İsrail
Başbakanı Benjamin Netanyahu yaptığı son açıklamada, Ramallah merkezli Filistin
hükümetinin Gazze’yi yönetemeyeceğini belirtti. Bu ne demek? Gazze’yi
Filistinliler yönetemez, demektir açıkça.
Netanyahu:
“Savaştan sonra Gazze silahsızlandırılacak. Bunu yapabilecek tek güç, İsrail
ordusu. Hiçbir uluslararası güç, bu sorumluluğu üstlenemez. Gözlerimi kapatıp
bunu kabul edemem.” demekte. Sözler, çok açık; tabii ki anlayana…
7
Ekim 2023 günü İsrail’in Gazze’ye saldırısı başladığından beri söyleyip
uyarıyoruz herkesi, İsrail’in asıl amacının ne olduğu konusunda. İsrail’in
ayrım yapmadan tüm sivil hedefleri vurmasındaki amaç, Gazze’yi
insansızlaştırma. Filistinlilere ölümü göstererek sürgüne razı etmek için
saldırmakta gece gündüz. Çoluk çocuk demeden önüne gelen her Filistinliyi
öldürmeleri, tarihte görülmemiş bir soykırım. Ne yazık ki batılı devletlerin
çoğu bu soykırıma ses çıkarmayarak, hatta İsrail’i destekleyerek bu insanlık
suçuna ortak olmakta. Batılı emperyalist devletlere göre de bunu adı, kendini
savunma(!)… Gerekçesi de insan hakları, demokrasi ve özgürlük…
Batılı
emperyalistlerin dillerine doladığı “İnsan hakları, özgürlük, demokrasi”
sözleri yalnızca kendi egemenlikleri, çıkarları için. Ezilen halklar söz konusu
olduğunda bu sözler, uslarına gelmez bile. Kendilerinin emperyalist çıkarları
zedelenmeye başladığı an, zalimlikleri sınır tanımaz.
Her
gün elinde silah olmayan onlarca Filistinli öldürülürken kılları
kıpırdamayanların insan haklarından söz ettiklerini işiten var mı? İşitemeyiz. Çünkü
onlar, hiçbir zaman insan haklarından yana olmadılar. Bu sözü, hep dünyanın
gözünü boyamak için kullandılar. Batı’nın tarihi, insan kıyımlarının,
kırımlarının tarihidir. Neredeyse varsıllıklarının tümünü insan kıyımı, sömürüsünden
edindiler. Yeri geldiğinde, çıkarları söz konusu olduğunda birbirlerini de
kırıma uğrattılar, Yüz yıl ve dünya savaşları bunun en güzel örneği…
Paraya
tapınan Batı, her şeyiyle çöküşte. Devrimlerle elde ettikleri değerler, çoktan
yok oldu. Parayı, emperyalist sistemi, faşistçe davranmayı siyasetlerinin merkezinee
koyan değer sistemi büyük bir toplumsal çürüme içinde. Bu çürüme, kokuşmakta
hızla. Kokuştukça da pusulaları şaşmakta, saldırganlıkları artmakta. Bu
saldırganlık, çoğu zaman İsrail gibi terör devleti olan bir yapının kayıtsız,
koşulsuz yanında durmakla oluyor. Saldırganın insanlık dışı yaptıklarının
tümünü sonuna dek destekliyorlar. Üstelik kendi halkları bunu
desteklememelerine karşın.
İsrail,
açıkça Gazze’de Filistin otoritesini istemiyor. Hani Birleşmiş Milletler kararı
vardı, iki devletli çözüm diye. İki devletten biri Filistin değil mi? Filistin
devletini kim yönetecek, İsrail mi?
7
Ekim’de başlayan İsrail saldırıları sırasında Netanyahu ve hükümetinin
sözcüleri, Gazze’nin güneyinin daha güvenli olduğunu söyleyip Filistinlilerin
bir bölümünün güneye göç etmesine yol açtılar. Verilen tutsak değişimi
arasından sonra İsrail bu kez Gazze’nin güneyini vurmaya başladı yoğun bir biçimde.
Amacı, buradaki Filistinlileri Sina Yarımadasına, çöle sürmek. Böylece Gazze’yi
insansızlaştırmak… Filistinlilerin olmadığı bu toprağı dünyanın gözünün içine
baka baka ilhak edecek Siyonist yönetim. Zaten 1948’den beri yaptığı da bu
değil mi?
İsrail,
Gazze’de yaptıklarını yıllardır Batı Şeria’da da yapmakta. Filistinlilerin
evlerine, işyerlerine, bahçelerine ve tarlalarına el koymakta. Filistin halkını
bu topraklardan sürmek için geçim kaynaklarını hızla yok etmekte. Bunun en
çarpıcı örneği de Batı Şeria’da kestikleri binlerce zeytin ağacı. Halkın en
önemli geçim kaynaklarından olan zeytincilik, işgalcilerce yok edilmekte. Geçimini
sağlayamayan Filistinlilerin göç etmesinin yolu açılmakta böylece.
Peki
İsrail, Filistin topraklarını ilhak edeceğini açıkça ortaya koyarken uygar(!)
denen batı ne yapıyor? Kendi uygarlıkları adına destek veriyorlar Siyonizm’e. Bu
tavırlarıyla insanlık tarihine utanç sayfaları ekleyeceklerini bile bile. Bu da
çok umurlarında değil. Çünkü onların tanrısı para… Bu nedenle tüm insanlık değerlerini
çoktan terk ettiler.
Adil
Hacıömeroğlu
7
Aralık 2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder