Ceyhan
Dımışkı… Heyecanlı, taşkın bir gençlikten sonra durgun, arasız çalışmayla geçen
olgunluk ve yaşululuk dönemi... Çalışmayı ibadet sayan koca yürekli bir adam… Onu
Kadıköy’de tanıdım, Kadıköy’de yitirdim.
Yaşam
çizgisi, sanki adını aldığı Ceyhan Nehrine benzemekteydi. Gençliğindeki
heyecanı, taşkınlığı, hızlı yaşamı belki de adı konduğu günden başlamıştı. Göksun,
Hurma ve Söğütlü ırmakları Toroslardan doğup Anadolu’nun kokusunu, suyunu,
soluğunu toplayarak dağların yamaçlarından inip birleşerek oluşturur Ceyhan’ı.
Ceyhan da derelerle beslenerek hızla akar Çukurova’ya, sevgilisine kavuşmak
isteyen aşık gibi ivedilik gösterir. Yolda, birçok ırmak, çay karışır bu ulu
nehre. Çukurova’ya kavuşunca Ceyhan dinginleşir, taşkınlığı sona erer. Topraktan
gelen suyunu, gücünü, nemini, serinliğini katar cömertçe Çukurova’nın
toprağına. Oradan yavaşça akar Akdeniz’e. Ceyhan Dımışkı da adını aldığı nehir
gibiydi. Gençliğinin dağlarından, tepelerinden hızla aktı; olgunluğunun ve
yaşululuğunun düz ovasında dinginleşti, son soluğunu verdiği sayrıevinin
odasında ise sonsuz denizine kavuştu sessizce.
Ceyhan
Dımışkı’yı tanımamın nedeni, eşim… Onun dayısıydı. İlk tanıştığımız gün, ona
karşı bir sıcaklık duydum. O da bana karşı sıcaklık duymuş ki, beni her
gördüğünde sesi titrer, gözleri parlardı. Yanından ayrılacağım zaman yüzü
asılır, kalmam için ısrar ederdi.
Dımışkı
ailesinin en ilgi çeken özellikleri, soyadları. Bu soyadı her işiten kişi,
sözcüğün anlamını sormakta. Aile Denizli, Merkezefendi’den… Bir sokağa adlarını
vermişler. Soyadlarının Şam’ın (Dımaşk) adından geldiğini söylemekte bazıları.
Kimileri de “dımışkı”nın bir tür kumaşın adı olduğundan hareketle soyadlarının eskiden
dedelerinin bu bezi ürettiklerinden kaynaklı olduğunu anlatmakta. Ayrıca
“dımışki (Arapçadan dilimize geçmiş.)” sözcüğü, bir üzüm türü anlamında. Benim
ise ailenin bu soyadı almasıyla ilgili görüşüm farklı. “Dımışkı” Semerkant yakınlarında
bir yerleşim yeri. Aile üyelerinin neredeyse hepsi çekik gözlü, yıllardır
akraba evlilikleri yapmamalarına karşın. Ayrıca yüz hatlarındaki Orta Asyalılık
çok belirgin. Bu nedenle ailenin kökeninin Özbekistan’a dayandığını
düşünmekteyim.
Ceyhan
Bey, ortaokuldan sonra okumamış. Çünkü tam da ergenliğinin orta yerinde babası
sonsuzluğa göçmüş. Genç bir anne, beş yetimle yaşamın zorluklarıyla baş başa
kalmış. Gazete okumayı, haber dinlemeyi severdi. En çok da bulmaca çözmeyi… Ben
de eski gazetelerimi ona götürürdüm bulmacalarını çözsün diye.
28
Ekim 2023 Cumartesi günü Ceyhan Dımışkı’ya uğradık Atacan’la. Bir gün sonra
Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılı… Ayaküstü söyleştik onunla. 18 Temmuz 1968’de
İstanbul’a gelen Amerikan 6. Filosuna karşı, devrimci gençlik büyük protestolar
yaptı. ABD askerleri Dolmabahçe’den denize döküldü. Ceyhan Dayı da bu konuya
ilgisiz değildi. O yıllarda Beyazıt’ta işyeri varmış. Yürüyerek Kapalıçarşı’ya
gitmiş bir iş için. Bakmış önünden bir ABD askeri yürümekte; “Defol git! Ne işin var burada?” diyerek çakmış yumruğu,
indirmiş yere Amerikalıyı. O anda üzerine sivil polisler ve inzibatlar
çullanmış. Çıkan arbede sonunda yakalanıp karakola götürülmüş. On beş gün
içerde yatmış. Daha önce böyle bir olaya karıştığını bildiğimden bir de ondan
dinledim olanı biteni. Sonrasında ikinci olayı anlattı heyecanla. 1973
Arap-İsrail savaşını sürdüğü zamanlar… O, İsrail konsolosluğunun önüne gidip
tek başına Siyonistlerin saldırganlığını protesto etmeye kalkmış. Bağırıp
çağırmış kendince. Konsolosluk korumaları ve polisler gelmiş. Önce itiş kakış
başlamış, sonrasında kavga. Kırılan cam, sağ kolunu bileğinden başlayarak
yukarı doğru kesmiş. Bunu anlattıktan sonra ceketinin kolunu sıyırarak kolunda
hala duran yara izini gösterdi bana: “Bak, bu iz de o günden kalma.” diyerek.
Daha sonra gülerek bana sordu: “Ben de gazi sayılır mıyım bu yarayla?” Ben de
“Sayılırsın tabii ki.” dedim.
Her
iki olayı anlattıktan sonra durgunlaşıp daldı birden. “O zamanlar gençlik de
halk da çok milliyetçiydi. İnsanlar, ülkelerine sahip çıkıyordu.” dedi biraz da
üzgün ve sitemkâr. Bir süre sonra izin istedim ayrılmak için. O kalmamız için
ısrar etti. Ayrılmak zorundaydık, çünkü Atacan dersaneden çıkmıştı ve karnı
açtı. Vedalaştık. Atacan’ı öpüp kokladı. İkisinin bir sarılışı vardı ki şu an
bile gözümün önünden gitmez. Bu, onu son görüşüm oldu.
İş
delisiydi. Bir gün işyerine gitmezse rahat edemezdi. Haftanın yedi günü işinin
başındaydı. Her sabah Zeytinburnu’ndaki evinden Marmaray’a binerek gelirdi
Kadıköy’deki işine. Bazı sabahlar sosyal medyadan Boğaz fotoğrafları
paylaşırdı. O zaman anlardım ki mal almaya Eminönü’ne gittiği için vapurla
gelmekte işine.
Kadıköy-Kuşdili Caddesinde bir iş merkezinin
girişinde şapka satardı. Birbirinden güzel şapkaları, ilgi çekerdi. Çevredeki
esnafın saygı ve sevgisini kazanmıştı. Çevredeki çalışanlar ve müşterileri ona “Şapkacı
Amca” diye seslenirlerdi. Çoğu kişi, adını bilmezdi bu nedenle. 7 Kasım 2023
Salı günü bir telefonla içimiz titredi. Eşimle koştuk sayrıevine, yanımızda
Atacan da vardı. Fenalaşmıştı. Her zor anında olduğu gibi kızı Aylin oradaydı. O,
ağlıyordu ne yapacağını bilmez durumda. Sonrasında oğlu Suat, torunları, birkaç
seveni ve kaynım Hakan da geldi. Gece yarısına dek orada bekledik onu. Bir süre
sonra entübe edilip uyutuldu. Ardından bir özel sayrıevine götürüldü
cankurtaranla. Biz de ardına takılıp gittik. Gece yarısından sonra ayrıldık
oradan, çünkü yapacak bir şey yoktu. Yaşama isteği çok güçlüydü. Boylu boslu,
yakışıklı biriydi. Güçlü yaşama isteğine karşın yaşama dönemeyeceğini
biliyorduk. Çünkü seksen bir yaşındaydı ve akciğeri iyi durumda değildi. Ancak
insan, ölümü yakınlarına ve tanıdıklarına konduramıyor bir türlü. Her şeye
karşın içimde hep bir umut vardı. Bir gün, bir ayı aşkın süredir yattığı o ölüm
yatağından doğrulup kalkacağını ve gülen gözleriyle ela ela bakarak ellerimi
sıkacağını düşledim hep. 10 Aralık 2023 Pazar günü öğlen saatlerinde sonsuzluğa
göçtüğü haberini aldık. Üzüldük, içimiz yandı görünmez alevlerle. Geç
tanıdığım, erken yitirdiğim bir dostun acısı çöktü içime. Eşim ağlıyordu
durmadan. Onu sakinleştirip yola çıktık Zeytinburnu’ndaki evine doğru.
Bir
emek, alınteri, yürek adamını 11 Aralık 2023 günü uğruna ABD askerine yumruk
attığı ülkesinin toprağına verdik. Uçmağa vardı bir kuş gibi. Toprağa
verdiğimiz anda Yeni Ayazağa gömütlüğünün üstünde binlerce kuş, sanki saygı
merasiminde bulunuyormuş gibi daireler çizerek süzülmekteydi gökyüzünde. Kuşlara
baktık uzun süre. Sonrasında ise sonsuza dek vedalaştım onunla, usumda
anlattıkları dönüp dururken. Kadıköy’ün Şapkacı Amcası, Atacan’ın Ceyhan dedesi
yok artık. O, toprak ananın koynunda sonsuzluktaydı.
Adil
Hacıömeroğlu
12 Aralık 2023
Allah rahmet etsin.
YanıtlaSilAllah rahmet ve mağfiretler eylesin. Yolu açık olsun.
YanıtlaSilSizlere ve şahsınızda tüm aileye sabırlar ve başsağlığı dilerim.
Mehmet ÇAL
Hocam başınız sağolsun .Allah rahmet eylesin Ceyhan bey, ışıklarda uyusun.Aileye ve sevenlerine sabır diliyorum. Ceyhan Dımışkı ismiyle soyadıyla , duruşuyla , hayata bakışıyla, yaptıklarıyla anılacaktır.Hayatta sorumluluklarımız vardır.Tevazu sahibi olmak , işini düzgün yapmak , sevilip sayılmak her daim insanı , fani dünyadan göçüp gitsede andırır, unutulmaz , yaşatılır.Yaşulularımız duyarlı , milliyetçi ,Vatanına, toprağına sahip çıkan büyüklerimiz , Ceyhan bey de gönüllere girmiş .Ülkesine hizmet etmiş, çalışmış , üretken , emektar olmuş.Anlatını anlatması sizinle , Atacan’ la vedalaşması olmuş.Yüreğinize sağlık , sizlere sağlıklı ömür diliyorum .Herkese gerçek zenginliğin , gönüllere girmek olduğu , fani dünyada çalışıp iz bırakıp,güzel insandı diye anılmak nasip etsin.Fulya Kırımoğlu💐🙏🏻
YanıtlaSilTanrım rahmet eylesin. Böylesine bilinçli, üretken ve ülkesine sadık insan sayısı çok çok azaldı. Size ve ailenize başsağlığı diliyorum Değerli Hocam
YanıtlaSilKıymetli Ceyhan Amcam'dı o benim, 2015 denesinde tanıdım onu şimdi annemin oturduğu evi tutmamızı sağlamıştı benim, eşim ve annem için yeri ayrıdır çok değerli, gerçek esnaf, İstanbul Beyfendisiydi nurlarda olsun gözlerimiz onu hep arayacak ve yokluğu hep hissedeceğiz uğurlar olsun Ceyhan Amcam...
YanıtlaSilKıymetli Ceyhan Amca, kendisiyle 2015'de tanıştık annemin şimdi oturduğu eve taşınmamıza vesile oldu. Ben, eşim ve annem için yeri özel bir insandı.Hatırını sormadan, hayırlı işler demeden yanından geçmezdik yokluğu hep hissedilecek. Uğurlar olsun Ceyhan Amcam, nurlarda ol 🙏🏻 Derya & Tayfun & Gülseren
YanıtlaSilSaygıdeğer hocam,
YanıtlaSilHoca hanım, Atacan ve sizin başınız sagolsun... Bu aralar yazılarınızı biraz geriden takip ettiğim için yeni öğrendim.
Görüşmek üzere sağlıcakla kalın. Mehmet Karakoç