Mustafa
Kemal Paşa ve arkadaşları Sivas’tan Ankara’ya doğru giderken yolların
bozukluğu, karın aralıksız yağması, üstü açık arabalarda yolculuk etmeleri büyük
sorunlar olarak karşılarına çıkmıştı. Söz konusu olan yurdun kurtarılmasıydı. Bu
yolda her türlü zorluğa katlanıp önlerine çıkan engeli aşmak gerekiyordu. Hiç
kimsede ne yorgunluk ne de vazgeçmek duygusu vardı. Çünkü yurt topraklarını işgalden
kurtarmak, ulusu özgürlüğüne kavuşturmaktı amaçları. Bu amaca ölümleri pahasına,
yürekten inanmışlardı.
Tokat
üzerinden değil, Kayseri yolundan gidiyorlardı Ankara’ya. Kayseri yoluna
saptıktan sonra bir köyde on beş dakika mola verildi. Bu dinlenme molası
önceden düşünülmüştü. Arabalar, köy kahvesinin önünde durur. Arabalardan inenler,
kahveye koşarak girdiler neredeyse. Amaçları ısınmaktı. Kar altında ıslanmış
giysilerini biraz olsun kurutmak… Birer çay içtiler. Kemal Paşa, Sivas’tan
ayrılırken Mazhar Müfit’e bankadan borç parayı alıp almadıklarını sormamıştı. Bir
ara kahveden çıktı. Çıkarken Mazhar Müfit’e de çıkması için işaret etti.
Kahveden
dışarı çıkınca Mazhar Bey’e: “Yahu, para alabildin mi?” diye sorar.
“Ben: Aldım amma, öyle bin lira
değil, ancak yolluk miktarı.
Mustafa
Kemal Paşa: Bizi Ankara’ya kadar götürebilir mi? Yeter mi?
Ben:
İsraf etmezsek yeter gibi.
Mustafa
Kemal Paşa: Yolda
israf ne demek azizim?
Ben:
Şuna on lira, buna beş lira bahşiş ver diye para sarfetmemek demek.
Mustafa
Kemal Paşa: Güzel amma, yatacağımız yerlerde hizmet edenlere
bahşiş vermeyelim mi?
Ben:
Tabii vereceğiz, fakat miktarını bana bırakınız. İki lira verilecek yerde on
lira veremeyiz. Kime verilmesini sizden sorarım, fakat miktarını ben tayin
ederim.
Mustafa
Kemal Paşa: Tamam. Muvafık! dedi. Bu sırada Hüsrev Bey’in otomobillere binmek üzere
birinci düdüğü öttü, herkes bindi. Biz yine öndeyiz. Hüsrev Bey tamam olduğunu
görünce ikinci hareket düdüğünü çaldı ve saate bakarak: “Bir dakika geçirdik”
dedi. (Mazhar Müfit Kansu, Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber II.
Cilt, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1986, s. 489)” Görüldüğü gibi Atatürk,
kendilerine hizmet edecek kişilere bahşiş vermek istemekte. Çünkü emekçi insanları
mutlu etmektir amacı. Ne yazık ki ceplerinde para da yok! Var olan para ise
zorlukla borç alınmış, ancak karınlarını doyuracak kadar.
Mazhar
Müfit, Mustafa Kemal Paşa’nın eli açıklığını çok iyi bilmekte. Bunun içindir ki
bankadan aldığı borcun tamamını söylemiyor ona. Söylese bahşiş miktarı artar,
bu da yolda bazı zorlukların çıkmasına neden olabilir.
Atatürk,
eli açık biri. Para onun için bir amaç değil, araç. Özellikle emekçilerin
hakkını verip onların menün edilmesi onun için çok önemli. Çünkü çalışıp değer
üreten insana çok saygı duymakta. Atatürk’ün eli açıklığı, emekçilerin haklarının
verilmesi konusunda.
Yukarıdaki
konuşmada ilgimizi çeken önemli bir nokta var. Kemal Paşa, eleştiriye açık
biri. Eli çok açık… Bu davranışı, Mazhar Müfit tarafından eleştirildiğinde karşı
çıkıp savunmaya geçmiyor. Onu diktatörlükle suçlayan günümüzün siyasal
liderlerine bu tür eleştiriler yapmak olanaklı mı? Günümüz siyasal liderlerinin
yanında bulundurdukları kişiler genellikle “Evet efendim, sepet efendim!” deyiciler.
Liderlerin yanlış sözlerini ya da davranışlarını eleştirecek ne yürekleri ne de
düşünsel birikimleri var.
Sık
sık tanık olmuşuzdur bir eğlence yerinde ya da aşevinde dünyanın parasını
harcarken umurunda olmayan birçok kişi, kendilerine hizmet eden emekçilere üç
beş kuruş verirken elleri titrer. İşte, Atatürk birçok konuda olduğu gibi bu
konuda da bizlere örnek olmakta. Çalışan, emek harcayıp alınteri döken
kişilerin hakkı verilmeli. Verilmeli ki onlar, çalışırken coşkulu olsunlar. İşlerini
severek yapsınlar.
Atatürk,
yüce gönüllü bir insan… Kendisini de karşısındakini de mutlu etmeyi sevmekte.
Bunu da yaşam biçimi olarak benimsemiş. Gönlü yüce insanlara bin selam olsun. Büyük
Önder’imizin yüce gönüllüğü herkesçe örnek alınmalı.
Adil
Hacıömeroğlu
7
Aralık 2023
Bu dünyada insan olabilmek çok güzel iyi insan olmak herkese saygı göstermek emeğine hakkını vermek , herkese ihtiyacımız olduğunu hissettirerek hoş tutarak gönlünü almak insan sevgisinin var olması , okudukça Canım ATAM’ a hayranlığım bir kat daha artıyor.Şahane paylaşımlarınız için sonsuz teşekkürler Adil hocam var olunuz.Cesareti olmayanın asaleti olmaz, cesaretin bittiği yerde esaret başlar.Cesur, kararlı, karakterli , azimli kahramanlarımızın sayesinde vatan toprakkarında yaşayabiliyoruz.Başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün kahramanlarımızın ruhları şad olsun.Atatürk İlke ve Devrimlerinin Işığıyla aydınlattığı yolda daima ilerleyeceğiz.📚🙏🏻🇹🇷🇹🇷💐♥️Fulya Kırımoğlu
YanıtlaSilAdil hocam yazılarınızı takdirle ve hayranlıkla izliyorum. Sağolun varolun.
YanıtlaSil15 yaşlarımda bir büyüğümüzün “ Atatürk’ü ilahlaştırırsanız onu öldürürsünüz. Onu insan olarak örnek kişiliği , azmi , cesareti ve özellikle liderliği ile örnek almalı ve açtığı yolda muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için çalışmalıyız” sözlerini hatırlıyorum.
Bu yolda harcadığınız çaba takdire şayandır.