Yunanlılar, 12 Haziran 1919’da İzmir’in tarih ve doğa varsılı
ilçesi Bergama’yı işgal ettiler. İşgalci askerlerin çoğu, yerli Rumlardandı.
Türk ordusu müfrezeleri ve Kuvayı Milliyecilerce ortak
yapılan bir saldırıyla Bergama, 15 Haziran 1919’da Türklerce kurtarılır. 400
kişilik Yunan taburu imha edilir.
Yunan işgal güçleri, yeniden harekete geçer daha kalabalık ve
güçlü olarak. Milli güçler, ilçeyi boşaltır 19 Haziran 1919’da. Bir gün sonra
Bergama yeniden işgal edilir. Bu sırada işgalciler bazı köyleri, tarlaları,
çiftlikleri yakar. Hasadın yaklaştığı bir dönemde bu yakma işi halkı aç bırakıp
yıldırmak içindir. 12 Temmuz 1919’da ilçenin batısındaki Muhacir Mahallesi de
yakılır.
İşgalciler, hükümet dairelerindeki bütün evrak, defter ve
eşyaları yağmalayıp tahrip eder. Yağmaladıkları Türklere ait dükkanların
malların bir kısmını Rumlara dağıtıp bir bölümünü de Midilli’ye götürürler.
Yağmalamaya bazı Ermeni ve Yahudiler de katılır.
İşgalciler, Ermeni ve Yahudileri kilse ve havralara topladılar.
Korumasız kalan evler, Rumlarca yağma edildi.
“Bergama’da vuku bulan Yunan mezalimini tahkik etmek üzere 21
Haziran 1919 tarihinde gelen Ayvalık İngiliz Temsilcisi Yüzbaşı Hatkinson
incelemelerde bulunmuştur.
Tahkikat sırasında, Çamköylü Muhtaroğlu Ömer Lütfi Efendi,
Bergama’nın Çamköy, Kırklar, Tepelti, Kolarga, Babaköy, Hamzalı köylerinin Yunanlılar
tarafından yakıldığını ve birçok kadın ve kızın ırzına tecavüz edildiğini ve
öldürüldüğünü söylemiştir. Bergamalı Ali Ağazade Mehmet Efendi’nin oğlu Mithat
Efendi Korfallı Köyü civarındaki zeytinliği Yunanlılar tarafından yakıldığını,
ayrıca Korfallı ve Eğriköy’ün tamamen yanmış olduğunu gördüğünü ifade etmiştir.
(Mustafa Turan, Yunan Mezalimi İzmir, Aydın, Manisa, Denizli 1919-1923, Atatürk
Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara-2018, 4.Baskı, sf. 121)”
Bergama bağları arasında iki Türk kadın ile bir erkek
öldürüldü. Ayrıca parçalanmış bir ceset bulundu.
Karcı Mehmetoğlu Hulusi, işgal Komutanlığına götürüldü. Orada
başı kesilerek ve gözleri oyularak Yunan askerlerince öldürüldü.
“Bergama’nın ikinci işgalinde Yunan askerleri, kaçamayıp
evlerinde kalmış olan Caferoğlu Veli, Kestellili Mehmet, İbrahim Musluoğlu
Hayrettin, Nalıncı Molla Usta, Kozoğlu Mustafa, Ali, Hacı İlyas Mahallesi’nden
Katırcı Mehmet’i öldürmüşlerdir. Yunan askerleri, Bergama Telgraf Müdürü Alim
Efendi ile muhabere memurunu ağırca yaralamışlar. Emir Sultan Camii İmamı Hafız
Mehmet Efendi’yi öldürmüşlerdir. Bir şahsın evlatlığı bir kızın ırzına tecavüz
ettikten sonra gövdesini ikiye ayırarak öldürmüşlerdir. Yeni Camii Hatibi Halit
Efendi’nin annesi ile diğer bir ihtiyar kadına ateş etmişler, ihtiyar kadın
ölmüş, Halit Efendi’nin annesi de yaralanmıştır. Kendilerini de ölü sanıp bırakıp
gitmişlerdir.
Tahkikat için gelen Fransız subaylarını, Soma’dan Bergama’ya
arabasıyla getiren arabacı Mehmet Pehlivan’ı Bergama’dan dönerken
öldürmüşlerdir. Tahsildar Halil oğlu Mehmet’i zorla Zağnos’a götürüp öldürmüşlerdir.
Hatipzade Mustafa’nın sakalını yolarak işkencede bulunmuşlardır. Hacı İlyas Mahallesi’nden
Derinceli Ali Mollaoğlu İbrahim’i evinde, Manisalı Hafız Hoca’yı Fransız Heyeti’ne
Yunan mezalimi hakkında şikâyette bulunduğu için Kulaksız Camii’nde öldürmüşlerdir.
İplikçi Mahallesi’nden on yaşında bir kızın ırzına tecavüz ettikten sonra
öldürmüşlerdir. Doğancı Mahallesi’nden Eminoğlu’nu, Sindelli Köyü’nden Çevik
Alioğlu Hüseyin ve Ahmet Çavuşoğlu Süleyman’ın gözlerini oyarak tırnaklarını
söktükten sonra öldürmüşlerdir. Yunanlılar, Molla Hüseyinzade Süleyman Ağa’yı
Hükümet Konağı önünde kurşuna dizmişlerdir.
Yunan askerleri, Bergama’nın Cumalı Köyü’nden Emine’yi,
bacaklarını ayırarak, karnını yarmak ve kafasını ezmek suretiyle vahşice
öldürmüşlerdir. Aynı köyden ihtiyar bir kadını da süngü ve kurşunla
öldürmüşlerdir.
Doğancı Köyü’nden İdris Efendi ile iki kişiyi iki gün
hapsettikten sonra el ve ayaklarını kesmek, gözlerini çıkarmak suretiyle
öldürmüşlerdir. Aynı köyden Hacı Mehmet Ali’yi de öldürmüşlerdir.
Yunan askerleri, Ayazment’te eşraftan Çobanzade Mehmet,
damadı Talat ve Mehmet ağaları öldürmüşlerdir. 500 kadar koyunu da götürmüşlerdir.
Ayazment’i yağmalayan Yunanlılar halktan bazı kimseleri götürdükleri gibi bazı
kadın ve kızların ırzlarına da tecavüzde bulunmuşlardır. Ayazment’in Salihler Köyü’nde
de pek çok kimseyi öldürmüşler, köyün koyunlarını Dikili’ye götürmüşlerdir.
Ayazment’in Muhacir Mahallesi’ni tamamen yakmışlardır. Yangından kaçamayan pek
çok kişi de yanarak ölmüştür.
Yunan askerleri, Bergama bağları arasında iki genç kadına,
Bahçetepe mevkiinde de üç kıza tecavüz etmişlerdir. Bergama’nın Sarıcalar Köyü’nden
iki kadının ırzlarına tecavüz etmişlerdir. Turanlı Nahiyesi’nde bir kızı
kaçırmışlardır. Kınık’ta kadın ve kızların ırzlarına tecavüzde bulunmuşlardır.
Yunan askerleri, Kınık’ta iki Türk’ü kurşuna dizerek
öldürmüşlerdir.
Cumalı Köyü’nde İsmail adında bir şahıs diri diri yakılmış,
birçok Türk de öldürülmüştür. (Aynı yapıt, 122-123)” Sayfalarca uzayıp gitmekte
Yunan mezalimi. Yaklaşık yüz bin koyunu, Midilli’ye götürdüler.
İşgalci Yunan askerlerinin öldürme olayları, işkencelerle
dolu. Buraya aldıklarımız yalnızca işgalin ilk günlerinden. Üş yılı aşkın bu
öldürme, işkence, tecavüz, yakıp yıkma, soygun, insanın usuna gelmeyecek
öldürme biçimleri sürdü. Ne yazık ki bütün bu olanlara karşın Padişah ve
İstanbul hükümeti, işgalcilere karşı konmamasını, direnilmemesini, özellikle de
Atatürk önderliğindeki kurtuluş mücadelesine katılınmamasını öğütlemekteydiler.
Yine bunlar olurken Anadolu’ya sırtını dönen, gözlerini kapayan, kulaklarını
tıkayan bir padişah ve hükümet vardı İstanbul’da.
26 Ağustos 1922 sabahı patlayan Türk toplarıyla başlayan
saldırımız, dört yüz kilometreyi aşkın bir uzaklığı dağ tepe, sıcak, açlık,
yorgunluk, susuzluk demeden on beş günde aşıp gitti. Bu, bir atletizm dünya
rekoru sayılabilir. Askerimize bu çevikliği, hızı, hırsı, savaşma gücünü veren
iliklerine işlemiş yurt ve yurttaş sevgisiydi.
Atatürk, 19 Mayıs’tan başlayarak önce ulusumuzu inandırdı
kurtuluşa. Sonrasında ordumuzu oluşturdu halkın çocuklarıyla. İşte, bu inanç ve
iman onu 9 Eylül’de başarıya götürdü.
Adil
Hacıömeroğlu
12
Haziran 2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder