640-641-642-643-644)”
Büyük Taarruz’da yokluklar bitmiyordu hiç. En büyük
düşmanımız işgalcilerden sonra yoluklardı. Askere çarık yetiştirilemediğinden
çoğu yalınayak yetişmekteydi düşmanın ardından. İkinci en büyük yokluk ise mermi
eksikliğiydi. Bu nedenle merminin yapacağı işi, kılıçla yapmaktaydı Mehmetçik.
Bir gün önce Başkomutan Mustafa Kemal, ‘Kılıca kuvvet!’ buyruğunu vermişti
orduya. Bugün de Süvari Kolordusu Komutanı Altay Paşa, aynı buyruğu veriyor
askerlerine.
Yunanlılar çekilirken yalnızca yerleşim yerlerini
yakmadılar, demiryollarını tahrip ettiler. Amaçları, ülkemizi ekonomik olarak
çökertmek, topraklarımızı taş devrine döndürmek.
Balıkesir’e giren Akıncılarımız, Hıristiyan mahallesine
girişi yasaklayarak Rum halkın can güvenliğini sağlama yoluna gittiler. İşte,
Türk bu… Silahsız, savunmasız kişiye silah çevirmez. Savaş alanında mertçe
dövüşür düşman askeriyle.
Savaş bitmeden karargahını gemiye taşıyan bir başkomutandan
utku kazanması beklenir mi? Yunan Başkomutanı, kaçmak için kendini güvence
almış durumda.
Kurtuluş Savaşı tüm hızıyla sürerken hem Mehmetçik hem de
halkımız düşmanla ölüm kalım savaşının içindeyken sesi çıkmayan padişah,
Amerikan Yakın Doğu Yardım Kurumu yöneticilerine nişanlar vermekle meşgul.
Düşman kaçarken yakıp yıkmayı sürdürmekte. Ali Kemal, Ankara
karşıtı çizgisinden vazgeçmemekte. Ordumuz, tüm yoksunluğa karşın ilerlemekte.
Askerimizim yüreğindeki yurt sevgisi, her türlü eksikliğin üstesinden gelmekte.
Anadolu, kahramanlık destanını yüreğiyle yazıyor. Böyle yazılan bir destana
dost da düşman da saygı duymakta.
Adil Hacıömeroğlu
7
Eylül 2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder