Mustafa
Kemal Paşa ve arkadaşları geceyi Mucur’da geçidiler. Sabahleyin iki otomobille
Hacıbektaş’a doğru yola çıkıldı. Bozuk yollar, arabaların rahatça yol almasını
engellemekteydi.
“Fakat
otomobiller Hacıbektaş’a kadar, tabii yoldan gidebildiler. Çiftliğe geldiğimiz
zaman öğle olmuş ve karnımız acıkmıştı. Köy halkı Alevi idi. Bizi bir evin selamlık
denilen odasında kabul ettiler. Fakat Salih Baba henüz gelmemişti. Bir saat
bekledikten sonra Salih Baba bir araba ile geldi. Vürudu ile yemek de çıktı.
Kahveler içildi. Bu yol için program yoktu. Binaenaleyh yola çıktık ve Salih
Baba’yı Rauf Bey’le beraber bulunduğum otomobile aldık. Salih Baba zayıf,
sakallı, orta boylu, mütebessim çehreli, çok zarif bir zattı. (Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar
Atatürk’le Beraber II. Cilt, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1986, s. 493)”
Hep
birlikte Çelebi Cemaleddin Efendi’nin yanına gitmek için yola çıkıldı. Yolda
masonluk konusundan söz açıldı. Salih Baba, bu konuda arabadakileri
bilgilendirdi. Onun akıcı bir dille anlattığı öyküler sayesinde yolculuk kolay
geçti. Böylece Hacıbektaş’a vardılar. Çelebi Efendi’nin evine varıldı. Halk,
buraya “saray” dermiş. Ev; haremlik ve selamlığı olan, siyah toprak sıvalı,
büyükçe bir yer.
Evin
merdivenlerinden çıktılar. Burada bir odaya alındılar. Oda sedirlerle çevrili. Birkaç
iskemle ve sigara masaları var. Odadaki gösterişsizlik konukların ilgisini
çekti. Burası, kabul odası. Kısa süre sonra Çelebi Efendi gelir odaya.
“Çelebi
Cemaleddin Efendi orta boylu, tıknazca ve kara sakallı, başında yeşil bir sarık
sarılmış, cübbeye benzer siyah bir pardösü giymiş kıyafette idi. Paşa bizi
takdim etti. İlk mülakatlara mahsus havai sözler söylendi. Ve bir müddet sonra ‘İstirahat
buyurunuz’ diye Cemaleddin Efendi hareme gitti. Ortalık kararınca odaya bir
masa getirilerek rakı takımları konuldu. Cemaleddin Efendi geldi. Rahatsız olduğundan
içmediğini, fakat şerefimize içeceğini söyleyerek rakıya başladı. Paşa: ‘Biz de
içmiyoruz’ cevabını verince Cemaleddin Efendi: ‘Burada içmemek nasıl olur?’ Bu
adeta bizi tahkirdir!’ diye kadehi Paşa’ya sundu.
Birkaç
kadeh rakıdan sonra yemek yenildi. Ve Paşa, Çelebi ile görüşerek, tamamen Kuvayi
Milliye’ye taraftar olduğuna dair söz aldı ve buraya gelmekten maksadımız da
hasıl oldu. Bu müzakere pek uzun sürmedi. Çelebi Efendi derhal vaziyeti kavradı
ve adamlarına lazım gelen talimatı vereceğini vadetti. Paşa’nın, vaziyet ve
giriştiğimiz mücadele hakkında verdiği tafsilat Çelebi’nin nazarı dikkatini
celbetti. Hatta Çelebi daha ileri giderek cumhuriyet taraftarlığını ihsas
ettirdi ise de Paşa zamanı olmayan bu mühim mesele için müsbet veya menfi bir cevap
vermeyerek gayet tedbirli bir surette müzakereyi idare etti. Anlaşılıyor ki
Cemaleddin Efendi cumhuriyete taraftar, hele Salih Baba, hür fikirli, çok ileri
bir zat. Ertesi gün Hacı Bektaş türbesi ziyaret edildi ve Salih Niyazi Baba’nın
öğle yemeği davetinde bulunduk. Salih Baba türbenin ve dergâhın her tarafını
gezdirdi. Meydan evi denilen mahalde yere küçük ve alçak bir masanın üzerine
konulan büyük bir sininin etrafına oturduk. Hepimizin önünden dolaşan uzun bir
havlu, yemekte çatal, bıçak vardı. Çok nefis bir yemek… Can denilen müritler
pek mükemmel ve sessiz hizmet ediyorlardı. Doğrusu yemekteki bu intizama hayret
ettik. Yemeği müteakip ucu zıvanalı sigaralar ve kahveler de ikram edildi. O gün
akşam üstü Mucur’a avdet edileceğinden, hareket zamanına kadar hoş bir sohbet
ile vakit geçirildiği gibi, Çelebi ile Baba arasındaki ihtilaf bir derece
halledilir bir şekle konuldu. (Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar
Atatürk’le Beraber II. Cilt, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1986, s. 494)”
Görüldüğü gibi ülkemizin birçok yerinde yaşayan Alevilerin lideri durumunda bulunan
Çelebi Cemaleddin Efendi ile Salih Niyazi Baba’nın Milli Mücadele için desteği
alındı. Ayrıca Mustafa Kemal Paşa aralarında az da olsa sorunlar bulunan bu iki
Alevi önderinin yakınlaşmasını da sağladı.
Yemekte
çatal ve bıçağın olması ilgi çekici. O dönemde çoğu yerde elle yemek yendiği
düşünüldüğünde bu, ileri ve modern bir davranış.
Cemaleddin
Çelebi, cumhuriyet konusunda sanki Atatürk’ün kafasındakileri okudu. Bu konuda öngörüsü
övgüye değer.
Atatürk
ve arkadaşları Aş Baba’yı, Kırklar meydanını, camiyi, Balım Sultan’ı ziyaret
ettiler. Aleviler arasındaki iş bölümüne hayranlık duydular.
“Bir
sıra Mustafa Kemal Paşa yanıma sokularak: ‘Büyük babalara ellişer lira verelim.’
dedi. Ben de muvafık gördüm. Aş Babadan başlayarak ellişer lira verdik. Hizmet
edenleri de sevindirdik. Fakat Aş Baba parayı alırken: ‘Eyvallah, fakat bu
benim şahsıma değil, dergâha aittir.’ dedi. (Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan
Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber II. Cilt, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,
1986, s. 495)”
Atatürk
ve yanındakiler, geceyi Mucur’da geçirmek için Hacıbektaş’tan ayrıldı. 23
Aralık 1919 Salı gecesini Mucur’da geçirdiler.
Mustafa
Kemal Paşa ve Temsil Heyeti, 18 Aralık’ta Sivas’tan ayrılarak dokuz günde
vardılar Ankara’ya. Yol boyunca yerleşim yerlerine uğrayarak halkla görüştüler.
İşgale karşı yapacakları savaş için halkın desteğini aldılar. Atatürk, yaptığı
her şeyi halkıyla yaptı. Halkın desteğini almadan hiçbir işe girişmedi. Onun
büyük başarısının temelinde yatan da bu.
Adil
Hacıömeroğlu
22 Aralık 2023
Aziz Dostum Adil Hacıömeroğlu beyefendi;
YanıtlaSilMerhaba nasılsınız.
Rahmetli eşim Belgin hanımın, 8 kez Hac ziyaretinde de bulunan Dedesi Tevfik bey Aralık 1919 da Atatürk’ü Mucur Kaymakamlığında karşılayan 5 kişiden biri idi. Bu bilgiyi Özal ve Atatürk biyografi kitaplarının yazarı dostum Prof Hikmet Özdemir beyden öğrenmiştim.
Eşimin halası hayırsever Zeynep Tuncay hanım da Mucur’a ana okulunu hayretmiştir.
Hürmeten Selamlarımla değerli dostum..
Levent Ağaoğlu
Gün ve gün adeta yaşıyoruz o günleri hocam elinize , emeğinize , yüreğinize sağlık .👏Herşeyimizi onlara borçluyuz . Huzur içinde uyusunlar.Bu ülke ne bğyük fedakarlıklarla kuruldu.🇹🇷🇹🇷Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSilAtatürk'ün vermiş olduğu bu mücadelelerden kendimiz için nasıl bir ders çıkarmalıyız? Vatanı kurtarmak ,çalışmak, ilerlemek,üretmek için elbise giymeyen millet,ölü kefeni giymeye adaydır demektir.
YanıtlaSil