Emperyalistler
ve onların işbirlikçileri teröristler, BOP uyarınca Suriye’nin ulusal birliğine,
toprak bütünlüğüne saldırma hazırlıkları yapmaya başlamadan önce bu ülkede yeni
anayasa yapılması tartışmaya başlandı.
Suriye
için anayasa sevdalıları kimler mi? Başta ABD olmak üzere BOP’un
gerçekleşmesini isteyen herkes…
Suriye’ye
emperyalist saldırlar başladığında AKP, iktidarı FETÖ ile paylaşmaktaydı. Henüz
15 Temmuz darbe girişimi olmamıştı. O dönemin AKP yöneticileri, başta R. Tayyip
Erdoğan olmak üzere kendilerince Suriye’ye demokrasi getireceklerini söyleyerek
ABD’nin anayasa isteğinin baş savunucularıydı. Ülkemizde de açılım dönemiydi. “Demokratik
açılım” adı altında demokrasi söylevleri arşa çıkmaktaydı. “Kürt açılımı” adı
altında tükenmekte olan PKK’ya can verildi. PKK, Güneydoğu’da birçok kentte hendekler
kazarak Türk ordusuna karşı bir savaşa hazırlandı. AKP iktidarı da bu ihanete
ne yazık ki göz yumdu.
“Ermeni
açılımı” da yapıldı. Ermenistan ulusal futbol takımıyla Bursa’da oynadığımız
maçta, Azerbaycan bayrakları stadyuma sokulmadı. Bunu da zamanın Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül gururla anlattı ekranlardan.
Açılımlara
koşut olarak Tük ordusuna ve yurtseverlere karşı saldırılar başladı. Birçok
askerimiz ve yurtsever; uydurma belgeler, yalanlar ve iftiralarla tutuklandı. Ne
yazık ki “Vesayetten kurtuluyoruz.” denerek Türk ordusu kendi ülkesinde diz
çöktürülmeye çalışıldı. Açılımlara karşı Türkiye’yi savunan ve Kemalizm’i savunan
yurtseverler, tek tek toplanarak tutukevlerine götürüldüler. Çünkü açılımları
yaşama geçirmek için askerlerin ve yurtseverlerin susturulması gerekmekteydi.
7
Haziran 2015 seçimlerinde AKP’nin oyları yüzde kırka düştü. Halk, açılıma ret
oyu verdi. Hükümet kurulamayınca yeniden 1 Kasım’da seçim yapılması kararı
alındı. AKP, 7 Haziran seçimleri sonrası açılımdan vazgeçti ve PKK’nın üstüne
gitti. Hendek savaşıyla PKK’yı çökertti. Bu siyaset değişikliği, halkta
karşılık buldu ve 1 Kasım seçimlerinde AKP oylarını % 49,50’ye çıkardı.
Ne
yazık ki AKP, Hendek savaşlarından gerekli dersi tam olarak almadı. Suriye konusunda
hep kararsızlık yaşadı. Suriye’nin bazı bölgeleri ABD’ce işgal edildi.
Buralarda, özellikle sınır bölgemizde PKK üslenmeye başladı. Bu gerçeğe karşın
Şam yönetiminin zayıflaması için uğraştı AKP hükümetleri. Esat’la el sıkışmayı
düşünmedi bile RTE. Oysa bu el sıkışma hem Suriye’yi hem de Türkiye’yi terörden
arındıracaktı.
Milli
Savunma Bakanı Yaşar Güler, dün yaptığı açıklamada, Suriye’de yeni anayasa
hazırlanmasından söz etti. Suriye hükümetinin bazı sorumluluklarını yerine
getirmediğini vurgulayan Güler: “Anayasa’yı kabul edecek, uygulayacak. Sonra
serbest seçimlere gidecek. Ondan sonra kim iktidara gelirse kardeşim biz de onu
kabul edeceğiz. Ve kendi ülkemize, topraklarımıza döneceğiz.” Dil ve biçem sorunlu…
Bunu öncelikle söyleyeyim. Emrivaki var dilde. Karşında egemen bir devlet var. Azıcık
duygudaşlık yapmalı Sayın Bakan. Birileri, bizim ülkemize bu dille bir anayasa
ya da başka bir şey dayatsa mutlu olur mu kendisi?
Üstelik
neredeyse yarısı işgal altında olan bir ülkede seçimden söz etmek mantıklı mı?
ABD,
II. Dünya Savaşı sonrası Almanya ve Japonya anayasalarını yaptı. İki ülke de bugün
bile ABD boyunduruğunda. Emperyalistler Fransa öncülüğünde Lübnan anayasasını hazırladılar.
O günden beri bu ülke, üçe bölünmüş durumda. ABD, Irak’a anayasa dayattı ve ne
yazık ki bu ülke de üç parçaya ayrıldı. Şimdi sıra Suriye’ye geldi. Bakalım
Suriye, kaç parçaya bölünecek emperyalizmin dayattığı anayasayla. Suriye,
parçalanırsa sıra Türkiye’ye gelmeyecek mi?
AKP yönetimi ve Bakan Güler, sorumlu davranmalı. Düşmanın istediği bir anayasa dayatması hem Türkiye’ye hem de Suriye’ye zarar verir. Suriye’yi bölecek bir anayasa; ülkemizin güvenliğini, toprak bütünlüğünü ve ulusal varlığını tehlikeye düşürür. Hükümetin ve Milli Savunma Baklanının görevi; ülkemizin güvenliğini, toprak bütünlüğünü ve ulusal varlığını korumak değil mi?
Adil
Hacıömeroğlu
15
Aralık 2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder