TARİHTEN DERS ALMAYAN ENVER PAŞA

1337 Yılında Delhi Sultanı Muhammet Tuğluk, yüz bin süvariyi fetih için Himalayalar üzerinden Çin’e gönderir. Süvariler, dağda donar. Yalnızca on asker sağ kalır. Onlar da geri dönerek felaketin haberini getirirler Hindistan’a. Sultan, bu on kişinin savaştan kaçtığını varsayarak onların idam ettirir. Himalayaların zorlu koşullarından, cehenneminde kurtulan bu on kişi, Sultan’ın gazabından kurtulamaz.

Hindistan, sıcak bir ülke… Himalayalar ise dünyanın en yüksek dağları… Bu dağların dorukları buzlu, yamaçlarının yüksek kısımları yılın her mevsiminde karlı ve soğuk… Özellikle kuzey yamaçları daha da soğuk…

Delhi koşullarında giyinip kuşanan yüz bin süvari, dünyanın doruğuna tırmandıkça hastalanmaya, donmaya başlar. Ne yazık ki Çin fatihi olmak için yola çıkan Sultan Tuğluk’un süvarileri donmuş anıtlara döner Himalayalarda hem de Çin’e varamadan ve Çinlilere karşı kılıç sallamadan.

Delhi’den Himalayalar üzerinden Çin’e giderken coğrafya sürekli değişmekte. İklim, her adımda farklılık göstermekte. Yol boyunca neredeyse dört mevsim yaşanmakta. Ne yazık ki Delhi Sultan’ı Çin’i fethetmeyi düşünürken ne coğrafya koşullarını ne de yol boyunca değişen iklimi göz önüne aldı. Bu olay, dünyanın her yerinde harp okullarında okutulur. Özellikle kurmay subaylara bir askerî harekâta girişmeden önce iklim ve coğrafi koşulları göz önüne bulundurmaları, bu örnek üzerinden öğretilir.

Enver Paşa, Sarıkamış harekâtını başlattığında Sultan Tuğluk’u usuna getirmiş midir acaba? Harp akademisinde bu dersi dinlemiş midir sınıf arkadaşları gibi?

Eğitimde önemli olan şey, öğretilenleri yaşamla ilişkilendirip içselleştirmekte.

“Askerler, hepinizi ziyaret ettim. Ayağınızda çarığınız, sırtınızda paltonuz olmadığını da gördüm. Fakat karşınızdaki düşman sizden korkuyor. Yakın zamanda saldırarak Kafkasya’ya gireceğiz. Orada her türlü bolluğa kavuşacaksınız. İslam dünyasının tüm umudu sizin son bir yardımınıza bakıyor. (Prof. Dr. Bingür Sönmez-Reyhan Yıldız, Ateşe Dönen Dünya: Sarıkamış, Sokak Kedisi Yayınları, 8. Baskı, s. 185)” 17 Aralık 1914’te Enver Paşa, yazlık giysilerle ya da don gömlekle savaşa gönderilmek üzere olan askerlere, bu buyruğunu gönderiyordu. Kolordu karargâhına giden bu buyruk karşısında askerlerin ne düşündüklerini bugünden duygudaşlık yaparak anlamak çok zor. Oysa Ruslar, Kars ve Sarıkamış’a kadar demiryolu yapmışlardı. Hem asker hem de ordunun gereksinmeleri trenle taşınmaktaydı kilometrelerce öteden.

Sarıkamış’ta askerimiz daha çok soğuktan donarak ve tifüs salgınıyla kırıldı. Dağları aşıp giden kahramanlarımız olsa da savaşın sonucuna bakmalı. Bu yenilgiden sonra Ruslar, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun büyük kısmını işgal ettiler.

Tarihten ders almasını bilmeyen bir devlet yöneticisinin ve ordu komutanının bilgiye, bilime, birikime, eğitime önem vermemesinin felaketidir aslında bu yenilgi. Büyük komutan olmak, tarih yazmak için öncelikle tarihten ders almak gerekmez mi?

                                                                            Adil Hacıömeroğlu

                                                                            23 Aralık 2023

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder