ATACAN’IN ÇAY İÇMESİ (Pazar Yazıları)

        Atacan (12), ilginç bir çocuk… İyi bir gözlemci… Yürüyüp konuşmaya başladıktan sonra sorgulayıcılığı, buna koşut olarak da benliği son derece gelişti. Bu süreçte en beğendiğim özelliği ise kendini, çevresinde büyük, küçük demeden herkesle eşdeğer görmesi. Büyüklerin olduğu bir ortamda kendisine çocuk tavrı gösterilerek yetişkinlerden ayrı tutulmasına hep karşı çıktı. Her ortamda kendine bir birey olarak değer verilmesini, saygı duyulmasını istedi.

Yıllar önce bir gün eşim ve Atacan’la bir aşevine yemeğe gittik. Yemeklerimizi yedik. Yemekten sonra alışkanlık olduğu üzere çaylarımız geldi. Gelen çay, iki bardak… Yani Atacan için çay getirmemiş aşevi çalışanı. Çocuk, gözleriyle aynı hizada bulunan masadan kafasını kaldırarak ve kırmızı gözlüklerinin üstünden ters ters bakarak çayları getiren çalışana: “Benim çayım nerede?” diye sordu. Çalışanın şaşkınlığı uzun sürmedi. “Özür dilerim, senin çay içebileceğini düşünmemiştim, özür dilerim. Hemen getiriyorum çayınızı.” dedi. Az sonra da çayı geldi. Bizim bardaklarımız yarıya inmişti çoktan. Onun çayının yarısını, benim bardağıma döktüm. Boşalan bölümü, çocuğun önündeki soğuk suyla doldurdum. Bir tane şeker atıp karıştırdım. Sonrasında “Buyur, iç!” dedim.

Çayına kavuşan çocuk, arkasına yaslanıp gülümsedi önce. Çünkü isteği yerine getirilmişti. Ardından masaya yaklaşarak çay bardağını eliyle iyice kavrayıp ilk yudumunu aldı. Gözleri parladı birden. Çayını çabucak içip bitirdi. Masamızı gözlemlemekte olan aşevi çalışanına seslendi: “Abi, bir çay daha içebilir miyim size zahmet olmazsa?” dedi. Çalışan, “Tamam!” anlamında başını salladı. Çabucak gidip üç bardak çay getirdi. Bu kez Atacan’ın bardağı yarımdı. Hemen su doldurduk bardağın boş kısmına. Çocuğun keyfi yerinde…

Çayını içerken Atacan, bir yandan çevresine bakıyor. Çünkü çay istediğinde yan masalarda oturanlar, belli etmeden gülümsemişlerdi, biraz şaşkınlıkla. Bunu fark etti çocuk. Çay içerken onlara bakmasının nedeni bu. Keyifli görünmesi de bundan. Bir işi başarmanın keyfi bu. Bir çocuk olarak önüne çay getirterek bir utku kazandığını düşünmekte. Böyle yaparak bizimle eşit olduğunu kanıtlamanın mutluluğunu, sevincini yaşayıp keyfini sürmekte.

Atacan, ilk çay içme başarısından sonra gittiğimiz her yerde çay istedi. Kendisini çocuk yerine koyup çay getirmeyenlere hep kızdı içten içe. Aşevi çalışanlarına, incelikle kendini anımsattı.

Ailecek, dostlarla çay bahçelerine gittiğimizde Atacan oturur oturmaz çay ister. Çünkü bu onun için bir özgürlük, eşitlik göstergesi. Özgülük, eşitlik kavgasını veren çocuk iyi bir çay içicisi oldu. Çay içmesinin bir başka nedeni de Türkiye’nin dünyada çay içmede birinci olmasını sağlamak. Bunu bir ulusal yarış olarak görmekte. Türk çayı içmek, onun için önemli. Türlü yollardan dışarıdan gelen çayları içmez. Önerildiğinde o çaylarla yerli çayımız arasındaki farkları anlatır zevkle. Çayımızı, her ortamda tanıtmaktan mutluluk duyar.

Çocuk, çay içmeye başlayınca bu tılsımlı içeceğin bir sosyalleşme aracı olduğunu kolayca kavradı. Yolda izde arkadaşlarımıza, tanıdıklarımıza rastladığımızda “Çay içmeye gidelim.” der. Çay içince söyleşilerin koyulaşacağının farkında.

Çocukların sevgiyle büyüyüp saygıyla kişilik kazanacağı gerçeğini bilerek onları kendimizden ayrı tutmak çok yanlış. Onların küçük bedenleri içinde büyük bir kişilik taşıdıklarını unutmamalı. Çocuklar, olağanüstü gözlemciler. Yapılan yanlışları da doğruları da çok kolay kavramaktalar. Onları adam yerine koymalı, ona göre davranmalı. Tersi olduğunda Atacan’ın ilk gittiğimiz aşevinde yaptığı gibi kendini adam yerine koydurtur. Çocukları, buna zorunlu bırakmayalım.

                                                                            Adil Hacıömeroğlu

                                                                            17 Aralık 2023

4 yorum:

  1. Özgür ruhlu Atacan’a selam olsun. Sevgiyle büyüyor, iyilerle de yürüsün inşallah.🙏❤️🧿

    YanıtlaSil
  2. Tabii ki yine adımı yazmayı unuttum. Şükran Balekoğlu Yamak

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocuğun özgüvenli , uyumlu ve doyumlu bir birey olarak gelişmesinde onu destekleyen ve beraber vakit geçirdiği baba modeli ile olumlu ilişkiye ihtiyacı vardır.Anne ve babayla geçirilen vakit , yapılan etkinlik çocuğu mutlu eder.Atacan ‘ da ailede gördüğü sevgi ve saygıyla kendine verilen değerin farkında maşallah yaşına göre olgun ve ne istediğini bilen , sorgulayan , karar verme yetisi olan , sorumlulukların farkında olan bir birey olarak yetişiyor..Anne , babayla sohbet ederken çay içenin sohbeti sürekli kıldığını bence gözlemlemiş seçimini yapıyor ve çayını istiyor.Karşısındaki kişiye birey olup onun da fikrinin alınmasını usulünce hatırlatıyor.Atacan’ ın hayat şansının açık olması dileğiyle .Hocam sizleri de böyle bir evlat yetiştirdiğiniz için kutluyorum👏🧿🍀📚🌼✨💙🙏🏻👩saygılarımla Fulya Kırımoğlu

      Sil
  3. hocam şimdi şu yazıyı aslında ne olduys döndüreyimAtacan garson gençten hani benim çayım nerde dedi.Garson genç çay içeceğinizi düşünmedim hemen getiriyorum dedi ve getirdi.Çayı gelen Atacan mutluydu çünkü yetişkinlerle eşitlenmişti.Babası gelen Atacan ın çayını yarısını kendi bardağına boşaltıp Atacan ın bardağına soğuk su koyup paşa çayı yaptı.Bunu gören Atacan şaşkınlık ve öfke ile" Adil ne yaptığını sanıyorsun.Yahu biz tam eşitlendik diye seviniyorduk sen küçük çocuk muamelesi yapıp paşa çayı hazırladın bana.Yaa bırakın Allah aşkına çayınızı da içmiyorum keyfimi kaçırdınız dedi" 😀 Tabii işin şakası bir yana Atacan ın beğenmediği bir durumu anne babasını karıştırmadan kendi başına çözmek istemesi kendi özgür iradesi ile hakkını araması ve garsona bana niye çay getirmediniz demesi başlı başına bir özgüven ve alkışı hak ediyor.

    YanıtlaSil