Türkiye; seçim sürecine girdi gireli ABD’nin resmi ve gayrı resmi
sözcüleri, basın yayın organları neredeyse her gün ülkemiz gündemiyle ilgili
konuşup yayınlar yapmakta. AB ülkeleri de ABD’ye katılmakta medyasıyla ve kimi
sözcüleriyle. Bu yayınlarda sürekli Türkiye’de demokrasinin olmadığı
vurgulanmakta. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da diktatör olarak gösterilmekte.
Ayrıca Türkiye’deki seçimlerin demokratik olmayacağı, muhalefetin oylarının
çalınarak yok sayılacağı her fırsatta dile getirilmekte.
Seçimler yaklaşırken siyasetin dili oldukça sertleşmekte. Küfre
varan hakaretler havalarda uçuşmakta. Bel altı vuruşlar da gözlerden kaçmamakta.
Bu konuda ön alan, geçmiş deneyimleriyle FETÖ. Muharrem İnce ile ilgili bel
altı vuruş amacına ulaşmadı. Sahte olduğu her halinden belli olan bir paylaşım,
servis edildi. Kamuoyu, buna itibar etmedi. FETÖ ile yan yana yürüyen
partilerin bu konuyu görmezden gelmeleri ilgi çekici. Bu suskunluk, aktöresel
bir sorun. Bu konuda siyasetçiler duygudaş olmalı.
ABD’nin sosyal medyadaki sözcüsü FETÖ’cüler, baştan beri
efendilerinin söylemlerine koşut olarak neredeyse her güm kışkırtmada
bulunmaktalar. Seçimlere şaibe karıştırmak için ellerinden geleni yapmaktalar.
Paylaşımlarıyla Cumhur ve Millet ittifakları arasındaki gerilimi yükseltmeye
çalışmaktalar. Her iki tarafı, kavga ettirmek için ellerinden geleni yapmaktalar.
Ne yazık ki her iki ittifakın sözcüleri bu konuda duyarlı davranmayarak bu bozgunculuğa,
isteyerek ya da istemeyerek hizmet etmekteler. FETÖ’cülerin bu kışkırtmadaki en
büyük destekçileri PKK’lılar… ABD, AB, PKK ve FETÖ’nün ortak amaçları Türkiye’nin
iç çatışmalarla zayıflatılması, ardından da bölünmenin eşiğine getirilmesi.
Kemal Kılıçdaroğlu, 4 Mayıs 2023’te KRT’nin canlı
yayınındaki konuşmasında: “Seçim gecesi galip geldiğimizde kimse sokağa
çıkmasın. Bazıları provokasyona gelebilir. Eli silahlı unsurlar sokağa
çıkabilir.” dedi. Bu sözler, çok sorumsuzca ve kışkırtıcıdır. Siyasal
farklılıkları, düşmanca gösterme düşüncesi. Çok yazık! Tam da ABD’den yapılan kışkırtma
açıklamalarıyla örtüşmekte. “Eli silahlı unsurlar” sözüyle kimleri anlatmakta
Kemal Bey?
Kılıçdaroğlu, yukarıdaki sözleri söylerken aynı gün (Yani 4
Mart 2023’te) Kandil’den açıklama geldi. Cemil Bayık, Erdoğan için: “Eğer
seçimden sonra iktidarı bırakmazsa, demokrasi güçleri direnerek bu faşist
iktidarı yenilgiye uğratmalıdır.” dedi. Bayık’ın “demokrasi güçleri” dediği başta
PKK ve onun seçimde destekledikleri. Bayık da sokağı göstermekte tıpkı ABD
gibi.
4 Mayıs’tan beri görüştüğümüz dostlardan benzer sözleri
işitmekteyiz. Kılıçdaroğlu ve Bayık’ın söyledikleri dillerde. Çoğu kişi korku
içinde birbirlerini uyarmakta. “Seçimde oyunuzu kullanır kullanmaz eve kapanın.
Burnunuzu bile dışarı çıkarmayın.”
Öncelikle şunu belirteyim. Millet ittifakına oy verecek kitle, seçimleri yüzde yüz kazanacağına inandırılmış. Bu da candaş ve para peşinde koşan anketçilerce oldu. Gerçeğe dayanmayan, belli bir kesimin gönlünü hoş tutacak sormacalar, bu kitleleri koşullandırdı kazanmaya. Ne yazık ki bu kitle farklı düşünceleri, yorumları, sesleri işitmek bile itememekte. Tek sesli, tek boyutlu bir bakış açısının egemenliğindeler. Hep aynı görüşleri anlatan ve çoğu zaman bir tarikat ayininde olduğu gibi hep aynı şeyleri yineleyen televizyonları izleye izleye ülkemiz gerçeklerinden ne yazık ki uzaklaşıp koptular. Aynı ülkeyi, kentleri, ilçeleri, mahalleleri, sokakları, hatta aynı işyerlerini paylaştıkları farklı görüşten yurttaşlarımızı düşman olarak görmekteler. Bu olacak iş mi? Ne yazık ki terör örgütleri FETÖ ve PKK’nın bu kitle üzerindeki siyasal etkisi, insanları yaşadıkları ülkeye, ortama, insanlara, kendi yaşamsal gerçeklerine yabancılaştırdı.
Türkiye’de devlet var. Devletin güvenlik güçleri var.
Güvenlik güçlerinin yetki ve sorumlulukları yasalarla belli. Devletin yargı
organları var. Devletin anayasası ve yasaları var. Her şeyden öte devletimizin
tarihin derinliklerinden gelen yönetim gelenekleri var. İnsanları yalan yanlış
yorumlarla kamplaştırıp kışkırtmak ülkemize yarar getirir mi? Üstelik bu
kitleye sorsanız Atatürkçü olduklarını söylerler. Ancak Atatürk’ün kurduğu Türk
Devletini zerre kadar tanımamaktalar. Erdoğan seçimi yitirdiğinde gereğini
yapıp evine döner tıpkı İstanbul, Ankara, Antalya belediye başkanları gibi.
Kışkırtmaların asıl amacı, Kılıçdaroğlu’nun seçimi yitirmesi
durumunda hile yapıldığını, oyların çalındığını ileri sürerek halkı sokağa
çıkarmaya çalışacak olan ABD, AB, PKK ve FETÖ’nün isyan hareketine zemin hazırlamak.
Sağduyulu yurtseverlerin, hele de Atatürkçüyüm diyen yurttaşlarımızın böyle bir
kışkırtmaya uymayacaklarını biliyorum. Çünkü ülke, devlet bizim. Bizim olanı
yakıp yıkmayı düşünen, ancak düşman güçleri olur. Düşmanın yanında yer alan da
Damat Feritler gibi tarihin çöplüğünde kendilerine yer bulur.
Adil Hacıömeroğlu
10
Mayıs 2023
Batı basını, ciddi anket şirketleri ve seçime dört gün kala Kılıçdaroğlu'nda arz-ı endam eden milliyetçi tavra bakınca seçimi Kılıçdaroğlu'nun kazanamayacağı görülmektedir. Lakin öyle bir medya operasyonu yürütüldü ki, seçimin kesin ve mutlak galibinin Millet ittifakı olduğu, bunun dışındaki bütün söylemlerin hükümet tarafından propaganda edildiği algısı yerleştirildi. Hal böyle olunca mevcut muhalif kitle kulaklarını bizim seçim sonucuyla ilgili düşüncemize tıkadı. Ama tıkayış keşke bununla kalsaydı. Aynı kitle PKK'nın söylemlerine, Batılı emperyalistlerin söylemine, FETÖ'cülerin söylemine de kulaklarını kapadı. Foreign Policy'nin, The Economist'in kapağına da gözlerini kapadılar. Seçimden önce bu zihin tutulmasının geçmeyeceği belli, ama dileyelim aynı muhalif kitle seçimden sonra ülkesine zarar verecek hareketlerde bulunmasın.
YanıtlaSilMakale baştan aşağı içimden geçenlerle dolu. CHP'ye bel bağlayan Kandil sevicileri seçimden sonra yargıya hesap verecektir.10 Mayıs ta Deniz Baykal'a yapılan kaset operasyonu keza aynı şekilde Muharrem İnce'ye de denenmiştir. Sayın İNCE' nin alnı ak, göğsü gergindir Terörü lanetlemeyen bu M.İ ittifakı gereken cevabı sandıkta alacaktır. Umarım bu TERÖR sevici muhalefetinden de kurtuluruz.
YanıtlaSil