6 EYLÜL 1922 ÇARŞAMBA


         Yunanlıların son savunma hattı da zapt edildi. Böylece savunma imkânı bütünüyle ortadan kaldırıldı. Süvarilere ‘Kılıca kuvvet!’ emri verildi. Yunan gerilemesi, Kasaba (Turgutlu)’ya doğru devam ediyor. Uludağ-İznik mevzilerinde bulunan Yunan Üçüncü Kolordusu’nun Trakya’ya nakledilmek üzere Kapıdağ ve Bandırma limanlarına gitmesi emredildi. Yunan Bağımsız Tümeni, 5 gün önce Yunanlıların çekildiği Sındırgı’ya vardı. Birkaç gün önce işgal etmiş olan çeteler dağlara çekildi. Yunanlılar, Hıristiyan halka ekmek yaptırdılar. Hayvanları için arpa aldılar. Hıristiyanlar, kendilerinin de birlikte götürülmesini istediler. Tümen komutanı, zor olacağı gerekçesiyle bu isteği reddetti. Buna rağmen birçok yerli Rum, Tümen’e sığındı. İsmet Paşa, kasaba ve köylerin Yunanlılar tarafından yakılmaması için tedbir alınmasını emretti.

         Yunan kuvvetleri Manisa’yı yaktılar. Şehirdeki 18.000 yapıdan 500’ü ayakta kalabildi.

         Bugün kurtarılan yerler: Akhisar, Balıkesir, Yenişehir, Köşk, Tire, Bayındır, Söke, Kırkağaç, Gönen, Pazarcık, Umurlu, İvrindi, Balya, Bilecik, Ahmetli, Kuşadası, Kepsut, Savaştepe, Domaniç. Yunan askerleri Kırmasti’yi terk etti. Belediye Başkanı, Eşkıya Davut’un halka vereceği zararı önlemek için çetecilerden Gürcü Mevlüt’e mektup yazarak kasabayı teslim almasını istedi. Mevlüt, yarın kasabaya girerek hâkimi olacak. Akıncı Müfrezeleri, halkın büyük sevinç gösterileri içinde Balıkesir’e girdi. Bir baskınla Gönen kurtarıldı.

         Mustafa Kemal’den Rauf Bey’e: Düşman ricat sırasında hemen bütün malzemesini terk ediyor. Alaşehir ve Kula, birliklerimiz tarafından işgal edildi. Yunanlıların Anadolu Sefer Ordusu yeni Başkomutanı Polyemekalis ile Yunan Genelkurmay Başkanı Dusmanis İzmir’e geldiler. Hacıensti’ye görevden alındığı tebliğ edildi. Hacıanesti, verdiği raporda firarları önlemenin mümkün olmadığını bildirdi, yeni bir savunma tedbiri yapılmasına karşı Yüksek Komiser Steryadis bunun mümkün olmadığını söyledi. Polyemekalis, komutayı Hacıanesti’den devraldı. Yapılan toplantıdan sonra Hacıanesti Pire’ye hareket etti. Savaş Bakanı Teotakis ile Genelkurmay Başkanı Dusmanis de yarın hareket edecekler. Bozguna uğrayan Yunan ordusunun ilk öncüleri İzmir’e ulaştı. ‘Kimi at, eşek sırtında, kimi yayaydı. Bazıları silahlı, bir kısmı araç gereçsizdi. Hepsinin sakalları uzamıştı ve pislik içinde yüzüyorlardı.

         İkinci Ordu, ikmal kararlarıyla 11.297 çift çarık, 87 çift potin, 373 çift yemeniyi Altıntaş’a getirtti. Ordunun yiyecek ikmali, arkadan yetiştirilen katarlardan, halktan satın alma ve aşar toplama yoluyla, bazı yerlerde Yunanlıların yakmaya fırsat bulamadan terk etmek zorunda kaldığı erzak depolarından sağlanıyor. Ordu, et sıkıntısı çekmiyor. Etlik hayvanlar, sürüler halinde ordunun arkasından yetiştiriliyor. Erlerin yarısı yalınayak. Yollara çarık dayanmıyor. Atların bir kısmı da nalsız ve mıhsız. Birçok binek hayvanında ise eğer vuruğu meydana gelmeye başladı. Büyük Millet Meclisi, Bursa’nın düştüğü tarihte başkanlık kürsüsüne çekilen siyah örtünün kaldırılmasını kararlaştırdı. Gizli oturumda Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa’nın 30 Ağustos Savaşı’na Başkomutanlık Meydan Savaşı adı verildiğini bildiren yazısı okundu. Erzurum Mebusu Hüseyin Avni Bey, buna itiraz etti. Meclis’te dua okundu. Zaferden dolayı, yurdun dört bir yanından Meclis’e telgraflar yağmaya devam ediyor. Kutlamalar: 1) Ukrayna Halk Komiserleri Kurulu Başkanı Rokovski, Mustafa Kemal’e gönderdiği mesajda, son zaferden duydukları sevinci ifade ederek, Ukrayna’nın Türkiye’nin ilerleme çabalarına katkıda bulunmaktan mutluluk duyacağını belirtti. 2) Kafkas Cumhuriyetleri Birlik Şurası Divan başkanlığına Yunan ordusunun Anadolu’yu terk etmesi yoluyla ateşkes önerdiği haberinin ulaşması üzerine divan başkanı Nerimanof, üye Meyasinnikof, Buduvani, Askeri Devrim Şurası üyesi Orjonikitze ve Bağımsız Kafkas Ordusu Başkumandanı Yugurov, Tiflis Türk Elçiliği’ne giderek içten kutlamalarının Mustafa Kemal’e bildirilmesini Ahmet Muhtar Bey’den istediler. Yugurov, ordusunun gerektiğinde kardeş Türk askerleriyle birlikte kan dökmeye hazır olduğunun bildirilmesini de istedi. Ahmet Muhtar Bey, bunları Mustafa Kemal’e bildirdi.

         İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold, hükümetine çektiği telde, Yunan tahribatına engel olunmasını isteyerek bu gibi aşırı hareketlerin ateşkes şansını tehlikeye soktuğunu belirtti. Atina İşgüderi Bentinck, Curzon’a telinde, Anadolu’nun, hele Trakya’nın artık savunulamayacağına çabuk hüküm verilmesini, Yunanistan’a maddi yardımda bulunulması gerektiğini bildirdi. Harington gece (6/7) Savaş Bakanlığı’na telinde ‘Haberler çelişkili, ama durum vahim. Azınlıkları korumak için Devletler hemen harekete geçmeli.’ dedi.

         Başbakan Rauf Bey, Mustafa Kemal’e Konya Valisi Abdülhalik Bey’in İzmir Valiliği’ne atandığını bildirdi. Bu konudaki istek 3 Eylül’de Mustafa Kemal’den gelmişti. Mustafa Kemal’in Balıkesir ve Bursa Valiliği için önerdiği Tahsin ve Ali Beyler, mebus oldukları ve mebuslukla memurluğun aynı kişide toplanması kanunen mümkün olmadığı için atanmamış bulunuyorlar. Mustafa Kemal, 9 Eylül’de Nurettin Paşa’yı İzmir Vali vekilliğine getirecektir.

         İzmir’de Müftü, Metropolit, Ermeni temsilcisi, Hahambaşı, Katolik temsilcisi ve Protestan ruhani reisi, ortak bir bildiri yayımlayarak, halkı yolsuz hareketlere karşı uyardılar. Metropolit Hrisostomos, Fransız ve İtalyan konsoloslarını ziyaret ederek Hıristiyanları bekleyen tehlikeyi anlattı ve himayelerini istedi. Konsoloslar tehlikenin farkında ve gereken tedbirleri almakta olduklarını söylediler. Çoğunluğu Maltalı ve Kıbrıslı olan İngiliz uyruklular, gemilerle İzmir’den ayrılmaya başladılar.

         Vakit: Yunanlılar büyük bir süratle kaçıyorlar. Kuzey Grubu da kamilen dağılmak üzeredir. Dün Bursa’nın kurtarıldığı yolunda haberler gelmiştir. -A. Emin: İstanbul’un borcu: Herkes kesesinden fedakârlık yapmaya mecburdur. İkdam’da, boydan boya manşet içinde zafer haberleri. -İleri! İlk hedef Akdeniz’dir! -Anadolu’nun kahraman ordusu yalnız Türklerin ve Müslümanların değil, Şark sulhuna taraftar olan bütün barışseverlerin minnet ve şükranına hak kazanmıştır. Peyamı Sabah’ta Ali Kemal, hücumlara karşı kendini savunuyor ve ‘çanak yalayıcı’lara çatıyor. Bir büyük devletle uzlaşmaya müncer olmadıkça zaferler bir neticeye delalet etmez, fikrinde yanılabiliriz. Neticede sürülmek mi, vurulmak mı, asılmak mı ne ise cezamızı çekeriz. İleri: Gazetemizin basılacağı sırada, kahraman süvarilerimizin İzmir’e girdikleri kuvvetle umuluyordu. Bu müjdenin bugün doğrulanacağı umuluyor. -İstanbul Müslümanları Çatalca’da hududu bekleyen kahraman jandarmalarımıza hediye göndermeyi unutmayın! Akşam: Ordunun teşkilinde ve son zaferlerde en büyük amillerden İsmet Paşa. -Trikopis, Mustafa Kemal Paşa’nın misafiri. -Ankara’nın buradaki Yunan söylentilerine cevabı. Yunan, taarruz değil, ricat bile edemez. -Zafer haberleri almak için gazete kapılarında bekleyen halk. -İsmail Hakkı: Anadolu harbinin felsefesi, yaşamak ve hürriyetini savunmak içgüdüsüdür. Öğüt: Yunanistan, yaktıklarını yeniden yapmaya mahkûm edilmelidir. -Yunan ordusu Trakya’da da isyana başladı. Zabitlerini kestiler. Yeni Adana: Manasız bir konferans. -On bin nefer, iki general ve erkanıharbiyesiyle dört fırka kumandanı esir edildi. -Silifke’de tezahürat. Hakimiyeti Milliye: Türk ordusu, Çanakkale’de çarpışarak Çarlığın yıkılmasını sağlamıştı. Şimdi de Yunan tahtını yıkıyor. Bu orduya ‘taçlar deviren’ unvanı yakışır. Hele bir Akdeniz’e dayanalım… -İngiliz tebaası da İzmir’den gidiyor. -Türkler geliyor! nidası içinde İzmir’de telaş başlamıştır. Yunan zabitleri vapurlara tırmanıyor. -Her taraftan zafer neşesi içinde telgraflar icra-yı şadumani ediyor. -Düşman enkazının yeni ve esaslı bir muharebe kabul etmesi mümkün mü? -Batı basınından tepkiler. Açıksöz: İkinci safhanın gelişmesi. İzmir’de vapur merdivenlerine heyecanla tırmanmaya başladılar. ‘Türkler geliyor!’ Anadolu Ajansı: Şerif Paşa Irak gazetelerine ‘Faysal’la görüşeceğim ama Kürtlere dair değil, çünkü Kürtler Osmanlı idaresi istediklerinden artık bundan bahsetmek yetkim dışındadır.’ demiştir. Karagöz’de: Karagöz elinde süpürge ile İzmir rıhtımında Yunanlıları denize süpürüyor. -Hayda!.. (manzume). -İstanbul’da bayrak fiyatlarının olağanüstü artışı. -Karagöz’ün gazilere hediyesi 50 lira. Anadolu’ya yardım listesi. The Times: Mütareke tehir ediliyor. Vahim bir vaziyet. İlciyornale d’İtala’da, ‘Mustafa Kemal Paşa’yı Mussoloni’ye, askerlerini de bizim faşistlere benzetebiliriz.’ dendikten sonra, Celalettin Arif Bey’le oturduğu sayfiyede yapılan bir mülakat naklediliyor. Celalettin Arif Bey, Yunan yenilgisini anlatıyor. Sovyetlerle dost olduklarını belirterek Bolşevik olmadıklarına ve kendisinin İtalyanları sevdiğine güvence veriyor. Zaferden sonra Ankara ve İstanbul hükümetlerinin birleşeceğini ileri sürüyor. -Yunanlıların İzmir’de karşı saldırıya geçme ihtimali yoktur. Hezimetleri devam edecektir. Macarca Magyarsag’ın başyazısı: Hasta Adam, yorgun kolunu silkerek kutsal sayılan barış anlaşması binasının bir temel sütununu kaldırınca, bina gıcırdayarak yıkıldı. Üç yıldan beri Yunan işgali altında eziyet çeken barışçı Türk köylüleri yabancı hakimiyetinden kurtuluyor. O, sulh anlaşmasında efsanevi korkunç yaratık, muhteşem bir hamle ile ezip geçti. Almanya, Macaristan, Avusturya, Bulgaristan ise hiçbir harekete cesaret edemediler. Acaba zamanın arı kovanından bizim Mustafa Kemal’imiz çıkacak mı? Berliner Tagbelau: 40.000kadar (!) Türk, 100.000’i aşan Yunanlıyı bir daha başlarını kaldıramayacak hale getirdi. Türk dâhisi Mustafa Kemal, Türk programını emrivaki yaptı. Onu yürürlüğe koymak üzeredir. Barışın esası, muzaffer millet için parlak bir istikbal hazırlayacaktır. Petit Parisien: En iyi hal şekil, Türklerin 1914 hailesinde aldıkları vaziyeti unutmaktır. Babalık: Konya’da gördüğüm kudsi ve şakkar manzara (Edirne mebusu Şeref). -Fener alayı tafsilatı. Düşman vahşeti. Tevhidiefkâr: Bursa’mız dün akşam hilale kavuştu(!). -İkinci İnönü zaferini de kazandık. Düşman zaferimiz neticesinde inhilal ve infisah etmiştir. -Yunanistan İngiltere’den mütareke tavassutunda bulunmasını istirham etti ve Anadolu’yu tahliye cihetini resmen bildirdi. Yenigün: Düşmanın asıl kuvvetini imha eden ordumuz, İzmir umumi istikametinde baş döndürücü bir sürat ve muvaffakiyetle ilerlemektedir. Dün Kocaeli kıtaatımız Bursa’ya cenupta akıncılarımız Manisa’ya girmiştir. Simav, Demirci, Gördes, Akhisar, Kula, Alaşehir, Eşme, Salihli ve havalisini kurtardık. İzmir’e ne zaman gireceğiz: Belki yarın, belki yarından da yakın. -Nebizade Hamdi: Anadolu’nun tahliyesi. -Zaferimizi biraz da hariçte dinleyelim. Ayine: Yunanlıların kaçarken ellerinden attıkları silah, Ali Kemal’in kırdığı kalem, bağlanan çene. -Mihran’a kaçış için yol görünmesi. -Son taarruzumuz hakkında anketimiz (mizah olarak, bazı yazarların cevapları). -Haftanın borsası: Açıldı: İzmir’in kapısı, Darülfünun, Gençler Mahfeli, Yunan gemileri İstanbul limanından. En aşağı: Efzonlarda cesaret, Hacıanesti’de askeri kıymet. En yukarı: Fes fiyatı, Ali Kemal Bey’de gelecek endişesi. Kapandı: Yunan başkumandanının çenesi, açılmayan Venedik Konferansı. (Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü IV, Türk Tarih Kurumu Basımevi Ankara-1996, sf. 631-632-633-634-635)”

         Türk saldırısı düğümü çözdü. Yunanlıların savunma hatları kurması olanaksızlaştı. Düşman askeri savaşmak istemediğinden sürekli firarlar var. Herkes canını kurtarma peşinde. Ast üst ilişkisi yok oldu. Komutanların bazıları da kaçmayı yeğlemekte. Bir orduda erler, komutanlarını kesiyorsa savaşamaz. Böyle bir ordu kahramanlık destanı da yazamaz. Silahsız insanları kurşunlayan, kesen, yakan, soyan, yerleşim yerlerini ateşe veren bir çapulcu sürüsü var karşımızda. Türk ordusuna teslim olan olana… Türk’ün vicdanına sığınmaktan başka çareleri kalmadı.

         İzmir’i ilk terk edenler İngilizler. Çünkü yenilginin kesin olduğunun farkındalar.  Gemiyi erken terk etmekteler. İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold, Yunan mezaliminin varlığını ilk kabul eden emperyalizmin temsilcilerinden.

         Mustafa Kemal Paşa, özellikle Doğu’nun önderi, emperyalizmden kurtuluş için esin kaynağı olarak benimsenmeye başlandı. Doğu uluslarının bu bakışı, başta İngilizlerin korkulu rüyası olacak.

         Macarca yayımlanan Magyarsag gazetesi, Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan’ın yapamadığını yapan Türkiye için kıskançlık kokan bir övgüde bulunmakta. Yani yiğidin hakkını yiğide vermekte bu gazete.

         Berliner Tagbelau gazetesi ise Atatürk’ün dehasını fark edip yazan ilk yayın organı olma onurunu sahip. Bugüne dek bu gazeteden daha önce Atatürk’ün dehasını açıkça belirleyip yazan bir yayın organına rastlamadım. Eğer bir gün buna rastlarsam birinciliği Berliner Tagbelau’dan alıp ona veririm.  

         Kurtuluş Savaşı’mızın çok ayrıntılı hazırlandığı çok açık. Savaş, her yönüyle önceden düşünülmüş. Savaş, yalnızca cephede yapılmadı. Cephe gerisi ve işgal altındaki yurttaşlarımızın durumu da ayrıntılı olarak düşünüldü. Çok iyi planlanan Türk saldırısı, düşmanı şaşkına çevirdi.

         Kurtuluş Savaşı’nın amacını, kimlere karşı yapıldığını, müttefiklerimizi doğru anlamayanlar; hiçbir zaman Türk Devriminin niteliğini anlayamaz. Anlayamadıkları için de savrulur emperyalizmin saflarına. Giderek Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlığıyla sarılır İngiliz yalanlarına ve yabancılaşır dünyanın en büyük devrimini yapan kendi ulusuna. Bilerek ya da bilmeyerek otururlar Ali Kemal’in yanı başına.

                                                                                Adil Hacıömeroğlu

                                                                                6 Eylül 2023

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder