ATATÜRK’ÜN ANKARA’YA GELİŞİNİN 104. YILI

          Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti, 27 Aralık 1919 Cumartesi günü sabahı, geceyi geçirdikleri Beynam köyünden hareket ederek Ankara’ya gitmek için yola çıktılar. Kent, sabahın erken saatlerinden beri ayaktaydı. Ajanslar, haberi erkenden duyurmuştu halka. Tellallar boğazları yırtılırcasına duyurmuştu Paşa’nın gelişini. Halk, heyecanlıydı.

Çankaya ve Dikmen tepelerinden güzel sesli hafızların okudukları ezan ve salatlar işitilmekteydi. Köylerden çok sayıda atlarla ve kağnılarla binlerce kişi gelmişti Mustafa Kemal’i karşılamak için. Öğleye doğru tellallar: “Geliyor!” diye bağırdılar. Seçilen atlı alayı, Ulucanlar’dan Hacıbayram caminin önüne toplanarak dini tören yaptılar. Yedi yüz yaya, üç bin atlıdan oluşan Seymen alayını Ankara’daki dervişler izliyordu. Dervişler; Nakşi, Rüfai, Sadi, Bayrami ve Mevlevi tarikatlarındandı. Ayrıca çevre köylerden gelen Kızılbaşlar ve kendilerini gizleyerek Bektaşiler yürüyordu karşılamak için Atatürk ve arkadaşlarını.

Dervişlerin arkasından Ankara esnafı gelmekteydi. Onların da arkasında okullar vardı. Yirmiye yakın polis ve jandarma da karşılayıcılar arasındaydı. Cadde ve sokaklardan insan seli akmaktaydı. Yediden yetmişe herkes karşılayıcılara katılmıştı. Halkın bir bölümü Namazgâh tepesine, bir bölümü de istasyon yolunda sıralanmıştı.

“Anakara şehri namına istikbal heyetinde Müdafaai Hukuk Cemiyeti azasından Müftü Rifat Efendi, Binbaşı Fuat Bey, Kınacızade Şakir Bey, Aktarbaşızade Rasim Bey, Toygarzade Ahmet, Ademzade Ahmet, Hatip Ahmet, Kütükçüzade Ali, Hanifzade Mehmet, Bulgurzade Tevfik Beyler vardı.

Dikmen bağlarının eteğinde bir çeşmenin önünde Eskişehir mebusu Emin (Sazak) ve Ankara eşrafından Naşit Efendi ve arkadaşları bekliyordu.

Yirminci Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa ve Vali Vekili Yahya Galip Bey Emir gölüne yani Gölbaşı’na kadar gelmişlerdi.

Biz tam üçü on geçe Kızılyokuş’tan iniyorduk. Yolda Paşa’ya yetiştiğimizden Paşa, Rauf Bey’le beni otomobiline almıştı. Oradan başlayan istikbalcilerin “yaşa” sesleri, alkışları arasında ilerlemekte idik. Çankaya ve Dikmen tepelerinden güzel sesli hafızlar ezan, salat okuyorlardı. Kızılyokuş’ta iki kurban kesildi, o zaman hemen tamamen hali bir boş yer olan Yenişehir’de reji memurlarından Salamon Efendi isminde bir zatın ahşap, küçük bir evi vardı. Oraya gelince Seymenler tarafından bir dana kurban edildi.

Ve istikbal heyeti ve memurlar burada idiler. Paşa otomobilden inerek hepsinin hatırını sordu ve ellerini sıktı. Ve daha ileride yedi yüz kadar zeybek kıyafetinde, ellerinde palalarla dizilmiş gençleri gördük. Paşa bunlara “merhaba” diye selam verdi, cümlesi “sağ ol” diye mukabele ettiler ve şöyle bir muhavere geçti.

Mustafa Kemal Paşa: Arkadaşlar, buraya niçin geldiniz?

Gençler: Millet yolunda kanımızı akıtmaya geldik.

Mustafa Kemal Paşa: Bu fikirde sabit misiniz?

Gençler: And olsun.

Mustafa Kemal Paşa: Var olunuz.

Bu sırada binlerce halk da “yaşa” sesleriyle, alkışlarıyla ortalığı çınlatıyordu. (Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber II. Cilt, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1986, s. 498)”

Sonunda istasyona doğru sapıldı. Bu alanda jandarma ve polisler dizilmişti. Atatürk, onları selamladı. Ardından kız ve erkek öğrencilerin arasından geçip yürüdü Paşa. Hükümet alanına alkışlar, tezahüratlar ve dualarla gelindi. Burada konuşmalar yapıldı. Öğrencilerin üşüdüğünü anlayan Atatürk, çocukların okullarına gönderilmesini istedi. Vali Yahya Galip Bey, kendilerinin de üşüdüğünü söyleyince konuşmalar kısa kesildi.  

Hükümet konağına gidildi. Orada ısınıldı. Ardından kolordu ziyaret edildi. Törenler bitip gün geceye kavuşurken Atatürk ve arkadaşları, kentin dışındaki ziraat mektebine geçildi. Orada, gelenlerin yatıp dinleneceği odalar vardı. Atatürk ve arkadaşları 118 gün bu okulda çalışmalarını sürdürdüler.

Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 104. Yılı kutlu olsun. Atatürk’ü, 27 Aralık’ta onunla Ankara’ya gelen koca yürekli kahramanları ve Kurtuluş Savaşı’mıza varıyla yoğuyla tüm özverisiyle katılan Ankaralıları saygıyla anıyorum.

                                                                  Adil Hacıömeroğlu

                                                                  27 Aralık 2023

                                                                 

 

1 yorum:

  1. Atatürk’ün karşılandığı 27Aralık’ta düzenlenen “Seymen Alayı” basit bir karşılama töreninden öte, ülkeyi içinde bulunduğu karanlıktan kurtaracak yeni bir liderin, dağınık olarak sürdürülen Milli Mücadele hareketini şahsında toplayacak Önder’in, Ankara halkı ve Seymenler tarafından seçilmesidir... Bu sivil oluşum ve tarihte eşine az rastlanır bu halk desteği, Milli Mücadeleyi taşıyacak olan Ulu Önder’e ve Kuvayı Milliyecilere olağanüstü bir moral güç vermiştir... Ve Ankara bundan böyle yüzyıla damgasını vuracak olan ve dünyadaki bütün ezilmiş halklara bir model oluşturacak Ulusal Kurtuluş Savaşımızın merkezi durumuna gelmiştir.Türkiye’nin çağdaş bir devlet haline gelmesinde etkili oldu.Ankara, millet egemenliğinin merkezidir.
    Ancak, Atatürk’ün liderliği ve vizyonu, değişimi sadece Ankara ile sınırlı tutmadı. Onun önderliğinde, ülke genelinde reformlar gerçekleştirildi ve modern Türkiye’nin temelleri atıldı.’
    İyi ki geldin ATAM!🌹♥️Hoşgelmişsin🙏🏻🇹🇷
    Biz de senin sayende, Anadolu’nun dört bir köşesinden gelip, senin aydınlanma hareketinin, yani devrimlerinin meşalelerini taşımak için bu şehre gönlümüzü verdik, ömrümüzü adadık. Ankara sonsuza dek modern, lâik, çağdaş, ilerici Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olarak kalacak. 🙏🇹🇷🇹🇷🇹🇷🌹🌺Adil hocam yüreğinize , kaleminize sağlık👏👏✍️🍀🙏🏻💙📕📚📖,Esenlikler dilerim.👩Fulya Kırımoğlu

    YanıtlaSil