GERÇEĞİ YOK SAYMAK, GERÇEĞİ YOK EDER Mİ?


         Savunma sanayimiz; adlarını sayamayacağımız kadar silah, mühimmat ve savaş aracı üretmekte. Türk Silahlı Kuvvetleri, üstün teknolojiyle üretilen bu savaş araç gereçleriyle PKK terör örgütünü yok etti sayılır. Ayrıca Irak ve Suriye’de cirit atan IŞİD terör örgütüne göz açtırmamakta TSK bu sayede. Özellikle insansız hava araçlarımız dünyanın dört bir yanındaki ülkelerce satın alınmakta. Karabağ savaşında Türk İHA ve SİHA’ları, üstün savaş güçlerini kanıtladı. Böylece savunmada, dışa bağımlılıktan kurtulmaktayız.

         İHA ve SİHA’lar başta TUSAŞ olmak üzere beş farklı firmaca üretilmekte. Ayrıca uçak, helikopter üretimleri göz kamaştırmakta. Gökbey helikopterinin motoru bile Türk malı. Bunlardan ulusça gurur duymaktayız. Ancak nedense Yedili Masa partileri, bu ulusal üretimi kösteklemek için türlü gerekçeler yaratmakta. Hatta bazıları, iktidara geldiklerinde bu üreticilerin engelleneceği anlamına gelen sözler söylemekte. Kimileri de üretimin çok abartıldığını dile getirmekte.  

         Ülkemizin mühendis ve işçisiyle üretildi TCG Anadolu. Emekli amiraller ve birçok uzman, bu geminin alanının lideri olduğunu ve üstün özelliklerini anlatmaktalar. Siyasal körlük içindeki bazı kişiler ise bu geminin maket olduğunu, motorunun bozukluğu nedeniyle denize açılamayacağını savlamaktalar kendilerince.

         TCG Anadolu, Sarayburnu’nda demirledi. Binlerce yurttaşımız çoluk çocuk gemiyi gezdiler. Gezmek isteyenler yağmur çamur demeden saatlerce sırada beklediler. Gemiye girenler, saatlerce çıkmadılar dışarıya. Fotoğraf çektiler, çektirdiler. Geminin ötesini berisini ellediler. Gerçek olup olmadığını kontrol ettiler. Yakınlarını telefonla görüntülü aradılar. Geminin gerçek olduğunu gördüler ve gösterdiler birçok kişiye.

         Uzay projeleri yapılmakta. Hedefler konmakta. Yüzlerce bilimadamı ve işçi, kolları sıvamış durumda. Yedili Masa’nın gerekçesi hazır: “Halk soğan bulamıyor, ama uzaya gideceğiz.” denmekte. Ya da “Bir insan yaşamı boyunca geçemeyeceği bir körünün yapımına niye sevinsin.” diyerek karşı çıkmaktalar olanlara.

         Evet, soğanın pahalı olduğu doğrudur. Bu nedenle tarımda planlı bir üretimin zorunluluğunu yaşam bize dayatmakta. Dünyanın hiçbir yerinde soğan yetiştireceğiz diye sanayi üretimi durdurulmaz. Türkiye, ilk uçak fabrikasının temelini 1925’te attı. Bu dönemde halkımız, bir lokma ekmeğe gereksinim duymaktaydı. Kırk yamadan oluşan çaputları giysi diye giymekteydi yurttaşlarımızın çoğu. Çoğu kişinin ayağında doğru düzgün çarık bile yoktu. Atatürk bu toplumsal koşullarda yalnızca uçak sanayinin değil, birçok alanda üretim yapacak fabrikaların kurulmasına öncülük etti. Yaşamı boyunca uçağa, hatta arabaya binmemiş yurttaşlarımız bu sanayileşmeden gurur duydular. Ülkemizin gelişmesi, ileri gitmesi için inanılmaz özverilerde bulundular.

         Atatürk döneminin muhalifler, yani batıcıları, bugün olduğu gibi sanayileşmeye karşı çıktılar türlü gerekçelerle. Sürekli olarak bizim başaramayacağımız düşüncesini topluma yaymaya çalıştılar. Buna karşın Atatürk, sanayileşmeyi sürdürdü.

         TOGG üretilip yollara çıktı. “Üretim bandını göstermediler inanmam.” dedi bazıları muhalefet yapacağım diye. Hatta bazıları TOGG’ların Almanya, Çin ve İtalya’dan getirildiğini söylediler. Bunu da kanıtlamak için yırtındılar. En büyük kanıtları ne biliyor musunuz? TOGG’ları taşıyan TIR’ları yabancı plakalı olması. Bunu söyleyenlerin hangi ülkede yaşadıklarını merak ediyorum. Türkiye’nin Avrupa’da en büyük TIR filosuna sahip olduğundan haberleri yok! Ayrıca bu TIR’ların bazılarının yabancı plakalı olduklarını da bilmiyorlar.

         Karadeniz’de doğalgaz bulundu. Hepimiz heyecanlandık. Bu çalışmaların sürmesini ve Doğu Akdeniz’de de muştulu haberler beklemekteyiz. Filyos’ta büyük bir merkez kuruldu. Binlerce kişi geceli gündüzlü çalışmaya başladı doğalgazın halkımızın kullanımına sunulması için.

         Yedili Masa’dakiler, doğalgaz haberlerinin yalan olduğunu söylediler.  Doğalgaz, halkın kullanımına sunuldu. Bu kez de kendince uzmanlar çıktı ortaya ve doğalgazın Rusya tarafından Karadeniz’in altından boru döşenerek Zonguldak kıyılarına ulaştırıldığı söyleyip yazdılar. Güler misin ağlar mısın bu duruma?

         DEVA Partisi lideri Ali Babacan: “Kanıtlanmış doğalgaz rezervi yokken keşfi ‘Doğalgaz bulduk.’ diye satıyorlar.” demişti.

         Seçim çalışmaları nedeniyle 2 Mayıs’ta Zonguldak-Çaycuma’daydı Babacan. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuz Yılmaz ve CHP’li Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı ile Filyos Doğalgaz İşleme Tesisi’ni gezmeye gittiler. Her iki CHP’li, Babacan’a Tesis’i övüp çıkarılan doğalgazın niteliğinden söz etti. Sekiz on bin kişinin çalıştığını söylediler. Bu anlatımlar karşısında Babacan renkten renge giriyor. Kalkıp bir özür dilemeyi bile usuna getirmiyor. Çok yazık değil mi? Oysa uygar insan yalanı ortaya çıkınca özür diler. Kimden mi? Halktan… Çünkü halkı, yanlış bilgilendirip yönlendirmiş. Hatta ben, Babacan’dan o dakikada siyasetten çekilmesini beklerdim. Yalanı bu denli açıkça ortaya çıkan birinin siyasette olması büyük bir talihsizlik…

         Tanrı’m kimseyi, Babacan’ın durumuna düşürmesin. Halkımız: “Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz.” der yalan söylemeyi kötülük durumuna getirenlere. Hiç olmazsa o milletvekili ve belediye başkanından utansaydın da basaydın siyasetten istifayı. Doğaldır ki böyle bir şey de yürek ister. 

          Siyasetçiler; ülkesine, ulusuna, insanına güvenmeli. Aslında bu, kendine güvendir.

         Binlerce mühendis ve işçi çalışmakta Savunma Sanayi üretimlerinde. TOGG’da geceli gündüzlü üretim yapan emekçiler var. Filyos’ta binlerce kişi üç vardiya olarak doğalgazı halkın hizmetine sunmak için emek harcamakta. Bu kişilerin ürettikleri ürünleri, harcadıkları emekleri yok saymak siyaseten uygun mu? Doğaldır ki hayır…  Buralarda çalışanların hepsi iktidar partisine mi oy veriyor? Hayır tabi ki… Buralarda çalışan birçok mühendisin yurtdışındaki işlerini bırakarak ülkemize döndüklerini biliyoruz. Anlaşılacağı üzere tersine göç söz konusu. Bu teknolojik gelişmeye, doğalgaz ve petrol aramalarına emek veren binlerce çalışanın yaşadığı bir başarı ve bir gerçek var. O gerçeği yok saymak insan emeğine saygısızlık değil mi? Oralarda alınteri akıtan insanları aptal yerine koymak nasıl bir anlayış, gerçek dışılık?

         Peki, Yedili Masa’daki partilerin Filyos’ta, TOGG’da ve Savunma Sanayi’nde çalışanların oylarına gereksinmeleri yok mu? O insanların emekleri yok sayılarak, yaptıkları işin yalan olduğunu söyleyerek bu kişilerin oylarını alabilirler mi? Onlar, Türkiye’nin yurttaşı değil mi?  

         Eskiden siyasal partiler hizmette yarışırlardı. A partisi bir fabrika yapmışsa B partisi ben iki tane yapacağım, derdi. Seçenek üretirdi muhalefet. Şimdi öyle mi? Yapılanı yok saydıklarında gerçeğin yok olacağını sanmaktalar. Güneş yok, dersen güneş yok mu oluyor?

                                                                                Adil Hacıömeroğlu

                                                                                3 Mart 2023

 

        

        

        

 

2 yorum:

  1. Hepsi bir tarafa, artık muhalefetin yaptığının terbiyesizlik olduğunu düşünüyorum. İnsanların bu ülkede güzel işler olmasına sevinmeye hakkı yok mudur? Bulunan ve çıkarılan doğalgazı muhalifler kullanmayacak mı? Çıkarılan petrolü muhalifler satın almayacağız diyebilir mi? İdeolojisi olmayacak kadar sığlaşmış, medya algısıyla zihinleri ve vicdanları sakatlanmış bir kitleyle yaptığınız siyasete mecbur muyuz? Siz, uyduruk ezberleriyle ikide bir hükümeti Hitlervari propaganda yapmakla itham edenler!! Dönüp aynaya bakıyor musunuz? En kuyruklu yalan ve iftiraların peşine aslını astarını araştırmadan düşmek hangi ahlaka sığar? Demokrasi, siz iktidara gelene kadar her yalanın, iftiranın geçerli olduğu bir sistemin adıysa, canı cehenneme demokrasinin de...

    YanıtlaSil
  2. Saygıdeğer Hocam, yazının içeriğine katılmamak olasılık dışı. Ancak burada gerçek vahşet küçümseyenler değil. Gerçek vahşet akapenin kumpaslarla tutsak ettiği ve katlettiği Yurtsever Subaylarımızın ortaya koyduğu MİLGEM TASARILARINI akapenin kendi iğrenç siyasetine malzeme etmesidir. Üzerinde durulması ve yazı yazılması gereken akapenin bu davranışıdır. Saygılarımla

    YanıtlaSil