SEÇİMLERİ KAZANANLAR VE YİTİRENLER (14 Mayıs Seçimleri-2)


         Her seçimin olduğu gibi 14 Mayıs seçimlerinin de kazananları ve yitirenleri var. Seçimin kazanan ve yitirenleri iyi belirlenirse bu, gelecek seçimler için ders alınması gereken bir durum olur. Bu nedenle seçimlerin sonuçları, iyi değerlendirilmeli. Özellikle bu değerlendirmeleri siyasal partiler yaparken iğneyi kendilerine batırmaktan korkmamalı. Özeleştirel bir bakış açısı kişi ve kurumları başarıya götürür.

         Seçimin kazananı Türk Ulusu, yitireni ise ABD emperyalizmi…

         ABD ve yandaşları, seçimde olay çıkması için baştan beri kışkırtmalarda bulundu gerek resmi ya da gayrı resmi sözcüleriyle gerek basın yayın organlarıyla gerekse de sosyal medya aracılığıyla. Türk Ulusunu “Kan banyosu” yatırmakla tehdit etti. Seçimlerde hile yapılacağını ve Tayyip Erdoğan’ın seçimi çalacağını açıkça söylediler. Bunun için de kendince demokrasi güçleri olarak gördüğü güçleri, sokağa çağırdı seçim gecesi. Bazı terör örgütleri (FETÖ ve PKK) de bu kışkırtmaya katıldılar. Bu kışkırtmaya muhalefet seçmenlerinden çok azı sosyal medyada destek verdi. Bu sesler de seçim akşamı kesildi. Halkımızın sağduyusu, ülke sevgisi ABD kışkırtmalarını boşa çıkardı. Bilerek ya da bilmeyerek kışkırtmaya kapılan bazı siyasetçilerin söylemleri de kulak ardı edildi. Burada seçim gecesi Anadolu Ajansı’nın verilerini yok sayan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın kışkırtma kokan konuşmalarını anmak isterim. Neyse ki yurttaşlarımız, bu iki başkanın konuşmalarını ciddiye almadı.

         Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması, ülkemiz siyaseti için iyi oldu. R. Tayyip Erdoğan, yüzde elliyi birkaç puan geçerek kazansaydı ilk günden başlayarak muhalefet partileri seçimde hile olduğunu, oyların çalındığını savlayacaklardı durmaksızın. Bu söylemler, kimi zaman kitleleri kışkırtarak bazı bozguncu davranışlara neden olabilirdi.

         İkinci turda sayım uzun sürmeyecek. Çünkü yalnızca iki aday var ve milletvekili seçimi sayımı söz konusu değil. Öyle görülüyor ki 28 Mayıs’ta yapılacak seçimde iki aday arasında itiraz gerektirmeyecek bir fark olacak. Bu da iç barışın sağlanması için önemli bir süreci başlatacak.

         Ülkemiz, seçim yapmayı iyi bilmekte. Çünkü halkımız seçimi sevmekte. Seçimin yurdumuzun dört bir yanında olaysız geçmesi demokrasimizin olgunluğunu göstermekte. Halkımızın demokrasi konusundaki duyarlılığı, sandık başına erkenden gitmesinden belli.

         ABD’nin politik çizgisinde olan partiler, oy yitirdi. Avrasya karşıtları yenildi dünkü demokrasi şöleninde. ABD ve AB’ye bel bağlayanlar, seçimin yenikleri…

         Teröre karşı duruş gösterenler, bölücülüğe fırsat vermek istemeyen siyasal çizgiler halkımızın desteğini aldı. Terörle kol kola girenler oy yitirdi birkaç istisna dışında.

         Türk Ulusunun kazandığı, ABD’nin yitirdiği seçimler ülkemizin yararına. Türkiye, ulusça dayanışmayla yaşadığı sorunları aşacak. Siyasal partiler, seçimlerden gerekli dersleri almalı. Şunu söyleyeyim ki ülkemiz, önümüzdeki dönemde siyasal bir arınma süreci yaşayacak. Bazı siyasetçiler çekilip gitmek zorunda. Ülkemiz koşullarının getirdiği zorunluluklar, siyaset vitrinin düzenlenmesi gerektiğini dayatmakta.

          Üzülerek söyleyeyim ki siyasetçilerimizin çoğunun bilgisi, demokrasi inancı, sağduyusu, özverisi, ülkemiz değerlerine bağlılığı halkımızın çok gerisinde. Bu durum, ülkemizin siyasal partilerinin üretkenliğini azaltmakta. Bu nedenle siyasete halkın katılımı zorunlu. Bu da siyasal partiler yasasının değişimiyle olur. Parti içi demokrasinin olmadığı yerde, liderlerin egemenliği olmakta. Bu da halkın katılımını engellemekte.

         Bir seçimi daha büyük bir olgunlukla bitirdik. Ancak propaganda döneminde Türkiye’nin büyük sorunlarının çözümü için bir izlence, bir söylem görüp işitmedik. “Saksağanın kuyruğu suya değdi mi, değmedi mi?” türünden söz atışmaları vardı. Ne üretimin nasıl artırılacağı ne depremin sosyal ve ekonomik zararlarının nasıl giderileceği ne de ülkemizi çepeçevre kuşatmış ABD’nin ülkemizle ilgili amaçlarının nasıl boşa çıkarılacağı tartışıldı. Ancak önümüzdeki günlerde bunların konuşulmayacağı söylenemez.

                                                                                Adil Hacıömeroğlu

                                                                                15 Mayıs 2023

 

          

        

        

 

1 yorum:

  1. Sandığa en çok HDP'lilerin gitmeyeceğini düşünüyorum. Sinan Oğan'dan, mümkün değil ama, diyelim ki tam blok olarak gelmiş olsun oylar. Bu durumda bile Kılıçdaroğlu'nun şansını zayıf görüyorum

    YanıtlaSil